19 Kasım 2023 Pazar

SA10449/SD2925: Sıkıntı (Roman); 6. Bölüm-Ova 22

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Kadın çok önemliydi. İşin garip tarafı da kadın öneminin aşırı derecede farkındaydı, ancak ne tür bir yok oluşa hizmet ettiğinin farkında değildi. Göğüs dekoltesinin ya da etek boyunun, vücudunun sımsıkı sarılmış giysilerle dışarı taşan ayrıntılarının erkek üzerindeki etkisini görünce şeytanî bir hâzla tanrıça olmaya çalışıyordu ahmakça."

Bakışların ve ellerin dokunduğu, bedensel açlıkların tatmin edildiği kutsallıkların ‘kir’ hâlesi içinde saygın olmasını düşünmek bile gafletti. O masumiyetin saygısız bakışlarla zedelenerek azar azar eriyişini ve zamanla yok olmasını er kişi içine sindiremezdi. O oğuşun güzelliklerini taşıyan ruha bu bakışlar altında yaşayacağı duyguların hâz verip vermemesinden çok, bilinçaltında oluşturacağı ‘ar damarı çatlaması’nı düşünürdü.

‘Ova Yazarı’nın notlarında da vardı çıplaklık.

“Çıplaklığa aşina olan ruhun önündeki ‘edebe dair engeller’ çürür ve yok olur. Çıplaklık, ahlâkî çöküşün başlangıcı olarak kabul edilemez; çünkü başlangıç çıplaklığa ihtiyaç duymakla var olur. Çıplaklık bu ihtiyacın geliştiği formdur.” diyordu ‘Ova Yazarı’. “Fiziksel görünümün, insan ruh yapısı üzerindeki etkilerini tüm araştırmacılar kabul etmekte iken, bunu reddetmek ne kadar akıllıca olabilir? Biliniyor zaten; ama beğenilmek ne kadar yüce bir amaç? Sizi beğenen de bir insan iken, bunu sevimlileştiren nedir?”

Şaşırtıcı derecede çok sertti ‘Bekçi’nin çıplaklığı tercih eden kadınlara yönelik yorumları; ama sertliği söylediklerinin dosdoğru oluşundandı, satanizmin hedefindeki aile başka türlü korunamazdı.

“Söyler misiniz; sizi beğenenlerin sizden ne istemesini beklersiniz? Herkese ait olamayacağınıza göre, vücudunuzu teşhir ederek beğenilmenin dayanılmaz gücünü neden bu kadar çok istemektesiniz? Elbette cinselliğinizi kullanarak erkeklere hükmetmek için; iyi ama bu yerkürede hükmeden herkesin hüküm altında kalarak o güce eriştiğini bilmiyor musunuz? Teşhir sadece pazarlamak içindir; o halde teşhircilerin başka bir felsefî neden araması saçmadır. Teşhirciler sadece teşhirciliklerinin eleştirilmesini engelleyebileceklerini düşündükleri bir tezgâh kuruyorlar pazarda; bu insanı daha da aşağılık yapıyor.”

Geçici Mescid’e doğru giderken zihnimde sorular uçuşuyordu.

Kadınların giyimine sadece kadınlar karar verebilir miydi gerçekten? Kadın, erkekle çiftleşerek erkeği de kadını da doğuran ve doğurduğu kadın ve erkeğin ilk öğretmeni olduğuna göre kadınlar nasıl karar vereceklerdi çıplaklıklarının ölçüsüne?

Hristiyanlık öncesi İskandinav ülkelerindeki gibi mi olacaktı her şey? Babası bilinmeyen ama annesi bilinen birçok çocuk mu doğuracaktı sınırı olmayan çıplaklığa giydirilmiş cinsel özgürlükler isteyen kadınlar? Cinsellikle çıplaklık nasıl ayırt edilebilirdi ki? Cinsellik yoksa çıplaklık niçin vardı? Antik Mısır’dan Antik Yunan’a, Antik Hint’ten Antik Çin’e, hatta yedinci yüzyıl öncesi Kabe’deki tanrıçalara kadar neden çıplak kadın heykelleri taşınmıştı günümüze?

Bugün bütünüyle Batı aileyi sırf bu nedenle kaybetmiş değil miydi? Sperm bankası dedikleri tiksinti verici merkezlerden tedarik ettikleri kime ait olduğu belli olmayan spermlerle kendi yumurtalarını döllüyordu içip sarhoş oldukları barlarda yaşadıkları cinsel ilişkilerle hamile kalamayan ya da oralarda hamile kalmak istemeyen kadınlar. Yüzbinlerce babası belli olmayan erkek ve kadın doğuyordu hayatın içine. Babası belli bir çocuk kadınları neden rahatsız ediyordu? Ya da bunun böyle olmasının daha iyi olacağına kadınları kim inandırmıştı?

Türkiye adım adım bu yok oluşa doğru gitmiyor muydu? Türkiye’de yaşayan geniş toplum bu dünyanın en seçkin havaalanlarından birini, İstanbul Havaalanını yapan Erdoğan’ı neden seçiyordu? Tek sebep havaalanı değildi elbette; kadını ve aileyi korumak istiyordu insanlar.

Peki, 15 Temmuz 2016’da satanist bir askerî darbe ile indirilmek istenen Erdoğan aileyi istendiği şekilde koruyabiliyor muydu? Bu sorumluğu tek başına ona yüklemek ne kadar âdildi? İşte tartışılması gereken buydu.

Kadın veya erkek, bütün olarak insan, hiç düşünmediği ama hayatını kuşatan ayrıntıların aslında nasıl tasarlandığını ve hayatının neden zehir olduğunu anlamak zorundaydı.

‘Sıkıntı’ bekçilerinin temel sıkıntısı da buydu. Erdoğan ya da bir başkası değildi mesele; mesele herhangi bir insanın bütüncül olarak insana dair gerçekten iyiliği hedefleyen ayrıntıları tasarlama amacının ve kabiliyetinin olmasıydı.

Avrupa Birliği üyeliği denen karanlık ve uzun ve şeytanî yolun yolcusu bir ülkeye liderlik ediyordu Erdoğan ve şeytanî bir proje olarak Avrupa Birliği’nin erkeği, kadını ve aileyi korumak gibi bir amacı yoktu; özgürlük adı altında bütün dinî ve ahlakî değerleri yok etmeye odaklanmıştı artık demokrasi maskesi takmış faşist bir diktatörlüğün birer parçası olarak çalışan bütün Avrupa Birliği kurumları.

Geniş Türkiye toplumunun istediği geleneksel Müslüman aile terbiyesi artık çok uzaklardaydı, yirminci yüzyılın insanı ile yirmi birinci yüzyılın insanı arasında binlerce yıl vardı; teknoloji ve iletişim, sosyal medya ruhsal ve toplumsal bütün çarpanları yerle bir etmişti. Din ve ahlâk sözde kalıyordu, bilişsel bir kaos yaşanıyordu yeryüzünde.

Ahlâken İsa’dan önceye gitmişti insanlık ve doğduğunda onu öldürmeye çalışan ‘Masumların Katili’ Yehuda Kralı Herod gibi birer kral vardı dünyanın bütün ülkelerinde; her biri şeytanî bir şekilde hükmediyordu satanist Roma İmparatorluğu’nun yerine geçen Amerikan imparatorluğunun atanmış valisinin çizdiği sınırların içinde.

Yehuda Kralı Herod’un oğlu Herod Antipatros’un ve Roma valisi Pontius Pilatus'un niyetleri, bugün benzerlerinin yaptığı gibi, kendi satanist iktidarları için bütün dinleri ve bu dinlerin çerçevesini çizdiği ahlâkı çarmıha germekti; İsa çünkü mucizevî bir şekilde erkeksiz hamile kalan Bâkire Meryem’den doğmuştu. Meryem’in korunmuş iffeti ve bu iffetin toplumdaki derin karşılığıydı satanist Roma İmparatoru’nun ve Yahudi Kral’ın çarmıha gerdiği şey…

Allah tarih boyunca neden binlerce elçi göndermişti ki insanlığa? Adem’den bu yana defalarca bozulan ve kadın üzerinden Allah’a isyana sürüklenen sistemlere karşı insan için kadını ve iffetini koruyan bir sistem inşâ etmek değil miydi asıl mesele?

Yahudiler ve Hristiyanlar neden kadını ilk günahın sorumlusu sayıyorlardı ki haksız yere? Eşi, Adem’le birlikte yasak ağaca yaklaşmamış mıydı? Neden Adem’e değil de kadına saldırıyordu ki Samirîler? Kadın, insan olgusunun temeli ve en zayıf karnıydı; ancak oradan saldırabilirdi şeytan.

Sıradan bir Amerikan bürokratı olan CIA Türkiye İstasyon şefi bir Amerikan valisi gibi hükmetmemiş miydi Osmanlı İmparatorluğu’nun mirasçısı Türkiye Cumhuriyeti’ne yaklaşık elli yıl? Kimdi Türkiye’nin Herodlar'ı? Erdoğan’ın işi kolay değildi ve iyiliğin yeniden insanların hayatlarında ayrıntılara kadar girmesi için yardıma ihtiyacı vardı. ‘Bekçiler’ her şeyin farkındaydı ve bunun için bana ulaşmışlardı.

Kadın çok önemliydi. İşin garip tarafı da kadın öneminin aşırı derecede farkındaydı, ancak ne tür bir yok oluşa hizmet ettiğinin farkında değildi. Göğüs dekoltesinin ya da etek boyunun, vücudunun sımsıkı sarılmış giysilerle dışarı taşan ayrıntılarının erkek üzerindeki etkisini görünce şeytanî bir hâzla tanrıça olmaya çalışıyordu ahmakça.

Namaz kılmak için zihnimdeki akışı durdurmalıydım, ama durmuyordu… Erkeği ve kadını aşka sürükleyen her şeyin, ahlakî bir sefalete doğru gidişi saklayan bütün süslü yolların satanist Roma’ya çıkışı için tasarlandığını görüyordum. Kaygı verici olan hiçbirimizin bu kuşatılmışlık karşısında güvende olmadığımız gerçeği idi. 


<< Önceki                      Sonraki>>


[14.11.2023, (6/45 (570))]

Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:


Seçkin Deniz, 19.11.2023, Sonsuz Ark, Sıkıntı, Roman

Sıkıntı





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

    

Seçkin Deniz Twitter Akışı