28 Şubat 2015 Cumartesi

SA1186/TG100: Berlin Konferansı 1885: Afrika Berlin'de paylaşılıyor

"Afrika Araştırmalarında pek çoğumuz günümüz Afrika krizlerinin temelinin 1884/85 yıllarında gerçekleşen Berlin Konferansı’na dayanmakta olduğuna inanmaktayız."

Olyaemi Akinwumi/ Nijerya Nasarawa Devlet Üniversitesi

Reichskanzlei/Berlin 1885

130 years ago: carving up Africa in Berlin

Berlin’deki Reichskanzlei(*) duvarında asılı bulunan haritanın boyu beş metreydi. Harita üzerinde Afrika’nın nehirleri, gölleri, birkaç yer ismi ve pek çok sayıda beyaz nokta bulunuyordu. Üç aydan fazla süren görüşmelerin ardından 26 Şubat 1885 tarihinde Berlin Konferansı sona erdiğinde hiçbir Avrupalının ayak basmadığı Afrika üzerinde hala anlaşmaya varılamamış pek çok nokta vardı.  

13 Avrupa ülkesi, Amerika Birleşik Devletleri ve Osmanlı İmparatorluğu temsilcileri (Sonsuz Ark'ın Notu:  Osmanlı İmparatorluğu söz konusu konferans'ta Afrika'dan herhangi bir sömürge taksiminde pay alan bir sömürgeci devlet değildir), Alman Şansölyesi Otto von Bismarck’ın daveti üzerine ve Afrika’nın uluslararası kanunlara uygun olarak aralarında paylaşılması amacıyla Berlin’de bir araya gelmişti. Afrika’dan toplantıya davet edilen kimse bulunmuyordu.  

Berlin Konferansı’nın ardından Avrupalı güçler hızlı bir sömürgeleştirme dönemi başlattı. Etiyopya ve Liberya haricinde günümüz Afrika’sını oluşturan tüm devletler, toplantı sonrasındaki birkaç yıl içerisinde sömürgeci güçler arasında paylaşılmıştı. 

Enlem ve boylam çizgileri, nehirler ve dağ silsileleri kolonileri birbirinden ayıran sınır çizgilerini belirlemek üzere kullanıldı. Ya da bu iş için harita üzerinde bir cetvel yardımıyla düz çizgiler çizilmişti. 

Nijerya Nasarawa Devlet Üniversitesi’nden Olyaemi Akinwumi gibi pek çok tarihçi, Afrika’da gelecekte gerçekleşecek olan iç çatışmalar için bu konferansın bir eritme potası niteliği taşıdığını düşünmektedir.  

Akinwumi konu hakkında şöyle diyor: 

“Afrika Araştırmalarında pek çoğumuz günümüz Afrika krizlerinin temelinin 1884/85 yıllarında gerçekleşen Berlin Konferansı’na dayanmakta olduğuna inanmaktayız. Paylaşım, toplumun tarihi göz önüne alınmadan gerçekleştirilmiştir.”



Geleneksel sınırlar göz önüne alınmadı

Yeni sınırlar on adet etnik grubu kapsayan bölgeler dikkate alınarak çizildi. Ticaret yolları kesintiye uğradı, çünkü insanların kendi kolonisi dışındakilerle ticaret yapması yasaklanmıştı. Yapılan çalışmalar, yeni sınırlarla belirlenen toplumların sonraları iç savaş ve fakirliğe çok daha fazla maruz kalacağını ortaya koymuştur.

Akinwumi şöyle diyor: 

“Konferans, kıta üzerinde tamir edilemez bir hasara yol açmıştır. Günümüzde bazı ülkeler hala bunun acısını çekmektedir.”

Erfurt Üniversitesi’nde Afrika sömürge tarihi araştırmacısı olarak bulunan Michael Pesek, Kamerun gibi birçok ülkede Avrupalıların, ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yerel toplulukları ezdiğini ifade etmektedir. 

Pesek sözlerinin devamında tarihçilerin, sömürge sonrası Afrika’sında yer alan çatışmaların kökeninde Afrika sınırlarının yeniden ve keyfi olarak çizilmesini görmeye daha az meyilli olduğunu ifade ederek şöyle diyor: 

“İnsanlar, genellikle sadece kâğıt üstünde var olan sınırlara göre yaşamayı öğrenmişler. Sınırlar, Afrika’nın jeopolitik siyasi durumunu yorumlarken önemlidir ancak buralarda yaşayan insanlar için çok az anlam taşırlar.”



Pandora’nın Kutusu’nu yeniden açmaya korkmak

Afrika ülkeleri 1960’larda bağımsızlıklarını kazandılar, bu aşamada Afrikalı politikacılar sömürge sınırlarını değiştirebilirlerdi. Fakat bunu yapmaktan vazgeçtiler. 

Pesek bu durumu şöyle açıklıyor: 

“Politikacıların büyük bir bölümü 'eğer 1960'larda bunu yapmış olsaydık Pandora'nın Kutusunu açmış olurduk demiştir'.” 

Muhtemelen bu konuda haklıydılar. Afrika'da son 80 yıl içerisinde ortaya çıkan problemler göz önüne alındığında, ülkelerin kendi içinde sayısız çatışma yaşanırken, ülkeler arasında çatışmanın nadiren olduğu görülmektedir.

Afrika'daki çatışmalar incelendiğinde, sömürgeci gücün-Belçikalılar, Fransızlar, İngilizler veya Almanlar- belirli bir kara parçasını işgal etmesinden ziyade bu sömürgeci güçler tarafından kışkırtılan özel etnik gruplara aidiyetin, çatışmaların çıkmasında daha etkili olduğu görülmektedir.  

Pesek, etnik aidiyetin 19.yy'da günümüzdekinden çok daha açık ve esnek olduğunu ifade ediyor. 

Sömürge öncesi Ruanda'da Hutu ve Tutsi'ler sosyal gruplardı ve birinden diğerine geçiş mümkündü. 

Halkın arasına ayrılık tohumlarının ekilmesi sömürgecilik kuralıydı ki bunun sonuçlarından birisi de 1994'te gerçekleşen soykırımdır.


Afrikalı yöneticilerin ve halkların söz söyleme hakkı yoktu

Berlin Konferansı'nın 125. yıldönümü olan 2010 senesinde Berlin'de bulunan bir çok Afrika ülkesinin temsilcileri, sömürge döneminden kaynaklanan zararın telafi edilmesi çağrısında bulundu. 

Temsilciler yaptıkları bir açıklamayla, Afrika kanunlarının, kültürünün, egemenliğinin ve kurumlarının hiçe sayılarak, kıtanın Avrupalı güçler tarafından keyfi olarak bölünmesinin bir insanlık suçu olduğunu ifade ettiler. 

Ayrıca, tarihi alanlardaki anıtlar için maddi kaynak, kendilerinden çalınmış olan toprakların ve diğer kaynakların iadesi, kültürel hazinelerin sahiplerine geri verilmesi ve sömürgeciliğin ve sömürgecilik idaresi altında gerçekleşen suçların insanlığa karşı işlenmiş suçlar olduğunun tanınması talebinde bulundular. Fakat tüm bu talepler bir sonuç vermedi. 

Nijeryalı ve Alman tarihçiler bu duruma şaşırmamışlardı. 

Pesek şöyle diyor: 

“Köle ticareti ve yahudi soykırımından (Holocaust) kaynaklanan zararın tazmini için birçok konuşma yapıldı fakat Avrupalı sömürgeci güçlerin Afrika'da bulunduğu yüz yıl veya daha fazla süre içerisinde işlediği suçlardan çok az bahsedildi."

Olyaemi Akinwumi ise verilen bu zararların telafisi için herhangi bir şey yapılacağına inanmadığını ifade ediyor.



Tamer Güner, 28.02.2015, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Çeviri 


Çevirenin Notu:

(*) Reichskanzlei: Alman Şansölyesinin (Reichskanzler) görev yaptığı binanın geleneksel ismiydi. Günümüzde bu isim Kanzleramt olarak kullanılmaktadır.(wikipedia)



Makalenin Orijinali:
http://www.dw.de/130-years-ago-carving-up-africa-in-berlin/a-18278894


Seçkin Deniz Twitter Akışı