14 Şubat 2016 Pazar

SA2490/ÇY4-DB58: Çocuklara Dair Spekülatif Bir Araştırma: Fedakarlık, Adalet, Merhamet, Sadaka

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki analiz, içeriğindeki bir başka cümle ile, "Bulgular Müslüman olarak yetiştirilen çocuklarda daha güçlü bir adalet duygusuna; Müslüman veya Hristiyan olarak yetiştirilen çocuklarda ise kurbana karşı daha fazla hassasiyete işaret edebilir." başlığı ve temel çerçevesi ile yayınlanabilirdi; ancak araştırmanın iyi niyetli olmadığı içerikteki çarpıklıklardan net bir şekilde anlaşıldığı için, çoğunlukla her türlü din karşıtı ve ateist bir perspektifle hazırlandığına kanaat getirdiğimiz bu türden çalışmaların tek amacı var; dinin gereksizliğini ve sonuç olarak din eğitiminin de ortadan kalkması gerektiğini kanıtlamak(!). Bu sebeple bu türden din düşmanlığının daha net görülebilmesi için PEW ve benzeri kötü niyetli araştırma gruplarına dikkat çekmek istiyoruz.
Seçkin Deniz., 14.02.2016


MIND
Children with a Religious Upbringing Show Less Altruism
A controversial study with a surprising finding

Din Eğitimi Alan Çocuklar Daha Az Fedakarlık Gösteriyor
Şaşırtıcı bir bulgu ile tartışmalı bir çalışma

Örgütlü din dünyada manevi toplum ve kültürün temel taşıdır. Din, özellikle din eğitimi seküler destek de alıyor, çünkü birçok insan dinin ahlakı beslediğine inanıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin büyük çoğunluğu, (bir PEW Araştırmasına göre) bir tanrıya inanmanın ahlaklı bir insan olmak için gerekli olduğunu düşünüyor. (Bakınız: Sonsuz Ark'ın PEW Araştırması)


Prensip olarak, dinin ahlak üzerindeki vurgusu toplumsal dokunun pürüzlerini giderebiliyor. Bu doğrultuda, inananlara genellikle diğerlerine karşı özverili davranmaları öğretiliyor. İslam 'merhamet ve sadaka verme', Hristiyanlık 'komşunu kendin kadar sevme' vurgusu yapıyor. Suyun niteliklerinden ortaya çıkan Taoist felsefe 'özveri' ilkesini içeriyor.

Ancak, dünyada altı ülkede gerçekleştirilen yeni bir araştırma, din eğitimi alan çocukların aslında daha az özverili olduğu izlenimini uyandırıyor. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Ürdün, Türkiye, Güney Afrika ve Çin'den yaşları beş ve on iki arasında değişen bini aşkın çocuk bu çalışmada yer aldı. 

Dini eğitim alan çocukların laboratuvarda daha az fedakar olduklarını bularak, bu çalışma dinin ahlaki gelişim üzerinde beklenen sağlıklı etkilere sahip olmayabileceği olasılığı üzerine bizi uyarıyor. Dinin toplumsal pratiği dini metinlerin emirlerini karmaşıklaştırabiliyor. Ancak bu bulguları yorumlamak için, öncelikle ahlakı nasıl test edeceğimize  bakmak gerekiyor. 


Bir deneyde, diktatör oyunu adı verilen bir oyunda diktatör olarak belirlenen bir çocuğun fedakar eğilimleri test ediliyor. Bu diktatör çocuğa çıkartmaları diğerleriyle paylaşıp paylaşmama konusunda yetki veriliyor. Araştırmacılar çocuğa otuz çıkartma sunuyor ve ona içlerinden en sevdiği on tanesini seçme talimatı veriliyor. 

Araştırmacılar itinayla çocuğa bu oyunu herkesle birlikte oynamak için zaman olmadığını belirtiyor, deneyin ana bölümü bu: paylaşmak ya da paylaşmamak. Çocuğa iki zarf veriliyor ve oyunu oynayamayacak olan okuldaki diğer çocuklarla çıkartmaları paylaşıp paylaşmayacağı soruluyor. Araştırmacıların yüzü duvara dönükken çocuk çıkartmaların bazılarını bağış zarfına bazılarını da kendinde kalacak zarfa kaydırabilir.

Araştırmacıların beklediği gibi, çıkartma paylaşmaya küçük çocuklar büyük çocuklardan daha az meyilli. Ayrıca önceki çalışmalarla tutarlı bir şekilde zengin sosyo-ekonomik statüden gelen çocuklar daha fazla paylaşmışlar. 

Daha şaşırtıcı olan dindar ailelerden gelen çocukların paylaşmaya dindar bir sosyal çevresi olmayan çocuklardan daha az eğilimli olmasıydı. 

Belirli dinlere göre ayrım yapılıp incelendiğinde bulunan şuydu: Hristiyan ve Müslüman ailelerden gelen çocuklar ortalamada dindar olmayan çocuklara göre daha az paylaşım yapmışlardı. (Diğer dinler istatistiksel karşılaştırma için yeterince büyük sayılarla temsil edilmemişti.

Her kökenden büyük çocuklar küçük olanlardan daha fazla paylaşmışlardı, ama dindar çocukların yaşıtları arasında daha az paylaşma eğilimi daha belirgindi. Yazarlar bunun dindar bir çevrede büyümenin birikmiş bir etkisi olabileceğini düşünüyorlar. Çok sayıda deneğin çocuk grupları arasındaki farkı bulmada desteği olmakla birlikte paylaşım konusunda gerçek fark, bir çıkartmayla ortaya çıktı. Çıkartma paylaşımının gerçek dünyada ne önemi olduğunu bilmemiz gerek. 

Özveri üzerinde dinin etkisini bulmak için deneyler oluşturulması konusunda zorluklar var. Bazıları çocukluk döneminin din eğitiminin etkileri üzerinde çalışmak için, eğitimin etkileri daha hızlı ve güçlü olduğunda en iyi dönem olduğunu iddia ediyor. Diğerleri ise yalnızca yetişkinler olarak ahlaki bir pusula kullanmaya başladığımızı ve bu aşamanın daha önemli olduğunu söylüyorlar. 

Yetişkinlerde, dindarlık bağış ve cömertlik konusuyla daha ilintili, ama bu çalışmaların ortak sorunu da anketlere dayanıyor olmaları. Anketler topluca bilgi toplamak için yararlı olsa da insanlar beyanları doğrultusunda yaşamasalar da  paylaşıma inandıkları için daha çok sadaka verdiklerini söyleyebiliyor. 

Hepimiz biliyoruz ki anılarımız pek mükemmel değil ve sadaka vermeye teşvik edilen insanların bağış katılımlarının anketlerde büyütülüyor olması da mümkün. Açıkçası, konuyu incelemek için en iyi yol insanların gerçek öğeler (çıkartmalar gibi) kullandığı deneyler yapmak ya da bağış kayıtlarına bakmak.

The Chronicle of Philanthropy (Hayırseverin Günlüğü) vergi kesintileriyle sınırlı olması ve bireysel bilgi vermemesine rağmen, IRS bağış kesintilerine ulaşarak ve dini kimlik gibi faktörleri posta kodu terimleriyle karşılaştırarak ikinci bir yol oldu. Her alanda dini inançlardan ilgili istatistikleri entegre ederek, Chronicle’ın çalışması dini bölgelerin daha fazla sadaka verdiğini tespit etti. Bu verinin söylemediği şey ekstra bağışların yerel dini cemaatler ve dini kuruluşlara destek için gidip gitmediği. Sonuçta birinin kendi grubuna gösterdiği cömertliğe ne ad verebiliriz?  

Oxford İngilizce Sözlük fedakarlığı “başkalarının refahı için karşılıksız ve özverili endişe” olarak tanımlıyor, ama bir davranışı tamamen özverili olarak sınıflandırmak uzmanları yıllardır rahatsız ediyor.

1976'da yayınlanan Bencil Gen (Sonsuz Ark'ın Notu: Gen Bencildir adıyla TÜBİTAK tarafından Türkçe yayınlanan bu kitap Ateist yazar Richard Dawkins'e aittir) gibi kitaplar, iyilik eylemi yakından ilişkili kişilere yönelikse fedakarlık gibi görünen şeyin aslında genetik bencillik olabileceği fikrini ortaya attı. Yakın ilişkili bireyler benzer genetik materyali taşıyor bu yüzden yakınlık olan kişilere yardım etmek bir genin kendisiyle benzerlik taşıyan başka bir bedene yardım etmesi gibi “bencil” bir davranış olarak kabul edilebilir. Alternatif olarak, yardım beklemek gelecekte fedakarlık “oluşturmak” için bencil bireylere dönüşüme yol açabilir. Alenen birilerine yardım etmek bilinçli ya da bilinçsiz iyi eylemlerin karşılığını beklerken, toplumda itibar kazandırabilir.

Ancak, bu katı terminoloji gündelik konuşmada kastettiğimiz şey değil. Genel olarak, fedakarlık cömertliktir. Bu çalışma söz konusu olduğunda, araştırmacılar fedakarlığı  okul arkadaşları arasında çıkartma bağışıyla birleştirdiler. Belki de bir çocuk eve götürüp kardeşleriyle veya arkadaşlarıyla oynayabileceği çıkartmaları bir yabancıdan ziyade bir zarfa bağışlamayı reddediyor. Bu cömertlik mi yoksa kayırmacılık olarak mı nitelendirilir? Dini kökenlerden gelen çocuğun ayrıca daha çok kardeşi varsa o zaman sonuçlar belki de kardeşler ve çıkartmalar arasında bir bağlantı olduğunu ortaya çıkarabilir. 

Hepimizin bildiği gibi korelasyon aldatıcı bir göstergedir. Bu fedakarlık testinin dışında diğer ahlaki göstergeler nelerdir? Din sıklıkla inananlara affetmeyi ve ahlaklı adaleti emreder. Çocukların kişilerarası çatışmalara verdikleri tepkiyi test etmek için araştırmacıların insanların birbirlerini itip kaktığı çizgi filmler izlettiler. 

Araştırmacılar Müslüman çocukların itip kakmayı, Hristiyan çocuklardan; Hristiyan çocuklarınsa bu davranışları dindar olmayan çocuklardan daha fazla “kaba” olarak değerlendirdiğini saptadılar. İtip kakma için bile ceza tayin etmeleri istendiğinde Müslüman çocuklar Hristiyan çocuklardan; Hristiyan olanlarsa dindar olmayan çocuklardan daha büyük cezalar verme eğiliminde oldular.

Bu deneylerin yorumlanması oldukça zor. Bulgular Müslüman olarak yetiştirilen çocuklarda daha güçlü bir adalet duygusuna; Müslüman veya Hristiyan olarak yetiştirilen çocuklarda ise kurbana karşı daha fazla hassasiyete işaret edebilir.

Ya da raporun da belirttiği gibi, dindar olmayan evlerde büyüyen çocuklar cezalandırma konusunda diğerlerine göre daha yumuşak olabilirler. Bu eylemin ahlaki yönü çok açık değil. 

Genel olarak, çalışma okuyucuların sert tepkilerine yol açtı. Bazıları bulguları (dindar çocuklara “gerizekalılar” olarak niteleyerek) abarttı. Diğerleri ise uzun uzadıya araştırmadaki eksiklerin listesini çıkardı. Muhafazakar bir haber kaynağı Hıristiyan ve Müslüman çocukların tek bir grupta analiz edilmesinden endişe duyduklarını söyledi. 

Çalışmanın lideri, Profesör Jean Decety  bulgularının arkasında durdu. Decety bir röportajda ABD'de her başkan adayının “onlara oy vereceklerinden emin olmak için ... İncil'i seviyorum demek zorunda" kaldıklarını söyledi. 

Decety bulgularını “dinin ahlaki gelişimde hayati olup olmadığını sorgulama çağrısı” olduğunu “ahlaki söylemin laikleştirilmesinin insan iyiliğini azaltmayacağını” söyleyerek savundu. Din için özel ahlaki yüksek zemin sorunlu olmasına rağmen, Decety’nin raporu kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Dini eğitimin paylaşımda ve cezalandırmada farklılıklar oluşturabileceğini ya da bu farklılıkların yetişkinler açısından da bir anlam  taşıdığını doğrulayamıyoruz ama artan sorular cevaplamaya değer.

 Victoria Sayo Turner (*), 9 Şubat 2016




Derya Beyaz, 14.02.2016, Sonsuz Ark, Çırak-Çevirmen Yazar, Çeviri


Orijnal Metin:

http://www.scientificamerican.com/article/children-with-a-religious-upbringing-show-less-altruism/

(*)Victoria Sayo Turner, Singapur Nanyang Teknoloji Üniversitesi’nde nörobilim  proje yetkilisidir. 2014 yılında Amherst College'dan mezun olmuştur. Araştırmaları beyincik, manyetik algılayıcılar ve vokal öğrenmeyi içermektedir.

Seçkin Deniz Twitter Akışı