7 Kasım 2016 Pazartesi

SA3615/KY1-CÇ321: Kumpas/ Roman - Bölüm V-5

"Bu hekat ölümü, ölümleri kutlayan değil yaşamayı ve yaşatmayı seçenlerin hekatıdır. Bu hekat bir dirilişin sessiz çağıltısıdır."


Bölüm Beş
-5-

Bürosunun kapısı tıklatılınca düşüncelerden sıyrıldı Yunus Alkış. Kapı açıldı. Çaycı kapıdan içeri başını uzattı:

"Efendim çıkacağım da bir emriniz var mı diye baktım!" dedi.


"Teşekkür ederim." dedi Yunus. "Çıkabilirsin, zaten ben de çok durmayacağım, birazdan çıkarım."

Sözlerini bitirdiğinde cebindeki telefon titredi. Çaycıya çıkması için işaret etti Yunus. Adam çekilince telefonu çıkarıp kulağına götürdü. Telefondaki bir erkekti.

"Temizlik tamamdır. Kontrol edilip nihai temizliğin gerçekleştiği de teyit edildi."

Telefon kapandı.

Yunus Alkış derin bir soluk aldı. Sırtından tonlarca yük kalkmış gibiydi. Hemen Salih Çopur’un telefonunu tuşladı. Uzunca bir çaldırmadan sonra Adam telefonu soluk soluğa açtı.

"Evet!" dedi Salih.

Yunus:

"Echezatin ayehin.. Acil olduğu için aradım! Tamim yayına girmeden birinci sayfada sağ köşede yayınlanacak bir haberim var. Bir güvenlikçi saldırıya uğradı, olay yerinde öldü. Adını vermeyen bir üst güvenlik yetkilisi ilk bulguların olayın mafya içi bir hesaplaşma olduğunu söyledi." 

Yunus duvardaki saate baktı, "Umarım gazete baskıya verilmemiştir." dedi.

"Bir saatten önce verilmez müdürüm.. Haber dediğin gibi çıkar. Olay yeri fotoğrafı var mı? Gazeteden biri gitsin mi?"


"Elde fotoğraf yok, gazeteden biri gidebilir, birazdan olay emniyete intikal eder."


"Tamam, müdürüm, büyük geçmiş olsun!" 


Yunus telefonu kapayıp cebine koydu. Şimdilik bir pürüz yoktu. Tankut dışında. Acaba onu da bildirse miydi? Eğer olur da bir terslik olursa suçlanacak kişi emir verdiği insanlar olmayacaktı, Cevdet’i değil doğrudan kendini suçlayacaklardı ki, haksız da sayılmazlardı. Ne yapmalıydı? Koltuğundan kalktı. Kapıya doğru yürüdü. Vazgeçip geri döndü.

“Geç meç.. Fuat Bey’e durumu bildirmek lazım.” diye düşünde tekrar koltuğuna oturdu. Telefonunu çıkarıp Fuat Sansar’ın numarasını tuşladı. Telefon hemen açılmıştı.

“Celîşin heltıyşin!” dedi sustu. Fuat sakin bir sesle:

“Anlat dinliyorum!” karşılığını verdi. Yunus öksürür gibi yaptı, boğazını temizledi.

“Bugün bir örtü eylemi gerçekleşti. Yalnız örtü eylemine katılan bir yabancı..”

Fuat kızmıştı sanki, “Örtü eylemine bir yabancı niye gönderilir?” dedi.

“Efendim siz emretmiştiniz, bundan sonra tarikat işi için yapılacak eylemlerde müntesiplerden birinin yanına mutlaka bir yabancı verilsin diye.”

Telefonun öteki ucundaki sesin aldığı derin nefesi net bir biçimde duydu.

“Haklısın! Bana bu emri veren de Ümit Buzurg! Peki ne oldu yabancı temizlendi. Yapılan örtü eyleminden çok maktulün başına gelenlerin kuşkulu olduğundan hareketle soruşturmaya kalkıştı. Ve istihbarat biriminden biri ile görüştü olay saatlerinde. Ama ne kadarını anlattı onu bilemiyoruz. Uzun görüşme yapmamışlar. Sanırım yüz yüze görüşmeyi teklif etti karşıdaki.”

“Karşıdaki kim?”


“İstihbarattan Tankut Alsen.. temizlik mi isteyeyim, yoksa araştırayım mı karar veremedim.”


“Tamam ben ilgilenirim. Ne kadar konuşmuşlar o belli mi?”


“Bir dakika bile değil!”


“Ondan bir şey çıkmaz. Bir günde iki temizlik çok gelir. Ben kendisiyle yarın görüşür yoklarım. Hadi iyi geceler.. git dinlen!”

“Baş üstüne efendim. Hayırlı geceler!”

“Sana da!” 

Yunus bu kere rahatlamış bir halde koltuğundan kalktı kapıya doğru yürüdü. Bürodan çıktı.

Arabasının içindeydi. CD çaları açtı Franz List’in Si minör Sonat’ı hafif bir şekilde çalmaya başladı. Eve doğru sakince yol alıyordu. Dikiz aynasından başında kar maskeli bir adamın arka koltuktan doğrulduğunu gördü.


<< Önceki                                                    Sonraki>>


Cemal Çalık, 07.11.2016,  Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Kumpas, Roman 


Seçkin Deniz Twitter Akışı