18 Ağustos 2017 Cuma

SA4746/KY63-ÖA3: Big Bang Öncesi ve Sonrası; Türkiye Modeline Doğru-II

"Atatürkçü ve Laik Ayla Hanım’ın, işgal gecesi, “Nerede bu Uzun Adam?!” diyerek feryat ettiği; Kürtçü Veysi’nin, “referandumda hayır vereceğim ama Allah onu başımızdan eksik etmesin” dediği, “kırk yıllık Solcuyum” diyen Saim amca “aydınlandığı” ve “artık benim partim yok” dediği bir eşik bu!"


Paralanmaya gerek yok.

Yerini bilmeyeni yakan, gayr-ı mektup, varoluşsal, şaşmaz bir prensibin garantisi altındayız.

Birey, topluma mebnidir.

Toplum, devlete mebni.

Siyasetin bir yüzü topluma diğer yüzü devlete bakar.

Türkiye, siyasetten ve siyasi liderlerden büyüktür.

Ed-Devlet; hem siyaset hem millet hem de devleti ihata eden felsefi bir cevherdir.

Allah ise en büyüktür.

Haddini bilmek tabiatın esasıdır.

Hükümetler, partiler ve politikacılar birer arazdır.

‘Cevher’ baki kalır, ‘arazlar’ gelir geçer.

“Normallik” bozulduğunda siyasi denklemler yeniden kurulur.

Bu nedenle, paradigmalarda kısa vadede dramatik değişimler beklenmesin.

Bugüne kadar yaşam; indîlikleri dikkate almadan kendi yatağında aktı.

Siyaset; millet ya da devletin hakkına tecavüze yeltenirse bedelini öder.

Muktedirler, zatını Türkiye’den daha büyük görürse behemehâl yanar.

İktidar, suç değil ateşten bir gömlektir.

Öncülerin en büyük sınavı daima budur.

Hem millet hem devlet hem de Allah aynı şeyi sevmez:

Kibir ve nepotizm.

Bozarsa Türkiye devriminin akışını bu iki maraz bozar.

Hz. Ömer, Pers seferinden bir debdebe ile dönen Amr b. As’ı “Kisralaştın mı sen!” (E-Kisraviyye?) diyerek azarlar.

Sünni geleneğin en derin üzüntülerinden biri Hz. Osman’ın nepotik tutumudur.

Bugüne kadar pusudakilerin, şerirlerin bu beklentisi gerçekleşmedi.

Toplum, siyasete ne zaman yüz çevireceğini bilir.

Her şeyi görür, hafızaya yazar ve bir mutlak kanaat oluşturur.

Alternatiflerin ve olasılıkların “Rabbi” olduğunu sanan profesyonel örgütün, bir gecede derdest edilmesinin öyküsü budur.

Türkiye’nin yalın ve sade bir içgüdüsü var:

Tam bağımsızlık.

Bu; bireyin, toplumun ve devletin öz bilincidir.

Siyaset, bu sorumlulukla hareket ettiği sürece teveccüh görür.

Önce ‘Avrupa Çağı’ sonra ‘Amerikan Çağı’nın’ yeni nesil istilasını yaşadık.

Nice sosyal ve siyasal boran, zemheri, kasırga, sel, girdap ve deprem atlattık.

Bugün küresel siyasetin kör noktasını fark eden devlet, keskin bir manevra yaptı.

Bununla birlikte Türkiye, ‘Batı’dan’ ne kopacak ne de ofsayta düşecek.

Çift yönlü strateji sürüyor.

Türkiye uluslararası toplumla birlikte. 

Kurulmakta olan küresel yeni düzen, Türkiye’nin “tam bağımsız” iradesini kabullendi.

Tarihinde ilk kez, Büyük Britanya Ülke’nin ayağına geldi.

AB, bu rızaya karşı.

Batı paradigması çatallanıyor.

Kürenin yeni hali;

Ülkeyi, dışarıda olduğu gibi içeriden de strüktüel değişimlere zorluyor.

Bugüne kadar dönüşüm sürecini omuzlayan ‘yapı ve kadrolar’ da bundan nasibini alacak.

İstisnalar bir yana söz konusu yapı, artık Reisicumhurun ve milletin gerisinde kaldı.

Türkiye devriminin ruhuna ne yeterince layık olabiliyor ne de uyum sağlayabiliyorlar.

Sürecin geldiği yer:

Anadolu’nun bağrındaki Arif Dede’nin, “Ben oyumu Erdoğan’a veriyorum” dediği özgün ve yaratıcı nokta.

Yapıdaki uyumsuzluk kötü niyetten kaynaklanmıyor.

Her başarıdan sonra koşup en önde fotoğraf verenleri, sürecin tabii ve zorunlu yolu olan başkanlığa en başından beri direnç gösterenleri, zor zamanlarda dahi çıkar peşinde koşanları, tarihi dönemde geri duranları, 17 Nisan’da bir şok yaşanmasını ve kendilerine alan açılmasını umanları zaten saymıyoruz!

Toplamda, konvansiyonel örgütlenme tarzı, dönem misyonu ve determinik ihtiyaçlar nedeniyle “yeniden yapılanma” şart oluyor.

Bu bağlamdaki hayati tasarruf; içeride ve dışarıda, pusuya yatan nice hilekârın oyununu da boşa düşürecektir!

15 Temmuz, siyasetin Big Bang’i olarak kodlanmalı.

Big Bang Öncesi ve Big Bang Sonrası şeklinde net bir ayrım yapılmalı.

Aksi halde maya tutmaz.

Bing Bang sonrası evrenin koşullarına göre; yeniden örgütlenmeli!

O kaos gecesinde yeni bir siyasi evren doğdu.

İktidar, muhalefet gibi politik olguların anlamı değişti.

Devlet, bir “başa” ivedi ihtiyaç duydu.

Atatürkçü ve Laik Ayla Hanım’ın, işgal gecesi, “Nerede bu Uzun Adam?!” diyerek feryat ettiği; Kürtçü Veysi’nin, “referandumda hayır vereceğim ama Allah onu başımızdan eksik etmesin” dediği, “kırk yıllık Solcuyum” diyen Saim amca “aydınlandığı” ve “artık benim partim yok” dediği bir eşik bu!

Ertuğrul Başer’in altını çizdiği en rafine vicdani sadâ!

Bu evrenden geriye dönüş yok!

Temel sorun;

Bu evrenin dilinin henüz tekâmül etmemesi.

Oluş, olgu ve izah…

Bu sıralamanın ifası, 16 Nisan ertesine kalmamalı!

Hasat, zamanında yapılmazsa bütün emek, kurda kuşa yem olur.

Bu bilincin tahkimi ve tenfizinde bu kez maharetli değiliz!

Türkiye devrimi, bütün bir milletin kutsalıdır.

Harici hiçbir siyasi hesap içine girmeden bu yolda yürümeli.

Kararlı ve tereddütsüz 15 Temmuz dili kullanılmalı.

15 Temmuz öncesi dönemin, siyasi ve sosyal alışkanlıkları geçmişte kalmalı.

Politik maliyetine bakılmaksızın toplumun tüm renklerine eşit, adil ve merhamet ile yaklaşmalı.

Üst yapılarla mücadele bu perspektifle yürütülmeli.

Daha önce benzeri yaşanmamış, tecrübesiz olduğumuz politik bir istikametin eşiğindeyiz.

Bu nedenden kaynaklanan tereddüt ve tedirginliğe mahkûm olmamalı.

Süreci riske etme korkusu, yeni bir statükoculuk yaratmamalı.

Her devrimin cilvesidir:

Gün gelir bizzat devrimci unsurların dönüşmesi şart olur.

Bugün o gündür.

Üstüne üstlük,

16 Nisan’ı konsolide edecek en güçlü dinamik de budur!  




<<Önceki                      Sonraki>>



Ömer Altaş, 18.08.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Tekâmül Serinliği, Deneme, Fikir
Ömer Altaş Yazıları

omeraltass@gmail.com


Facebook; Ömer Altaş



Sonsuz Ark'ın Notu: Ömer Altaş Beyefendi'ye çalışmalarını bizimle paylaştığı için teşekkür ederiz. Seçkin Deniz, 04.08.2017, Sonsuz Ark


İlk yayınlandığı Yer: Haber10




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı