22 Temmuz 2022 Cuma

SA9756/SD2468: Japonya'nın Savaş Sonrası Pasifizmi Öldü mü?

    Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu:
Çevirisini yayınladığımız analiz, Japonya'nın savaş sonrası pasifizmi ve güvenlik politikası hakkında kapsamlı yayınlar yapan, "Savaş Sonrası Japonya'da Geçici Kimlikler ve Güvenlik Politikası" (Routledge) kitabının yazarı ve Soka Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde doçent olan Ulv Hanssen'e aittir ve Japonya'nın öldürülen eski başbakanı Abe Shinzo döneminde başlatılan ve Başbakan Kishida Fumio döneminde de kararlılıkla sürdürülen, 1976 tarihli değişikliklerle belirlenen %1'lik savunma harcamalarını NATO ile işbirliği gereği GSYİH'in %2'sine çıkarma çabalarına odaklanmaktadır. Bu kararlılığın Japonya'nın pasifist anayasasının sonunu getirdiğini ifade eden analiste göre, iki katına çıkacak olan savunma harcamaları "Japonya'yı dünyanın en büyük üçüncü savunma harcaması yapan ülkesi haline getirecektir." ABD'nin anayasasını yazdığı ve yönettiği Japonya'nın savunma harcamalarını arttırmasının arka planında ABD'nin Çin'e karşı savaşta Japonya'yı 'Proxy Devlet' olarak kullanma çabası vardır. Abe Shinzo'nun öldürülmesi de iktidardaki partisine verilen desteğin arttırılmasını sağlamak için ABD tarafından planlanmış görünmektedir. Rusya'yı Ukrayna'ya saldırtarak Avrupa'yı kıskaca alan ve pandemi sonrası kaosa sürükleyen ABD'nin Çin'i de Tayvan'a saldırtmaya çalıştığı ve Uzak Doğu'yu kaosa sürüklemeyi planladığı açıktır. Yunanistan, Suriye ve Irak cephelerinde sıkıştırılan Türkiye'nin, Ukrayna'da olduğu gibi Uzak Doğu'daki bu kapsamlı bir şekilde hazırlanmış savaş düzeneklerinden ustalıkla sıyrılması gerekmektedir. Erdoğan'ın liderliği tarihî önemini korumaya devam etmektedir.
Seçkin Deniz, 22.07.2022, Sonsuz Ark 

Is Japan’s Postwar Pacifism Dead?
"Japonya'nın savunma harcama planı, devletin savaş sonrası pasifizmden ne kadar uzaklaştığını gösteriyor."

Şok edici silahlı saldırı ile öldürülmeden önce, eski Başbakan Abe Shinzo, Japonya'nın savunma bütçesinin iki katına çıkarılması için çok zorluyordu. Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik saldırganlığının, Çin ve Kuzey Kore ile ilgili uzun süredir devam eden güvenlik endişeleriyle birleşmesi Japonya'da alışılmadık derecede yüksek tehdit ve güvensizlik algılarına neden oldu. Bu ay başarılı geçen üst meclis seçimlerinden sonra, Başbakan Kishida Fumio, Japonya'nın savunma bütçesini beş yıllık bir süre içinde GSYİH'nın yüzde 1'inden yüzde 2'sine yükselterek muhtemelen Abe'nin son dileğini yerine getirecek. Böyle bir ikiye katlanma, Japonya'yı dünyanın en büyük üçüncü savunma harcaması yapan ülkesi haline getirecektir.

Böylesine sert bir harekete karşı muhalefetin olmaması, günümüz Japonya'sında pasifizmin zayıflığını canlı bir şekilde göstermektedir.

Yüzde 2'ye yönelik baskı, NATO'nun savunma harcaması hedeflerine uygundur ve kuşkusuz Kishida'nın daha geniş, güçlendirilmiş bir Japonya-NATO ilişkisi vizyonunun bir parçasıdır. Kishida'nın geçen ay Madrid'de düzenlenen ve bir Japon başbakanının katıldığı ilk NATO zirvesine katılması, bu ilişkide yeni bir aşamanın sinyalini verdi. Tıpkı NATO ülkeleri gibi, Japon hükümeti de GSYİH'nın yüzde 2'sini savunmaya harcamayı giderek istikrarsız hale gelen güvenlik ortamına gerçekçi bir yanıt olarak görüyor. Japon iktidar partisinin Ulusal Güvenlik Stratejisi taslağından okunduğu gibi: “NATO ülkeleri için GSYİH'nın %2'sinden fazla savunma harcaması hedefi göz önünde bulundurularak, ülkemiz aynı zamanda savunma yeteneklerini temel olarak güçlendirmek için gerekli beş yıllık bir bütçeyi gerçekleştirmeyi de hedefliyor."

Kishida, Japonya'nın savunma hazırlığı için yüzde 2'yi “uygun” bir seviye olarak nitelendirdi, ancak yüzde 2'nin neden yüzde 1, 3 veya 4'ten daha uygun olacağını açıklamadı. Yüzde 2 hedefi, dış tehdit değerlendirmelerinde veya gerçek askeri ihtiyaçlarda çok az veya hiç temel olmaksızın tamamen keyfi görünüyor. Eski Savunma Bakanı Iwaya Takeshi'nin geçenlerde yazdığı gibi, “[artan savunma bütçesi] neye harcanacak? Bunu net bir şekilde anlatmadan önce sayısal bir hedef belirlemek doğru olmaz.”

İlginç bir şekilde, Japonya 1976'da mevcut yüzde 1 sınırını getirdiğinde muhafazakarlardan da aynı eleştiri duyuldu. Onlara göre yüzde 1 sınırı, Japonya'nın “ heiwa boke ” veya “barış bunaklığının” nihai sembolü haline gelmişti. Böyle keyfi bir sınırın, Japonya'nın savunma harcamalarını Japonya'nın güvenlik ortamının değerlendirmelerinden ayıracağını ve bunun yerine onu özünde GSYİH büyümesine bağlayacağını savundular (o sırada GSYİH büyümesi yavaşlamaya başlamıştı). Bu tür eleştiriler, Soğuk Savaş 1980'lerde yoğunlaştığında özellikle yaygınlaştı ve yüzde 1'lik tavanın uygulanabilirliği hakkında bir tartışma başlattı. 

Gerçekçilikten ilham alan  savunma analistleri, “Savunma harcamalarındaki irrasyonel yüzde 1 tavan” ve “Savunma harcamalarına ilişkin gülünç tartışma” gibi başlıklarla sert eleştiriler yazdılar. Yine, ana noktaları, herhangi bir dış tehdit değerlendirmesi yapmadan savunma harcamalarını GSYİH büyümesine bağlamanın askeri anlamda hiçbir anlam ifade etmediğiydi.

Ve haklıydılar. Askeri bir anlamı yoktu. Ancak, politikanın amacı tam olarak buydu. Yüzde 1'lik tavan, Japonya'nın savunma yeteneklerini güçlendirmek için değil, tam tersi anlamına geliyordu. Japonya'nın asla büyük bir askeri güç olmama niyeti hakkında dünyaya güvence vermekti. 1960'larda Japonya'nın mucizevi ekonomik büyümesi nedeniyle, Japonya'nın birçok komşusu ve aslında birçok Japon, tüm bu zenginliğin askeri güce dönüştürüleceğinden giderek daha fazla endişe duyuyordu. 

1974'te Güneydoğu Asya'da şiddetli Japon karşıtı ayaklanmalar patlak verdi ve burada insanlar Japonya'nın sömürücü ticaret uygulamalarından rahatsız oldular ve Japonların yeniden silahlandırılması ihtimalinden endişe duydular. Savunma harcamalarında yüzde 1'lik tavan, bu tür yeniden silahlanma korkularını gidermek için uygulandı ve devlet düzeyinde Japon pasifizmini sembolize etmeye başladı.

Devlet düzeyinde pasifizm ile mutlak anlamda pasifizmi kastetmiyorum, daha çok orduyu diğer devletlerden daha fazla kısıtlama taahhüdünü ve bu askeri zayıflığı ulusal bir gurur kaynağına dönüştürme eğilimini kastediyorum. Örneğin, önde gelen bir siyaset bilimci olan Igarashi Takeshi, "1985'te "Japonya'nın askeri bir güç olmayacağını göstermek için yüzde 1'lik bir tavanın kurulmasının, barışı seven bir devlet olma idealini somut olarak göstermenin politik olarak etkili bir yolu" olduğunu yazdı.

Dolayısıyla kısıtlama askeri anlamda pek bir anlam ifade etmese de, Japon pasifizminin bir sembolü olarak diplomatik olarak anlamlıydı. Japonya'nın militarizme dönmesiyle ilgili bölgesel korkuları hafifletmede şaşırtıcı derecede başarılı oldu. 1977'de Başbakan Fukuda Takeo, Japonya'nın Güneydoğu Asya ülkeleriyle güvene dayalı bir ilişki için çaba göstereceğine ve bir daha asla askeri bir büyük güç olmayacağına dair sözde Fukuda Doktrini'ni açıkladığında, Japonya'nın eski sömürgeleriyle ilişkileri büyük ölçüde iyileşti. Yüzde 1 tavanı, bu vaatleri somut bir politika ile desteklediği için bu konuda etkili oldu.

Bu arka plan önemlidir, çünkü bize Japon devlet düzeyindeki pasifizmin zirvesi olan 1976'dan bu yana Japonya'nın askeri duruşundaki süreklilik ve değişim hakkında bir şeyler anlatır. 

Süreklilikle başlamak gerekirse: ne yüzde 1 ne de yüzde 2 tavanının askeri bir mantığı yoktur. İkinci tavan, Japon güvenlik politikasını öncekinden daha gerçekçi hale getirmek için çerçevelenmiş olsa da, her ikisi de Japon savunma harcamalarını tehdit değerlendirmelerine dayandırmak yerine ülkenin ekonomik performansının insafına bırakan keyfi hedeflerdir. Dolayısıyla her iki tavanın da askeri bir gerekçesi yoktur. 

Ancak, her iki tavanın da diplomatik bir mantığı var ve Japonya'nın 1970'lerde devlet düzeyindeki pasifizmin en parlak döneminden bu yana ne kadar değiştiğini burada görüyoruz. 1976'daki yüzde 1'lik tavanın diplomatik mantığı, Doğu Asya'daki gergin komşulara Japonya'nın pasifizme bağlı kalacağına dair güvence vermek iken, yüzde 2'lik tavanın diplomatik mantığı, Japon pasifizminin geçmişte kaldığına dair NATO ülkelerine güvence vermekti. Bu diplomatik jestin hedef kitlesi tamamen farklı olmakla kalmaz, diplomatik güvencenin doğası da farklıdır: ilk aşamada askeri çekimserlik ve ikinci aşamada askeri hazırlık.

Bu karşıtlık gece ve gündüz gibi olsa da, neredeyse yarım yüzyıldır pasifist güvenlik kısıtlamalarının ufalanmasından sonra NATO'dan ilham alan yüzde 2'lik bir tavana yönelik baskı pek de şaşırtıcı değil. Japon devlet düzeyindeki pasifizm bin kesintiyle öldü. Ancak Japonya'nın geleneksel olarak aktif taban pasifistlerinden muhalefet eksikliğini görmek şaşırtıcı. Sayısız aksilikten sonra, Japonya'nın yaşlanan pasifist hareketi neredeyse tamamen Japonya'nın en kutsal pasifist sembollerini korumaya odaklandı: anayasanın savaşı reddeden 9. Maddesi.

Ne yazık ki, bu onları anayasal reformdan daha az göze çarpan ama belki de daha önemli olan güvenlik değişikliklerine karşı biraz kör kıldı. Savunma harcamalarındaki yüzde 2'lik tavan, pasifist radarın altında uçuyor gibi görünen böyle planlanmış bir değişiklik.

9. Madde, görünüşte sonu gelmeyen şahin yeniden yorumlar dizisiyle neredeyse anlamını tamamen boşalttığı için, savunma bütçesinin iki katına çıkarılmasının, 9. Maddenin fiili bir değişikliğinden ziyade yeniden silahlandırmaya yönelik tartışmalı bir adımdan çok daha önemli bir adım olduğu söylenebilir.

Japonya'nın pasifistleri, Japonya'nın diğer ülkelere kıyasla askeri alanda bir dereceye kadar ılımlı olmasını istiyorsa, 9. Maddenin boş kabuğuna daha az, sahadaki ve bütçedeki fiili değişikliklere daha fazla dikkat etmelidirler.

Ulv Hanssen, 15 Temmuz 2022, The Diplomat

(Ulv Hanssen, Soka Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde doçenttir. Japonya'nın savaş sonrası pasifizmi ve güvenlik politikası hakkında kapsamlı yayınlar yaptı. "Savaş Sonrası Japonya'da Geçici Kimlikler ve Güvenlik Politikası" (Routledge) kitabının yazarıdır.)


Seçkin Deniz, 22.07.2022, Sonsuz Ark, Çeviri, Çeviri ve Yansımalar


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.


Seçkin Deniz Twitter Akışı