21 Mayıs 2016 Cumartesi

SA2931/ÇY10-AÖ15: Bir Mektup Zarfı, İki Pul Lütfen!

"Elinde eski pulları veya zarfı olan varsa kesinlikle saklamalı diye düşünüyorum. Tarih kokan şeyler kıymetlidir."


Mektup zarfları ile bütünlemiş daha sonrasında kedi başına bir devrim yapmış pul. Zarflar gizemli şeyler sakladığından mıdır bilinmez, pek bir önemli görülmemiş halbuki onlar daha değerli olmalıydı. Posta pulu, posta gönderilerinde posta ücretinin ödendiğini göstermek amacı ile kullanılan bir tarafı yapışkanlı, diğer tarafı çoğunlukla resimli ve yazılı kâğıt etikettir bilindiği üzere.

Pul, ilk olarak 1840 yılında Birleşik Kral Emirliği'nde kullanılmaya başlamış pulun üzerinde ise genç Kraliçe Viktorya'nın resmi bulunmakta imiş. 

Lakin o zamandan bugüne kadar o pulların üzerine devlet ismini hiç yazmamış Birleşik Kral Emirliği. Ülke ismini belirtmeyen tek yer olarak tarihe geçmiş.

Pul piyasaya çıktıktan sonra, posta ücretini gönderici ödemeye başlamış ve pullar postanın ödendiğini ifade eden bir belge olarak görülmüş.

Osmanlı zaman da posta pulu kullanımı ise 1863’lü yıllarda başlamış. İlk posta pulu basımı 1862’de, Darbhane-i Amire'de taş baskı (litografi) tekniği ile basılmış. Değişik kalınlıklardaki kâğıtlar üzerine basılan pullar elle boyanmış ve zamklanmış. 


Pulların üzerinde dönemin padişahı Sultan Abdülaziz'e ait tuğra bulunmakta imiş tuğranın altındaki hilalin içinde ise Devlet-i Aliye-i Osmaniye yazılıdır. Bu pullarda dantel bulunmamakta idi ve makas ile kesilerek ayrılıp gönderilere yapıştırılması gerekiyormuş.

Pullar kullanmaya başladıktan sonra posta gönderiminin daha çoğaldığı da tespit edilmiş ayrıca. Belki de sırf güzel pulları yapıştırmak için mektuplar yazılıp gönderilmiştir kim bilir. 

Pullar alışılagelen kare veya dikdörtgen şekillerin dışında daire, üçgen, beşgen veya sekizgen şekillerinde de basılmışlar.

Pullar bir de cinslerine göre sınıflandırılmış şöyle ki;

  • Sürekli pul; çok büyük miktarlarda ve çoğunlukla iki renkli olarak basılan pullar.
  • Anma pulu; bir olayı veya kişiyi anma amacı ile çıkarılan üzerinde o olay ve kişiye ait resimler bulunan pullar.
  • Ek değerli pul; PTT tarafından yılda iki defa çıkarılan ve ek gelirleri Kızılay ile Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumuna verilen pullar.
  • Resmi pul; sadece resmi kuruluşlar tarafından posta ücretlerinin ödenmesi için kullanılabilen pullar.
  • Uçak postası pulu; uçak postası hizmeti ödenmesi için çıkartılan pullar. Üzerinde uçak kelimesi olabileceği gibi sadece uçak profili veya uçak resmi olan pullarda çıkartılmıştır. Amerikan Scott katalogunda ayrı bir sınıflandırma olmasına karşılık, Avrupa ve Türkiye pul kataloglarında böyle bir sınıflandırma bulunmaz.
  • Takse pulu; posta ücreti ödenmeyen veya eksik ödenen gönderilerinden alınan cezalı posta ücretinin ödenmesi için çıkartılan pullar.

Buraya ekleyemediğim 3-4 sınıfa daha pul çeşidi bulunmakta. Merak edenler, sevgili Google'a müracaat edebilirsiniz.


Efendim gelelim pul kolleksiyonculuğuna; nereden çıkmış, kimin aklına gelmiş, kim başlatmış?

Tabi ki koleksiyon yapanlar yine pulun ilk üretim yeri olan Birleşik Kral Emirliklerinde çocukların ve gençlerin pulları biriktirmesi ile başlamış. Tabi bu durum büyükler tarafından çocukça bir meşgale olarak görüp vakit zamanında ciddiye alınmamış, daha sonrasında 1920’lerde pulların fiyatları yükselmeye başlayınca büyükler devreye girmiş ve pul kolleksiyonculuğuna başlanmış.

Türk pullarında ise, İkinci Dünya Savaşı sonrasında refah seviyesinin bir miktar yükselmesiyle pul koleksiyoncuları sayıca artmış ve zorlukla bulunan erken dönem pulların fiyatları çok hızlı şekilde yükselmiştir. Koleksiyoncular, hatta koleksiyoncu olmayanlar bile değerlerinin hızla artacağı ümidi ile 1940'ların sonlarına ve 1950'li yıllara ait pulları bol miktarda alarak stoklamışlardır. 

Şunu da unutmadan belirmek gerekir ki; pulları saklamak için özel albüm defterleri yapılmıştır. Şeffaf ve çok ince pul satırları vardır içerisinde.

Saklamanın püf noktalarına da kısaca değineyim; eğer eski bir zarf  bulduysanız ve üzerinde hoşunuza giden bir pul var ise, öncelikle yapmanız gereken pulu çevreleyecek şekilde zarfla beraber kesip ayırmanız, daha sonra bir bardak soğuk suyun içerisine bir çay kaşığı tuz atıp pulu da içine atıp 10-15 dakika pul zarftan ayrılıncaya kadar bekletip daha sonra pulu kurutup saklayabilirsiniz.

Sakladığınız pullar sararmaya başladıysa eğer biraz havalandırıp albümünü de değiştirmeniz gerekiyor, rutubetli ve nemli ortamlardan koruyup albümü her zaman dik bir şekilde saklamakta fayda var.


Albümündeki pullar kıymetli değil mi diye merak içerisindeyseniz eğer onu da şu şekilde anlayabilirsiniz; damgası tam olmalı, yani tarihi ve varsa ülke ibaresi okunaklı olmalı. Bunlar değerli pullardır.

Pul kolleksiyoncuları para kazanamıyor mu diye bir soru aklınıza geldiyse onu da hemen cevaplayalım; bir zamanlar evet kazanmışlar şuanda bir kısım kolleksiyoncular kazanmakta, çağın getirdiği yeniliklerden dolayı biliyorsunuz mektup işi tabiri caiz olur ise ölmüş durumda. Yeni pul üretimi de pek yapılmamakta imiş edindiğim bilgiye göre. 

Elinde eski pulları veya zarfı olan varsa kesinlikle saklamalı diye düşünüyorum. Tarih kokan şeyler kıymetlidir.


 Ahu Öztürk, 21.05.2016, Sonsuz Ark, Çırak Yazar, Araştırma

Seçkin Deniz Twitter Akışı