18 Mart 2016 Cuma

SA2645/TG182: Amerikan Katliamı; CIA’in Suç Tarihi- A Timeline of CIA Atrocities-1

"Sorumlu Karşıtlar Birliği (The Association for Responsible Dissent), 1987 itibarıyla CIA gizli operasyonlarının 6 milyon insanın ölümüne sebep olduğu tahmininde bulunmaktadır. Eski Dışişleri Bakanı William Blum bu durumu doğru bir şekilde “Amerikan Katliamı” olarak tanımlıyor."


A Timeline of CIA Atrocities

İlk kez 1997 senesinde yayınlanmış olan aşağıdaki yazı, William Blum tarafından yazılmış 1995 tarihli, 'Ümidin Öldürülmesi: II.Dünya Savaşından İtibaren ABD Ordusu ve CIA Müdahaleleri' (Killing Hope: U.S. Military and CIA Interventions since World War II) adını taşıyan kitabın bir bölümünü oluşturmaktadır.  

Aşağıda yer alan olaylar dizisi, CIA tarafından işlenen yüzlerce mezalim ve suçun ancak bir bölümünü yansıtmaktadır. 

CIA operasyonları tekrar eden bir senaryoyu takip eder. Önce ABD’nin dışarıdaki ticari menfaatleri popüler veya demokratik olarak seçilmiş bir lider tarafından tehdit edilir. Toprak reformu gerçekleştirdiği, sendikaları güçlendirdiği, serveti yeniden bölüştürdüğü, yabancıların elinde bulunan endüstriyi millileştirdiği ve işçileri, tüketicileri ve çevreyi korumak adına ticari kuruluşları yeniden düzenlediği için halk kendi liderini desteklemektedir. 

Dolayısıyla CIA, Amerikan iş dünyasının menfaatine ve genellikle onların yardımı ile muhalif kesimi organize eder. İlk önce o ülkedeki (genellikle ordu içindeki) sağcı gruplar belirlenir ve onlara bir anlaşma önerilir: “Bizim için uygun bir iş ortamı oluşturursanız sizi iktidara getireceğiz.” 

Daha sonra Teşkilat (CIA), var olan hükümeti (bu genellikle demokratik bir hükümettir) devirmek için buna uygun insanlara iş verir, onları eğitir ve onlarla beraber çalışır. 

CIA, kitapta yer alan her türlü hileye başvurur: Propaganda, seçimde sandıklara hile karıştırmak, para kullanarak seçimleri etkilemek, şantaj, cinsel entrikalar, medya üzerinden yalan hikâyeler uydurmak, muhalif siyasi partilerin içine sızarak onları bölmek, adam kaçırma, darp, işkence, ekonomik sabotaj, ölüm mangaları oluşturma hatta suikast.   

Tüm bu çabaların sonucunda bir askeri darbe gerçekleşir ve sağcı bir diktatör başa geçer. CIA, büyük iş dünyasının geleneksel düşmanlarını ortadan kaldırmak için diktatörün güvenlik birimlerini kullanarak sorgulama ve işkence yapar, cinayet işler. 

Kurbanların “komünist” oldukları söylenmektedir, ancak bunlar hemen her zaman sadece; köylüler, liberaller, ılımlılar, işçi sendikası liderleri, politik muhalifler ve ifade özgürlüğü ve demokrasi yanlılarından oluşmaktadır. Geniş çaplı insan hakkı ihlalleri bu olayları takip eder.     

Bu senaryo o kadar çok kez tekrarlanmıştır ki; CIA özel bir okulda, ünlü “Amerikalar Okulu”nda bu senaryonun eğitimini vermektedir. Okul ilk önce Panama’da açılmış daha sonra Georgia-Fort Benning’e taşınmıştır. Okula karşı olanlar onu “Diktatörler Okulu” ve “Suikastçılar Okulu” olarak isimlendirmektedir. CIA bu okulda, Latin Amerikalı askeri yetkililere nasıl darbe yapılacağına dair eğitim vermektedir; buna sorgulama, işkence ve cinayet eğitimi de dâhildir.   

Sorumlu Karşıtlar Birliği (The Association for Responsible Dissent), 1987 itibarıyla CIA gizli operasyonlarının 6 milyon insanın ölümüne sebep olduğu tahmininde bulunmaktadır. Eski Dışişleri Bakanı William Blum bu durumu doğru bir şekilde “Amerikan Katliamı” olarak tanımlıyor. 

CIA bu suçları komünizmle savaşın bir parçası olduğunu iddia ederek meşrulaştırmaktadır. Talihsiz milletler oldukça çeşitli sebeplerle hedef haline getirilmektedir: Sadece ABD’nin dışarıdaki ticari menfaatlerine yönelik tehditler değil; liberal ve hatta ılımlı sosyal reformlar, politik istikrarsızlık, bir liderin Washington’un emirlerini yerine getirme noktasındaki isteksizliği ve Soğuk Savaş dönemindeki tarafsızlık beyanatları bile hedef haline gelmek için sebep olabilmektedir. 

Tüm bu müdahalelerde ironik olan taraf ise Amerikan hedeflerine sıklıkla ulaşılamamasıdır. (CIA tarafından) başa getirilen dikatatör, CIA’nın kendisi için oluşturmuş olduğu güvenlik organından genellikle memnundur. Bir polis devletinin nasıl yönetileceği konusunda uzman haline gelir. Ve diktatör devrilemeyeceğini bildiği için giderek Washington’un izlemesini istediği çizgiden sapmaya başlar. 

Amerikalı casuslarla işbirliği halinde işkence ve öldürülmekten korkmakta olan polis ve ordu mensupları, diktatörün kontrolü altında olduğu için CIA onu deviremeyeceğini anlamıştır. 

Bu noktada ABD’nin iki seçeneği vardır; siyasi iktidarsızlık veya savaş. Bu “Boomerang etkisi"ne örnek olarak İran Şahı, General Noriega ve Sadddam Hüseyin verilebilir. Boomerang etkisi ayrıca CIA’nın demokrasileri devirmekte bu kadar başarılı iken diktatörlükleri devirmedeki acınası başarısızlığını da açıklamaktadır.  

Aşağıda yer alan zaman çizelgesi bizim bildiğimiz CIA’nın ortadan kaldırılarak yerine gerçek anlamda bir bilgi toplama ve analiz organizasyonunun getirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. 

CIA, kurumsal ve kültürel anlamda yozlaşmıştır ve reforme edilemez. 

1929

Kaybettiğimiz kültür: Dışişleri Bakanı Henry Stimson “Beyler birbirinizin mektuplarını okumayın” diyerek bir kod-kırma işlemini onaylamayı reddeder. 

1941

COI (Enformasyon Koordinasyon Ofisi) oluşturulur: Başkan Roosevelt I. Dünya Savaşı’na hazırlık aşamasında Enformasyon Koordinasyon Ofisi’ni kurar. General William “Vahşi Bill” Donovan, istihbarat servisine başkanlık etmektedir. 

1942

OSS (Stratejik Servisler Ofisi) : Roosevelt, COI’yı gizli görevlere uygun şekilde yeniden yapılandırarak Stratejik Servisler Ofisini kurar.  Donovan ofise o kadar çok zengin ve nüfuzlu kimseleri alır ki insanlar, OSS kısaltması ile “Oh, so social (O, ne kadar sosyal!)” ve “Oh, such snobs (O, ne kadar da züppe!)” diyerek dalga geçmeye başlar. 

1943

İtalya: Donovan, Roma Kataolik Klisesini Faşist İtalya’daki Anglo-Amerikan casusluk faaliyetlerinin merkezi olarak belirler. Bu, Amerika’nın Soğuk Savaş döneminde gerçekleştirdiği en dayanıklı istihbarat ittifaklarından biri olacaktır. 

1945

OSS (Stratejik Servisler Ofisi) kaldırıldı: Geriye kalan haber alma birimleri gizli eylemleri terk ederek zararsız bilgi toplama ve analiz işlerine yöneldiler. 

Ataş (PAPERCLIP) Operasyonu: Diğer Amerikan kurumları, Nazi savaş suçlularını yakalamak için peşlerinde iken ABD istihbarat topluluğu onların cezalandırılmadan, Sovyetlere karşı kullanılmaları için Amerika’ya kaçırılması işiyle meşguldü. Bu kişilerin içinde en önemlisi, Sovyetler Birliği içinde bir istihbarat ağı oluşturmuş olan Hitlerin usta casusu Reinhard Gehlen’di. ABD’nin tam koruması altında, mülteci Nazi casuslarından oluşan ve istihbarat ağlarını Rusya’da yeniden aktif hale getiren bir takımla 'Gehlen Organizasyonu’nu kurdu.   

Bu organizasyon içerisinde; SS istihbarat subayları Alfred Six ve Emil Augsburg (Holokost sırasında Yahudileri katletmişlerdi), Klaus Barbie (“Lyon Kasabı”), Otto von Bolschwing (Eichmann ile birlikte çalışan Holokost’un fikir babası) ve SS Albay Otto Skorzeny (Hitler’in yakın arkadaşıydı) bulunmaktaydı. 

Gelecek on yıl içinde ABD’nin tek istihbarat kaynağı olacak olan Gehlen Organizasyonu, OSS’un kaldırılması ile CIA’nın kurulması arasındaki dönemde köprü vazifesi görmüştü. Bununla birlikte eski Naziler tarafından sağlanan “istihbaratın” büyük bölümü uydurmaydı. 

Gehlen kendini Amerikalılara önemli bir kişi olarak gösterebilmek için (aksi halde öldürülecekti) Rusya’nın harap olmuş toplumunu yeniden inşa etmeye çalıştığı dönemde Rus ordusunun kabiliyetlerini Amerikalılara abartarak aktarıyordu.

1948 senesinde Gehlen, ‘savaşın çok yakın olduğuna ve Batı’nın engelleyici bir saldırı yapması gerektiği fikrine’ neredeyse Amerikalıları ikna edecekti. 1950’lerde kurgusal bir “füze üstünlüğü” düşüncesini ortaya attı (Çeviren: Rusların füze sayısı ve gücü anlamında ABD’den çok daha ileride olduğu düşüncesi). İşin daha da kötü yanı Ruslar, Gehlen Organizasyonu içine iki tarafa çalışan casuslar aracılığıyla iyice sızmış ve Gehlen’in sözde korumakla görevli olduğu Amerikan güvenliğinin altını oymaktaydı.  

1947

Yunanistan: Başkan Truman, komünist isyancılara karşı savaşan sağcı güçlere destek için Yunanistan’a askeri yardım yapılmasını istedi. Soğuk Savaşın geriye kalan bölümünde, çok kötü insan hakları kayıtlarıyla meşhur olan Yunan liderler Washington ve CIA tarafından desteklenecekti.  

CIA kuruldu: Başkan Truman 1947 senesinde Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nin (UGK) kurulmasına imkân sağlayan Ulusal Güvenlik Kanununu imzaladı. 

CIA, UGK üzerinden başkana karşı sorumluydu, (CIA üzerinde) demokratik denetim veya kongre üzerinden sağlanan herhangi bir gözetim yoktu. Tüzüğe göre CIA, “UGK tarafından zaman zaman yönlendirileceği bazı diğer fonksiyon ve görevleri” icra edebilecekti. Tüzükte yer alan bu boşluk, gizli operasyonlara ve kirli işlere kapı aralıyordu. 

1948

Gizli eylem birimi oluşturuldu: CIA gizli bir eylem birliği oluşturarak onu dikkat çekmeyecek şekilde “Siyasi Koordinasyon Ofisi” olarak adlandırdı. Ofisi, Wall Street avukatı Frank Wisner yönetiyordu. 

Gizli tüzüğe göre ofisin sorumlulukları arasında; “Propaganda, ekonomik savaş, önleyici doğrudan eylem, sabotaj, karşı sabotaj, yıkım ve tahliye prosedürleri, düşman devletlerin çökertilmesi, yeraltı direniş örgütlerine yardım, özgür dünyanın tehdit altındaki ülkelerinde yer almakta olan anti-komünist unsurlara destek sağlanması” bulunmaktaydı.   
    
İtalya: CIA, İtalyan komünistlerinin kazanma ihtimali bulunan İtalya’daki demokratik seçimlere şaibe bulaştırdı. İnsanların oylarını satın aldı, propaganda faaliyetleri gerçekleştirdi, muhalif liderleri tehdit ederek onlara şiddet uyguladı ve muhaliflerin arasına sızarak organizasyonları işlemez hale getirdi. Sonuçta bu yapılanlar işe yaramış ve komünistler bozguna uğramışlardı.   

1949

Özgür Avrupa Radyosu: CIA, ilk büyük propaganda aracını oluşturdu; Özgür Avrupa Radyosu. Gelecek yıllarda o kadar bariz bir şekilde yanlış yayınlar yaptı ki, bu yayınlara ait metinlerin ABD’de bile yayınlanması yasaklanmıştı. 

1940’lı Yılların Sonları

Mockingbird Operasyonu: CIA, Amerikan haber organizasyonları ve gazetecilerle casusluk yapmaları ve propaganda yaymaları için anlaşma yapmaya başladı. Bu işin başında Frank Wisner, Allan Dulles, Richard Helms ve Philip Graham bulunmaktaydı. 

Washington Post yayımcısı olan Graham daha sonradan önemli bir CIA aktörü haline gelecekti. Zamanla CIA medyasına ABC, NBC, CBS, Time, Newsweek, Associated Press, United Press International, Reuters, Hearst Newspapers, Scripps-Howard, Copley News Service ve daha birçokları katıldı. 

Bizzat CIA beyanatlarına göre, en az 25 organizasyon ve 400 gazeteci CIA ile iş birliği yapıyordu.  

1953

İran: CIA, demokratik olarak seçilmiş olan Muhammed Musaddık’ı, İngiliz petrollerini millileştireceğini söylemesinin ardından askeri bir darbe ile devirdi. CIA onun yerine Gestapo kadar vahşi bir gizli polis servisi olan SAVAK’a sahip bir diktatörü; İran Şahını getirdi.  

Operasyon MK-ULTRA: Kuzey Kore’nin beyin yıkama programından ilham alan CIA, zihin kontrolüne yönelik deneyler gerçekleştirmeye başladı. Bu projenin en dikkat çekici kısmı, Amerikalı deneklere bilgileri olmadan veya rızalarına muhalif bir şekilde LSD ve diğer çeşitli ilaçların verilmesi ve bu sebeple içlerinden bazılarının intihar etmesiydi. 

Diğer yandan operasyonda bunlardan daha fazlası vardı. Kısmen Rockefeller ve Ford vakıfları tarafından fonlanmış olan bu proje kapsamında; propaganda, beyin yıkama, halkla ilişkiler ve reklam çalışmaları, hipnoz ve diğer telkin yöntemleri bulunmaktaydı.  

1954

Guatemala: CIA, demokratik olarak seçilmiş Jacob Arbenz’i askeri bir darbe ile devirdi. Arbenz, CIA Direktörü Allen Dulles’in de hisse sahibi bulunduğu, Rockefeller’in United Fruit Company adlı şirketini kamulaştıracağını açıklamıştı. Arbenz’den sonra başa getirilen bir dizi sağcı diktatörün kana susamış politikaları nedeniyle, ilerleyen 40 sene içinde 100.000’den fazla Guatemala vatandaşı hayatını kaybetti.    

1954-1958

Kuzey Vietnam: CIA yetkilisi Edward Landsdale Kuzey Vietnam’daki komünist hükümeti devirmeye çalıştığı dört sene boyunca her türlü pis yöntemi denedi. CIA ayrıca, Ngo Dinh Diem’in yönetimi altında bulunan, Güney Vietnam zorba kukla rejimini meşrulaştırmaya çalışıyordu. 

Diem hükümetinin icraatları gerçek demokrasiye, toprak reformu ve fakirliğin azaltılmasına yönelik önlemlere muhalif olduğu için tüm bu çabalar Güney Vietnamlıların kalbinde ve zihninde başarılı olamamıştır. CIA’nın süregiden başarısızlıkları, Amerikan müdahalesini artırmış ve sonuçta Vietnam Savaşı patlak vermiştir.     

Steve Kangas/13 Ekim 2015



Tamer Güner, 18.03.2016, Sonsuz Ark, Stratejik Araştırma, Çeviri



Metnin Orijinali:

http://www.globalresearch.ca/a-timeline-of-cia-atrocities/5348804










Seçkin Deniz Twitter Akışı