20 Aralık 2018 Perşembe

SA7291/KY49-İTIĞLI153: Bo-Kaap’ın Pastel Kokan Evleri

"Bo-Kaap Anadolu’daki bir mahallemizden farksızdır. İskilip, Safranbolu evlerinden çok farkı yoktur. Mardin’de, Kayseri’de, Biga’da bir mahallede ne varsa, Bo-Kaap’ta da aynısı vardır. Bo-Kaap ölmesin, yok olmasın, Köleliğe direnen Bo-Kaap, apartheid’e direnen Bo-kaap şimdi zincirlere vurulmuşsa, bizim çaresizliğimizden değil midir?"



Güney Afrika’ya, Cape Town’a geldiğinizde mutlaka görmek isteyeceğiniz yerlerin başında gelir Bo-Kaap Mahallesi. Bu mahallenin neredeyse 250 yıllık sakinleri hep Müslümanlar olagelmiştir. Sadece Güney Afrika’nın değil Sahra Altı Afrika’sının da en eski mahallesi olan Bo-Kaap’ta hayat ilk günkü gibi devam etmektedir.

Bo-Kaap Mahallesinin en önemli özelliği rengarenk evlere sahip olmasıdır. Kırmızı, sarı, yeşil, mavinin tüm yansımalarını bulacağınız Bo-Kaap’ta sanki hayatın bu pastel renklerden ibaret olduğunu sanırsınız. Evlerin pastel rengarenkleri sizin dünyanızı genişletir, huzur ve barışın yakınlığını hissedersiniz.

Güney Afrika halkı gökkuşağı topluluğu olarak bilinir. Çünkü gökkuşağının tüm renklerini bu ülkede bulabilirsiniz. Kökenleri Avrupa’ya dayanan beyazlar, ülkenin gerçek yerlileri Koi Koi ve Sanlar, Kuzeyden göç eden Bantu kavimleri olan Zulular, XKosa, Swaziler, daha niceleri.

Irk ayrımcılığına dayanan apartheid dönemde insanlar sadece siyah, melez ve beyaz olarak değil, kabilelere göre de kısımlara ayrılmışlar ve bu toplulukların birleşmesine ortak bir millet olmalarına izin vermemişlerdi.

Güney Afrika tarihinin iki dönüm noktası vardır; ilki köleliğin 19. yüzyılın başlarında kaldırılması, ikincisi ise apartheid döneme son verilmesidir.

İşte Bo-Kaap evleri de kölelik döneminin miraslarıdır. Çünkü Afrikaner ya da Boer dediğimiz beyazlar Güney Afrika topraklarını işgal edince, katı bir kölelik yönetimi kurarlar. Afrika’ya gelmeden önce Avrupa’nın fakirleri olan bu göçmen beyazlar, burjuva özentisi içindedirler. Koi Koi ve San yerlilerini köle olarak çalıştırmak isterler, fakat kahverengi derili bu çalı insanları özgür yaşadıkları topraklarda köleliğe razı olmaz.

Hollanda kökenli göçmenler gözlerini Malay adalarına dikerek, köle olarak çalıştırmak için Müslüman Malayları getirirler. Müslüman Malaylar, beyaz göçmenlere nazaran daha medeni insanlardır, daha hassas, titizlerdir. Köleliğe razı olmazlar ama yapacakları bir şey de yoktur. 1650’den 1800’lerin başlarına kadar bu köle akını devam eder.

Müslüman Cape Malayların hiçbir hakları yoktur. Kendi dillerinde konuşamazlar, ibadetlerine dahi izin verilmez, evlilikleri kabul edilmez. Çünkü onlar vahşi beyazların malları olarak görülürler.
Evlerini yalnız beyaza boyamak zorundadırlar. Beyazlar gibi renkli evlere sahip olamazlar. İbadet etmek için beyaz efendilerin yaptırdığı köleler için beyaz renkle inşa edilen kiliselere gitmek zorunda kalırlar. Cape Malay Müslümanlar büyük bir direniş gösterir ve “Evvel” adını verdikleri ilk mescitlerini Bo-Kaap’a yaparlar. Zamanla bu camilerin sayısı on üçe kadar yükselir.

Müslümanlar Bo-Kaap’ta bir hayat kurarlar. Atalarından öğrendikleri, Mekke ve Medine’de yayılan dini burada yaşamak isterler. Kendi dilleri unutturulduğu için beyazların konuştuğu Afrikaans diliyle konuşup yazmaya başlarlar ve Kuran’ı Kerim’i Afrikaans diline tercüme ederler.

İngilizlerin Cape sahillerine gelmesi ile kölelik kaldırılır. Cape Malay Müslümanlar özgürlüklerini beyaz evlerini rengarenk renklere boyayarak kutlarlar. Bu yüzden Bo-Kaap evleri rengarenktir, özgürlüğün sesini ve rengini yayar bütün Güney Afrika’ya.

Halife olarak kabul ettikleri Osmanlı padişahı Abdülaziz, Cape Malayların yaşadığı topraklara Ebubekir Efendi’yi gönderir. Cape Malaylar, Ebubekir Efendi’yi bağırlarına basar, ona Ensar’ın Medine’de muhacirlere yaptığını yaparlar. Rengarenk bir ev verirler, pastel kokan bir Bo-Kaap evi. Sonra aynı yerde bir kız mektebi açarlar, Kuran’ı Kerim ve İslam’ın vecibelerini öğretmek için. Ebubekir Efendi vefat edince Bo-Kaap’ın yaslandığı bir tepeye gömülür, oradan geldiği toprakların hasretini içine çeksin diye.

Bo-Kaap bir tarihtir hem de Güney Afrika’da Müslümanların tarihidir. Her mahallede her sokakta Müslümanların mirasının esintileri vardır.

Bo-Kaap Mahallesi şimdilerde kentsel dönüşüm adı altında yok edilmek isteniyor. Cape Town idarecileri evlere dokunulmayacağını, turizm amaçlı kullanılacağını söylüyorlar. Şimdiden beyaz Yahudi kökenli zenginler çok fahiş fiyatlar ödeyerek Bo-Kaap evlerini satın almak istiyor. Yıllar önce Ebubekir Efendi’nin evlerinden birisini aldıkları gibi. Şimdi Ebubekir Efendi’ye ait bu ev, turizm adı altında ahlak dışı bir amaçla kullanılıyor. Bir zaman Kuran-ı Kerim surelerinin okunduğu bu evden artık akşamları şuh kadın sesleri geliyor.

Bo-Kaap yıkılıyor, yok edilmeye, satın alınmaya çalışılıyor. Müslümanların mirası ellerinden alınmak isteniyor. Orada yüzyıllardır devam eden bir hayat var. Müslüman saati ile başlayıp devam eden bir hayat hem de. Çünkü Bo-Kaap’ta hayat evin reisi, hanımı ve çocuklarının sabah namazıyla, “Evvel” camisiyle başlar, yatsı namazı ile sona erer. Artık Bo-Kaap kentsel dönüşüme uğrarsa camilerinde minik Cape Malay çocukları koşmayacak, kadınlara ayrılan bölümler sessiz ve ıssız kalacak, cemaat birkaç kişiyi bulmayacak.

Müslümanların 250 yıldan fazla yaşadığı bu mahallede ezan sesleri duyulmayacak, akşamları gençler Mevlâna dedikleri bir ilim adamının etrafında toplanamayacaklar. Ebu Bekir Efendi’nin evinin başına gelecek akıbet bu evlerin de başına gelecek. Ezansız, ruhsuz bir mahalle olacak. Turistlerin vakit geçirdiği barları, kafeleri, meyhaneleri olan bir mahalle olacak.

Bo-Kaap Anadolu’daki bir mahallemizden farksızdır. İskilip, Safranbolu evlerinden çok farkı yoktur. Mardin’de, Kayseri’de, Biga’da bir mahallede ne varsa, Bo-Kaap’ta da aynısı vardır.

Bo-Kaap ölmesin, yok olmasın, Köleliğe direnen Bo-Kaap, apartheid’e direnen Bo-kaap şimdi zincirlere vurulmuşsa, bizim çaresizliğimizden değil midir?


İbrahim Tığlı, 20.12.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Dış Bakış
İbrahim Tığlı Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: İbrahim Tığlı Beyefendi'den yazılarının yayınlanması için onay alınmıştır. Seçkin Deniz, 23.06.2016



Yazının İlk Yayınlandığı Yer: Gerçek Hayat




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı