15 Temmuz 2015 Çarşamba

SA1535/KY13-AO11: Maden Aramaları, Alternatif Enerji, Yeşil Yol Projesi Üzerine

"Öncelikli olarak devlet bu konularda halka güven vermeli, onların güvenini kazanmalıdır.. Vatandaş devletin de doğaya sahip çıkma duyarlılığını görebilmeli, yapılanların ranta, kıyıma yol açmadığına inandırılmalıdır."


Türkiye altın çıkarma tartışmalarını ve direnişlerini en yoğun şekilde Bergama'da yaşadı.Türkiye gündemini meşgul eden bu direnişlerin kaynağının dışarıya kadar uzandığı Necip Hablemitoğlu'nun yazdıklarıyla ortaya çıkmıştı. Hablemitoğlu, "Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası" adlı kitabında Bergama'da altın aranmasını protesto eden köylülerin arkasında yabancı güçler olduğu iddiasını ortaya atmış,bu iddialarının doğruluğunu belgeleriyle gözler önüne sermişti.

Bu ve bugünlerde baş belası olan kimi konular üzerinde önemli araştırmaları olan Hablemitoğlu 18 Aralık 2002 tarihinde uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi.

Hablemitoğlu bugün yaşıyor olsaydı eminiz ki, doğal kaynaklarımızı, madenlerimizi işletmek isteyen girişimlerin karşısına dikilen art niyetli çevrelerin bağlantıları hakkında daha çok bilgi sahibi olabilecektik.

Altın, bakır vs gibi madenlerin işletilmesi gündeme geldiğinde çevreci diye bilinen çevrelerin neden bu tepkilerini ilkel kömür ocaklarına yönlendirmediği, tepkilerde rantı ileri sürerlerken neden devletleştirme gibi bir talebi dillendirmedikleri akıllardaki bazı önemli sorulardan..

Artvin Cerrattepe'de altın arama işinin gündeme gelmesiyle birlikte Bergama benzeri tartışmalar ve tepkiler yeniden gündeme geldi. Tepkilerde bulunanların kimileri bu tesislerin çevreyi yok edeceğini ileri sürerlerken işi üstlenen firmanın sahipliğini de dillerine dolamaları tepkilerin siyasi bir arkaplanı olduğunu ispatlar niteliğinde.

Eğer işi üstlenen Cengiz İnşaat olmasaydı tepkiler bu derece olur muydu kestirmek zor.

Yatırımlara tepkinin isimler üzerinden yürütülmesi karşıtlıkların masumiyetini ortadan kaldırır nitelikte.

Koç'un üniversite kampüsü için 80.000 ağacı kesmesine,kimi çokuluslu şirketlerin bir çok yerdeki doğa katliamlarına sessiz kalan çevrecilerin sıra onay vermedikleri isimlere gelince birden ayağa kalkmaları da masumiyetin sorgulanmasına yol açan diğer konular arasında yer almakta.

Çevreci diye ortaya çıkan ve yöre halkını amaçları için örgütleyenler sadece madenlerin çıkarılmasına değil, alternatif enerji üretilmesine de karşı çıkıyorlar. Onlara göre HES'ler, RES'ler, Nükleer santraller vb ülkenin yok olmasına neden olacak türden zararlı yatırımlar. O nedenle bunların yapılmak istendiği her yerde bir neden ileri sürülerek oluşturulan tepkiler sonucunda yatırımlar engelleniyor.

Tıpkı köprüler, metrolar, havaalanları gibi hizmetlerle ilgili üretilen karşıtlıklarda elden ele dolaştırılan ve belirli çevrelerce hazırlanan kurgulu raporlarla yatırımları engellemeye çalışanlar aynı yöntemi buralarda da uygulamaktalar..

ŞİMDİ DE YEŞİL YOL PROJESİNE ENGEL.

Bilindik medya bir kaç gündür Artvin Cerrattepe'nin yanısıra,Karadeniz yaylalarını birleştirecek olan DOKAP (Doğu Karadeniz Kalkınma Projesi, Bakınız; Sonsuz Ark'ın Notu)'ın yeşil yol projesine gösterilen tepkilerle de oldukça ilgili!

Uluslararası sermayenin çıkarlarını gözetmekte mahir medya daha önce bu bölgede yapılmak istenen 'HES'lerin karşısında dimdik durmuş ve bir çok projenin iptali ve durdurulmasını sağlamıştı.
Şimdi de aynı şey "yeşil yol "için yapılıyordu.

Uzun yıllardan beri yol yapılmayışından şikayetçi olan yöre halkının bir kısmı da buna alet ediliyordu.

Bölgede yaşayan insanların tek kurtuluşunun turizmde olduğunu,bunun için yol ve tesis yapılmasının önemli olduğunu söyleyenler şimdi nasıl oluyor da bunların yapılması gündeme geldiğinde "istemezuk"çu tavırlarla kepçeleri durdurmak istiyordu?

Her şeyden öte yollara karşı olmak bir yana yurdun en ücra köşesine dahi yol getirilmesini savunmak gerekir. Devlet vatandaşının olduğu her yere altyapı hizmetini getirmeye gayret sarf etmeli. Yapılmak istenenin amacı bu iken kurgulanmış, tutarsız gerekçelerle bu hizmetlerin önüne geçilmek isteniyor.

Eşsiz güzelliğe sahip olan Karadeniz yaylaları maalesef ulaşım ve bağlantı imkansızlıkları nedeniyle turizmin hizmetine sunulamıyor. DOKAP projesi bu sorunu halletmek üzere yol bağlantıları oluşturup, güzergahlarda küçük işletmeler kurarak bu sorunu aşmak ve bölgedeki turizm gelirini artırmaya yönelik bir proje.

Bu projeyle tıpkı İsviçre ve diğer ülkelerde olduğu gibi doğanın üst seviyelerindeki, yüksek rakımdaki yerler de hizmete sokulmak istenmekte..

İlginçtir ki; bu dönemde bu yollar yapılmasın diye ayağa kalkanlardan kimileri Karadeniz'in sahillerini yok eden "Sahil Yolu Projesi yapılsın" diye yürüyenler arasındaydı. O günden bugüne değişen sadece iktidardı.Üstelik o zamanın mütahitleri de hemen hemen aynıydı!

Yine bu "çok çevreciler" denizler çöplerle doldurulurken ortada yoktu.

Derelere zehirli atıklar dökülmesine, fabrikaların çevreye saldığı zehirli gazlara da gözlerini kapatmayı sürdürüyor bu çevre..

PEKİ DEVLET MASUM MU?

Maalesef devletin doğaya, çevreye, şehir planlamasına, tarihi eserleri korumaya verdiği öneme baktığımızda hiç de masum olduğu söylenemez.. Onlarca proje alelacele bazı kişilere rant sağlama maksadıyla devreye sokulabiliyor..

Fizibilite, denetim, hukuka uygunluk, ekolojik önem vb. gibi şeyler kolaylıkla atlanabiliyor ve kimi zaman da hukuk ranta kurban ediliyor.

Kısaca, halkın bu konularda devletine olan güveni oldukça törpülenmiş bulunmakta..

Devleti idare edenlerin bu konularda çelişkili tutumları da halkın güvensizliğini besliyor. İdarecilerin bir kısmı dahi yaşanan kaoslar karşısında devletin yanında değil.

Devleti idare edenlerin ikircikli tutumları nedeniyle yatırımcılar da zararlara uğruyor.

Bunun en bariz örneğini HES'ler konusunda yaşadık,yaşıyoruz.

Devlet gerekli havza planlaması yapmadan, projeleri incelemeden ÇED raporları ve yatırım onayı veriyor. Yatırımcı, devletine güvenerek yatırımına başlıyor ve ardından açılan davalarla kimi zaman yatırımlar durduruluyor, kimi zaman ÇED raporları dahi iptal ediliyor. Projeler rafa kaldırılıyor ve yatırımcıların paraları toprağa gömülüyor.

Sıkça yaşanmış olan, yaşanan bu durumlar nedeniyle zamanın Başbakanı Erdoğan'ın, başlayan projelerin bitirilmesi için talimatları doğrultusunda kimi mevzuat değişikliği yapılmış olsa da hala sorunları devam eden onlarca şirket var.

Bu konuda verilen hukuki kararların ne derece yerinde olduğu da tartışma konusu..

Vadileri delik deşik eden, suyun güzergahını değiştiren, çevreye zarar verdiği açıkça belli olan kimi projeler hukuktan onay alırken, küçücük projelere kılı kırk yardırılıyor.

BU SORUNLAR NASIL AŞILIR

Öncelikli olarak devlet bu konularda halka güven vermeli, onların güvenini kazanmalıdır.. Vatandaş devletin de doğaya sahip çıkma duyarlılığını görebilmeli, yapılanların ranta, kıyıma yol açmadığına inandırılmalıdır.

Şu an ki tablo bu durumun çok uzağındadır ve ne ilginç ki bazı devlet yetkilileri dahi neyin karşısında, neyin yanında durulması gerektiği konusunda hemfikir değillerdir.

"Ben devletim,yaparım"deyip oldu bittilerle olumlu sonuçlar alınamayacağını, yapılacak şeyler için çevre halkının duyarlılıklarına, beklentilerine önem verilmesi gerektiğini yetkililer artık anlamalılar..

Aksi halde yaşananların önüne geçebilmek mümkün değildir.



Adnan ONAY, 15.07.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazarlar

Adnan Onay Yazıları



Sonsuz Ark'ın Notu:

 DOKAP BÖLGESİ

2.1. DOKAP’ın Sosyo-Ekonomisi

DOKAP’ın sosyo-ekonomisinin en fazla göze çarpan özellikleri beş başlık altında tanımlanır.

(1) Türkiye’de az gelişmiş bölgelerden biridir. 

2. DOKAP bölgesinde kişi başına Gayri Safi Bölgesel Yurtiçi Hasıla (GRDP) 1996 yılında Türkiye kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasılası’nın (GDP) sadece %66’sı idi.

(2) Net dışa-göç veren bölgedir. 1990-97 döneminde DOKAP bölgesi negatif nüfus artış hızı kaydetmiştir, bu dönem boyunca nüfus 50.000 den fazla azalmıştır.

(3) Göreli olarak hizmetler sektörünün payı büyüktür. 1994’te DOKAP GRDP’sinde hizmetler sektörünün payı %56 idi, bu pay Türkiye GDP’sindeki %58,1’lik hizmetler sektörü payından biraz daha azdır.

Bu durum, İpek Yolunun eski ticaret rotası boyunca Trabzon, Gümüşhane ve Bayburt gelişirken asırlar süresince yerleşmiş olan ticaret ve dağıtım fonksiyonlarının ve ayrıca büyük kamu hizmetlerinin de önemini yansıtır.

(4) Tek-ürünlü tarıma bağımlılık. DOKAP bölgesinin ekonomisi iç kesimlerdeki hububat alanları ile beraber toplam tarım alanının %50’sinden fazlasını teşkil eden kıyı bölgelerde yoğun olarak yetiştirilen çay ve fındığa bağlıdır. Bu dominant ürünlerin üretimi, işlenmesi ve pazarlaması ve onların işlenmiş ürünleri, tarımsal ürünlerin işlenmesi ve ilgili servis faaliyetleri için sınırlı imkânları olan kamu iktisadi teşekküllerine bel bağlamaktadır.

(5) Bölge-içi büyük eşitsizlikler

DOKAP bölgesi dahilinde, kısmen sert topografya ve su kaynakları, başlıca tarım alanları gibi doğal kaynakların anormal bir şekilde dağılmasının neden olduğu muhtelif yönlerden bölge-içi büyük eşitsizlikler mevcuttur.

2.2. DOKAP’ın Arazi (Spatial) Yapısı

DOKAP’ın yer aldığı bölgenin çok göze çarpan arazi yapısı beş başlık altında tanımlanabilir.

(1) Sert topografya

DOKAP bölgesi topografik olarak 3.000 metreyi oldukça aşan büyük dağlık alanlar ve yüksek tarımsal imkânlar için sınırlı miktarda düz arazi (ova) ile tanımlanır. 

(2) Az gelişmiş anayol ağı

DOKAP bölgesi sadece kıyı boyunca bir doğu-batı anayolu ile ulaşım sağlamaktadır ve kuzey-güney yanal ulaşım kapasitesi sınırlıdır. Bölge sadece Trabzon’da bulunan hava alanına sahiptir ve yöresel hava hizmetleri ağı komşu bölgelerle bile gelişmemiştir. Bölgenin demiryolu bağlantısı yoktur ve bölgedeki çoğu limanlardan etkin bir şekilde istifade edilmemektedir.

(3) Kent merkezlerinin anormal dağılımı

DOKAP bölgesindeki başlıca kent merkezleri kıyı alanlarda yoğunlaşmaktadır ve Trabzon ilinin etrafı ve Ordu dışındaki kent merkezleri kümesinin hiçbiri gelişmemiştir.

(4) Oldukça büyük kent merkezlerinin yokluğu DOKAP bölgesinde en geniş kent merkezi 1997 yılında 182.552 kent nüfusu ile Trabzon olup, Doğu Türkiye’de en geniş on kent merkezinden sadece
biridir ve Türkiye’de kentsel hiyerarşinin üçüncü seviyesinde yer almaktadır.

(5) Dağınık kırsal alan yerleşimi

 DOKAP bölgesinde kırsal alandaki yerleşim yerleri geniş bir araziye baştan başa dağılmaktadır. Köy başına ortalama nüfus sadece 550’dir.

2.3. DOKAP Bölgesinin Kaynak Kapasitesi

(1) Arazi Kaynakları

 DOKAP bölgesinin arazisi toprağın erozyona hassasiyeti, rutubet ve toprağın fiziko-kimyasal özelliği ile belirlenen toprağı işleme kolaylığına göre yedi gruba ayrılmaktadır. Ekin, meyvelik ve otlak için uygun olan I-IV. gruba giren topraklar toplam arazinin %9,8’ini veya 3.824 km2 alanı teşkil etmektedir. DOKAP bölgesinde 2.5 ha olan tarımsal alanın ortalama büyüklüğü, 5.9 ha’lık ulusal ortalamanın yarısından azdır.

(2) Su kaynakları

DOKAP bölgesinde toplam ortalama yıllık akan su miktarının 15 milyar m3’ün üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakam DSİ’nin tahminine göre Türkiye yüzey suyu potansiyelinin yaklaşık %8’ine tekabül etmektedir ve DOKAP’ın ulusal arazideki payı olan %5,1’den önemli ölçüde büyüktür

(3) İnsan kaynakları

DOKAP bölgesinde erkeklerin okur yazarlık oranı ulusal ortalamanınüzerindedir, fakat kadınların okur yazarlık oranı ulusal ortalamadan büyük ölçüde düşüktür. Bir bütün olarak DOKAP bölgesinde okullaşma oranı genelliklefarklı düzeylerde ulusal ortalamalarla karşılaştırılabilir olmasına rağmen, DOKAP illerinde büyük farklılıklar vardır. Bölgede tüm düzeylerde okulları başarıyla tamamlayanların oranı ülke oranından daha yüksektir. Kültür ve geleneği yansıtması açısından, köylerde iş çağındaki kadınların %84,4’ü işgücüne katılırken erkeklerin %70’i işgücüne katılmaktadır, oysa kentsel alanlarda kadınların %22’si işgücüne katılırken bu oran erkeklerde %73,8’dir.

(4) Fauna ve flora ( bölgedeki hayvanlar ve bitkiler)

 DOKAP bölgesi Türkiye’de en geniş orman alanlarına sahiptir. DOKAP arazisinin %34’ü veya 13.448 km2'sini ormanlık arazi oluşturmakta olup, 6.472 km2‘si verimsiz ormanlardır. Çoruh nehri vadisi olağanüstü yüksek yöreselliği olan zengin florası ile tanınmaktadır. 160’ı yöresel olmak üzere, bölgede takriben 2.500 damarlı bitki türü bulunmaktadır. Bölgede çok sayıda memeli hayvan türü bulunmaktadır. Ayrıca, bölge hem karada hem de denizde yaşayan hayvanlar açısından önemlidir ve en azından engerek yılanının üç türü kaydedilmiştir.

(5) Turizm kaynakları

DOKAP bölgesinde turizm kaynakları arkeolojik/tarihi yerleri, kültür/folklor, tabiat olayları ve maceralar için fırsatları ve flora, fauna ve kır manzarası olan doğal kaynakları kapsar. Çok önemli kaynaklar Tablo 1’de özetlenmektedir.

(6) Maden kaynakları Artvin ve Rize’deki bakır madeni işletmesine ilâve olarak, Artvin’de bakır ve altın rezervleri tespit edilmiştir. DOKAP bölgesindeki diğer metalik maden rezervleri 700 milyon ton bakır-kurşun-çinko, 100 milyon ton demir, 250.000 ton manganez, 1.400 ton metalik gümüş ve 36 ton metalik altından oluşmaktadır. DOKAP bölgesi metal dışı maden kaynakları açısından göreli olarak zengindir, özellikle inşaat malzemeleri ve çimento hammaddeleri. * 

3. DOKAP BÖLGESEL KALKINMASININ AMAÇLARI VE STRATEJİSİ

3.1. DOKAP Bölgesel Kalkınmasının Amaçları

DOKAP bölgesel kalkınmasının amaçları ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan çok kritik problemlerin belirlenmesi olarak tanımlanmaktadır. Bu amaçlar aşağıdaki şekilde ifade edilmektedir.

(1) İstihdam imkânlarını çeşitlendirmek, gelir seviyelerini yükseltmek ve bölge içinde sermaye birikimine katkıda bulunmak için yeni ortaya çıkan fırsatları değerlendirerek, ekonomik yapıyı güçlendirmek.

(2) Bölgeler arası eşitsizlikleri ve dışa-göçü mümkün olduğu kadar azaltmak suretiyle toplumsal bağlılığı veya bölgesel bütünleşmenin gelişmesine yardım etmek.

(3) Sosyo-ekonomik faaliyet alanlarını çeşitlendirmenin bir hareket noktası olarak olanakları ve çevresel kapasiteyi iyileştirmek ve güç kazandırmak.

3.2. DOKAP Bölgesel Kalkınması için Temel Strateji

 DOKAP bölgesel kalkınması için temel strateji, tespit edilen çok önemli sorunlarla ilişkili olarak tanımlanmaktadır. Bu problemler yetersiz kalkınma planlaması ve yönetim sistemi, zayıf mahalli idare ve altyapı/ kaynakla ilişkili problemlere bakarak ifade edilen kurumsal problemlerdir. Temel strateji aşağıda verilen dört unsurdan meydana gelmektedir.

(1) Anahat altyapısının iyileştirilmesi

Sert topografya ve Batı Anadolu’nun gelişmiş bölgelerine ulaşım güçlüğü ve uzaklıkla ilgili problemlerin üstesinden gelmek için ana hat taşımacılık ve ulaştırma altyapısı önemli ölçüde iyileştirilmelidir. Bu strateji anayol sistemini taşımacılığın birinci tarzı olarak iyileştirilmesi, Karadeniz’in entegre edilenliman ağı projeleri ile daha fazla kullanılması, yüksek kaliteli, çok amaçlı, çok araçlı telekomünikasyon ağları, yöresel havayolu hizmetleri ağlarının kurulması ve mümkün olduğu ölçüde komşu bölgelerle demiryolu bağlantılarının kurulması ile desteklenebilir.

(2) Çok amaçlı su kaynaklarının geliştirilmesi ve yönetimi 

DOKAP bölgesi büyük su kaynakları potansiyeline sahip olup, bu kaynaklardan çok fazla yararlanılmamıştır. Muhtelif amaçlar için su kaynaklarının yöreye uygun şekilde geliştirilmesi ve yönetimi DOKAP’ın bölgesel gelişimi için bir anahtardır. Bu strateji hidroelektrik santralı, sulama, şehir suyu tedariki, turizm ve su baskınlarının önlenmesi için çok amaçlı barajları, ayrıca muhtelif toplumsal imkânların birleştirilmesi, ürün çeşitlerinin sulama ile geliştirilmesi, su tedarik sistemlerinin mahalli idarelerin ittifakıyla ve onların vasıtasıyla geliştirilmesi ve yönetimi, toprakların korunması için nehir boşaltma havzasının yönetimi ve orman kaynaklarının yönetimini kapsar.

(3) Toprak kullanım hakkının iyileştirilmesi

Daha rasyonel arazi kullanımını teşvik etmek için toprak kullanım hakkının iyileştirilmesi önemli rol oynar. Bu mesele özellikle köylülerin ekonomik koşullarının ve geçiminin iyileştirilmesinde önemli olmakla birlikte, çevrenin korunması, orman köylüleri tarafından kullanılan orman alanları için arazi kullanım hakkının açıklığa kavuşturulması, ağaç dışındaki orman ürünlerinden istifade edilmesi için kullanım haklarının tanınması, koruma alanlarının yeniden tanımlanması ile orman korumanın sıkı uygulanması, otlak arazinin toplumsal mülkiyet hakkının tanınması ve kentsel/endüstriyel kullanımlara gelişigüzel dönüştürmekten vazgeçirmek için temel tarımsal arazi üzerinde arazi kullanım hakkının konsolidasyonudur.

(4) Mahalli idarelerin güçlendirilmesi

Kalkınma planlamasının ve idaresinin yerinden yönetimini başarmak için mahalli idare güçlendirilmelidir. Bu stratejinin etkin uygulanması 1997’de parlamentoya sunulan orijinal kanun tasarısına benzer bir mahalli idareler reform tasarısının kanunlaştırılmasını gerektirir. Bu çerçevede, strateji mahalli idarelerin ittifakları ile kentsel hizmetlerin iyileştirilmesini, mahalli vergilendirme sisteminin ve mahalli idarelerin malî idaresinin iyileştirilmesini, yerel planlama için insan kaynaklarının geliştirilmesini; çevresel yönetim ve sosyal hizmetlerin dağıtımı; ve müşterek servis/hizmet imkânlarının sağlanmasına ilâveten ulaşımın iyileştirilmesi sayesinde köylerin etkin bir
şekilde birleştirilmesini kapsar. 

http://www.kalkinma.com.tr/data/file/raporlar/ESA/GA/2000-GA/GA-00-01-04_DOKAP_Taslak_Nihai_Rapor.pdf

DOKAP Projesi
http://www.dokap.gov.tr/

Seçkin Deniz Twitter Akışı