10 Şubat 2015 Salı

SA1150/TG95: "Çocuğunuz Bir Terörist mi?"

"Her ne kadar Beyaz Saray tarafından Şiddet içeren Aşırılıkçılıkla Mücadele’nin hiçbir özel gruba yönelik olmadığı noktasında ısrar edilse de, Ulusal Terörle Mücadele Merkezi tarafından hazırlanan rehberde sadece Müslüman toplumdan elde edilen örnekler yer alıyor."

ABD Hükümetinin Aşırılıkçılık Riski Taşıyan Ailelere Yönelik Araştırması
-Is your chıld a terrorıst? U.s. government questıonnaıre rates famılıes at rısk for extremısm-

Siz, aileniz veya içinde bulunduğunuz topluluk aşırılıkçı görüşlere sahip olma tehdidi altında mısınız? 

The Intercept tarafından ele geçirilen gizli bir belgeye göre, Ulusal Terörle Mücadele Merkezi tarafından gerçekleştirilen bir ölçüm sisteminin en önemli amacı bu riski belirlemek.

Ele geçirilen belge -ve ölçüm sistemi- Şiddet içeren Aşırılıkçıkla Mücadele için geliştirilen daha geniş kapsamlı bir stratejinin parçası. Bu stratejiye bağlı olarak yerel toplum ve dini liderlerden kanun güçleri ve diğer hükümet kurumları ile işbirliği yapması isteniyor. Beyaz Saray bu yaklaşımı dünya çapındaki terör saldırılarına karşı verilen yanıtın çıkış noktası haline getirmiş bulunuyor. Paris’te gerçekleşen saldırıların ardından, bu kapsamda 18 Şubat tarihinde Şiddet içeren Aşırılıkçıkla Mücadele için uluslararası bir zirve gerçekleştirilecek.

Mayıs 2014 tarihini ve  “Şiddet içeren Aşırılıkçılıkla Mücadele: Uygulayıcılar ve Uzmanlar için Rehber” adını taşıyan, 36 sayfalık bir dokümanın (1) parçası olan ölçüm sistemine göre; polis, sosyal hizmet uzmanları ve eğitimciler, belirli kategorilerde 1 ve 5 arasında yapacakları puanlama ile değerlendirme yapacaklar. Bu kategoriler şu şekilde sıralanıyor: “Ümitsizlik ve Anlamsızlık içerikli ifadeler”, “Kendine veya başkalarına zarar verme hakkında konuşma” ve “Grup kimliğine bağlı olma (Irk, Milliyet, Din, Etnik köken)”. 

Risk ve Dirençlilik Faktörleri ile ilgili değerlendirme Tablosu

Bu ölçüm sistemine göre hükümet yetkililerinin, üzerinde ölçüm yapılan şahsın radikal şiddete eğilim riskini ve aşırılıkçı ideolojiye sahip olma ihtimali bulunan aile ve toplulukları belirlemesi amaçlanıyor.

Ailelerin değerlendirilmesinde etkili olan faktörler şöyle: “Aile üyelerinin yaptıkları faaliyetler konusunda birbirinden haberdar olması veya olmaması”, bunun yanında “Aile ve çocuk(lar) arasındaki bağ” ve bu bağın seviyesi. Toplulukların değerlendirilmesinde ise, sağlık hizmetlerine ve sosyal hizmetlere erişim ve “ideolog veya işverenlerinin mevcudiyeti” risk faktörü olarak dikkate alınıyor.

Dokümana göre, bu kategorilerin herhangi birinden çıkacak olan düşük puan “şiddet içeren aşırılıkçılığa dâhil olma şüphesi ”ne yönelik yüksek risk göstergesi olarak kabul ediliyor. Rehberi kullanacak kişilerden, elde ettikleri sonuçları bir grafiğe yerleştirmeleri ve buna göre radikalleşme sürecini gerçekleşmeden önce durdurmak için ne gibi “müdahaleler” yapılabileceğini belirlemeleri isteniyor. 

Eski bir FBI ajanı olan Mike German konu hakkında şöyle diyor: “Federal hükümetin polis, öğretmenler ve sosyal güvenlik uzmanlarından; toplulukları, şahısları ve aileleri terörist olma potansiyellerine göre değerlendirmelerini istemesi tamamen nefret uyandırıcı bir durumdur.”

German ifadesinin devamında ölçüm sistemi için kullanılan kriterlerin “öznel ve şüpheli” olduğunu vurguluyor.

New York Üniversitesi’nden Profesör Arun Kundnani, rehberde belirtildiği şekilde toplulukların kaydedilmesinin, “polislikle alakası olmayan kişilerin Müslüman topluma şüpheli gözüyle bakmasına ve onları suçla gerçek bağlantısı bulunmayan davranışlar nedeniyle sınıflandırmasına sebep olacağını” ifade ediyor. 


Risk ve Dirençlilik Faktörleri ile ilgili değerlendirme Tablosu

Kundnani ayrıca ölçüm sisteminin dayandığı bilimsel gerçekliği de sorgulayarak: “Terörizmin;  aile, kimlik ve duygusal iyi olma hali gibi faktörlerle doğrudan bağlantılı olabileceği fikrini destekleyecek herhangi bir kanıt bulunmamaktadır” diyor. 

Rehberde ayrıca Şiddet içerikli Aşırılıkçılıkla Mücadele programlarından kaynaklanacak etkilerin “ölçülmesinin kolay olmadığı” belirtilmiş. 

Terörist olma riskini taşıdığı farz edilen gençlerin belirlenmesi için sadece ABD hükümeti çalışma gerçekleştirmiyor. Fransa hükümeti yakın zamanda geniş bir kesim tarafından dalga geçilen bir grafik çalışması yayınladı. Çalışmada yer alan radikalleşme ile ilgili sözde uyarılar ile şiddet içeren aşırılıkçılık eğilimi ve yanlış diyet ve hayat tarzı değişimleri bağlantısına dikkat çekiliyordu. (Beyaz Saray terörle mücadele danışmanı Lisa Monaco geçen Nisan ayında yapmış olduğu açıklamalarda, aileleri ve toplumu, çocuklarda ortaya çıkabilecek “ani kişilik değişimleri ve agresifleşme” işaretlerine dikkat etmeleri noktasında uyarıyordu. (2))

İngiltere hükümeti tarafından ise okul öncesi çocuklara yönelik radikalleşme işaretlerinin izlenmesi yönünde bir plan ortaya kondu (3) ve Charlie Hebdo saldırılarının ardından Fransa’da sekiz yaşındaki küçük çocuklar tutuklanarak, polis tarafından radikal görüşlere sahip olup olmadıkları yönünde sorgulandı.

Uzmanlar; insanların, özellikle de gençlerin, hayatlarına kanuni yöntemlerle veya diğer hükümet kurumları aracılığıyla gerçekleştirilecek müdahalenin, sadece ve sadece ifade ettikleri görüşlere bakılarak yapılmasının, sahip oldukları anayasa ile korunmuş haklarını potansiyel olarak yasa dışı gibi değerlendirmek anlamına geleceğini ifade ediyor. 

Ayrıca bazı kanuni toplumsal sosyal yardım uygulamaları sırasında yetkinin aşılarak istihbarat toplandığı The Intercept tarafından daha önce rapor edilmişti (4).

Dokümanın büyük bir bölümü radikalleşme tehdidi ile alakalı daha önceki çeşitli yaklaşımlar tarafından oluşturulan literatürün yeniden değerlendirilmesi sonucunda ortaya çıkmış. Verilen örnekler arasında Lewiston, Maine’de uygulanan toplum destekli polislik programı ve Suudi Arabistan’ın, Guantanamo tutklularını da kapsayan,  eski cihatçılara yönelik rehabilitasyon programı bulunuyor.  

Her ne kadar Beyaz Saray tarafından Şiddet içeren Aşırılıkçılıkla Mücadele’nin hiçbir özel gruba yönelik olmadığı noktasında ısrar edilse de, Ulusal Terörle Mücadele Merkezi tarafından hazırlanan rehberde sadece Müslüman toplumdan elde edilen örnekler yer alıyor.

Profesör Kudnani: “Pratik anlamda bunun çoğunlukla sadece Müslüman toplum üzerinde uygulanacağı açıktır” diyor.

Ulusal Terörle Mücadele Merkezi halkla ilişkiler yetkilisi, araştırmada kullanılan ölçüm sistemi ve yöntemle ilgili soruları veya dokümanın neden “Sadece Resmi Kullanım İçin” işaretini taşıdığıyla alakalı soruları cevapsız bırakmıştır. 

MURTAZA HUSSAIN, CORA CURRIER, AND JANA WINTER-09.02.2015


Tamer Güner, 10.02.2015, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Çeviri 




Makalenin orijinali
https://firstlook.org/theintercept/2015/02/09/government-develops-questionnaire-see-might-become-terrorist/


 Linkler:

(1) https://www.documentcloud.org/documents/1657824-cve-guide.html
(2) http://www.whitehouse.gov/the-press-office/2014/04/16/remarks-assistant-president-homeland-security-and-counterterrorism-lisa-
(3) http://www.thedailybeast.com/articles/2015/01/07/britain-may-spy-on-preschoolers-searching-for-potential-jihadis.html
(4) https://firstlook.org/theintercept/2015/01/21/spies-among-us-community-outreach-programs-muslims-blur-lines-outreach-intelligence/



Seçkin Deniz Twitter Akışı