28 Ekim 2015 Çarşamba

SA1956/KY37-AZ18: Arkadaş, Siz Hastasınız, Bulaştırmayın

"Bu, bir travma... Uzmanlık alanım dışına çıkıyor, uzman doktorların, akademisyenler, özellikle de sosyologlarla bir araya gelip çözebilecekleri türden bir algı sorunu..."


Tedavisi çok zor görünen bir sosyal hastalıkla karşılaştık. Facebook üzerinden haberleşmeye, Twitter’da 140 karakterlik yazıyla dünyayı kurtarmaya formatlanan beyinler, ciddi algı sorunu yaşıyor. 

Adına “Sosyal Medya” dediğimiz yeni paradigma, anladığım kadarıyla, bir devletler üstü gücün kontrolünde,  bizleri yalnız, söyleneni tartışmasız kabul etmeye alıştırıyor.

Eğer, bu dünyada gerçek bir diktatör arıyorsanız, artık şahısları değil, bir “mekanizmayı”, sosyal medya denilen kurumsallaşmayı yakin takibe almalısınız.

Çünkü, o kurumsallaşma, yalnız Türkiye’de değil, dünyanın bütün ülkelerinde büyük çoğunluğu “yalanı” sorgulamamaya, bireyleri birer robot gibi, kendilerine ulaştırılan kaynağı bile belli olmayan bilgileri tekrarlamaya alıştırdı.

Bireylerin, güçlü teknoloji desteğinde kendilerini tüm kuşakların üstünde zeki sandıkları bir dönemde, beyinlere çimento dökülmesine neden oldu...

Örnek: Devlet yaptı

Toplumun önemli bir kesimi, Ankara’daki patlamanın 15’inci dakikasında Selahattin Demirtaş’ın yaptığı “Bu katliamı devlet gerçekleştirdi” açıklamasına inandı!..

İnanan insanlar, eğitimli, dünya algısı geniş, önüne konulan her fikri sorgulama yeteneğine sahip, hatta, entelektüel birikimini köşe yazarlığına, TV yorumculuğuna kadar vardırmış  portreler...

Oysa, sorabilecekleri tek ve çok basit bir soru vardı: Nereden biliyorsun, bu kadar çabuk nasıl öğrendin, bildiklerini belgeleriyle birlikte bizimle paylaşır mısın?

Hepsi bu...

Bu kadar net bir sorgulamayı yapmayan bir toplum, kendisine katliamın 15’inci dakikasında aktarılan yalana bu kadar çabuk inanıyorsa, konu ciddi bir bilimsel incelemeyi gerektirir.

Bitmedi...

Patlamanın, yürütülen çalışmalar sonucunda DAEŞ ve henüz açıklanmayan ikinci terör örgütünün şüpheli çıkması sonrası bir başka iddia: DAEŞ yapmışsa bile bunu devlet desteği olmadan gerçekleştiremez.

Yine inandılar, bırakın inanmaya hazır beyinleri, bizim meslekten insanların destekleyen tweet’lerini gördüm.

Soru yine çok basit: Neden? DAEŞ denilen örgüt, bugüne kadar dünyanın sayılamayacak kadar çok yerinde benzer eylemleri tek başına yaptı, hatta, Paris’in merkezinde Charlie Hebdo’nun 12 karikatüristini kurşuna dizdi, hepsinde eylem yaptığı ülkelerin devletlerinden destek mi gördü?

(Dünyanın bütün demokrasileri ne yazık ki, kanlı olaylarda terörle yüzleşiyorlar, terörün gerçek kaynağını perdeleyip, tartışmayı kendi devletiyle yapan tek medya bizdedir, haberiniz olsun.)

Bir “Akıl Oyunu” yürütmüyoruz, normal bir zekaya sahip sıradan insanların günlük yaşamlarında gerçekleştirmeleri gereken sorgulamalardan söz ediyoruz.

Aslında normal zekaya sahip her insan bu tür iddialar karşısında şunu da sorma yeteneğine sahiptir: Yapılacak seçimde en fazla oyu alması beklenen bir parti, kendisine oy kaybettirme riski yüksek bir bombalamanın arkasında nasıl olabilir?

Soruyu okuduğunuz an verdiğiniz yanıtı tahmin ediyorum, olmaz, haklısınız...

Lütfen, sorgulayın.

Anladınız siz beni...

Bu iddiaların hepsi size ulaştı...

Hem de güvenilir bulunan, fikri sorulan, uluslararası panellerde konuşmacı olarak katılan kalemler üzerinden ulaştı...

Ulaşabilir, alemin ağzı torba değil ki, büzesin, ama asıl sorun, bütün bu yalan-dolana toplumun bir kesiminin sorgusuz-sualsiz inanmasıdır...

Bu, bir travma... Uzmanlık alanım dışına çıkıyor, uzman doktorların, akademisyenler, özellikle de sosyologlarla bir araya gelip çözebilecekleri türden bir algı sorunu...

Yani, bir çeşit “zekada geriye sayma”, gerçeklerle hayalleri karıştırma, takıntılı ruh haliyle kendini tekrarlayan tepkiler durumu...

Kendini tekrarlıyor, çünkü, hedefe oturttuğu karakter bir gün Bodrum sahiline cesedi vuran Alya’nın, diğer gün Ankara Garı’nın önünde yatan cenazelerin sorumlusu oluyor.

Bu normal değildir... Türkiye çok ciddi psikiyatrik rahatsızlık geçiren ve adlarına “kanaat önderi” denilen bir kesimin yarattığı çılgınlığı yaşıyor. Onlar hasta olabilir ama medya/sosyal medya üzerinden hastalıkları geniş bir kesimi etkiliyor...

Aramızdan birilerinin ruh hastalıklarını küresel güçler kullanıyor olabilir veya ruh hastası değillerdir, kendi çıkarları doğrultusunda ülkelerine ihaneti meslek edinmiş olabilirler...

Size tavsiyem, ülkenizin, kendinizin ve ailenizin güçlü varlığı için, soru sorun..


Devamı için lütfen tıklayınız...


Ardan Zentürk, 28.10.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Ardan Zentürk Yazıları
 



Sonsuz Ark'ın Notu: Ardan Zentürk Beyefendi'nin çalışmalarının, 'bir bölümü verilerek kalanını ana siteye linkle yönlendirme' formatı ile yayınlanması için onayı alınmıştır.  Ek olarak aşağıda yazının kaynağı ve aktif linki verilmiştir. Seçkin Deniz, 06.09.2015

Yazının İlk Yayınlandığı Yer: Star Gazetesi: 

http://haber.star.com.tr/yazar/arkadas-siz-hastasiniz-bulastirmayin/yazi-1062839

Seçkin Deniz Twitter Akışı