30 Ekim 2025 Perşembe

SA11684/AF90: Transatlantik Rüyanın Sonu

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Sonsuz Ark'ın Notu: 
Çevirisini yayınladığımız analiz, 1998'den 2005'e kadar Almanya'nın dışişleri bakanlığını ve başbakan yardımcılığı yapan, neredeyse 20 yıl boyunca Alman Yeşiller Partisi'nin lideri olarak görev yapan Joschka Fischer'a aittir ve İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD-Avrupa'nın kurduğu Transatlantik Batılı ittifaklar döneminin sona ermesine odaklanmaktadır. Analistin şu cümleleri yoruma gerek bırakmayacak kadar nettir: "Zweig gibi, ben de güneşin üzerimize batmakta olduğu izleniminden kurtulamıyorum. Kesinlikle bir şeylerin sonu geliyor. Transatlantik Batı fikrine ve Amerika'nın özgürlük, demokrasi ve güvenliğin kalesi olduğu imajına olan bağlılığım derin ve ömür boyu sürmüştür. Ama o, dünün dünyasıydı."
Seçkin Deniz, 30.10.2025, Sonsuz Ark 


The Sun Sets on the Transatlantic Dream

"Trump Batı ittifaklarını zayıflatırken ve demokrasi ülkesinde aşınırken, Avrupalılar acı bir gerçekle yüzleşiyor: Dünün dünyası artık yok."

1940'ların başında Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı şiddetlenirken, Stefan Zweig'ın anı kitabı Die Welt von Gestern: Erinnerungen eines Europäers (Dünün Dünyası: Bir Avrupalının Anıları) Stockholm'da sürgünde yaşayan bir Alman yayıncı tarafından yayımlandı. Zweig, iki korkunç dünya savaşının öfkesinde eski Avrupa'nın sonunu getiren “zamanın kopuşunu” kederle anlatıyor.

Bugün Avrupalılar yine böyle bir kırılma yaşıyor mu? Çoğumuzun bildiği tek düzen olan eski düzenin ortadan kalkışına bir kez daha tanık mı oluyoruz? Eğer öyleyse, bu tarifsiz bir kayıp. Eski düzen barış, güvenlik ve refahı garanti ediyordu – başlangıçta sadece Batı Avrupa'ya, ancak 1989'dan sonra Avrupa kıtasının geri kalanına (eski Yugoslavya hariç) da. O mutlu zamanlar artık giderek Dünün Dünyası 2.0'a benziyor.

Amerika'nın kıtadan önceki çekilmesinin radikal ideolojiler ve nefret dolu propaganda için ölümcül bir fırsat yarattığını hatırlamakta fayda var. Hitler ve Naziler altında, aşırı milliyetçiler, şiddeti ve ırkçılığı yüceltenler, demokrasinin düşmanları ve diktatörlüğün ateşli destekçileri, zamanlarının geldiğine karar verdiler. Naziler iktidarı ele geçirdiler ve kasıtlı olarak İkinci Dünya Savaşı'nı başlattılar, Avrupa'yı uçuruma sürüklediler.

Bugün nerede duruyoruz? Rusya, Ukrayna'ya karşı bir fetih ve yok etme savaşı başlatmakla kalmadı, aynı zamanda Polonya ve Romanya'ya insansız hava araçlarıyla, Estonya üzerinde ise savaş uçaklarıyla girerek NATO'nun hava sahasını savunma istekliliğini test etmeye başladı. Yine de, Donald Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünden bu yana ABD'nin dayanışma açıklamaları genellikle oldukça zayıf gelse de, durumun bir dünya savaşıyla karşılaştırılabilir olduğunu söylemek yanlış olur.

Daha ziyade, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump'ın (gönüllü veya gönülsüz) yardımıyla dünya düzenini kendi lehine yeniden şekillendirme fırsatı görüyor. Avrupa, askeri açıdan zayıf ve kararsız olduğu ve artık Amerika'ya tam olarak güvenemediği için, onun revizyonist stratejisinin ilk durağıdır.

Burada, Avrupa'da, birçok kişi Trump'ın politikalarının neye hizmet ettiğini merak ediyor. Neden Amerika Birleşik Devletleri'ni ve daha geniş anlamda Batı'yı zayıflatmak için bu kadar çaba sarf ediyor? Neden Putin'e karşı bu kadar yumuşak davranıyor?

Trump, Ukrayna savaşının büyük bir çatışmaya dönüşmesinden korkuyor olabilir, ancak yaklaşımı tam da bu sonucun gerçekleşme olasılığını artırıyor. Yönetiminin Kremlin'e karşı yatıştırma ve Avrupa müttefiklerine karşı saldırganlık politikası, Putin'i daha da sert davranmaya teşvik etti.

Transatlantik dünyanın dünya tarihindeki başarısı, Amerika'nın sağladığı askeri korumaya dayanıyordu. Ancak güçlü ittifakların desteği sayesinde (güvenlik için NATO, ekonomi, demokrasi ve hukuk için Avrupa Birliği), Batı Avrupa, Soğuk Savaş'ın kırk yılı boyunca bir tür himaye bölgesi haline geldi. Bu süreçte egemenliğini kaybetti – ya da belki de unuttu.

Avrupalılar dünün dünyasında iyi ve güvenli bir yaşam sürdüler, ancak artan refahımızla birlikte ortaya çıkan görevlerimizi ihmal ettik. Trump'ın gelip, “Bu kadar, artık yeter” diyerek her şeyi değiştirdiğinde, rahat ve konforlu bir durumdan güç politikasının buz gibi gerçekliğine ani bir düşüş yaşandı ve biz buna uyum sağlayamadık. Her şey oldukça şok ediciydi ve kıtaya savaşın aynı derecede ani dönüşüyle daha da kötüleşti.

Ancak Trump'ın ikinci başkanlığı döneminde başka bir soru daha net bir şekilde gündeme geldi: Amerika'nın akıbeti ne olacak? Hala önde gelen bir küresel güç olsa da, bu gururlu, eski demokrasi açıkça tehlike altında. Her gün, hakların daha da kaybedildiği, prosedürlerin hiçe sayıldığı veya normların ihlal edildiği haberleri geliyor. Federal hükümetin tamamı, Trump'ın kişisel kaprislerini tatmin etmek için bir araç haline geldi.

“Özgürlükler ülkesi” gözlerimizin önünde oligarşik bir otokrasiye dönüşüyor. Beyaz Saray'dan gelen sonsuz kararnameler, Amerika'nın dünyadaki yerini temelden değiştirdi. Ülke eskiden özgürlüğün vaadini temsil ederdi; şimdi ise demokratik erozyon ve yükselen otoriterliğin en son ve en göze çarpan örneği.

Bir zamanlar Amerikan demokrasisinin kutsal ineği olan ifade özgürlüğü bir kenara atılıyor ve yerine majesteye hakaret suçu (monarşiye karşı konuşmanın suç sayılması) rejimi geçiyor. Modern demokrasinin doğum yeri olan ABD'nin gelecekte özgür ve adil seçimler yapıp yapmayacağı konusunda ciddi tartışmalar bile var. Unutmayalım ki, ABD'de ne olursa olsun, bu hepimizi etkileyecektir. Güçlü, demokratik bir Amerika'nın olmadığı bir dünya, temelden farklı ve şüphesiz daha kötü bir dünya olacaktır.

Zweig gibi, ben de güneşin üzerimize batmakta olduğu izleniminden kurtulamıyorum. Kesinlikle bir şeylerin sonu geliyor. Transatlantik Batı fikrine ve Amerika'nın özgürlük, demokrasi ve güvenliğin kalesi olduğu imajına olan bağlılığım derin ve ömür boyu sürmüştür. Ama o, dünün dünyasıydı.

Joschka Fischer, 8 Ekim 2025, Project Syndicate

(Joschka Fischer, 1998'den 2005'e kadar Almanya'nın dışişleri bakanı ve başbakan yardımcısıydı ve neredeyse 20 yıl boyunca Alman Yeşiller Partisi'nin lideri olarak görev yaptı.)

Ahmet Faruk, 30.10.2025, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Sonsuz Ark Çevirileri


Ahmet Faruk Yazıları              


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.


Seçkin Deniz Twitter Akışı