14 Ekim 2016 Cuma

SA3532/KY38-SevDur29: Halep Halkı Türk Askerini Bekliyor


Takdim

Halep’te enkazdan kurtarılan Ümran Dakneş, ambulansın turuncu koltuğuna oturtulmuşken elini yüzüne götürdü ve her şeyi gördü. Ümran, elini yüzüne götürmeden önce öyle bir baktı ki, dünya her şeyi gördü. Veya bunların hiçbiri olmadı, kimse bir şey görmedi ve görmemeye devam ediyor. 

Halep’te her gün çocuklar ölüyor veya enkazdan kurtarılan çocuklara ailesini kaybettiği söyleniyor. Geçen hafta enkazdan kurtarılan 5 yaşındaki çocuğa ailesini kaybettiğini nasıl söyleyeceklerini kara kara düşünürken yakalandı insanlık. Öte yandan Esed kontrolündeki bölgede katliam partisi yapanların çığlıkları duyuldu. Sabaha kadar süren partide, atılan bombalar insanları çılgınlar gibi eğlendirirken, içkiler sınırsız ve ücretsizdi. 

Suriye’de geçici ateşkesin bozulması 19 Eylül tarihine denk geliyor. O günden beri binden fazla kişi öldü Halep’te. Rus uçaklarının bombaları, hastanelere, ekmek fırınlarına ve sivil halkın yaşadığı yerlere düştü. Üstelik Rusya ilk kez kullandığı yasaklı bombalarını Halep halkına yağdırırken, bütün dünya kulaklarını tıkadı. 

Dünya, ambülansa oturtulmuş şaşkın bir Ümran daha bulursa, kısa süreliğine günah çıkartacak. Ardından, üç maymunu oynamaya kaldıkları yerden devam edecek. Enkaz altından kurtarılan çocukları da, yaşadıklarına sevinemeyecek kadar ağır bedeller bekliyor olacak. 

Cerablus gibi temizlense döneriz 

Dört yıl önce Halep’ten gelen Sena Mustafa, anne hassasiyetiyle Suriye’de yaşananları anlatıyor. Dört çocuğu ile birlikte savaştan kaçmalarının sebebi sadece bombalar değil, kelimelerinin anlatmaya yetmediği tecavüzlere, işkencelere şahit olmaları. Tek söyleyebildiği “Çok kötü şeyler oluyor Suriye’de”. Vatan hasretini, bir de diri tutulan umutlarını yakalıyoruz kelimelerinde:

“15 Temmuz gecesi İstanbul’daydık. Suriye’deki gibi bombalar atılıyor sandık önce. Burası da Suriye gibi olacak diye çok korktuk. Halep bombalanırken bırakıp geldiğimizde çocuklarım daha küçüktü. Fakat o sesleri hatırladıkları için çok korktular. Ama sizin Cumhurbaşkanınız iyi, bizimki gibi değil. Türkiye’ye kolay kolay bir şey olmayacağını biliyorduk. Hem Türk halkına hem de başkanınıza güvendiğimiz için içimiz rahattı. Çok şükür Türkiye üstesinden geldi. Halep’teyse hala bombalar patlıyor. Suriye’de çok kötü şeyler oluyor. Suriye rejimi, teslim aldığı yerlerde insanlara işkence ve tecavüz ederek zulmediyor. İnsanlık dışı muameleler var, insanlar çok zor durumda. Bir kadın olarak güvenli bir şekilde yaşamanızın imkanı yok. Türkiye güzel bir ülke ama burada yaşamak zor. Savaş biter bitmez ülkeme dönmek istiyorum. Halep de Cerablus gibi temizlense, yaşam alanı sağlansa, hemen döneriz. Halep’te evimiz var, tabii eğer bombalar yıkmadıysa. Yıktıysa bile tamir eder kalırız.” 

İçimizden çıkıp DAEŞ oldular 

Dört yıl önce bir ramazan sabahı bombalarla uyanan Muho Salih ve ailesi, birkaç saat içinde Halep’i boşaltıp köylerine gitmişler. DAEŞ, kırsal alanlarda yayılmaya başlayınca köylerinden de ayrılıp Türkiye’ye gelmek zorunda kalmışlar. Halep’teyken ayakkabıcılık yapan Salih, savaştan önce rahat bir hayat sürdüklerini söylüyor:

“Evimiz ve arabamız vardı Halep’te. Dört çocuğumla birlikte mutlu bir hayatımız vardı. Bir sabah bomba sesleriyle uyandık ve birkaç saat içinde terk ettik evimizi. Köylerimize gittik. İki yıl kadar köyde kaldık. Hayat şartları zordu, ama savaşın içinde olmaktan iyiydi. DAEŞ köyleri rahat bırakmadı. Muhaliflerin bölgesiydi orası, fakat DAEŞ genişlemeye başlayıp köyleri ele geçirdi. Bir süre onlarla savaştıktan sonra çıkmak zorunda kaldık. Biz çıktıktan sonra evlerimize yerleştiler, kimini karargah yaptılar, kimini hastane yaptılar, ailelerini getirtip oturdular. Her şeyimize el koydular. Öyle dışarıdan gelen savaşçılar değil bunlar, bizim içimizden çıktılar. Rejime karşı birlikte savaşırken, güçlendiklerinde bize karşı savaşmaya başladılar. Bizim de onlara biat etmemizi istiyorlardı.”

Fırat Kalkanı’nın Halep’e uzanmasını bekliyoruz 

Bir senedir İstanbul’da yaşadıklarını söyleyen Salih, Halep’teki son durumu anlatırken, beklentilerini de dile getirmeyi ihmal etmiyor:

“Geçenlerde Halep’i çember altına altılar. Yardım konvoylarını bombaladılar. Gönüllülerden ölenler var, Suriye Kızılay’ının müdürü de ölenler arasında. Şu anda Halep halkı çok zor durumda. Fırınları vuruyorlar, hastaneleri vuruyorlar. Yaralılar evlerde veya sokakta tedavi ediliyor. Halep’in merkezi rejimin elinde, fakat etrafındaki yakın mahalleler Özgür Suriye Ordusu’nun elinde. Sivilleri bombalayarak onlara baskı yapıp Halep’ten çıkartmak istiyorlar. Suriye rejimi, hakimiyetini kamuoyuna göstermek için Halep’i ele geçirmek istiyor. Halep, Suriye’nin ikinci büyük şehri. Suriye ticareti Halep’te dönüyor. O yüzden Halep, herkes için önemli bir şehir. Özgür Suriye Ordusu kanlarının son damlasına kadar direneceklerini söylüyor. Geçen gün bir komutanla konuştum, ‘ölene kadar direneceğiz’ diyor. Zaten savaşacak olanlar kaldı orada. İsteseler onlar da çıkabilirdi. Geçen gün çemberi açtıklarında onlara çıkmaları için fırsat verdiler, ama çıkmadılar. Oradaki insanların sadece Türkiye’den beklentisi var. Diğer ülkeler sesini çıkarmıyor, dile bile getirmiyorlar. Halep halkı çemberden çıkarılmak istiyor. Fırat Kalkanı’nın devam edip, Halep’e kadar gitmesini umut ediyorlar. Uluslararası dengeleri bilmiyorum ama Azez’e kadar gidilecekse, Azez’le Halep arası zaten 45 kilometre. Geçen gün haritayı önümüze alıp, mesafeleri ölçtük. Halep’in tam merkezine olmasa da, yanına ulaşmasını bekliyoruz Türk askerinin.”

Devrimin kalbi Halep bombalar altında 

Özgür Suriye Ordusu kurucusu Riyad Esad, devrimin kalbi olan Halep’in ne derece bir öneme sahip olduğunu şu ifadelerle anlatıyor: 

“Halep için devrimin kalbi diyebiliriz. Halep hem stratejisiyle hem tarihiyle hem de ekonomik olarak önemli bir konuma sahip. Tarihte de her zaman bu toprakların insanı için büyük önem taşıdı. Halep’i alan, Suriye’de büyük söz sahibi olur. Halep’i bombalayan helikopter ve savaş uçaklarının neredeyse çoğu Rus güçlerine ait. Uçaklar çok güçlü ve son teknoloji. Halep üzerindeki bombardımanlar bir dakika bile durmuyor, sürekli olarak farklı bölgelerde küçük ya da büyük çaplı bombardımanlar devam ediyor. Güçlü bombardımanları özellikle sivil halkın bulunduğu noktalara yapıyorlar. Bir bölgeyi birden fazla bombalıyor ki, oraya yardım için giden insanları ve ambulansları da yok edebilsinler. Kimyevi silahlar, zehirli gazlar ve şiddetli bombalar kullanılıyor sürekli olarak. İlk defa sivil halk üzerine bu kadar şiddetli bombalar atıldı. Bunların hepsi uluslararası yasak silahlar ve kanun dışı. Bu konuda dünyadan kayda değer bir tepki de aldıkları yok.  Öte yandan Şii milisler de Halep üzerinde yoğun baskı oluşturuyor. Herkese sorumluluk düşüyor burada. Bütün grupların önemli adımlar atması gerekiyor. Çünkü şu an Halep kilit bir noktada ve ancak bu şekilde çalışmalarla yıkımı engellenebilir. Bugün herkes Halep’in üzerinde oynanan kirli oyunların farkında.” 

PKK ve PYD Esed’in desteğini alıyor 

Halep’in düşmesini engellediklerini söyleyen Riyad Esad’ın temennisi Türk askerinin Halep’e kadar ilerlemesi: 

“Bombardımanların bir sebebi de Fırat operasyonunu engellemek. Mümbiç bölgesinde PKK ve PYD arasında büyük bir yardımlaşma söz konusu. Bu gruplar Beşar Esed’in desteğini alıyor, rejimin emniyetini sağlıyor. PKK ve PYD Fırat’ın kuzeyine yönelmek için Mümbiç’ten çıktı. Cerablus, şu an Türk yönetimi altında güvenli bir nokta, giriş çıkışlarda sorun olmuyor. Temennimiz, bunu Halep’in çevresine kadar taşıması. Türk yönetimi altında birlikte çalışarak Halep’i de güvenli hale getirebiliriz. Tarih geri dönüyor, Halep’in düşmesini engelliyoruz. Bölge üzerinde daha fazla söz sahibi olabilmek için, yeniden dirilebilmek için yardıma ihtiyacımız var.”


Rusya, titreşim bombalarıyla vuruyor 

Halep’in uzun süredir abluka altında olduğunu söyleyen Suriyeli Türkmen Lider Samir Hafez, Halep’te akıllara durgunluk veren bombalamaların görünürdeki sebeplerine değindi:

“Halep’te yaklaşık beş yüz bin kişi ablukanın içinde yaşıyor. Rusya, Suriye rejiminin ortaklığıyla ilk defa kullanılan titreşim bombalarını sivil halkın üzerine attı. Bu füzeler genel olarak yer altındaki sığınaklar için yapılıyor ve beş on metre kalınlığındaki duvarları titreşimle çatlatmaya yarıyor. Bu bombalarla hastaneleri vurarak çok büyük zayiatlar verdiler.  Özgür Suriye Ordusu Halep’in içine çekildi ve Halep’in doğu batısı yeniden ablukaya alındı. Bayramda ateşkes ilan edildiğini söylüyorlar, fakat bu süreçte Suriye rejiminin üç yüzden fazla ateşkes ihlali ortaya çıktı. Ateşkes bittiği zaman da uzatmaya gitmediler. Çünkü rejimin amacı, Halep’in bütün gücünü ele geçirerek, taraftarlarına güvence vermek. Bu bombalamalarla sivil halkın direncini kırarak, içlerindeki Özgür Ordunun teslim olması için baskı yapmalarını istiyorlar. Özgür Suriye Ordusu teslim olmayacağını söyleyince, bombardıman devam etti. Gelen yardımları da Rusya’yla birlikte konvoylara saldırarak durdurdu. Gönüllülerden yirmiye yakın kişi öldü. Bütün kamyonlar yandı. Şimdi Halep’e insani yardım gitmiyor. Hiçbir hastane yaralı kabul edemiyor. Yaralıların yüzde yirmi beşinin öldüğü bilgisi geliyor.”  

Amerika silahları engellemesin yeter 

Rusya’yla Amerika’nın bu savaşı bitirmeye niyetleri olmadığını ancak söz düellosu yaptıklarını söyleyen Hafez, kimsenin bu savaşı bitirmek istemediği gerçeğini gözler önüne seriyor.

 “Amerika isteseydi Özgür Suriye Ordusu’na yapacağı küçük bir yardımla dengeleri bozabilirdi. Kendisinin yardım etmesine gerek yok, Suudi Arabistan veya Katar’dan Suriye’ye gelen silahların ileri teknoloji olanlarını engellememesi bile yeter. Uçaksavarlarımız yetmişli yıllardan. Üç kilometrelik menzilleri var, makineli tüfek gibi bir şey. Birkaç tane Rus uçağını düşürebilseydik eğer, bu iş tamamen lehimize olur, Rusya büyük bir şok içine girerdi. Yüzlerce kere gereken silahların geldiğini, fakat Amerika’nın Özgür Orduya vermesine müsaade etmediğini duydum. Anlaşılan o ki Amerika da bu savaşın durmasını istemiyor, bu bölgenin yıpranmasını istiyor. Aynı zamanda Ruslar da Amerika’yı bu bölgeye sokmamak için çabalıyor. Arada ezilen sivil halk oluyor. Çünkü askerler mücahitleri vuramıyor, sivilleri vurarak mücahitlere baskı yapmak istiyor. Oysa Halep’in ele geçirilmesi ne Rusya’ya ne de Suriye rejimine askeri bir başarı kazandırmaz. Çünkü Halep’in yüzde yetmişi zaten Suriye rejiminin elinde.” 

Küçücük Halep’i yenemediler 

Amerika’daki seçimin sonuçlarının beklendiğine dikkat çeken Hafez, başkan değişse de Amerika’nın politikasının değişmeyeceğini söylüyor. 

“Amerika’nın resmi politikası Suriye’nin parçalanması üzerine. Gözü kapalı PYD’yi desteklemesi bunun en bariz örneği. Amerika’nın amacı Özgür Suriye Ordusu’nun kazanması değil, bütün dengeleri bozmak için, Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye’nin güneyinde yeni bir ülke yaratmak. Rusya, daha önce hiçbir yerde kullanmadığı silahları kullanıyor Halep’te. Arkasında İran var, Irak’tan gelen birlikler var, Afganistan’dan paralı askerler var, bir de Suriye rejiminin ordusu var ve hala o küçücük Halep’in kuzeyini ele geçiremiyorlar. Demek ki Allah’ın yardımı var burada. Bazı Arap basınından aldığım duyuma göre, Türkiye, Rusya ile görüşmeler kanalıyla Halep’in üzerindeki baskıyı hafifletmek için çaba sarf ediyor. Ayrıca Halep’teki Özgür Suriye Ordusu’na başka birliklerin de katıldığını duyuyorum. Destek gelirse, düşmesi zor olur.  Ama halk perişan durumda” 


Sevda Dursun, 14.10.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Röportaj, Eleştiri
Sevda Dursun Yazıları



Sonsuz Ark'ın Notu: Sevda Dursun Hanımefendi'den çalışmalarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 12.09.2015


İlk yayınlandığı yer: Gerçek Hayat:


Seçkin Deniz Twitter Akışı