22 Şubat 2021 Pazartesi

SA9088/SD1976: Sıkıntı (Roman); 2. Bölüm-Yer 13

        Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Bugün ‘Böğüren Buzağı’ Hollywood filmlerinde, dizilerinde, sanat-edebiyat eserlerinde somut olarak görülüyordu ve Yahudiler dahil bütün insanları dinsizliğe sürüklüyor ve nesnelere tapınır hale getiriyordu, bu ancak ve yalnızca Şeytanî bir saptırmaydı ve Şeytan, Allah’ın yoluna oturmuştu, insanları saptırıyordu."


‘Yer Yazarı’ Yahudi yazarlardan yaptığı alıntıları yorumluyordu ve analitik çıkarımlarda bulunurken de, antisemit ya da başka bir suçlamaya maruz kalmayacak netlikte, gerçek Yahudilerin de haklarına sahip çıkan yaklaşımını muhafaza ediyordu; Yahudilerin ve Yahudiliğin arkasına saklanan şeytanî entrikaları açığa çıkarmaya ve Samirî’nin ‘Şeytanî’ gerekçelerinin günümüze kadar sürdüğünü göstermeye çalışıyordu; bunu başarıyordu da:

“Eğer Musevilik veya Yahudilik geleneğinin 'Yahudi Hollywoodu'na katkısı yok denecek kadar azsa bu başarının sırrı neydi peki?” sorusunu soran bir Yahudi’nin cevabı kuşkusuz gerçeği somut olarak ortaya koyacak güçte olmayacaktı. Bu sır ne göçmenlikle ne de asimilasyonla ilgiliydi. Bu sır Şeytan’a tapanların dini olan Satanizm’e iman etmiş olanların tarihin derinliklerinden, Samirî’ ve benzerlerinden gelen hemen her dinden insanı içine almak için örgütlenen masonik ruhtu. 

Yahudi sorgucunun “Kültürel olarak fazla “Yahudi” olmasa da, 'Yahudi Hollywood' Yahudi dost ve nepotizminden, golf ve kumar kulüplerinden ve hatta ırk içi evliliklerden oluşan kendi sosyal döngüsü olan ayrı bir yapıydı.” dediği yapı, Yahudiler kadar Hristiyanlar, Müslümanlar, Budistler, Hindular ve diğer dinler arasında da yaygın olan bir hayat biçimini ve standardı yansıtıyordu. 

Cümleyi şöyle değiştirdiğimizde Türkiye’deki benzerlerini çok doğru bir şekilde tanımlamış olacaktık: “Kültürel olarak fazla “Müslüman” olmasa da, 'Türkiye’nin İş-Sinema-Sanat-Edebiyat-Düşünce-Medya dünyası, ‘Mason’ dost ve nepotizminden, golf ve kumar kulüplerinden ve hatta ‘klik’ içi evliliklerden oluşan kendi sosyal döngüsü olan ayrı bir yapıydı.”

Birçok ayette belirtildiği ve beyan edildiği üzere Tâ-Hâ Suresi’nin 14. ayeti de sarih olan gerçeği hatırlatıyordu: 

“Gerçekten Ben, (evet) Ben Allah'ım, Benden başka ilah yoktur; şu halde Bana ibadet et ve Beni zikretmek için dosdoğru namaz kıl” 

Bu tür organizasyonların daima var olduğunu, zamandan münezzeh bir şekilde bilen ve insanları uyaran Allah’ı ve ona inananları düşman edindikleri artık bir sır değildi, onları birlikte ve başarılı gibi gösteren bu düşmanlıktı, kuralların dışına çıkanların acımasızca yok edildiği şeytanî bir düzendi. Onlar dilediklerini yapabilecek güçte olduklarını zanneden ahmaklardı, kendilerini paranın ve masonik ağın kazandırdığı güçle yarıtanrılar olarak ilan ediyor ve senaryolarla kendi dinlerini üstelik fanatik bir şekilde dünyaya yaymaya çalışıyorlardı.

Çocuklarımızın zihinlerinde yarıtanrı özelliklere sahip olarak yerleştirilen ‘dinsiz’ çizgi süper kahramanların da Yahudiler tarafından tasarlandığını ve bütün inanç sistemlerini çocukluktan itibaren sarstığını fark etmek gerçekten şaşırtıcıydı. Açıkça anlatıyordu araştıran, soruşturan ve Yahudi kaynaklarını kullanan ‘Bekçi’:

“Haaretz'te 24 Ocak 2016'da yayınlanan Nirid Anderman imzalı "Süper Kahramanlar: Çizgi Romanların Gizli Yahudi Tarihi" başlıklı yazı "Amerikan çizgi roman figürlerin travmatik geçmişleri ve gizli kimlikleri, yaratıcılarının Yahudiliğini mi yansıttı?" sorusunun cevabını ararken ve ilgili tezleri kanıtlarken, şöyle diyordu:

"Haollywood’un neredeyse bütün büyük süper kahramanları -Stan Lee (Stanley Martin Lieber) ile Jack Kirby, Spider-Man, Hulk, Fantastik Dörtlü, Ironman, X-men, Thor ve Avengers gibi özellikle etkileyici bir tarzı olan süper karamanları üretirken; Jerry Siegel ve Joe (Joseph) Shuster Superman’i, Joe Simon ve Jack Kirby (Jacob Kurtzberg) Kaptan America’yı, Bob Kane (Robert Kahn) ve Bill Finger  Batman’i yarattılar- Yahudiler tarafından tasarlanmıştı." 

Firavun’un zulmünden Allah’ın Elçisi Musa aracılığı ile kurtulduklarını bildikleri halde Musa’nın kısa süren yokluğunda Yahudileri altından ‘Böğüren Buzağı’ yapıp onun tanrıları olduğuna inandıran ve saptıran Samirî de Yahudi’ydi. Bugün ‘Böğüren Buzağı’ Hollywood filmlerinde, dizilerinde, sanat-edebiyat eserlerinde somut olarak görülüyordu ve Yahudiler dahil bütün insanları dinsizliğe sürüklüyor ve nesnelere tapınır hale getiriyordu, bu ancak ve yalnızca Şeytanî bir saptırmaydı ve Şeytan, Allah’ın yoluna oturmuştu, insanları saptırıyordu.

Tâ-Hâ Suresi 85-98. ayetlerde Samirî’nin yaptıkları tek tek anlatılıyordu. Samirî’nin soyundan gelenler Tevrat’ı tahrif ederek Samirî’nın adını silip bu sapkın eylemi kendisi de Allah’ın elçisi olan Harun’a mal etseler de gerçek ayetlerde beyan edildiği üzereydi:

‘Allah, “Şüphesiz, biz senden sonra halkını sınadık; Sâmirî onları saptırdı” dedi. Bunun üzerine Mûsâ, öfke dolu ve üzgün bir hâlde halkına döndü. “Ey kavmim! Rabbiniz, size güzel bir vaadde bulunmadı mı? (Ayrılışımdan sonra) çok zaman mı geçti, yoksa üzerinize Rabbinizden bir gazap inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz söze uymadınız (ve buzağıya taptınız)?” dedi. Şöyle dediler: “Sana verdiğimiz sözden kendi isteğimizle caymış değiliz. Fakat biz Mısır halkının mücevheratından yüklü miktarlarda takınmıştık. İşte onları ateşe attık. Sâmirî de aynı şekilde attı. Böylece (Sâmirî) onlar için böğürmesi olan bir buzağı heykeli ortaya çıkardı. (Sâmirî ve adamları) “Bu sizin de ilâhınızdır, Mûsâ’nın da ilâhıdır. Öyle iken Mûsâ, (ilâhını burada) unuttu (da onu Tûr’da aramaya gitti)” dediler. Onlar bu heykelin, sözlerine karşılık vermediğini, kendilerinden hiçbir zararı uzaklaştıramayacağını ve onlara hiçbir fayda sağlayamayacağını görmezler mi? Andolsun, Hârûn onlara daha önce şöyle demişti: “Ey kavmim! Siz bununla yalnızca imtihan edildiniz. Doğrusu sizin Rabbiniz ancak Rahmân’dır. Öyleyse bana uyun ve emrime itaat edin.” Onlar da, “Mûsâ bize dönünceye kadar buzağıya ibadet etmeye devam edeceğiz” dediler. Mûsâ, (Tûr’dan dönünce) şöyle dedi: “Ey Hârûn! Saptıklarını gördüğün zaman bana uymana ne engel oldu? Yoksa emrime karşı mı geldin?” Hârûn: “Ey anamın oğlu! Saçımı sakalımı çekme. Şüphesiz ben, İsrailoğullarının arasını açtın, sözüme uymadın demenden korktum” dedi. Mûsâ, “Ya senin derdin neydi ey Sâmirî?” dedi. Sâmirî, şöyle dedi: “Ben onların görmediği şeyi gördüm. Elçinin izinden bir avuç avuçladım da onu attım. Böyle yapmayı bana nefsim güzel gösterdi.” Mûsâ, “Çekil git! Artık sen hayatın boyunca (hastalanıp) “Bana dokunmak yok!” diyeceksin. Senin için, asla kaçamayacağın bir ceza daha var. Hele şu ibadet edip durduğun ilâhına bak! Biz onu elbette yakacağız ve onu muhakkak denize savuracağız. Sizin ilâhınız ancak kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, ilmiyle her şeyi kuşatmıştır.’

Yahudi sorgucunun ‘kendi sosyal döngüsü olan ayrı bir yapı’ olarak tarif ettiği ilişkiler düzeni Samirî’nin lanetlendiği şekliyle bugün de sürüyordu. Onların hastalıklı olduğunu Yahudiler dahil araştıran bütün insanlar biliyordu; ne var ki araştıranların bunu bütün insanlara anlatma imkânları çok sınırlıydı.”

‘Yer Yazarı’nın üniversiteler dahil okullarda ders içeriği olarak okutulması mümkün olmayan, kitaplaştırılıp yaygınlaştırılması neredeyse imkânsız olan, ancak internet üzerinden yayınlanan, meraklısı tarafından araştırılarak öğrenilen, farklı amaçlarla yayınlanmış içeriklere ulaşmasının, yorumlamasının ve bunları benimle paylaşmasının sebepleri netti. Benim de bu gerçekleri bir romanla insanlara anlatmayı seçmiş olmam gerçekten isabetli olmuştu.

Evet, belki sıkıcıydı bir romanda bu türden akademik bilgileri okumak, ama başka nasıl anlatılabilirdi ki, işgal edilmiş insan zihnine giden yollar tıkalıyken.

Merak edenler için, Yahudilerin yönettiği ve ünlülerin Yahudi olup olmadığını araştırıp yayınlayan ‘Üstünlükçü’ ‘jewornotjew’ adlı internet sitesinde yer alan, aslında Yahudilik'le ilgisi olmayan ünlü Yahudi Hollywood oyuncularından bir kısmını da tek tek sıralamıştı ‘Bekçi’:

"Steven Seagal, Jean-Claude Van Damme, Sylvester Stallone, Michael Douglas, Kirk Douglas, Tony Curtis, Billy Crystal, James Caan, Daniel Day-Lewis, Harrison Ford, Peter Falk, James Franco, Steve Guttenberg, Jake Gyllenhaal, Robert Downey Sr., Robert Downey Jr., Dustin Hoffman, Kevin Kline, Christopher Lambert, Martin Landau, Woody Allen, Michael Landon, Jerry Lewis, Paul Newman, Sean Penn, Larry King, Marilyn Monroe, Elizabeth Taylor, Zsa Zsa Gabor, Barbra Streisand, Goldie Hawn, Jane Seymour, Scarlett Johansson, Natalie Portman, Jessica Alba, Jessica Biel, Elizabeth Banks, Mila Kunis, Jamie Lee Curtis, Cara Delevingne, Gal Gadot, Eva Green, Olivia Wilde, Kristen Stewart, Anne Hathaway, Bar Refaeli...” 


<< Önceki                      Sonraki>>


[(21.02.2021, (2/24 (142))]

Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:


Seçkin Deniz, 22.02.2021, Sonsuz Ark, Sıkıntı, Roman

Sıkıntı





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı