20 Ağustos 2015 Perşembe

SA1664/KY9-NK75: People Have The Power

"Hayattan almanız gereken dersler, geçmeniz gereken sınavlar farklı olsa da, arayış ve isteklerinizin aynılığı, Allah’ın izniyle, sizi birlikte yürümek için esaslı bir yol arkadaşı yapıyor."



Patti Smith’i bu şarkısıyla tanımıştım. Daha sonraları Bush’u ve Irak işgalini protesto ettiğini, İsrail’in Lübnan’a saldırması esnasında, tahrip edilen ve çok insan kaybı veren Qana Köyünü anlattığı Qana şarkısından haberdar oldum.

Bir Amerikalı olarak vergileriyle İsrail’in silahlanmasına katkıda bulunmaktan rahatsızdı. Vergileriyle alınan İsrail bombalarının Qanalıları katletmesinden rahatsızdı.

Sesini ve tarzını çok beğenmesem de ondaki insani damar, Patti Smith’in hayatımın farklı dilimlerinde karşıma çıkarak kendisini hatırlatmasına sebep oldu

Sonra bir kitabı olduğunu öğrendim; “Çoluk Çocuk”  

Epey bir süre, çantamda taşıdığım alınacak kitaplar listesinin içinde kaldı. Bioenerji tedavisine giderken, başka birkaç kitapla birlikte “Çoluk Çocuk” da yolda okuyacağım kitaplar arasına Atila’nın hediyesi olarak katıldı nihayet.

Ve kitap bir günlük seansın gidiş dönüş süresi içinde bitti.

Patti Smith, arkadaşı, bazen sevgilisi ve hep dostu olan Robert Mapplethorpe ile olan ilişkisini ona söz verdiği için, kalbini bütün duruluğu ile ortaya koyduğu bu kitapta, Robert öldükten sonra kaleme almış.

Yılardır, bazen itekleyip arkalara bir yere gönderdiğim, bazen arkalardan çekip azcık öne çektiğim ama bir şekilde dünyamda yer alan sanatçılar; sesinden çok şiirlerini sevdiğim Bob Dylan, “We Are The World” derken inancını sesine yansıtan Bruce Springsteen, gitarıyla harika rüzgârlara kapılıp gittiğim Jimi Hendrix ve bir gün elbiseleri ve botlarıyla nehre girip oradan bir daha geri dönmeyen, Calling You ve Hallelujah’ı dinlerken beni alıp çok uzak yerlere götüren Jeff Buckley…

Bu sanatçıların, Patti ve Robert’in dünyasındaki izdüşümünü görmek ve hissetmek kitabı da heyecanla okumama yaradı…

Çocukluğumuzdan beri arayıp durduğumuz ruhi ikmal, birçok dert, tasa, kaygı ve sıkıntıdan geçtikten sonra ya da o esnada karşımıza çıkan insanlarla birlikte mümkün olabiliyor sanki.

Patti ve Robert’ta gördüğüm şey bu işte; sefalet, uyuşturucu, evsizlik ve durmadan tökezlemelerin yanında hayatı birlikte ve hesapsız bir dayanışma içinde geçiren, birbirlerinin kayıp ruhlarını tamamlayan iki insan…

“Kimse bizim gördüğümüz gibi görmüyor Patti” dedi yine. Böyle şeyler söylediği zamanlar, büyülü bir zaman aralığındaymışçasına dünyada sadece ikimiz varmışız gibi hissediyordum.”

Ve şu cümlesi: “bize ne olacak diye sordum. Her zaman biz olacağız diye cevap verdi.”

Ne güzel bir cümle, ne sade bir teminat: “Her zaman biz olacağız”

“Her zaman biz olacağız” teminatını bize veren insanların varlığı ne şahane bir şey.

Ruh ikmalimizi tamamlayan insanlarla birlikte yürümek ve sohbet etmek de mütekâmil insan olma yolundaki adımlarımızın hızlanmasını ve beraberinde bereketli bir hayatın ışığını sunuyor sanki…

Teresa bugün, Tagore’un kalbin bahçelerini nasıl ifade ettiğini anlattı; kalbin Allah’ın bahçesi olduğunu, o bahçe temiz olduğu sürece, Allah’ın hoşnut olduğunu ve neticede bizi de hoşnut ettiğini söyledi.

O’nun hoşnutluğuna talip olma cüretini de, insanları severek, dayanışma içinde, merhamet ve şefkatle hareket ederek bulabileceğimize dair bir his var içimde.

İddiam yok, yalnızca bir his…

Allah’ın her an ve her yerde bizimle olduğuna inandığımız için kalbi ve ruhu temiz tutmak gerekiyor. Kirlendiğini, tozlandığını hissettiğimizde şöyle hafif bir dokunuşla tozunu almak, silmek yeniden parlatmak gerekiyor kalbi…

Kalplerin Allah’ın Elinde olduğunu unutmadan, hayırlı insanlarla bir arada olmayı talep etmek bile başlı başına bir dua.

Bu duanın karşılığı olarak yolun bir yerinde birlikte yürümeye başladığınız, egosunun esiri olmayan, ilişkide bulunduğu herkes ve her şeye merhamet ve şefkatle bakan insanlarla olan ruh aşinalığı ise hiçbir şeye benzemiyor.

Hayattan almanız gereken dersler, geçmeniz gereken sınavlar farklı olsa da, arayış ve isteklerinizin aynılığı, Allah’ın izniyle, sizi birlikte yürümek için esaslı bir yol arkadaşı yapıyor.

Patti ve Robert’in şu koskoca dünyada yalnızca birbirlerinde bulabildikleri o sade kalbi birlikteliği,  birden fazla insanda yaşadığım için ne söylesem ne yazsam az.

Hepsinin varlığı için beni Yaratan Allah’a minnet, şükran ve hamd içindeyim.

Allah’ın bahşettiği güzelliklerin ete kemiği bürünmüş hâli hepsi… Hepsi öğretmen, hepsi öğrenci…

Muhteşem bir şey bu.

Son bir not:
Hallelujah’yı birçok insanın bayıldığı Leonard Cohan’den dinlemek tam bir azap, Jeff Buckley ise dua eder gibi okuyor sanki onu dinlerken kalbini ilahi olana açmak isteyen bir sesin titreşimlerini ta iliklerinizde hissediyorsunuz…

Böyle işte…


Neşe Kutlutaş, 20.08.2015, Konuk Yazar,  Sonsuz Ark,  (İlk Yayın Tarihi, 21.09.2012)

Seçkin Deniz Twitter Akışı