20 Şubat 2023 Pazartesi

SA10052/SD2683: Daha Fazla Savaş Daha Fazla Enflasyon Demektir

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Clinton dönemi Beyaz Saray Ekonomik Danışmanlar Konseyi'nin uluslararası ilişkilerden sorumlu kıdemli ekonomisti, Uluslararası Para Fonu (IMF), ABD Merkez Bankası (FED) ve Dünya Bankası gibi küresel kuruluşlarda çalışmış, Atlas Capital Team'in Baş Ekonomisti, Roubini Macro Associates'in CEO'su, TheBoomBust.com'un kurucu ortağı, MegaThreats kitabının yazarı ve New York Üniversitesi Stern School of Business Emeritus Ekonomi Profesörü Nouriel Roubini'ye aittir ve Rusya-Ukrayna Savaşı dolayısıyla yükselen küresel enflasyona odaklanmaktadır.
Seçkin Deniz, 20.02.2023, Sonsuz Ark 

More War Means More Inflation

"Gelişmiş ekonomiler ve gelişmekte olan piyasalar giderek daha büyük mali açıklara, daha fazla borç parasallaştırmasına ve sürekli olarak daha yüksek enflasyona yol açacak gerekli "savaşlara" - bazıları gerçek, bazıları mecazi - girmektedir. Gelecek stagflasyonist olacak ve tek soru bunun ne kadar kötü olacağı."

Enflasyon 2022 yılı boyunca hem gelişmiş ekonomilerde hem de gelişmekte olan piyasalarda keskin bir şekilde yükseldi. Yapısal eğilimler, sorunun geçici olmaktan ziyade seküler olacağına işaret ediyor. Özellikle de birçok ülke, gelecekte daha da büyük mali açıklara, daha fazla borç parasallaştırmasına ve daha yüksek enflasyona yol açacak çeşitli "savaşlara" -bazıları gerçek, bazıları mecazi- girmiş durumda.

Dünya, Batı ile Çin, Rusya, İran, Kuzey Kore ve Pakistan gibi müttefik revizyonist güçler arasında tırmanan rekabetin zirveye taşıdığı bir tür "jeopolitik bunalım" dan geçiyor. Soğuk ve sıcak savaşlar artıyor. Rusya'nın Ukrayna'yı acımasızca işgali genişleyebilir ve NATO'yu da içine alabilir. İsrail - ve dolayısıyla ABD - nükleer silah sahibi bir devlet olmanın eşiğindeki İran ile çarpışma rotasında. Geniş anlamda Orta Doğu bir barut fıçısı. ABD ve Çin ise Asya'ya kimin hakim olacağı ve Tayvan'ın anakara ile zorla birleştirilip birleştirilmeyeceği konularında karşı karşıya.

Buna bağlı olarak, ABD, Avrupa ve NATO yeniden silahlanıyor; Orta Doğu ve Asya'daki hemen hemen herkes gibi, son on yılların en büyük askeri yığınağını yapan Japonya da dahil olmak üzere. Konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan silahlar (nükleer, siber, biyolojik ve kimyasal dahil) için daha yüksek düzeylerde harcama yapılması neredeyse kesin ve bu harcamalar kamu kesesine yük getirecek.

İklim değişikliğine karşı küresel savaş da hem kamu hem de özel sektör için pahalı olacaktır. İklim değişikliğinin azaltılması ve adaptasyonu önümüzdeki on yıllar boyunca her yıl trilyonlarca dolara mal olabilir ve tüm bu yatırımların büyümeyi arttıracağını düşünmek aptalca. Bir ülkenin fiziksel sermayesinin büyük bir kısmını yok eden gerçek bir savaştan sonra, bir yatırım dalgası elbette ekonomik bir genişleme sağlayabilir; ancak yine de ülke, zenginliğinin büyük bir kısmını kaybettiği için daha fakirdir. Aynı durum iklim yatırımları için de geçerlidir. Mevcut sermaye stokunun önemli bir kısmının, ya modası geçtiği için ya da iklim kaynaklı olaylar nedeniyle tahrip olduğu için değiştirilmesi gerekecektir.

Ayrıca şu anda gelecekteki pandemilere karşı maliyetli bir savaş yürütüyoruz. Bazıları iklim değişikliğiyle ilgili olan çeşitli nedenlerden dolayı, pandemiye dönüşme potansiyeli olan salgınlar daha sık görülecektir. Ülkeler ister önlemeye yatırım yapsınlar, ister gelecekteki sağlık krizleriyle olaydan sonra uğraşsınlar, sürekli olarak daha yüksek maliyetlere katlanacaklar ve bunlar toplumun yaşlanması ve kullandıkça öde sağlık sistemleri ve emeklilik planlarıyla ilgili artan yüke eklenecektir. Halihazırda, bu örtülü fonlanmamış borç yükünün, çoğu gelişmiş ekonominin açık kamu borcu seviyesine yakın olduğu tahmin edilmektedir.

Dahası, kendimizi giderek artan sayıda mavi ve beyaz yakalı mesleği tehdit eden küreselleşme ve otomasyonun (yapay zeka ve robotik dahil) birleşimi olan "globotik "in yıkıcı etkilerine karşı bir savaş verirken bulacağız. Hükümetler, temel gelir planları, büyük mali transferler veya büyük ölçüde genişletilmiş kamu hizmetleri yoluyla geride kalanlara yardım etmek için baskı altında olacaklar.

Otomasyon ekonomik büyümede bir artışa yol açsa bile bu maliyetler büyük olmaya devam edecektir. Örneğin, ayda 1.000 dolarlık yetersiz bir evrensel temel geliri desteklemek ABD'ye GSYH'sinin yaklaşık %20'sine mal olacaktır.

Son olarak, artan gelir ve servet eşitsizliğine karşı da acil (ve ilgili) bir savaş vermeliyiz. Aksi takdirde, gençleri ve birçok orta ve işçi sınıfı hane halkını etkileyen güçsüzlük, liberal demokrasi ve serbest piyasa kapitalizmine karşı bir tepkiye yol açmaya devam edecektir. Popülist rejimlerin iktidara gelmesini ve pervasız, sürdürülemez ekonomik politikalar izlemesini önlemek için liberal demokrasilerin sosyal güvenlik ağlarını güçlendirmek için bir servet harcaması gerekecek; birçoğunun zaten yaptığı gibi.

Bu beş "savaşla" mücadele etmek pahalıya mal olacak ve ekonomik ve siyasi faktörler hükümetlerin bunları daha yüksek vergilerle finanse etme kabiliyetini kısıtlayacaktır. Başta Avrupa olmak üzere gelişmiş ekonomilerin çoğunda vergi/GSYİH oranları zaten yüksektir ve vergi kaçırma, kaçınma ve arbitraj, yüksek gelir ve sermaye üzerindeki vergileri arttırma çabalarını daha da zorlaştıracaktır (bu tür önlemlerin lobicileri geçebileceği veya merkez sağ partilerin desteğini alabileceği varsayılırsa).

Dolayısıyla, bu gerekli savaşları yürütmek, vergi gelirlerinde orantılı bir artış olmaksızın, hükümet harcamalarını ve transferlerini GSYH'de oransal olarak arttıracaktır. Yapısal bütçe açıkları halihazırda olduğundan daha da büyüyecek, potansiyel olarak sürdürülemez borç oranlarına yol açacak, borçlanma maliyetlerini arttıracak ve ekonomik büyüme üzerinde bariz olumsuz etkileri olan borç krizleriyle sonuçlanacaktır.

Kendi para birimleriyle borçlanan ülkeler için en uygun seçenek, uzun vadeli sabit faizli nominal borcun reel değerini düşürmek için daha yüksek enflasyona izin vermek olacaktır. Bu yaklaşım, tasarruf sahiplerine ve alacaklılara karşı borçlular ve borçlular lehine bir sermaye vergisi işlevi görür ve finansal baskı, sermaye vergileri ve doğrudan temerrüt gibi tamamlayıcı, acımasız önlemlerle birleştirilebilir (yabancı para cinsinden borçlanan veya borçları büyük ölçüde kısa vadeli veya enflasyona endeksli olan ülkeler için). "Enflasyon vergisi" yasama ya da yürütme onayı gerektirmeyen ince ve sinsi bir vergilendirme şekli olduğundan, açıklar ve borçlar giderek sürdürülemez hale geldiğinde en az direnç gösteren varsayılan yoldur.

Öncelikle daha yüksek harcamalara, açıklara, borçların parasallaşmasına ve enflasyona yol açacak talep yönlü faktörlere odaklandım. Ancak bugünün stagflasyonist baskılarına katkıda bulunabilecek, durgunluk ve basamaklı borç krizleri riskini artırabilecek birçok orta vadeli olumsuz toplam arz şoku da var. Büyük Ilımlılık öldü ve gömüldü; Büyük Stagflasyonist Borç Krizi kapımızda.

Nouriel Roubini, New York, 30 Aralık 2022, Project Syndicate

(New York Üniversitesi Stern School of Business'ta Emeritus Ekonomi Profesörü olan Nouriel Roubini, Atlas Capital Team'in Baş Ekonomisti, Roubini Macro Associates'in CEO'su, TheBoomBust.com'un Kurucu Ortağı ve MegaThreats kitabının yazarıdır: Ten Dangerous Trends That Imperil Our Future, and How to Survive Them (Little, Brown and Company, 2022) adlı kitabın yazarıdır. Clinton Yönetimi sırasında Beyaz Saray'ın Ekonomik Danışmanlar Konseyi'nde uluslararası ilişkilerden sorumlu eski bir kıdemli ekonomisttir ve Uluslararası Para Fonu, ABD Merkez Bankası ve Dünya Bankası için çalışmıştır. Web sitesi NourielRoubini.com'dur ve NourielToday.com'un sunucusudur.)


Seçkin Deniz, 20.02.2023, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı