15 Şubat 2021 Pazartesi

SA9077/SD1967: Sıkıntı (Roman); 2. Bölüm-Yer 12

       Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Film yapmak, tıpkı ticaret ya da reklam sektörü gibi bir Yahudi sanatıdır. Sinema sektörünün patronları onlardır."


Tahrif edilmemiş olan Tevrat'ın tanımları ve emirleri her Yahudi’yi, her Hristiyan’ı bağladığı gibi her Müslüman’ı da bağlar, çünkü Kur'an Allah tarafından gönderilen tüm kitaplara iman etmeyi emreder, ancak elimizde tahrif edilmemiş Tevrat yok, doğal olarak geçmişin üstün kılınmış Yahudilerinin hayal dünyasında yaşamaları sadece onları ilgilendirir, buna karşılık Siyonist Yahudilerin kendilerini çimenlerin üstündeki 'çiğ' ya da otları sulayan sağanak 'yağmur' olarak 'Tevrat' temelli dinî bir inanç ilkesini sürdürmekle görevli kılınmış gibi göstermeleri, dünyadaki bütün insanları ilgilendiren bir sorundur. Yahudilere, onları çelişkileri ile yüzleştirerek yardımcı olabiliriz.”

‘Yer Yazarı’ Siyonist Silah Sanayii’nin dünyaya egemen bir niteliğe sahip olduğunu söyleyerek analizine devam ediyordu: 

“Yüzlerce sayfalık analiz okumaya ya da başka silah şirketi veya kanıt toplamaya gerek yok. Bir şirketi örnek vermek yeterlidir. Lockheed Mart'in'in internet sitesinde 'Biz Kimiz' başlıklı sayfada "Lockheed Martin'i, İsrail Devletinin güvenliğinde yerine getirdiği önemli rolü gururlandırıyor. Şirket, 1970 ve 1980'lerden beri İsrail Hava Kuvveti'ne sadık hizmet veren C-130 ve F-16 uçaklarından gurur duyuyor." yazıyor. Lockheed Martin Corporation, satış hacmine göre dünyanın en büyük silah sanayi müteahhidi ve İsrail'de de yatırım yapan bu şirket Lockheed yetkililerine göre, "İsrail Savunma Gücü'nü destekleme konusundaki kararlılığını gösteriyor."

Ruhumuzu meşgul eden, bilincimizi inşa eden, gözlerimizden ve kulaklarımızdan giren insan eseri hemen her şeyi tasarlayan köklere temas ederken ‘Yer Yazarı’nın sesi kulaklarımda yankılanıyor gibiydi; netti, pürüzsüzdü:

“Siyonist Hollywood, Sinema ve Televizyon endüstrisine egemendir. 'Jews in Hollywood, 1930-1950, American Jews and the making of the movie industry (Amerikan Yahudileri ve film endüstrisinin gelişimi)' başlıklı analizde kendisi de bir Yahudi olan yazar Norman L. Friedman'ın ifadesiyle 'Jewish Hollywood-Yahudi Hollywood' olgusunu anlamamızı kolaylaştıracaktır:

"1930’lara gelindiğinde 8 önemli stüdyonun 6’sı Yahudi kontrol ve yönetimindeydi." ve "Kültürel olarak fazla “Yahudi” olmasa da, 'Yahudi Hollywood' Yahudi dost ve nepotizminden, golf ve kumar kulüplerinden ve hatta ırk içi evliliklerden oluşan kendi sosyal döngüsü olan ayrı bir yapıydı."

Film yapmak, tıpkı ticaret ya da reklam sektörü gibi bir Yahudi sanatıdır. Sinema sektörünün patronları onlardır. Analizden okumaya devam edelim:

"İki sektörün yaradılışı birbirlerinden çok da farklı değildi. Giyim ve film sektörlerinin her ikisinde de Yahudi girişimciler, toplu dağıtım temelinden başlayarak hem giyim hem de eğlence sektörlerinde seri üretim yaptılar. Ustalık ve cesaretle dikim ve çekimde sessiz çoğunluk için sayısız bireysel yetenek geliştirdiler.

Patronlar böylece Hollywood’a esasen perakende ticaretinden kazandıkları yeni iş yetenekleri getirmişlerdi ve 1930’lara gelindiğinde 8 önemli stüdyonun 6’sı Yahudi kontrol ve yönetimindeydi. Buna ek olarak ikinci ve üçüncü düzey, sektörle bağlantılı olarak çalışan yapımcılar, yöneticiler, asistanlar, acenteler ve avukatların da önemli bir kısmı Yahudi idi.

Peki Yahudiliğin bilinen resmi şekli ile etnik Hollywood Yahudilerinin uyguladığı ve tanımladığı Yahudiliğin şekli neydi?  Bu periyotta, genelde dinine itaatkar ailelerden gelen, az çok İbranice bilen, 'Bar Mitsva’sı yapılmış bireyler olarak yapımcılar, Yahudi karakterlerini, deneyimlerini ve yerleşimlerini anlatan neredeyse hiç film yapmadılar ve Los Angeles Yahudi topluluğundan ve onun aktivitelerinden uzak, asimile bir hayatı seçtiler. Ama bu Yahudiliklerinde utanıyorlar anlamına da gelmiyordu. 

Yeri gelince bazı İbranice sözcükler kullanıp, cemaatlerine yardımda bulunuyorlardı. Senaryo yazarı Ben Hecht bu vaziyeti şöyle yorumluyordu;

"Hecht’e göre yüksek sosyetenin dünyasındayken kişinin Yahudiliğini unutması ama Yahudiliğini ispatlamak için de zor durumda olan Yahudilere gizli olarak yardım edilmesinde anlaşılırdı. Bir sinagoga girmeden o sinagogu 30 yıl maddi anlamda desteklemek de normaldi. Gizli Yahudiliğin ona göre olmazsa olmazları ise, bazı dini prensipleri bırakmamak, Yahudi tatillerinde yarışlara gitmemek ve cenazesinde İngilizce de olsa bir rabbinin görevlendirilmiş olmasıydı..."

Tüm bu gerçekler ışığında MGM’in patron Louis Mayer’ı ele alacak olursak o tipik bir Yahudi yapımcıydı. Boston’daki gençlik yıllarındaki Ortodoks yıllarını saymazsak Mayer çok nadir ibadet etmeye sinagoga giden dindar olmayan bir Yahudi’ydi. David Selznick gibiler ise “Ben Amerikalıyım, Yahudi değilim” diyecek kadar ırk ve dinlerine yabancıydılar. Hatta Columbia’nın patron Hary Cohn’un 1958 yılındaki cenazesinde hiçbir Musevi dini tören yapılmamıştı.

Biyografi yazarı şöyle bir olaydan bahseder;

"Bir öğleden sonra MGM patronu Louis B. Mayer, Cohn’dan Yahudi Derneği’ne yardım alabilmek için neredeyse 1 saat telefonda konuşur. Mayer, kendi de bir Yahudi olan Cohn’u ikna için tüm yeteneklerini kullanmış olsa da onu bir türlü ikna edemez. Üstüne Cohn, “Yahudilere yardım mı? Asıl dünyanın başına açtıkları belalar için Yahudilere ve İrlandalılara karşı dünyanın yardıma ihtiyacı var” der."

Ama kültürel olarak fazla “Yahudi” olmasa da, 'Yahudi Hollywood' Yahudi dost ve nepotizminden, golf ve kumar kulüplerinden ve hatta ırk içi evliliklerden oluşan kendi sosyal döngüsü olan ayrı bir yapıydı.

Eğer Musevilik veya Yahudilik geleneğinin 'Yahudi Hollywoodu'na katkısı yok denecek kadar azsa bu başarının sırrı neydi peki? Zierold ve French’e göre bu başarının, dayanıklılığın ve eksikliklerin arkasında yatan sebep göçmenlikti.

İlk olarak, Yahudilerin bir göçmen veya yarı göçmen olarak, asimile Amerikan veya %100 Amerikan olarak kabul edilme istekleri, onlara Amerikan popüler kültürü yaratma ve transmisyon gayreti verdi. Onların bakış açılarından çekilen filmleri ile dünya, Amerikan değer ve meziyetlerini öğrendi.

İkinci olarak, çokça kez iddia edildiği gibi, Amerikanlaşan göçmenler olarak, özel bir duygu veya içgüdü ile sinemaseverlerin neyi isteyip sevdiklerini bildiler.

Amerikan popüler kültürü için göçmen gayreti ve Amerikan kitle beğenisini anlamak, farklı Yahudi stüdyolarında farklı şekiller aldı. Örneğin Mayer yönetimindeki MGM orta sınıf için geleneksel, romantik, duygusal ve gösterişli kadınların ilgisini filmler çekerken, Jack Lo Warner yönetimindeki Warner Bros yine orta sınıf için (veya onlar hakkında) suç hikayeleri, melodrama, biyografi ve sosyal vicdanı ele alan daha az kadın ilgisine yönelik filmler çekti. Ama her iki film şirketinde film serileri, göçmenlerin kameralarından çıkmış, Amerikan popüler kültürünün iyi birer yansımalarıydı." 



<< Önceki                      Sonraki>>


[(24.01.2021, (2/22 (140))]

Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:


Seçkin Deniz, 15.02.2021, Sonsuz Ark, Sıkıntı, Roman

Sıkıntı





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı