1 Ocak 2014 Çarşamba

SA514/ÂA26: El Kaide Pentagon’un Hizmetinde

“Bütün agresif politikaların uygulayıcısı olarak El Kaide, tamamen pentagonun hizmetinde ABD’nin küresel liderliğini sürdürmek için çalışıyor.”



2013’ün son gününde, iki haber; biri Güney Sudan’dan, diğeri Suriye’den. Güney Sudan’dan gelen barış haberi, isyancı ‘Beyaz Ordu’nun lideri Riek Machar ile rakibi Cumhurbaşkanı Salva Kiir'in komşuları Uganda, ABD ve Avrupalı  ülkeler tarafından barış görüşmelerine mecbur bırakıldığını, Suriye’den gelen haber ise katil Esed ve müttefikleri ile savaşan Ahrar Eşşam’ın etkin komutanlarından Dr. Edu Rayan (Hüseyin Süleyman)’ın Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) tarafından kaçırılıp işkence ile öldürüldüğünü anlatıyordu.

Güney Sudan'da son iki haftadır süren çatışmalarda en az 1000 kişi öldü. Obama, “Barış, beraberlik ve halklarının daha iyi geleceği için ülkedeki liderlerin, cesaret ve liderlik gösterme zamanı” diyerek asker gönderdi. BM Genel Sekreteri, toplamda 12500 asker göndererek savaşın bir an önce sona ermesi için çaba sarf etti. En son Uganda, barış görüşmeleri olumlu sonuçlanmazsa askerî müdahalede bulunacağını açıkladı.

Güney Sudan, çok değerli yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle nüfusunun büyük çoğunluğu Hıristiyan olan bir ülke(sadece yüzde 18'i Müslüman). 22 yıl süren iç savaştan sonra 2011’de Müslüman Kuzey’den ayrılarak bağımsız oldu... Ülke ekonomisinin yüzde 98,7'si petrole dayalı.  Bağımsızlıktan sonra Batılı yatırımcıların da gözdesi haline gelen Güney Sudan, "dünyanın en hızlı gelişen ülkesi". Park ve çayırlık-ormanlık alanlarında sayısız kuş çeşidiyle birlikte, Afrika'ya özgü antilop, aslan, manda, fil, maymun, zebra ve zürafaların yoğun popülasyonu ve göç alanı var. Yani; her şey Sudan’ı parçalayan Batı’nın istediği gibi. Ve doğal olarak da orada savaş olması istenmiyor.


Suriye, ne komşusu Türkiye tarafından müdahale tehdidiyle barışa zorlanabiliyor, ne de Obama’nın liderlik gösterisine mazhar olabiliyor. BM’nın Esed’e verdiği siyasî ve lojistik destek iç savaşı uzattıkça uzatıyor. Üç yıla yaklaşan iç savaşta 150 bine yakın masum insan öldü ve milyonlarca Suriyeli ülkesini terk etmiş durumda. Ülkede kalanlar da açlıktan ve soğuktan birer birer ölüyorlar. Şam’ın bir bölgesinde savaşan taraflar sırf gıda temini için birkaç günlüğüne ateşkes ilan edebiliyorlar.

Suriye, harabeye dönen şehirleri ve yok edilen Müslüman halkıyla birlikte İsrail’in, İran’ın, Arabistan’ın ve Körfez Emirliklerinin ve onların büyük işbirlikçileri olan Batı’nın ve BMGK’nun istediği gibi. İnsanlık bütün kirlerini kuşanmış bir halde, bütün alçaklığı ile insanların ölümünü hazırlıyor ve seyrediyor.

Şu saniyelerde, milyarlarca insan 2014’ün gelişini kutluyor, seks, uyuşturucu, içki ve ahlaksız dans partileriyle. Müslümanlar ise dünyanın her yerinde ölmeye, öldürülmeye devam ediyor. Nedense El Kaide denen taşeron katiller sürüsü, sadece Müslüman ülkelerde Müslüman öldürmekle meşgul. Güney Sudan’da El Kaide yok; Çünkü bunu ABD, İsrail, İngiltere, Fransa, Almanya, Arabistan, İran ve Körfez ülkeleri istemiyor. CIA, MOSSAD, MI5, BND gibi cellatlar El Kaide ve işbirlikçilerine Müslüman olmayan ülkelerde ‘iş’ vermiyor.

Dubai milyon dolarlık Noel çamlarıyla, havai fişeklerle süslenirken, ruhları altın kaplamalı bu beyinsizlerin soydaşları açlık ve soğuktan ölmek üzere, dindaşları ise aşağılanmakla meşgul. El Kaide’nin Arabistan’la bir sorunu yok, Katar ve BAE ile de. El Kaide, ABD ve diğer katil müttefiklerinin dilediği ülkelerde, bir saldırı nedeni üretmek, kaos ortamı oluşturmak ve Müslümanları hiziplere ayırarak birbirine öldürtmek gibi çok ‘yüce’ değerlere hizmet ediyor. Libya’da, sürekli kaos hâlini koruyan El Kaide, Libya’nın  katil Batı’nın müdahalelerine açık kalmasını sağlıyor; diğer Müslüman ülkelerde yaptığı gibi, Mısır’da da resmi binalara saldırıda bulunuyor, İhvan-ı Müslimin’i darbecilere karşı zan altında bırakarak iç savaşın başlangıç değerlerini üretiyor.

El Kaide, geçmişte ABD ve müttefiklerinin Afganistan’a saldırmasına hizmet etti, Pakistan’ı şerefsizliğin, zilletin dibinde süründürttü; ABD ve müttefiklerinin, iki milyon insanın ölümünü sağladıktan sonra, Irak’ta sağ kalanların birbirini öldürmesi için kendisine verdiği görevleri yerine getirdi; her gün bombalar patlatarak şii-sünni Müslümanları öldürüyor. Bir süredir de Suriye’de kendisine verilen muhalifleri parçalama ve öldürme görevini fiilen yerine getiriyor. Bu kez maşa adı IŞİD olarak, katiller sürüsünü Esed’le işbirliği halinde özgürlükleri için savaşanların üstüne sürüyor. Onları kaçırıyor ve tarihin en aşağılık işkenceleriyle öldürüyor.

Bugün Müslüman dünya El Kaide denen aşağılık bir yapının taşeronluğu ile kan gölüne dönmüş durumda. Egemen katiller ise, El Kaide denen bu katiller sürüsünü, yükselişini sürdüren Türkiye ile ilişkilendirmek için çırpınıyorlar.

El Kaide’nin yeni görev tanımı Türkiye’nin yükselişine mani olmak. ÖSO’yu silahlandıran Batı, iç savaş özgürlükçülerin zaferiyle sonuçlanmaya çok yakınken, silah desteğini kesti, her türlü desteği veren Türkiye’yi medyada linç ettikten sonra, El Kaide’yi operasyon sahasına sürdü ve ÖSO’ya verilen desteği El Kaide’ye verilen destek olarak lanse etti.

31 Aralık 2013’te Türkiye’de oluşturulan aşağılık tablo şu:  17Aralık operasyonundan sonra cemaatin bazı yazarları Erdoğan’ı El Kaide’ye destek veren bir lider olarak jurnallemeye kalkarak, BDP’li, Ergenekoncu akım ve İrancı perspektif sahiplerince aynı çizgiye geldiklerini gösteriyorlar. 17 Aralık operasyonu da Erdoğan’ı içeriden çökertmeye çalışanların yargı-emniyet darbesi olarak tanımlanıyor.

ABD Ankara Elçisi Ricciardone’nin bir İmparatorluk olarak gördüğü Türkiye’nin çöküşünü hazırlamak için çok büyük çabalar sarf ettiği bu günlerde, Allah Müslümanları en şiddetli sınamalardan geçiriyor. Gülen cemaati bu sınamada ihanetle damgalandı. Arap yarımadasının İhvan, Hamas ve ÖSO hariç bütün unsurları ‘alçaklık’ta zirveye ulaştı. İran, tarihinin en dip noktalarında yaşamadığı siyasî ahlaksızlığı yaşamayı tercih etti; nükleer namusunu İsrail’e sattı.

Bütün agresif politikaların uygulayıcısı olarak El Kaide, tamamen pentagonun hizmetinde ABD’nin küresel liderliğini sürdürmek için çalışıyor; Türkiye’nin liderini ve ÖSO’nun kahramanlarını yıpratmak için elinden gelen her şeyi yapıyor ve Güney Sudan’da ya da  Washington’da, Londra’da, Berlin’de, Paris’te, Tahran’da, Şam’da, Dubai’de, Riyad’da, Amman’da ve Telaviv’de El Kaide yok. Usame Bin Ladin öldürüldü, ama El Kaide yaşamaya, yaşatılmaya devam ediyor.

Suriye’de de Güney Sudan gibi Hıristiyan yok, petrol yok, doğal zenginlikler yok; olanların hiçbiri de Batılıların eline geçecek nitelikte değil. Müslümanlar yoksul Suriye’de ölmeye devam ediyor.

Türkiye tarihi değiştirecek adımlar atmaktan vazgeçmiyor, Erdoğan sarsılsa da  büyük yürüyüşünü değiştirmiyor.



Âkil Ağazâde, Sonsuz Ark, 31.12.2013


Âkil Ağazâde Yazıları



Not: 


1- 

 IŞİD'de İsrail yapımı silahlar

11 Mayıs 2014 11:52 (Son güncelleme 11 Mayıs 2014 11:59)

Irak parlamentosu Güvenlik ve Savunma Komisyonu Başkan Yardımcısı Vetut, İsrail'i, IŞİD'e silah vermekle suçladı ve IŞİD'in kullandığı İsrail yapımı silahlara ulaşıldığını ,, İsrail'i, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı terör örgütüne silah vermekle suçlayarak, IŞİD'den ele geçirilen bazı silahların İsrail yapımı olduğunun tespit edildiğini söyledi. 

AA muhabirine konuşan Vetut, Irak'ın İsrail'le hiçbir diplomatik ilişkisi bulunmadığını ve Filistin topraklarında kurulmuş bir İsrail devletini tanımadıklarını söyleyerek, "IŞİD Siyonist’tir. Irak'ı ve etkili Arap ülkelerini zayıflatmayı, İslam’ı yıkmayı hedeflemektedir" şeklinde konuştu. İsrail'i, Enbar vilayetinde devem eden çatışmalarda kullanması için IŞİD'e silah ve mühimmat vermekle suçlayan Vetut, "Irak ordusu, IŞİD'in kullandığı İsrail yapımı silahlara ulaştı" dedi. Irak'ın, silah kaçakçılığı için bir koridor ve bazı ülkeler için savaş alanı haline geldiğini dile getiren Vetut, "Bölgedeki etkin ülkelerin içişlerine karışması, IŞİD ve çevre ülkelerden desteklenen diğer örgütler için meydanı savaş alanına çevirdi" ifadesini kullandı.


Bölgesel destek ve İsrail'in desteğinin, Irak'ın güvenliğini büyük ölçüde etkilediğini kaydeden Vetut, Irak'taki savaşın Sünniler ve Şia arasında değil, Irak ordusu ve terörist örgütler arasında yaşandığına dikkati çekti.

Güvenlik ve Savunma Komisyonu Başkan Yardımcısı İskender Vetut, bölgedeki etkin ülkelerin Irak'ın güvenliğini sarsmak için terör örgütlerine yardım ettiğini sözlerine ekledi.


Muhabir: Aref Yousef - Adnan Casim
http://www.aa.com.tr/tr/manset/326219--isidde-israil-yapimi-silahlar 

2- 

Anadolu Ajansı  Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk: "Ulaştığımız bilgiler karşısında şok olduk. IŞİD'in üst düzey komutanlarından biri Esad'ın ordusunda generalmiş." 22.01.2014


http://www.haber10.com/haber/469665/#.Ut-kRBBajIV





Seçkin Deniz Twitter Akışı