13 Nisan 2015 Pazartesi

SA1262/KY5-PT55: Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü/ B- Amelî Tasavvuf- Tasavvufçuların İbadeti

 بسم الله الرحمن الرحيم
Bismillahirrahmanirrahim

“Tasavvuf” İslâm dünyasına hicri II. asırdan itibaren girmeye başlamış bir “düşünce virüsü"dür. 

***

Tasavvufçuların İbadeti

Züht ve zikir alanında tasavvufun ne olduğunu gördük. Acaba tasavvufta ibadet nasıldır? 

Kalbin katılımı bulunmayan, vücudun iştiraki olmayan, Allah için bir tek düşünce taşımayan, huşu ile yönelen bir şuur ve yalvaran bir dua içermeyen bu rükû ve secdeler midir? 

Çünkü gördüğümüz bu ibadet şekli kabir putlarına karşı yapılan sücut ve tespihler, sağır taşlarına bir ubudiyet olup onlara karşı son derece korku ve takva ile yapılmakta, onlara sığınılmakta ve tam bir mahviyet içinde yapılmaktadır. 

Görmüyor musunuz, Allah'ın mescitleri boş dururken kabir tapınakları her taraftan gelen kalabalıklarla dolup taşmaktadır? Allah'ın yatırların putlarından arındırdığı mescitleri cemaat bulamazken, göğsüne mezar taşlarının konulduğu ceset puthaneleri nasıl sel gibi gelen insanlarla dolup taşmaktadır? 

Ölü kemiklerinin barındığı, etlerinin kokuştuğu veya varlığı vehimden öteye gidemeyen yatır kabirlerinin bütün genişliklerine rağmen kabrin veya çürümüş kemiklerin yahut üzerinde kubbeler dikilen hurafe vehimlerin yahut değişik hayvanların kemiklerinin bereketlerini almak için cahil insanlarla nasıl dolup taştığını görmüyor musunuz? 

Bütün bunların niçin olduğunu biliyor musunuz? 

Bütün bunlar kabirlerin veya türbelerin muhafızlığını yapan tasavvuf kâhinlerine bol bol adaklar ve yardımların gelmesi içindir. Bu tapınakların döşenmesi, aydınlatılması, kokulandırılması ve yükseltilmesi için milyonları bulan masrafların yapıldığını görmüyor musunuz? 

Allah'ın mescitleri ise kargaların ötmesi ve baykuşların yuva yapması için terk edilmektedir. 

Evet, tasavvufçuların ibadeti nedir? 

O leşler için sundukları adaklar mıdır? Yoksa ayaklar altında ezilen eşiklerde ölülere yapılan secdeler midir? Yahut bağışlamasını kazanmak ve rahmetine ermek için putların taşlarına büyük bir iştiyakla kondurulan öpücükler midir? Veya putperestlerin elinden çektiği ve kurtların kemirdiği tahtalar, mermer taşlar ve çürümüş kemiklerle Allah'a yapılan tevessüller midir? Kabirlerde çürüyen ölülerden ebedilik ruhunu ve hayat desteğini bekleyen kişilerin yaptığı uzun uzun dualar mıdır? 

Veya meded ya şeyh, destur ya gavs, imdat ya veli gibi sözler midir? 

Yahut işleri sarpa sardığında veya başları derde düştüğünde zavallıların kabirlerden yaptığı istiğaseler midir? 

Yahut tağutların tapınaklarında karanlık gecelerde ve uzayıp giden seherlerde tasavvufçuların tekrarladıkları şirk zikirler midir? Kabirler ve içinde yatanlarla yapılan yeminler midir? 

Hâlbuki yüce Allah kendisine yeminin bir suçtan kaçmak veya bir cinayeti örtbas etmek için âlet edildiğini haber vermektedir. İbadeti, zikri ve zühdü ile tasavvufun ameli yönü de budur. Bunun insanlığa rehberlik etmeye ve onu yüce değerlere götürmeye elverişli olduğunu düşünüyor musunuz? 

Evet, nazari ve ameli yönüyle gördüğümüz bu tasavvuf insanları hidayete ve üstün değerlere mi iletiyor, yoksa hüzün dolu yufka yüreklerin ciğerlerini kemiren gizli bir verem veya kanser gibi öldürüyor mu? 

Daha önce belirttiğimiz gibi nazari yönünde tasavvufçular kulun Allah'ın kendisi ve şirkin tevhidin aynısı olduğuna inanmış ve bu inancı din edinmişlerdir. 

İki yönü ile de tasavvufu gördünüz. İki yönü ile de bu tasavvuf insanları Rahman'ın kulları mı yapıyor yoksa şeytan ve tağutlara kul köle mi ediyor? 

Bu tasavvufun hedef ve gayeleri aynı olan izzet, şeref ve hâkimiyet sahibi üstün bir tek ümmeti putperestliğin batıl çöllerinde dolaşan, zillet ve alçaklığa maruz bırakan, emperyalizme, alçaklığa, hakaret ve zillete boyun eğen ezilmiş ve bölük pörçük olmuş hayaletler haline nasıl getirdiğini artık insanların görmesi gerekmez mi?


<<Önceki                Sonraki>>

Puran Tilmiz, 13.04.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazarlar, Tasavvuf; Bir Düşünce Virüsü

Seçkin Deniz Twitter Akışı