14 Ocak 2018 Pazar

SA5482/KY59-MLÖZ32: Dağıstan, Kafkasya Savaşının Kahramanı Hacı Murad’ın Kafatasını Geri Vermesi İçin Putin’e Çağırıda Bulunuyor

"İnsan bedeni tamamen toprağa verilmelidir. Bunu anlamayan insanları ve bunu anlayıp hiçbir şey yapmayanları anlayamıyorum, bu durum beni çok öfkelendiriyor. Dağıstanlılar'dan bu soruna ciddiyetle yaklaşmalarını ve ne gerekiyorsa yapmalarını rica ediyorum. Onun bizimle sizin vatanınız için savaştığını ve başını atalarımız için, bizim için ve Dağıstan’daki huzur için kaybettiğini unutmayınız."


Kafkasya’nın her ferdini rahatsız etmesi gereken sorun on yıllardır Rusya tarafından çözüme kavuşturulamıyor. 

Geçen günlerde Dağıstan’da hiç olmazsa bir buçuk asır sonra vatanında gömülebilmesi için Hacı Murad’ın kafatasının geri getirilmesi gerektiğinin tartışması tekrar gündeme düştü. Neden Moskova bu zamana kadar bu sorunu çözmedi ve bundan sonra çözecek mi?

Dağıstan’lı aktivist Bulaç Çankalayev internet aracılığıyla Rusya Başkanı Vladimir Putin’e seslendi ve Kafkas Savaşının efsanesinin, Lev Tolstoy’un yazdığı roman kahramanının naib Hacı Murad’ın kalıntılarının yakınlarına teslim etmesi için açık çağrıda bulundu. Aynı zamanda bu taleple dilekçe düzenleyip imza toplamaya başladı.




"Bir kez daha Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Vladimiroviç Putin’e, Dağıstan Başkanı Ramazan Abdulatipov’a, tarihçilere, profesörlere, diğer yetkililere ve İmam Şamil vekilinin Hacı Murad’ın kafatasının vatanına getirilmesi ve gömülmesi meselesine kayıtsız kalamayan her vatandaşa sesleniyorum.

Ben defalarca sergi koleksiyonunun 119 numaralı parçasının vatanında gömülmesi konusunu gündeme taşımaya çalıştım. Hacı Murad’ın kafası toprağa verilmelidir. Naibin kafatası uzun yıllar boyunca St. Petersburg Askeri Tıp Akademisi’nin koleksiyonunda kaldı, ondan sonra Bilimler Akademisi Antropoloji ve Etnografya Müzesi'ne verildi.

Daha sonra kafatası 2009 yılında St. Petersburg Dinler Tarihi Müzesi'ne nakledildi. Hacı Murad'ın kafatası Rusya Federasyonu müze fonu devlet bölümünden çıkarıldı ama henüz gömülemedi. Müze koleksiyonunun objesi statüsünü kaybettiğindeyse federal mülkiyetin bir parçası olmuş oldu.

İnsan bedeni tamamen toprağa verilmelidir. Bunu anlamayan insanları ve bunu anlayıp hiçbir şey yapmayanları anlayamıyorum, bu durum beni çok öfkelendiriyor. Dağıstanlılardan bu soruna ciddiyetle yaklaşmalarını ve ne gerekiyorsa yapmalarını rica ediyorum. Onun bizimle sizin vatanınız için savaştığını ve başını atalarımız için, bizim için ve Dağıstan’daki huzur için kaybettiğini unutmayınız.

Kafkas Savaşı çoktan bitmiştir. Ama Hacı Murad için hala devam etmektedir çünkü başı bedeniyle birlikte defnedilmemiştir. Efsanevi kahraman Hacı Murad’ın kafası hala bir depoda bekletiliyor.
Olanların korkunç barbarlığına rağmen ki bunu farklı bir şekilde adlandırmak imkânsız, başını defnedilmesi için devletimize, akrabalarına vermiyorlar. Meseleyi geleneklerimize uygun bir şekilde çözmeye yönelik bulunduğumuz talep ve girişimler sonuçsuz kalıyor. İlgili insanlar başına resmen yapıştılar.

Ben Rusya’nın barış içinde, savaşsız, yanlış anlaşılmalar olmadan yaşamasından yanayım, halklar, insanlar, toplumlar arası ilişkilerin bozulmasına karşıyım. Bütün dünyada barıştan yanayım. Ben ve halkım kafanın İslam normlarına uygun olarak gömülmesini istiyoruz.

Vladimir Putin’in bu meseleye ciddiyetle yaklaşacağını ve meseleyi adalete uygun olarak çözeceğini inanıyorum. Sonuçta savaşın geride kaldığını ve şimdi Rusya’nın bizi birleştirmesi gerektiğini anlamak zorundayız”, diyor Bulaç Çankalayev.

Tolstoy'u Büyüleyen Naib

“On Kavkaz” sitesi Kafkas Savaşının çağdaşlarını büyüleyen efsanevi cesaretin sahibi bir kahramanın trajik kaderinin konusunu sürekli gündemde tutmaya çalışıyor. Kafkasya’da savaşan ve birçok cesur savaşçıyı görme imkânı bulan Lev Tolstoy Avar naibin kişiliğinden çok etkilenmişti. 

“Lev Tolstoy “Hacı Murad” romanını “Savaş ve Barış”tan daha uzun sürede yazmıştı, hâlbuki hacim olarak bu iki eser kıyaslanamaz bile”, diyor “Hacı Murad Hakkındaki Gerçek” kitabının yazarı Rudolf İvanov. 

“Tolstoy’un “Hacı Murad” eserinin birkaç versiyonu bulunuyordu. Fakat sansürün etkisiyle nihai metin Rusya İmparatorluğunda hiç yayınlanamamıştı. Okur, romanın son versiyonuyla ilk defa Sovyet döneminde tanışmıştı.”

Gerçekten de baskıya hazır sadece 250 sayfa için yazar yirmi üç kere giriş yazmış, metin üzerinde tam on kez düzenleme yapmış, 2152 karalama sayfasını harcamış ve yaklaşık bir buçuk ton yardımcı kaynak incelemişti. Ama bunları hayatayken yayınlamak ona nasip olmamıştı.



Demek Hacı Murad’ın hikâyesi buna değerdi… Demek ki büyük Rus yazar okuruna dağların cesur adamın kahramanlıklarından daha fazlasını anlatmak istemiştir. Bu savaşçı hafızamızda cesur biri olarak, bir komutan olarak, İmam Şamil’in vekili ve onun sağ kolu olarak kaldı. O Avar hanlarının ikamet ettikleri Hunzah bölgesinde dünyaya geldi.

Başsız Naib

Onun cihattaki rolü oldukça tartışmalıdır. Çünkü sadece cesaretiyle değil, yönetimi altında bulunduğu topraklarda yaptığı haksızlıklarla da meşhurdu. Her türlü entrikalar, İmam Şamil’den Rus tarafına ve sonra tekrar İmam Şamil’e geçme girişimlerinden sonra hayatını noktalamıştı. 

“Hacıağa sırtına ayağını basıp iki vuruşla başını kesmiş ve ayakkabısını kana bulamamaya dikkat ederek başını ayağıyla kenara yuvarlamıştı…” Tolstoy, romanında efsanevi naibin ölüm anını bu şekilde anlatıyor.

Bu andan itibaren “İmam Şamil’in en iyi vekilinin” kafası, bedeni gömülü halde, bugünkü Azerbaycan’ın Zakatalı köyünde bırakarak bugüne kadar bitmeyen, kendi bağımsız yolculuğuna çıkmış oldu.


Kafası ilk önce Kafkasya cephesinin karargâhının bulunduğu Temir-Han-Shura’ya (bugün Dağıstan, Bunaysk şehri) gönderildi. Orada pek çok kimse Hacı Murad’ın öldüğünden ve yollarda artık rahatça dolaşabileceklerinden emin olmak istemişti. 

Daha sonra Hacı Murad’ın kafası korumalar eşliğinde Tiflis’e nakledildi. Henüz yollardayken sergilenmek üzere St. Petersburg’da bekleniyordu. Orada İmparatorla buluştuktan sonra bir müddet önce Askeri Tıp Akademisinde sonra da Büyük Petro adını taşıyan Antropoloji ve Etnografya Müzesi Kuntskamerada süresiz tutuklu kaldı.

İmparatorlar değişmekte, devrimler olmakta ve savaşlar başlayıp bitmekteydi. Hacı Murad’ın kafasının varlığını hatırlayanlar, yaklaşık 150 yıldır yalnızca arkeologlar, tarihçiler ve müze çalışanlarıydı. Ama 2000 yılında sivil toplum kuruluşları, akrabaları ve Dağıstan Cumhuriyeti’nin yönetimi Hacı Murad’ın kafasının anavatanında diğer kalıntılarla beraber gömülmesi ve için kampanya başlattılar. 

Yarım Yamalak Sonuç

Resmi yazışmalar hükümet, Rusya Federasyonu Federal Meclisi ve Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı düzeyinde sürdürülüyordu. Kalıntıların birleştirilip gömülmesi hakkında yapılan görüşmelerde netice elde edilemedi. Ortak çabaların sonucu sadece, Hacı Murad'ın kafatasının Rusya Federasyonu Müze fonunun devlet bölümünden çıkartılması oldu. 

Bir müze objesi statüsünü kaybetmiş olmakla birlikte, federal mülkiyetin bir nesnesi olarak kalmıştır. Bazı Rus analistlerin belirttiği gibi demokratik bir toplum yapısı inşa etmeye çalışan Rusya’da bir insan kafatasının devlet başkanına askeri başarıların göstergesi olarak sunulduğu ve ganimet olarak muhafaza edildiği zamanların yankıları hala devam etmektedir.

Daha sonra Tula’da Lev Tolstoy’un dünyaca ünlü romanının başkahramanı ve Dağıstan’ın ulusal kahramanı olan Hacı Murad için tarihi adaletin tecelli etmesini amaçlayan bir inisyatif grubu oluşturuldu. 

Bu girişim Lev Tolstoy’un bir zamanlar ikametgâhı olan “Yasna Polana” müzesi ve Dağıstan hükümeti tarafından desteklendi. Çeşitli devlet organları ile Hacı Murad’ın kafatasının vatanına dönme yolarını bulma umuduyla uzunca yazışmalar başlamıştı. 

Ancak bu girişimlerin hiç biri bu zamana kadar herhangi bir sonuç vermedi. Hacı Murad'ın kafasının kaderinin Rusya liderliği düzeyinde çözülmesi gerektiği çok açıktır. Dağıstan’ın bugünkü yönetimi bu sorunun üstesinden gelebilir.

Bu meselenin neden hala çözülemediği sorusunu kaçıncı kez gündeme getiriyoruz. Bunun başlıca nedeni ne olabilir? Moskova, Kafkasya Savaşı'nın unutulmuş efsanelerinin canlandırılmasından gerçekten korkuyor mu? Sorularımızı Rusya Devlet Duma’sı milletvekili Gadjimurad Omarov ve tanınmış tarihçi ve Kafkas Savaşı araştırmacısı Hacımurad Donogo yanıtlıyorlar.

Dağıstan'daki sivil toplum kuruluşları naib Hacı Murad kafatasının geri getirilmesinin ve kahramanın kalıntılarının toprağa verilmesi konusunda tekrar Moskova’ya çağrıda bulunuyor. Bu sorunun hangi aşamada olduğunu ve kimi ilgilendirmesi gerektiğini anlatabilir misiniz? 

Gadjimurad Omarov:

Öncelikle, bu konu Dağıstanlıları ilgilendirmelidir. Bu konu ile 90'lı yılların başında, 2000'lerde ilgileniyordum. Bu mesele medyaya yansıdığında bu sorun Rusya'nın diğer bölgelerinde yaşayanları Dağıstanlılardan daha çok endişelendirmişti. Gerçekler böyle. Dağıstanlılar vatanseverlik duygusuna sahip olmalılar.

Dini liderler her Müslüman’ın toprağa verilmesi gerektiğini mutlaka biliyorlardır. Devletin resmi dini kurumları bu konuyla yakından ilgilenmelidir. Daha önce bu konuyla rahmetli müftü Seyyid Muhammed Haci Abubakarov ilgileniyordu. O girişimlerde bulunuyordu. Bütün yapılanlar bunlardan ibarettir.

Hacımurad Donogo:

Bu konu kaçıncı kez gündeme geliyor ama sonuç alınamıyor. Sorunun muhatabı Moskova’dır. Fakat Moskova’da o kadar Dağıstanlı olmasına rağmen ki onların aralarında Devlet Duma’sı milletvekilleri, senatörler ve diğer yetkili kişiler de bulunuyor, hiç kimse bu işin sonunu getiremiyor. Buna Dağıstan yönetimi, devlet başkanı ve bakanlar da dâhil. 

Bunun tek bir cevabı olabilir, insanların bu sorundan dolayı yüreği yanmıyor; Hacı Murad’ın kafatasının tamamen insani bir görev olarak toprağa verileceği yerde tozlu bir rafta muhafaza edildiği gerçeği onları hiç rahatsız etmiyor. İnsanlar sadece kendi sorunlarıyla ve kendi refahlarıyla meşguller. Bu küresel bir sorun değil ki, bu tamamen çözülebilir bir konu.

Bunun sorumlusu Moskova değil, Dağıstan’dır. Ülke yönetimi popülist açıklamalar yapmadan ciddi bir şekilde bu sorunla ilgilenseydi, problem çoktan çözülmüştü. Dünyadaki küresel sarsıntılarla karşılaştırırsak, bu çözülemeyecek bir sorun değil. 

1991 yılında bu sorunun çözümüyle ilgilenmiştim, Leningrad’da Etnografya Enstitüsünün müdürüyle görüşmüştüm, Kuntskamerayı ziyaret etmiştim. Kendi adıma, Şamil Vakfı ve diğer kamu kurumlarının adına hareket ediyordum. 

Yavaş yavaş çözüme ulaşabilirdik. Ancak doksanlı yıllar başladı ve bu iş ilerleyemedi. Hacı Murad'ın kafasıyla ilgili sorun politik amaçlar için kullanıldı. Kimi bu meseleyi Devlet Duma’sına, Ulusal Meclis'e girmek için kullandı. Ama kendi amaçlarına ulaştıktan sonra konu kapanıyordu. Bugün bu sorun artık uzamıştır ve devletlerarası seviyede çözülmelidir. 



Daha önce Moskova’nın Hacı Murad’ın kafatasının Dağıstan’a teslim etmeye hazır olduğu ama bu süreci Cumhuriyet yetkililerin engellediği bilgisi geldi. Bunun nedenini açıklayabilir misiniz? Nelerden korkuyorlardı? 

Gadjimurad Omarov:

1999 yılında Duma’ya seçilmeden önce başka toplum kuruluşlarının temsilcileriyle birlikte eski müftüsü dâhil olmak üzere bu sorunu çözme talebiyle devletin çeşitli kurumlarına başvurmuştuk. Seçildikten sonra Devlet Duma’sının genel kurul toplantısında sorunu dile getirdim. Devlet Duma’sının protokol komisyonu kalıntılarının Azerbaycan’dan getirilmesinin ve kafatasının o sırada müze objesi olarak bulunduğu Kuntskameradan getirilmesinin emrini Rusya Dışişleri Bakanlığına gönderdi.  Devlet Duma kültür ve turizm komitesi üyesi olduğum zamanda Kültür Bakanı Mihail Şvidkoy’u Hacı Murad’ın başının müzede sergilenemeyeceği konusunda ikna etmiştim. Buna uygun karar imzalandı. Fakat kafatasının devlet malı olduğu gerekçesiyle sorun çıktı.

Dağıstan Eyalet Meclisi Başkanı Magomedali Magomedov'un şahsında destek bulamadım. O bu sorunun çözülmesine karşıydı ya da benim tek başına federal kurumlarına karşı girişimde bulunmamdan rahatsızdı. Ama başka seçeneğim yoktu çünkü Cumhuriyet yönetimi bana hiç destek vermiyordu. Bu bakımdan anlaşmazlıklar ortaya çıktı. 

Başkanlık idaresi müdür yardımcısı Vladidlav Surkov’la bu sorunu görüşmüştüm. Aynı zamanda 2000’li yıllarında “Halk Vekili” grubunun Rusya Başkanıyla buluşması sırasında Dağıstanlılar ve bu sorunla ilgilenen Rusya vatandaşları adına kafatasının iadesinin ricasını içeren mektubu başkana iletmiştim. 

Ancak sorun çözülemedi.  Daha sonra mahkemeye başvurduk. Ama mahkeme kafatasının devlet mülkiyetine devredildiği gerekçesiyle başvurumuzu reddetti. Bunun yasadışı olduğu ve mevcut Rus mevzuatına uymadığı konusundaki itirazlarımız kabul edilmedi. 

Hacımurad Donogo:

Moskova iki defa Hacı Murad’ın kafatasını iade etmeye karar vermişti. Her şey buna doğru gidiyordu ama her seferinde bazı engeller ortaya çıkıyordu. Yetkililerin buna karşı olduklarını bilmiyordum. Eğer öyleyse, muhtemelen bu Kafkas Savaşının temasını tekrar gündeme getirme korkusu olmalıdır. Ama Bilimler Akademisi Dağıstan şubesi başkanının, kafatasının Dağıstan'a transferini desteklediğini biliyoruz. 

Bu evrak yaklaşık iki yıl boyunca bekledi. Daha sonra izinlerin alındığını ama Mahaçkale’de birilerin, bilhassa Bilimler Akademisi şubesinin başkanının buna engel olduğu ortaya çıktı. O yüzden iade edilememesinin sebeplerini sadece Moskova ‘da değil, aynı zamanda henüz erken olduğu bahanesiyle buna engel olan yöneticilerinin bulunduğu Dağıstan’da da aramak lazım. Onlar kendilerini bütün hayatları boyunca güvence altında tutmaya çalışıyorlar.

Hacı Murad'ın Kafkas Savaşının kahramanı olduğu için ve Çar sömürgecilere karşı savaştığı için çekiniyorlardı. Bu konu her şeyde tehdit gören Dağıstan yönetimi için her zaman sakıncalı olmuştur. İmam Şamil ve Hacı Murad ile alakalı her şeyden korkuyorlardı. Bu nedenle gerçekleri çarpıtıp tarihi yeniden yazmışlar. Bugün de aynı şey oluyor. 

Size göre bugün Dağıstanlı kahramanının kalıntılarının geri dönme ve toprağa gömülme ihtimali bulunuyor mu? Dağıstan’ın bu sorunun politikleştirilmesinin durdurmasına yardımcı ne olabilir?

Gadjimurad Omarov:

Bu sorunun çözülmesi talebi Dağıstan’ın vatansever vatandaşları tarafından gelmelidir.  İnisiyatif ilk önce Hunzah ilçesinin sakinlerinden çıkmalıdır. Sonuçta söz konusu olan yalnızca ünlü Rus klasiğinin kahramanın kafası değil, hala toprağa verilmeyen bir Müslümanın başıdır. 

Ancak yönetim de bu konuya el atmalıdır. Kim olursa olsun, sıradan dürüst bir vatandaş, bürokrat ya da Cumhurbaşkanı için de bu sorunu çözmek bir görevdir. Ama bu cesaret, vicdan ve vatanseverlik duygusuna sahip olmayı gerektirir. 

Dağıstanlılar yetkililerden adalet talep etmeli, çeşitli konularda inisiyatif kullanmalılar. 
Dağıstanlıların yönetime soracakları çok fazla soru bulunuyor. Fakat bu soruları bölgesel ve federal makamlara götürmeden önce kendilerine sormalılar. 

Komşularının nasıl yaşadıkları bakmalılar, hukuk temellerini, dinlerini daha derin öğrenmeliler, bu yasalara göre yaşamalılar ve bu ruhun davranışlarında bulunması gerektiğini unutmalılar. Dağıstan’la ilgili her sorunun çözümüne yönelik her girişimi desteklemeye hazırım.

Hacımurad Donogo:

Kafatasının geri dönmesinin ihtimali tabii ki var. Kamusal düzeyde çözümü engelleyen bir şey varsa devlet düzeyinde çözülmelidir. Neden olmasın? Neden devletin başkanı hala bu sorunu çözememiştir? Diğer mesele de kafatasının geri geldikten sonra ne yapılması gerektiği konusu.

Bir taraftan başının Hunzah’ta defnedilmesi gerektiği görüşü var. Aynı yere diğer kalıntılarının naibin hayatını kaybettiği Azerbaycan’dan getirilmelidir. Diğer taraftan kafatasının vücuda kavuşması ve Azerbaycan topraklarında gömülmesi gerektiğine inananlar var.

Ben ikinci görüşün taraftarıyım; Müslümanların yasalarına göre bir kişi nerede öldüyse, orada gömülür. Azerbaycan topraklarında Dağıstanlılar da yaşıyor, bu yabancı bir yer değil. Bu meselenin siyasallaşması zirveye ulaştı. Daha ne kadar uzatılabilir ki? Bu sorunu nihayet çözmek gerekiyor.




Abdula Dibirov




Melek Öz, 14.01.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Çeviri-Analiz, Çeviri

Melek Öz Yazıları
 


Kaynak:

https://onkavkaz.com/news/1812-dagestan-obraschaetsja-k-putinu-s-prosboi-vernut-cherep-geroja-kavkazskoi-voiny-naiba-hadzhi-mu.html





Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı