1 Ocak 2016 Cuma

SA2279/KY43-BRŞ6: Breaking the Silence - Sessizliği Kırmak: İsrailli Kadın Askerlerin İtirafları - İtiraf 30-31

“Bizimle gönül birliği bulunan, Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’te Eylül 2000 tarihinden itibaren görev yapmış askerlerin itiraflarını topluyor ve yayınlıyoruz.” 
Taciz, Yağma, Aşağılama, Dayak, İşkence, Özel Mülklere Verilen Zararlar…

“Bu, ayrıca var olan gerçekliği bildiği halde inkar eden inatçı çoğunluğa karşı da bir dik duruş. Bu, İsrail toplumuna ve liderlerine, çalışmalarımızın sonuçlarını değerlendirmek için acil bir çağrı.”


Kadın Askerlerin İtirafları – Women Soldiers’ Testimonies

İtiraf 30

Adı: *** | Rütbe: Teğmen | Birim: Hebron Bölgesel Tugayı/ Tıbbi Kolordu | Yer: Hebron

Zaten astım krizinden dolayı maviye dönmüş benzi ile Yetta’tan HQ Tugayı’na getirilen bir Filistinli bebek olayı vardı. Bunu iki kez yaşamıştı. Babası onu kontrol noktasından ulaştırmak istiyordu ancak izin verilmedi, ve işler gerçekten sıkı tutuluyordu. Sonuçta tekrar nefes alıyordu, iyiydi ve bu sefer de iyi olduğunu düşündü, onu kontol noktasından geçirmek istemedim, başıma iş açabilirdi. Sonra, artık çok geçti. Böyle şeyler..

Ne demek istiyorsunuz?

Gerçek bir olaydı. Sana gelen olay önemsiz bir şey olabilir, diğer yandan, hiçbir yere rapor edilmez, hatta aramızda kalır. Sadece şöyle bir rapor alırsın: Filanca saatte HQ Tugayı’na şiddetli astım krizi geçiren bir bebek ulaştı.

Aslında gerçekte ne oldu?

Baba Yatta’ya astım krizi geçiren çocuğuyla zaten iki kez gelmişti, kontrol noktasına ulaşmıştı, tekrar ve tekrar, askerler hastaneye geçmesine izin verip vermeyeceklerine karar verene kadar, oyalanmışlardı, çocuk nefes almaya başlamıştı, atağı atlatmıştı ve döndüler. İki kere. Üçüncü seferde, baba dedi ki..askerler babanın öfkesine dair konuştular, iyi mi? Babanın hatası. Kontrol noktaları yüzünden çocuğuyla birlikte gitmek istemedi. Yani çocuğun ölümü onun suçu.

Ve hiçbir soruşturma yoktu?

Asla. Benzer hikayeler klişeydi. Fakat başka bir hikaye vardı. HQ Tugayı’ndaki bazı memurlardan da duyduğum. Genç subaylar. Hebron’da dışarı çıkma yasağı ilan edilmişti, bir Filistinli geldi, olay esnasında ilk raporumuz oydu..

Şu an bana anlattığın hikaye, HQ savaş-odası’nda otururken gerçekleşti?

Evet. Daha sonra KiryatArba’da (Hebron’a bitişik bir yerleşim yeri) Gutnick Merkezi’nde (Magen David Adom’un videosu) onu tekrar duyar ya da görürsün. 4. Moked (Acil Tıbbi Müdahale Birimi). Orada doktorlarla. Saçma video çekimlerine bayılırlardı, özellikle bir Filistinli ile ilgiliyse. Bu olay esnasında, bölgede dışarı çıkma yasağı vardı. 

Bize bir rapor ulaştı: Bir Filistinli yaralandı, bacağından vurulmuş, açık ateş sonucuydu, karşılık vermedi, şüpheli durumdaydı, etrafta dolaşıyordu… dışarı çıkma yasağı esnasında vurulmuştu. Rapor buydu. Askeri bir ambulans gönderdik, adam yaralıydı. Daha sonra protez takılması için Jerusalem’da bir hastaneye taşındı. Daha sonra, ne kadar sonra bilmiyorum, kesinlikle birkaç gün sonra, Gutnick Merkezi’ne gittim. 

Öğle saatleriydi, iyi diyaloglarımız olan ve orada tanıştığımız bazı kimselerle konuşuyorduk. Birden bir video kameradan bize, vurulduktan sonra gördüğümüz o adamı gösterdiler. Onu vurduktan sonra ağır bir şoka girmiş olan asker onun yanı başında duruyordu. Hikaye neydi? 

Etraftaki insanlardan da duyduğum ve anlatılan iyi tanıdıkları bu Filistinlinin sarhoş olduğuydu. Etrafta her zaman dolanan adam, İbranice ve Arapça durması için uyarılmıştı, adamın aklı bir karış havadaydı (çünkü sarhoştu) ve uyarıları duymuyordu ve onu vurdular. Onu vuran asker orada duruyor, birkaç dakika vurduğu adama hayretle baktığını görebiliyorsun. Birkaç dakika sonra vurulan adama yaklaşıldı ve tedavi edildi. 

Sizi bilmem, ama bana kalırsa şey gibiydi.. Bize verilen direktiflere göre, hemen acele etmeli ve adamla ilgilenmelisin ve eğer bacağı kanıyorsa, bir turnike bağlarsın vb. Yani olumsuz bir örnekti. Etrafta kamerayla ayakta duruyorlardı ve şaka yapıyorlardı: Ona bak, fışkıran kana bak, şuna bak, buna bak…

Çekimi kim yapıyordu?

Çekilen görüntüler Kirbat Arba’daki Acil Müdahale Birimi’nde tutuldu. Bunu adama tıbbi müdahalede bulunması gerektiği halde onu videoya çeken oradaki doktorlardan birinden anladım.

Sığınmacı mı yoksa Ordu Hekimi mi?

Sığınmacı Hekim. Kiryat Arba’daki Moked 4’e sivil hekimler yerleştirilmişti.

Filistinlilere yardım edilmeyen tek olay mıydı bu hatırladığınız?

Video kameradan dolayı hatırladığım en belirgin olay bu görünüyor. Hafızama kazınmıştı. Başka bir çok olay vardı..bunlara daha küçük olaylar diyorum çünkü orada değildim ve onlara kendim tanık olmadım. Bir şeyleri not ediyorsun ve sonra hikayeyi kapıyorsun. Bu ve şu ve diğeri. Bir çok olay vardı orada.. 

H1 ve H2 arasındaki sınır-bölgesinde, Hebron’da, bir Filistinli vurulduğunda, prosedüre göre ilk iş Kızılay’ı çağırmaktı. Hatta bize bilgi verilmezdi. Kiryat Arba’daki hekimler -Hebron yardım etmek üzere Filistinlilere ulaşamaz- doğrudan onlar müdahale ederlerdi… 

Filistinli bir adamın yaralandığı bir olay vardı örneğin, Kızılay gecikmişti, ulaşmaları her zaman saatler alırdı ve ben moked 4 ile konuşuyordum, ve onlar “Asla!” dediler, “Başka bir yerde daha bir miting var ve sana bir ambulans gönderirsek ve orada bazı olaylar çıkarsa olaya müdahale etmek için kimse olmayacak ortalıkta. Deli misin?Biz oraya birilerini mi göndereceğiz? Bir Filistinli için mi?” 

Bundan dolayı rahatsız olmuştum ve daha uzaktaki bir ambülansı göndermek istedim. Ona onay almak için bazı bürokratik işlemler gerekiyordu. HQ Tugayı’ndan telefonlaşarak teyit alman gerekiyor, ve onlar da Bölge Komutanlığı’ndan onay almaları gerekiyor, bana sivil ambulansı alabilmem için yetki verilmesi gerekiyor. 

Sonunda kendi kurallarıma göre davrandım ve Tugay doktorunu devre dışı bırakarak oradaki tek yetkilinin benim olduğumu düşünerek görevli sağlık memuruna ben söyledim. Ona telefonda konuştum ve o bana bağırdı: “Asla! Bu tür olayları onaylamıyoruz." 

Böylece MDA Kiryat Arba’da etkinliğimi sürdürüp her şeye rağmen onları gönderdim, başka bir deyişle yalan söyledim onlara ve onaylandığını söyledim ve evet, durmayın, gidin o adamı alın dedim. Daha sonra bundan dolayı her kademedekilerden azar işittim. Bu bardağı taşıran son damlaydı, daha sonra beni orada daha fazla tutamazlardı.

Kim bağırdı sana?

Bölüğün sağlık memuru.

Yaralı bir Filistinli’nin ve Tüm Batı Şeria’da görevli olan sağlık görevlilerinin olayıydı bu?..

Bana unutmamı söyleyen. Kimin umurunda.. evet.. doğru..

Bir doktor mu?

Bir doktor.

***
İtiraf 31

Adı: *** | Rütbe: Baş Çavuş | Birim: Sınır Devriyesi | Yer: Sınır Bölgesi

Kadınların üst aramalarından mı sorumluydun?

Herkes. Demek istediğim, eğer üst aramalarsa söz konusu, o zaman elbette kadınlardır bu, ama çoğu zaman üst arama olmaz. Sadece kimliğiniz alınır ve bilgisayarda kontrol edilir.

Kimliği yanında olmayanların başına ne gelirdi?

Genellikle evlerine gönderilir.

Kadınlara taciz vakaları da var mıydı?

O da var.

Ne?

Tokat atma. Özellikle tokat atmalar.

Tokat, erkekler tarafından mı?

O da var. Orada kim var ise. Özellikle savaşçı kadın askerler atardı tokadı. Onlardan ikisi özellikle keyif alırdı itip kakalamayı. Fakat erkekler de, çekinmeden kadınları tokatlardı. Eğer çığlık atacak olsa kadınlar, “Kes çeneni!” diye diye devam ederlerdi tokat atmaya. 

Bu, orada rutin bir zorbalıktı. Ayrıca orada bunu yapmayanlar vardı, ama herkes bilirdi bu rutini. Belki birileri yapmadığını söyleyebilir. Bu durumda, acilen kontrol edilmeliydi, çünkü ya sağırdı ya da kör.

<<Önceki                 Sonraki>>


Birsen Şöhret, 01.01.2016, Sonsuz Ark, Konuk-Çevirmen Yazar, Çeviri


Çevirmenin Notu: Çevirideki kesik, kekremsi ifadeler, röportajlardan yazıya aktarılan orijinal metne sadık kalındığı için, olduğu gibi çevrilmiştir. 


Orijinal Metin:


Seçkin Deniz Twitter Akışı