25 Kasım 2015 Çarşamba

SA2092/KY13-AO36: İktidar Dönüyor, Onunla Birlikte Bizler de Dönüyor(muy)uz?

"Umarım birliğimiz bozulmaz ve bizlere oynanmak istenen oyunlardan yeni başarılar üretiriz..."


Ak Parti iktidarı iş başına geldiği günden beri bir çok konuda fikir değişikliği yaşadı. Zaman zaman iktidarın birbiriyle çelişik, hatta çatışır politikalarıyla karşılaştık. Bu görüş değişimiyle birlikte bu partiye destek verenlerin çoğunluğu da değişimi hoş gördü; hatta savundu.

Neden böyle?

Bu soruya anlaşılabilir cevaplar bulmak için öncelikle Ak Parti'nin nasıl bir parti olduğuna bakmak gerekiyor...

Ak Parti kendini "Muhafazakar Demokrat" bir parti olarak tanımlıyor. Ancak Ak Parti siyasal literatürde bir karşılığı olan bu tanımı aşkın bir partidir. (Yıllar önce bahsettiğim gibi) O bir merkez partisidir. Yani bu ülkenin ortalama değerlerinin üzerine oturmuş bir partidir. Bu değerlere önem verir ancak sabit bir önceliği yoktur. Önceliklerini konjonktür belirler. Yani özetle Ak parti merkezsel değerlere bağlı konjonktürel bir partidir.

O nedenle değişen konjonktüre göre pozisyon alır ve kendini yeni şartlara göre şekillendirir. Bu durum hareket kabiliyetini artırdığı için yararlıdır ancak ortaya çeşitli çelişkiler çıkardığı için vatandaş tarafından eleştirilmeye de kapı aralar. 

İdeolojik partiler için bu durum bir handikap oluşturmaz. Zira böylesi partilerin bağlıları gözü kapalı olarak partilerinin aldığı karara uyacak fanatikliktedirler. Oysa kitlesel merkez partilerinin seçmeni her tür çeşitliliğe sahip olduğu için bu durumu kolayca benimseyemezler. Eleştirir ve belki de oy verdikleri partiden desteğini çeker.

Çok ilginç ki; bunca değişik, birbirine zıt gözüken politikalar Ak Parti tabanında olumlu karşılandı ki, bu parti Türkiye siyasal tarihinde 13 yıllık iktidarının sonunda ciddi oy artışı sağlayabildi.

Bunun nasıl olduğunu irdelediğimizde görülür ki; Ak Parti, kendisini yıkmaya çalışanların entrikalarını ortaya döktükçe halk onun anlattıklarına hak verdi ve ona karşı dümen kurulduğuna inanmaya başladı. Karşılaştığı her tepkiyi püskürtmesi karşısında oyun kurmaya kalkanların umudu tükendiği gibi, halk yapılanların gayri milli/dış kaynaklı olduğuna kesin kanaat getirmeye başladı.

Bu nedenledir ki; bir merkez partisi olmasına rağmen seçmeni üzerinde değişkenliğe hak veren yeni bir ideolojik dil oluşturmayı başardı.

Peki, halk neden bu duruma hak veriyor?

Bir kere halk siyasetin değişkenliğini kabullenmiş olup, siyasetçilerin zaman, zemin ve şartlara göre farklı görüşler ileri sürmesine alışmış durumda. Eğer siyasetçi halka güven verebilmiş ve değişimin devlet ve halk yararına olduğuna halkı inandırabilmişse, halk onun farklı çıkışlar yapmasına olumsuz bakmıyor. Zira bu durumda "vatana, ülke menfaatlerine sahip çıkmak" gibi şeyler gündeme geldiği için kararlara sahip çıkılıyor.

Eğer bugün Tuğrul Türkeş Ak Parti kadrolarından milletvekili seçilip, başbakan yardımcısı olmuşsa ve kabul görmüşse bunun tek izahı bu olabilir. Eğer, ülkenin zorlu bir dönemden geçtiği var sayılıyor ve bu durumdan kurtulmayı isteyenler Ak Parti'ye desteğe önem veriyorsa, değişimlere hak veriliyor demektir.

Tabii ki bu durumda halkın iktidarın aldığı her karara destek vermesi anlaşılabilir.

Bunları niçin yazdım?

Bugünlerde herkes "Ak Parti dün şöyle yapmıştı, bugün böyle yapıyor, millet de kuzu kuzu peşinden gidiyor" diyenler için elbet..

Kabul etmek gerekir ki; siyaset bugün dünden çok daha karmaşık bir şekle dönüşmüş durumdadır. Her an yeni ittifaklar kuruluyor, yeni dostlar/düşmanlar üretiliyor. Eğer bu şartlarda temel ilkeleriniz çerçevesinde konjonktüre uygun politikalar geliştiremezseniz olayların altında kalır, ülkeye zarar verirsiniz.

Tarihimize baktığımızda kesin olarak söyleyebileceğimiz bir şey var: 

Bizim tarih boyunca kalıcı dostumuz olmadı. (Kimin oldu ki diyebilirsiniz) Sürekli ihanete uğradık. Sadece bu topraklar üzerinde yaşayan halklar birbirinin kardeşi oldu. Ve onların arasına da hep fitne sokmaya çalıştılar.

Umarım birliğimiz bozulmaz ve bizlere oynanmak istenen oyunlardan yeni başarılar üretiriz...

Buna mecburuz. Zira bu ülke bizim son vatanımız...


Adnan ONAY, 25.11.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar

Seçkin Deniz Twitter Akışı