10 Kasım 2023 Cuma

SA10437/KY27-ŞT89: Erzurum'dan Havalanan Atların Gökyüzünü Delerken Düşürdüğü Yankılar

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Biz bu şehrin mensupları olarak, o da bu şehrin konuğu olarak karşı karşıya bağdaş kurup oturmuş, şehri ve şiiri konuşmuştuk gece boyunca…"

Haberini Sevgili kardeşim Vedat AYDIN'dan aldım ilkin…Sevgili Cafer TURAÇ Ağabey aramıştı ve bir güzel şairin şehrimize/ Erzurum'a geldiğini söylemişti…

Bir yandan uzun bir aradan sonra Vedat Bey kardeşimi görecek olmanın sevinci bir yandan da güzeller güzeli bir şairin 'konak' olalım, tanışıp kaynaşalım diye sebep olup tembih ettiği bir başka güzel şairi misafir etmenin sevinciyle karşılamıştık Alper GENCER kardeşimizi…

Elinde hiçte yabancısı olmadığımız bir 'Dergah'la çıkagelmişti Alper GENCER…

'Dergah'ı elinde, demek istedikleri dilinin, dudağının ucundaydı…

Biz bu şehrin mensupları olarak, o da bu şehrin konuğu olarak karşı karşıya bağdaş kurup oturmuş, şehri ve şiiri konuşmuştuk gece boyunca…

Hak edilmiş, özümsenmiş, kendince pişmiş ve öylece Varlık Yayınlarınca düzenlenen 2005 yılı Yaşar Nabi NAYIR ödülünü almış genç şair, genç tabip Alper GENCER aslında hiçte yabancı değildi bize…

Kılıcı kanlı bir başka şehrin çocuğuydu, Van'lıydı, şanlıydı ve bir o kadar da büyük bir memleket sevdasıyla aynı zamanda Erzurumluydu…

Gece boyunca biz anlatmıştık o dinlemişti, o anlatmış biz dinlemiştik…

Erzurum deyince neden sadece buralardaki bir coğrafya ya da neden sadece bir şehir diyerek kısaca konuşup geçemeyeceğimizi, daha neleri ve neleri anlamamız gerektiğini konuşmuş, bir başka eksende de aslında Erzurum'dan havalanarak Memleket'i, Doğu'yu, Dünya'yı, İnsan'ı, İnsanlığı ve bütün bunlarla dolup taşmış haldeki bir hasreti paylaşmış, dualar etmiştik…

'Burası Dünyanın çarşısıdır…' demişti Alper GENCER…

'Bu şehir insanlığa yabancı bir şehir değildir…' demişti…

Sonrada uğurlayışımızı takiben 'Dünyanın Çarşısı' konumundaki Erzurum için bir şiir yazmıştı…

Aynı zamanda 'Yolcu' dergisinin son sayısında da yayınlanan bu güzel şiiri Alper GENCER kardeşimin müsaadesiyle siz kıymetli okurlarımızla paylaşmak istedim bugün…

 

Erzurum'dan Havalanan Atların Gökyüzünü Delerken Düşürdüğü Yankılar

Şahin Torun ve Vedat Aydın için...

I.

bir arada tutmak için karı ve eriyen çamuru

gri bir kuyruğa tutsak olmak sunulmuş

yağmalar korkusuyla bizi galipler

babamın kapının önüne bıraktığı

isimli poşetler içindedir çökelek

saçlarımın rengini değiştiren soykırım

harflerin zümresinde bir batılı olarak

yavan atlar üstünde dağıtmış Ankaramı

anam, fistan giyinmiyor düğünde

üçlü dansa davettir kör güzeli Avrupa

cepheyi ifşa ettiğim sanılmasın

yüzümü hatırlatan harabelerde

okeye dördüncüyüm doğuyu düşününce

Yunanya'dan, Roma'dan bir "dictator", olmazsa

Arapya'dan bir yalvaç gelsin bekliyorum

görüyorum çünkü çok, çok iyi biliyorum

mürüvette endaze bulunmaz gülüm!

II.

eli hançer tutan bir kışa yürüyorum

buz tutmaz, kulaklarım  oltu taşından

dişlerim öfkeden kudurduğunda

ve hırçınsa gülümsemem, Erzurumluyum!

et doğranmış soframa, Erzurumluyum!

mahçupsam, diriysem, üşümüyorsam

şeceremde Osmanlı tütüyorsa sigaram

yangın yerlerinde ateşi küçümseyen

yüreğim Emrah'ın yalazında kül ise

Allah şahidimdir, biri dost için

iki hançer bulunur kuşağımın içinde

soy adım karakıştır, Erzurumluyum!

III.

gülüm, çok görme doğulu mutluluğu

gördüğün hüznümden arta kalan neşide

şeytan dağlarında kurtlar geziniyor

yaban domuzları, tilkiler ve kar

orada avını önceden sezen

inatçı dağ keçileri de var

her şey yoluna girecek her şey

babamın tasmasına bahar sabrı işlenmiş

bacımı yazın everecez inşallah

yasayan daktilolar, küflenmiş klavyeler, 

boşver!

unutmayan insanlar dikte etti dünyayı

ben ölürsem muhakkak bir hattatla nişanlan!

IV.

ötesi dinmeyen bir şelaledir

günahsız taş yığını dip sularında

hadi beni, hiç durma, yapabilirsen

bir aynanın kırılmış alnacına hazırla

beni eve gönder, o beyaz sahillere

kırmızı gelinliğin karda yıkansın

beni göğe yetiştir, beni sezaya

anlaşıldım sanırım, bahis kapansın

kalemini Mansur'a kıran yargıcının

dümenini rüyaya kıracağı gün bugün

her şey sona eriyor, biz başlangıca

öpüp düşürünce dilimden ikimizi 

önümüzde dağ beyazı, ardımızda kül!

gülüm, eğ başını göğe değmesin

burası Palandöken, etrafımız tül

üç atlı terk ediyor sıcağı, üryan!

atımızın toynağı karı kürüyor

-korkudur buz diye üşümek tutan!-

senin kanatların al vursun gülüm

benim ayaklarım bizi sulasın

uç da kapatalım göğe borcumu

 ALPER GENCER 



Şahin Torun, 10.11.2023, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Eleştiri, Kitap Notları, Kitapların Ruhu


Not: Eski yazılarını bizimle paylaştığı için Şahin Torun'a teşekkür ederiz.

Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı