7 Temmuz 2016 Perşembe

SA3140/KY35-YTK98: Barış, Umut, Sevinç ve Bayram

"Buluta beyaz göğe mavi yaza sevinç denize neşe bozkıra umut her tür katliama hayır bayrama evet sevince evet bayrama evet… diyen günümüz şairlerini arayıp bulup okuyup paylaşmak olsun bayram ödeviniz."


Bizim harcımız olamadı bunlar üzerine şiirler, öyküler, hatta kalın romanlar yazmak. Birkaç kuşak öncesinin yoğurabildiği malzemelerdi çoğu. Onlar uzun ya da çarpıcı; kısa veya dokunaklı metinler dizeler ulaştırdılar bize.

Savaşa girmemiş bir ülkenin çocukları olarak bile 1940'larda savaş konusunda, ölüm konusunda, barış gelsin diye neler neler yazdı Türk yazarlar öykücüler, şairler…

Şimdi yine savaşa girmemiş, ama savaşın ağır yükünü çeken bir ülkedeyiz.

Bu sefer canlarımızla da ödüyoruz üstelik.

İnsan o yüzden özeniyor, açıp yeniden okumak istiyor şairleri. “Yalandan da olsa” savaş bitti şiirlerini, geçici umut veren o dizeleri hatırlamak istiyor.

Çünkü ben de bir bayram öncesi, bir arefe günü size bayramda okuyacağınız bir yazıda umut, sevinç, barış müjdelemek istiyorum.

Oktay Rifat değilim nihayet, gözlerini balıkların yediği ölü bir bahriyelinin aslında uzun bir adam olduğunu inanmıyorsak elbiselerine bakabileceğimizi akıl edemem.

İsmet Özel zaten olamam ki doğum günümde koca koca ordular cephe değiştiriyor olsun.

Olsaydım, savaşın bittiğini boş kalan koynuma bakarak söyleyebilirdim hem.

Ama öyle değil.

Duvar dibine gözü kapalı getirilmek ne demek Bertol Brecht mi anlatmalı acaba?

Yoksa yine onun dediği gibi “Savaş istiyoruz” yazan tebeşirle duvara, ilk vurulan mı gerçekten?

Tebeşir kullanılmıyor artık.

Duvarlar bu meselede aynı öneme sahip değil çoktandır.

Çoğu q azı f klavyelerin başında savaş istiyoruz'cular vardı epeyce ve hala da var üstelik. Hiçbiri değil ilk kurşunu herhangi bir fiskeyi bile yemedi bildiğim kadarıyla.

Cahit Külebi olsam, anaların babaların savaş içinde çektiği neyse ama “Savaşanlardansa/ Ancak bir hatıra kaldı” diye bitirebilirdim belki şiiri. Belki yazıyı.

Hiçbiri değilim ne yazık ki. Bende o yetenek, o büyük hediyeden yok.

Ben yine de size bir arefe günü bayramda müjdeli, sevinçli, umutlu, barış içinde neşe içinde kahkaha atmasa da gülümseten, gülümsetemese de dudağınızı büzmeyen bir yazı yazmanın peşindeyim.
Bayram olsun gerçekten isterim.

Canlı bombalar, saldırılar, el yapımı bombalar, keskin nişancılar, petrol ve doğalğaz haritaları olmayan bir bayram isterim.

Yeteneğim olsa mesela A. Kadir gibi siperdeki bir askeri dağ bayır gezen başında kasket bir adama çevirirdim.

Babası gemici türküsü söyleyen eşi güneşe karşı camları silen bir adama.

Değilim ama olsam da başarabilir miydim?

Hiç benziyor mu yaşadıklarımız onların yaşayıp anlattığına?

Hayat ve insan evet hep buluşabilir ortak noktalarda hangi çağa ait olursa olsun.

Ama savaşlar ve savaşanlar; ölenler ve kurbanlar bu kadar farklılaşınca size acele günümüz şairlerinden örnekler bulmam gerek.

Ya da şöyle yapalım, bu bayram o şairleri siz bulun.

Buluta beyaz göğe mavi yaza sevinç denize neşe bozkıra umut her tür katliama hayır bayrama evet sevince evet bayrama evet… diyen günümüz şairlerini arayıp bulup okuyup paylaşmak olsun bayram ödeviniz.

Şiirli bayramlar dilerim cümleten.


Yaşar Taşkın Koç, 07.07.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Yaşar Taşkın Koç Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: Yaşar Taşkın Koç Beyefendi'nin yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 16.07.2015


İlk yayınladığı yer: Yeni Şafak, 

http://www.yenisafak.com/yazarlar/yasartaskinkoc/baris-umut-sevinc-ve-bayram-2030207

Seçkin Deniz Twitter Akışı