Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
To Google or Not to Google?
"Tekel statüsünü daha iyi ürün veya hizmetler sunarak elde eden bir şirket herhangi bir yasayı çiğnemiş sayılmaz; ancak bu gücü kasıtlı olarak elde ettiğinde veya sürdürdüğünde durum değişir. Federal bir yargıcın Google'ın çizgiyi aştığına hükmetmesiyle birlikte, internet aramasının geleceği artık açık bir soru haline geldi."
Shakespeare'in Hamlet'i gerçek ve güç arasındaki seçimle yüzleşirken ünlü varoluşsal sorusunu sorar: “Olmak mı, olmamak mı?” Cevap arayışı, hem kahramanları hem de kötü adamları ölüm ya da umutsuzluk ihtimaliyle karşı karşıya bırakacaktır.
Shakespeare'in trajedisinde olduğu gibi, herkesin internette arama yapmak için kullandığı altyapı üzerindeki savaşlar da entrika ve gücün kötüye kullanımı ile doludur. Kötü adam, sadece bir arama motoru, bir şirket ve bir marka değil, aynı zamanda bir fiil olan Google'dır. ABD hükümeti ve 38 eyalet başsavcısının Google'a karşı açtığı son antitröst davasında bir tanık “Arama yapmak Google'dır” dedi.
5 Ağustos'ta bir federal yargıç “sorumlu” kararını verdi. Google'ın, en kritik olanı genel arama hizmetleri olmak üzere iki pazarda tekel olarak hukuka aykırı davranışlarda bulunduğu tespit edildi. Çözümler henüz açıklanmadı, ancak yorumcular şimdiden davanın internet aramasını yeniden şekillendireceği yönünde spekülasyonlar yapıyor.
Google'ın internet aramalarına hakim olduğu bulgusu pek de sürpriz olmadı. Çoğu insan bilgi ya da ürün aramalarına Google'ın genel arama motoruna (GSE) terimlerini girerek başlıyor. Google'ı bilgisayarlarında, telefonlarında veya tabletlerinde kullandıklarında “googling- google'lamak” yaptıklarını anlıyorlar. Ancak pek çok kullanıcı Apple'ın Safari veya Mozilla'nın Firefox tarayıcısını kullandıklarında da “googling” yaptıklarının farkında değildir, çünkü bu şirketler Google'ın GSE'sini varsayılan arama motoru haline getirmiştir - her ne kadar bazı gizlilik ekranlarıyla süslenmiş olsa da.
Google ise hakimiyetinin üstün ürün ve hizmetlerinin bir sonucu olduğunu savundu. Web'i “milyarlarca kitabı olan ve merkezi bir dosyalama sistemi bulunmayan, sürekli büyüyen bir kütüphaneye” benzetti. Bu hazinelere ancak interneti tarayan, siteleri indeksleyen, sıralayan ve sonuçları neredeyse anında kullanıcılara sunan bir GSE ile erişilebilir.
GSE'ler için kritik girdi kullanıcılardan gelir: aradıkları konular, kullandıkları terimler, tıkladıkları bağlantılar, satın aldıkları ürünler vb. Ölçek, hizmetin başarısının anahtarıdır. Kullanıcı davranışları hakkında daha fazla bilgi daha iyi arama sonuçları sağlar, daha iyi sonuçlar daha fazla arama getirir ve daha fazla arama daha fazla gelir getirir, çünkü reklamverenler ürünleri son kullanıcılara “yönlendirerek” satışlarını artırmak için Google'a akın eder.
Çok az kişi Google'ın GSE'sinin eşitler arasında birinci olduğunu ve Microsoft'un Bing'inin tek makul alternatifi temsil ettiğini tartışıyor. Masaüstünden erişildiğinde kalite ve hız açısından Google'ın GSE'sine rakip olan Bing, mobil cihazlardan erişildiğinde rakip olamıyor. Denemede sunulan rakamlar oldukça anlamlı. 2021 itibariyle, sorguların %89'undan fazlası Google üzerinden ve yalnızca %6'sı Bing üzerinden akmaktadır. Bu da ilk şirket için 146 milyar dolar, ikinci şirket içinse 12 milyar dolardan daha az reklam geliri anlamına geliyor.
Daha iyi ürün veya hizmetler sunarak tekel olmayı başaran bir şirket herhangi bir yasayı çiğnemiş sayılmaz. Ancak tekel gücünü kasıtlı olarak elde ettiğinde veya sürdürdüğünde durum değişir ve mahkemeye göre kanıtlar Google'ın bu çizgiyi aştığını ortaya koymuştur.
Google, büyük ölçekte bilgiye hükmetmenin pazar hakimiyeti ve tekel karına yol açacağını erkenden fark etti. 1990'larda işletim sistemiyle birlikte bir tarayıcı sunarak hakimiyet kurmaya çalışan ve antitröst uygulayıcıları tarafından durdurulan Microsoft'un aksine, Google potansiyel rakipleriyle başa çıkmak için sopa yerine havuç kullandı.
Apple ile olan ilişkisi buna bir örnektir. 2002 yılında Apple'a reddedilmesi zor bir anlaşma teklif etti: Google'ın GSE'sini Safari'de varsayılan hale getirin ve nakit ödül alın. Sabit 10 milyon dolar ücret ve %50 gelir paylaşımı ile başlayan anlaşma, 2022 yılına gelindiğinde Apple'a yıllık 20 milyar dolarlık bir ödemeye dönüştü. Yol boyunca, Google'ın GSE için münhasırlık talep etmesi, Apple'a daha fazla esneklik sağlama taleplerini geri çevirmesi ve Apple'ın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmesini imkansız hale getirmesiyle sözleşmenin şartları sıkılaştı.
Tıpkı Hamlet'in annesinin kocasının katiliyle evlenmek için iyi nedenleri olması gibi, Apple'ın Google ile yaptığı anlaşma da yeni bir GSE kurmanın ve reklam işini sürdürüp yönetmenin yüksek ön maliyetleri nedeniyle mantıklıydı. Başka bir GSE'ye geçmek bile ekonomik olarak imkansız hale geldi. Apple'daki bir üst düzey yöneticinin ifadesiyle, Bing'e geçiş için “Microsoft'un Apple'a teklif edebileceği hiçbir fiyat” yoktu. Google elbette bunu anladı. 2020 yılında yapılan bir şirket içi çalışmada, Safari'deki münhasır statüsünü kaybetmenin şirkete 28,2 ila 32,7 milyar dolar arasında bir gelire mal olacağı tespit edildi.
Ayrıca Google, Mozilla ve DuckDuckGo ile de benzer ilişkiler sürdürmektedir ve ABD'nin önde gelen tüm cep telefonu operatörleriyle gelir paylaşımı anlaşmaları yapmıştır: Verizon, AT&T ve T-Mobile. Operatörler Google'ın Android teknolojisine sahipler ancak sattıkları telefonlara 11 Google uygulamasını önceden yüklemek zorundalar. Bunlardan altısı son kullanıcılar tarafından silinemiyor.
Toplamda Google, GSE'sinin şehirdeki tek oyun olarak kalmasını sağlamak için diğer teknoloji şirketlerine yılda 26 milyar dolardan fazla para ödüyor. Google, genişleyen bir sözleşme ağının tüm ipliklerini denetleyen bir örümcek gibi.
Ancak bu diğer şirketlere acımamalıyız. Asıl mağdurlar internet kullanıcıları. Google internet üzerindeki hakimiyetini ne kadar genişletirse, yenilik yapma ve reklamcılar yerine son kullanıcıları önemseme konusunda o kadar az teşvike sahip olacaktır. İnternet kütüphanesi kamuya açık bir depo değil, Google'ın yörüngesindeki şirketlere cömertçe ödeme yapan özel, kar amaçlı bir girişimdir. İnternet kullanıcıları gerçekleri ve doğruları daha önceki hiçbir neslin yapamadığı şekilde arayabileceklerine inanıyor olabilirler, ancak bu oyunda hiçbir söz hakları yoktur ve sadece ne alırlarsa onu alırlar ya da almazlar.
Google'ın tekeline meydan okumak için ABD Adalet Bakanlığı tarafından açılan bir dava gerekti ve henüz onun yerini neyin alabileceğini duymadık. İnsan Shakespeare'in Hamlet'e verdiği son sözlerden daha iyi bir son umuyor: “Gerisi sessizliktir.”
Katharina Pistor, New York, 22 Ağustos 2024, Project Syndicate
(Columbia Hukuk Fakültesi'nde Karşılaştırmalı Hukuk Profesörü olan Project Syndicate yazarı Katharina Pistor aynı zamanda 'The Code of Capital: How the Law Creates Wealth and Inequality -Sermayenin Şifresi: Hukuk Zenginlik ve Eşitsizliği Nasıl Yaratır?' (Princeton Üniversitesi Yayınları, 2019). şu kitabın yazarıdır.)
Eyüp Kaan, 16.09.2024, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Sonsuz Ark Çevirileri
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.