30 Temmuz 2015 Perşembe

SA1592/KY13-AO15: PKK Şiddeti'nin Hiç Bir Dayanağı Kalmamıştır

"Eğer, şiddeti var eden nedenler ortadan kaldırılmışsa, kaldırılıyorsa, o şiddeti sürdürebilmenin imkanı var mıdır?"



Yıllar önce 'Kürt Sorunu' çerçevesinde yaptığımız tartışmalarda PKK'nın işlediği cinayetleri sorguladığımızda Kürt arkadaşlarımız hemen savunmaya geçer ve onlarca neden ileri sürerek PKK'nın varlığını, şiddet kullanmasını haklı göstermeye çalışırlardı:

-Bizim Kürtçe konuşmamıza bile yasak var. Hadi biz Türkçe konuşabiliyoruz bari Tükçe bilmeyen büyüklerimizin bu dili konuşmalarına izin verilsin; onu da yapmıyorlar ve Kürtçe konuşan herkesi ayrılıkçı diye cezaya çarptırıyorlar, dışlıyorlar.


-Devlet köylerimizi basıyor, evlerimizi yakıyor, köyleri boşalttırıyor, bizleri göçe zorluyor..

-Devlet, kimilerimizi alıp götürüyor, zindanlara atıyor, faili meçhul yapıyor. Hala kayıp yüzlerce Kürt var.

-Devlet bölgede cinayetler işliyor, ama suçu Kürtlerin üzerine atıyor.

-Devlet bölgeye hiçbir yatırım yapmıyor, işsizlik sürekli artıyor ve bizler büyük şehirlere göçmek zorunda kalıyoruz.

-Siyaset yapmak isteyen Kürtleri hapse atıyorlar, mecliste Kürdün varlığına tahammül edemiyorlar.

Bizler, her ne kadar iki halkın kardeş olduğunu, PKK'nın kardeşlerin arasına hat çizmek ve ülkeyi bölmeye çalıştığını söylesek de onlar ileri sürdükleri bu ve benzeri nedenlerle PKK'ye hak veriyorlardı.

Kısaca; onlara göre PKK şiddetinin asıl nedeni Türk devletinin ırkçı,şoven tutumlarıydı ve PKK şiddeti bir sonuçtu..

Yani şiddetin, PKK terörünün etnik ayrımcılığa dayalı haklı bir nedene oturduğu iddiası yaygındı Kürtler'de..


Bugünkü Durum

AK Parti iktidarı sayesinde artık bugün dün söylenenlerin hiçbiri söylenemiyor.

Bu iktidarla birlikte artık;

-Kürtler kaçırılmıyor, işkenceye uğramıyor, fâil-i meçhul olmuyor.

-Hiçbir köy yakılmıyor, evler keyfe maaş basılmıyor, insanlar toplanıp belirsiz yerlere götürülmüyor.

-Kürt siyasetçiler itibar görüyor. Batı'nın da oy vereceği bir sempatiyi elde ediyor.

-Kürtçe artık serbest. Dileyen Kürtçe okul kurabiliyor, yazı yazıyor, tabelasını asıyor. Kürtçe isimler bir çok yere verilebiliyor.

-Devlet Kürtçe radyo-tv kurmuş, Kürtçe radyo tv kurulmasına izin vermiştir. Şu an Kürtçe yayın yapan onlarca radyo-tv var.

-Devlet bölgeye onlarca yatırım yapmış (çoğuna engel olunmuş), yeni yatırımlar yapmayı planlamış, kalkınma seferberliği başlatmıştır.

-Devlet sorunların çözümü için örgüt temsilcileriyle bile müzakereler yürütmüş, ortada hiçbir mahrumiyet olmasın, onların haklı talepleri iyice anlaşılsın diye çaba göstermiştir.

Velhasıl, bugün, geçmişte PKK'nın silahlı eylemlerini,cinayetleri mazur göstermeye kalkanların ileri sürdükleri hiçbir neden yoktur.

Sağduyulu milyonlarca Kürt bunu görmekte, takdir etmektedir.

Şimdi gelinen bu duruma rağmen çatışma çağrısı yapmak, ölümlere davetiye çıkarmak akla mantığa sığdırılabilir mi?

Eğer, şiddeti var eden nedenler ortadan kaldırılmışsa, kaldırılıyorsa, o şiddeti sürdürebilmenin imkanı var mıdır?

PKK'yı DHKP-C mantığıyla hareket eden, onun üstlendiği işlevi üstlenen bir örgüt haline getirenler, bu taşeronluk işinin sonunun olmadığını görmeliler.

Kürtler, Türkler, Zazalar, Lazlar vs bu ülkenin tüm halkları huzur ve daha çok demokrasi istiyor. Her an huzuru bozmak için silahla dağda beklediğini söyleyip tehdit eden, ülkenin huzurunu bozmak için araçlar yakan, insanlar kaçıran, öldüren ve tehdit edenlerin bu saatten sonra kendini haklı gösterebileceği hiçbir neden yoktur.

PKK ve onun uzantılarına söyleyebileceğimiz, önerebileceğimiz bir tek şey vardır; Silahtan vazgeçmeleri ve 12 yıldır canını dişine takarak yaşanan sorunu halletmek için elini taşın altına sokanlara yardımcı olmaları...


Bilmeliler ki; sorunu çözmek isteyenlerle savaşmak, onların düşmanlarıyla işbirliği yapmak aynı zamanda (bu saatten sonra) Kürtlere de ihanet etmektir.


Adnan ONAY, 30.07.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazarlar

Seçkin Deniz Twitter Akışı