1 Mayıs 2024 Çarşamba

SA10723/SD3096: Mıra | Öznel Şeyler 12: 'Sana Nasıl Davranılmasını İstersin?'

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Köklerinden sarsılan bir toplumun, insana değer vermesi, her insana kendisini değerli hissettirmesi beklenemez; nezaket, insanın doğasına işlenmiş bir nitelik olsa bile, beslenmediği sürece varlığını sürdüremez."

İnsan kendisine, çevresindeki insanlara ve- günümüzde yaygın medya aracılığıyla artık mümkün olduğu için- dünyanın diğer kıtalarında yaşayan insanlara bakmalı, ‘Herkes birbirine nasıl davranıyor?’ diye düşünmeli, ‘Huzur üreten bir ilişkiler sistemi nasıl olmalı?’ diye sormalı kendisine ve bir karar vermeli.

Doğu'dan Batı'ya doğru her ülke sınırında biraz daha değişen ve Batı’da son hâlini alan ilişkiler sistemi birbirine çok zıt. Bu o kadar açık ve korkutucu ki, Batılı olmak rahatsız edecek kadar saygıdan yoksun bir müdahaleci ilişkiler sisteminde yaşıyor olmak demek, zorba olmayı, başkasına -hayat hakkını elinden almak dahil- müdahale etmeyi normal sayan bir hastalıkla yaşamak demek.

Oysa Batılı diplomasi söylemlerinde propagandası yapılan şey, Batı Medeniyetinin Doğu Medeniyetine göre insan haklarına daha fazla saygılı bir sisteme sahip olduğuna dair gerçek dışı senaryolar bileşiminden başka bir şey değil. 

Batı yüz yıldır bütünüyle sahte gerçek inşa ederek bütün insanlığı aldatmakla meşgul ve artık herkes tarafından çırılçıplak bir şekilde görüldüğünün de farkında değil.

Kanıt aramaya gerek var mı, emin değilim; çünkü Batılı toplumlar huzurlu değil, Batı huzur üretecek bir ilişkiler sistemine asla sahip olmadığı için sonuç kanıtın kendisi olmak zorunda. 

Propaganda gerçeği örtemiyor; zorbalığı temel alan bir ilişkiler sisteminin huzur üretmesi imkânsız; yasal ve yasadışı uyuşturucu kullanımın artması, psikolojik sorunların katlanarak yayılması, alkol ve yalnız yaşayan ya da kendi hazlarının peşinde tükettikleri heyecanlarla yaşayan bireylerin günden güne artan değersizlik hissine kapılması şaşırtıcı değil.

Değersizleşme hissinin ürettiği ötenazi talebi ve intiharlar ya da özellikle Batı’nın lider ülkesi Amerika Birleşik Devletleri’nde hemen her gün yaşanan toplu katliamlar huzursuz ilişkiler sisteminin sonuçları olarak resmî istatistiklerde ‘kanıt’ olarak yer buluyor. 

Amerikan Silah Şiddeti Arşivi- Gun Violence Archive (GVA)’e göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde, 2023 yılında evlerde, süpermarketlerde, ibadet yerlerinde, sinema salonlarında, gece kulüplerinde, işyerlerinde, konserlerde, üniversite kampüslerinde ve okullarda meydana gelen -38'inde dört ya da daha fazla kişi hayatını kaybettiği- toplam 630 kitlesel silahlı saldırı sonucunda 18 yaşından küçük 1.571 çocuk vurularak öldürüldü, 39.939 kişi silahla öldü, bunların neredeyse üçte ikisi intihardı, 34.087 kişi silahla yaralandı.

Zorbalık bir ilişki biçimi değildir; hemen herkesin antidepresan kullandığı, devlet ya da hükümet başkanlarının bile küfürlü konuştuğu Batı kültürel egemenliğini bütün dünyada tesis etmiş olsa da yerel ilişkiler ağı oldukça güçlü kalmaya devam etmektedir. 

Bir Çinli, Japon ya da Koreli veya Müslüman bir Malezyalı, bir Endonezyalı bir başkasına karşı nezaketini muhafaza ederek onunla iletişim kurabiliyor iken bir Batılının bunu başaramaması dikkat çekici değil midir?

Peki, Doğu ile Batı’nın arasında sıkışan Müslümanlar ne durumda? Dinlerinden koptukları kadar Batı’ya yaklaşan, Batı’nın silahlı ve diplomatik müdahaleleriyle birlikte kültürel hegemonyasına boyun eğen Müslümanların Allah’ın Kur’an’da kesin sınırlarla belirlediği ve tek amacı huzurlu bir iletişim sistemi kurmak olan ve Batı’ya ‘İnsan Hakları’nı öğreten kök yerli yerinde duruyor mu?

Köklerinden sarsılan bir toplumun, insana değer vermesi, her insana kendisini değerli hissettirmesi beklenemez; nezaket, insanın doğasına işlenmiş bir nitelik olsa bile, beslenmediği sürece varlığını sürdüremez.

İki insanın birbiri ile ilişkisinin başlangıcındaki karşılıklı saygı, karşılıklı sınırlar korunduğu sürece huzur üretebilir; ilişki huzur var olduğu müddetçe de sağlıklı bir şekilde varlığını sürdürebilir.

İnsan değersiz hissetmemek ve hissettirmemek için yeniden kendisine dönmeli ve ısrarla sormalıdır, ‘Herkes birbirine nasıl davranıyor?’ diye düşünmeli ve bir karar vermelidir: ‘Huzur üreten bir ilişkiler sistemi nasıl olmalıdır?’ 

Ve başkasına nasıl davranması gerektiğini öğrenmek için de yine kendisine sormalıdır:

'Sana nasıl davranılmasını istersin?'

Başkasına nasıl davranacağına insan kendisi karar verebilecek şekilde yaratılmıştır; ne yazık ki nezaket gibi zorbalık da buna dahildir.


YouTube'da izlemek için tıklayınız (Video: Zeynel Badak)


<<<Önceki                           Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 01.05.2024, Sonsuz Ark, Mıra | Öznel Şeyler


Mıra | Öznel Şeyler

Seçkin Deniz Yayınları




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

  

Seçkin Deniz Twitter Akışı