10 Haziran 2016 Cuma

SA3025/TG195: Amerika ve Humeyni Arasındaki Gizli İlişkiler-I

Sonsuz Ark'ın Notu:
Sonsuz Ark, Tamer Güner'in yaptığı çevirileri yayınlayarak Humeyni ve İran Devrimi'nin masonlarla olan ilişkisini ortaya koymuş, İslam Devrimi diyerek maskelenen ABD ve İsrail kuklası bir yönetim demek olan Humeyni ve Ayetullahlar yönetiminin bütün müslümanların umutlarını çalmak ve müslümanların parçalara ayırarak yönetilebilir ve sömürülebilir olarak kalmasını sağlamak için inşa edildiğini iddia ve ispat etmiştir. Aşağıdaki analiz Humeyni-ABD ilişkisine dair daha somut kanıtlar sunmaktadır.
Seçkin Deniz, 10.06.2016

Two Weeks in January: America's secret engagement with Khomeini
Kambiz Fattahi/BBC Persian Service

27 Ocak 1979, İran İslam Cumhuriyeti kurucusu, ABD’yi “Büyük Şeytan” olarak adlandıran Ayetullah Ruhullah Humeyni Washington’a gizli bir mesaj gönderir.  

İran devriminin muhalif lideri, Paris’in dış kesiminde sürgün olarak yaşadığı evden Carter yönetimine; “İranlı askeri liderler sizin sözünüzü dinliyor olabilir, ancak İran halkı benim emirlerimi takip eder” diyerek bir öneri sunuyordu. Eğer Jimmy Carter Humeyni’nin önünü açacak şekilde ordu üzerindeki etkisini kullanabilirse kendisi de İran halkını yatıştıracaktı. Böylece istikrar yeniden sağlanacak, Amerika’nın menfaatleri ve İran’da bulunan yurttaşlarının güvenliği korunacaktı.
Jimmy Carter and Ayatollah Khomeini 

O tarihlerde İran’da kaotik bir görünüm hâkimdi. Protestocular, askeri birliklerle çatışıyor, dükkânlar kapanıyor ve kamu hizmetleri gerçekleştirilemiyordu. Bu arada işçi grevleri nedeniyle petrol akışı neredeyse durma noktasına gelmişti ve bu durum Batılı ülkelerin menfaatlerini tehdit etmekteydi. 

Carter tarafından ikna edilen İran’ın otokratik lideri Muhammed Rıza Şah Pehlevi sonunda yurtdışında bir “tatile” çıkmak üzere ülkeden ayrıldı ve arkasında popüler olmayan bir başbakan ile büyük ölçüde Amerikan silahlarına ve danışmanlarına bağımlı 400.000 kişiden oluşan düzensiz bir ordu bıraktı. 

Humeyni gergin durumdaki ordudan korkuyordu: Ordunun üst rütbelileri şaha bağlıydı ve kendisinden nefret ediyorlardı. Bundan daha endişe verici olan şey ise; bu üst rütbeli subayların, Başkan Carter tarafından gizemli bir görev için Tahran’a göndermiş olduğu ABD Hava Kuvvetleri Komutanı Robert E Huyser ile günlük toplantılar gerçekleştiriyor olmasıydı. 

Ayetullah, sürgünde geçirdiği 15 senenin ardından İran’a geri dönerek Şah’ın “tatilini” kalıcı hale getirmeye karar vermişti. Böylece bu amacını gerçekleştirmek üzere şahsi bir başvuru yaptı.   

Humeyni, Beyaz Saray’a ilk ağızdan gönderdiği mesajla 37 senelik stratejik bir müttefiki kaybetme gibi bir ihtimalden dolayı korkmamalarını bildirerek kendisinin de (ABD ile) dost kalacağı garantisini verdi. 

Khomeini in France

“Göreceksiniz Amerikalılara karşı herhangi bir husumet içinde olmayacağız” diyen Humeyni, kuracağı İslam Cumhuriyeti’nin “tüm insanlığın barış ve huzuru için faydalı olacak hümanist bir devlet” olacağı sözünü veriyordu. 

Humeyni’nin mesajı, üzerlerindeki gizlilik kararı yakın zamanda kaldırılmış olan diplomatik belgeler, siyasi hatıralar, toplantı kayıtları gibi belgelerin arasında yer almaktaydı. Bu belgeler, hakkında çok az bilgi bulunan Amerika ve kısa süre sonrasında İslamcı köktendinciliği ve Amerikan karşıtlığını tüm dünyaya yaymaya başlayacak olan gizemli din adamı Humeyni arasındaki anlaşmanın hikâyesini ortaya koymaktaydı.  

Bu hikâye, Humeyni’nin İran’a geri dönme aşamasında ABD’ye karşı takınmış olduğu itaatkâr ve uysal tutumun daha önce hiç ortaya koyulmamış detaylı bir açıklamasıdır. 

Aslında Ayetullah tarafından verilen bu mesaj, kendisinin de facto kurmay başkanı ile ABD hükümetinin Fransa’daki bir temsilcisi arasında gerçekleşen görüşmelerin -sessizce götürülen ve Huneyni’nin güvenli bir şekilde İran’a dönerek hızla iktidara gelmesini sağlayacak yolu açan bir süreç- ve uzun yıllardan beri İran ve ABD arasında sürmekte olan gerilimin bir sonucuydu.

İran’ın devrimle alakalı resmi kayıtlarında ise Humeyni’nin cesur bir şekilde ABD’ye meydan okuduğu ve “Büyük Şeytan’ın” Şah’ın iktidarda kalması için göstermiş olduğu umutsuz çabaları bozguna uğrattığı anlatılmaktadır. Ancak belgelere göre Humeyni, ABD ile her iki hükümet tarafından kabul edilenden çok daha sıkı bağlar kurmuştu. 

ABD’ye meydan okumak bir tarafa Humeyni, Carter yönetimine küçük sinyaller göndererek kendileriyle diyaloga geçmek istediğini ve ABD menfaatlerini gözetecek bir İslam Cumhuriyeti kurma niyetini bildirmiştir. O güne kadar Carter öncesi hükümet yetkilileri, Washington’un -aralarında keskin bir ihtilaf olmasına rağmen-  Şah ve hükümetinin arkasında sıkı bir şekilde durduğunu beyan etmekteydi. 

Fakat belgeler, ABD’nin sahne gerisinde daha farklı bir tavır takındığını ortaya koyuyor. Şah’ın İran’dan ayrılmasından sadece iki gün sonra, ABD tarafından Humeyni kontrolündeki bir heyete, ABD’nin prensipte İran anayasasını değiştirme ve monarşiyi geçersiz kılma fikrine açık olduğu bildirildi. Bu arada Ayetullaha küçük ama çok önemli bir bilgi de verilmişti; İran ordu kurmayları kendi siyasi gelecekleri noktasında esnek davranacaklardı.  

Kırk yıl öncesinde Amerika ve Humeyni arasında vuku bulan olaylar sadece diplomatik tarihin bir parçası değildir. ABD’nin İslam Cumhuriyeti içerisinde pragmatik elemanlar olarak değerlendirdiği unsurlarla pazarlık yapma temayülü günümüze kadar devam etmiştir. Aynı şekilde Humeyni tarafından miras bırakılan Amerika karşıtlığı görüntüsüne de sadık kalınmıştır.   

Kennedy’e Gönderilen Mesaj

Humeyni, Washington ile ilk kez temasa geçmiyordu. 1963 senesinde Ayetullah Şah’a karşı sesini yükselten bir figür olarak ortaya çıkmıştı. Haziran ayında gerçekleştirdiği sert bir konuşmada, Kennedy yönetiminin baskıları sonucunda büyük bir toprak reformuna ve kadınlara oy hakkı verilmesine yönelik  “Beyaz Devrimi” başlatmış olan Şah’a kızgınlığını dile getirdi.  

Shah land reforms
 Şah’ın toprak reformları ve muhaliflerin tutuklanması ile ilgili bir haber.

Bu sırada Humeyni tutuklandı. Humeyni’nin tutuklanmasının hemen ardından başlayan ve üç gün süren şiddetli protestolar ordu tarafından hızlı bir şekilde bastırılmıştı. 

Gizliliği henüz kaldırılan bir CIA belgesine göre, Kasım 1963 tarihinde Tahran’da ev hapsinde tutulmakta olan Humeyni tarafından Kennedy yönetimine bir destek mesajı gönderildi. Bundan birkaç gün sonra, Sovyet başkanının İran ziyareti öncesinde, askeri idam mangası tarafından protestoları organize etmekle suçlanan iki kişi infaz edildi. Dönüm noktası niteliğini taşıyan bu ziyaret, İran’ın SSCB ile yakın ilişkiler kurduğunu düşünen ABD’nin korkuya kapılmasına neden olmuştu. 


Shah Kennedy
 Başkan Kennedy (ortada), Şah (Solda) 

Humeyni, Şah’ın baş hamisinin (Çev: CIA kastediliyor) kendisinin ABD ile herhangi bir sorunu olmadığını anlamasını istiyordu. “İran’da İslam” başlıklı 1980 tarihini taşıyan ve 2008 senesinde bir kısmı kamuoyuyla paylaşılmış olan bir CIA analizinde şu ifadeler yer alıyor: 

”Humeyni, İran’a yönelik Amerikan menfaatlerine karşı olmadığını ifade etti”. 

Humeyni, tam aksine Amerikan varlığının Sovyet ve İngiliz nüfuzuna karşı koymak için gerekli olduğunu ifade ediyordu. Humeyni’nin mesajının tamamını içermekte olan elçilik belgeleri hala gizliliğini korumaktadır.  


 1980
Belgelerde Humeyni’nin mesajını içeren bölümden bir kesit

Başkan Kennedy tarafından bu mesajın görülüp görülmediği belli değildir. Kennedy’e iki hafta sonra Texas’ta suikast düzenlenecektir. 

Bir yıl sonra Humeyni İran’dan sürgün edildi. Sonrasında, İran’da bulunan ABD askeri personelinin yargısal dokunulmazlığı üzerinden Şah’a karşı yeni bir atağa geçti. Humeyni sürgüne gitmeden kısa süre önce şöyle diyordu: “Amerikan Başkanı şunu bilmelidir ki kendisi milletimizin en nefret ettiği kişidir”.  


Anahtar Aktörler

İran

Ayetullah Ruhullah Humeyni - Şii Müslüman dini lider, 1979 başından beri Paris’te sürgünde.

Ayetullah Muhammed Beheşti – Humeynin’nin İran’daki ikinci adamı, ABD tarafından pragmatist olarak görülen Şii din adamı.

Ebrahim Yazdi – İran asıllı Amerikalı hekim, Houston-Texas’ta yaşıyor, Humeyni’nin sözcüsü ve danışmanı.

Muhammed Rıza Şah Pehlevi – Devrim öncesi ABD tarafından desteklenen İran’ın son şahı, kralı. 

Şahpur Bahtiyar – Şah döneminin son başbakanı. 


Carter Yönetimi

William Sullivan – ABD’nin İran büyükelçisi.

Cyrus Vance – ABD Dışişleri Bakanı 

Warren Zimmermann – ABD’nin Fransa büyükelçiliğinde siyasi danşman, ABD ve Humeyni arasındaki iletişimi sağlıyordu.

Robert E Huyser – Ocak 1979 tarihinde Carter tarafından gizli bir görev için Tahran’a gönderilen ABD Hava Kuvvetleri generali. 





Tamer Güner, 10.06.2016, Sonsuz Ark, Stratejik Araştırma, Çeviri



Metnin Orijinali:

http://www.bbc.com/news/world-us-canada-36431160

Seçkin Deniz Twitter Akışı