26 Mayıs 2015 Salı

SA1363/KY29-YA4: Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaportu Alana değil, Verene Sorun

"Rum ağzıyla konuşmaktaki amacı anlamak mümkün değil."



Birkaç gün yurt dışına çıkmıştık, geldiğimizde KKTC 'out', Kıbrıs Cumhuriyeti 'in', KKTC Bayrağı açmak ırkçılık, Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı açmak demokratlık olmuş! Hatta Rumlardan rol çalan bazı kişiler, bu topraklarda var olmalarının yegane kaynağı olan şanlı direnişin neferleri olan TMT’yi tu kaka ilan etmeye kalkmışlar.

Rumların Enosis Ülküsü ve Makarios’un temizlik operasyonundan kurtularak bugünlere ulaşabileceklerini sanan bu kişilerin ne cüret ve hadle bunları konuştuğunu sorgulamaktan ziyade, gaflet ve delalet, hatta hıyanetlerine parmak ısırmamak mümkün değil. Rumların yarısı kadar silah ve cephaneye sahip olmayan şanlı direnişçilerin, canlarını dişlerine takarak bu topraklara sahip çıktıklarını hatırlatmak öylesine abesle iştigal ki…

***
Atalarımız boşuna “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” (İnsan hafızası unutkanlık hastasıdır) dememişler. O yüzden, dünü unutanlar, şanlı mazimizi unutturmak isteyenler için fikir jimnastiği babından birkaç satır;

İki toplumlu bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olan Makarios, 13 Aralık 1959 günü seçim sonuçlarının açıklanması üzerine, yayınladığı bildiride şöyle diyordu: 

"Sekiz yüzyıldan bu yana ilk kez, adanın yönetimi (hükümeti) Rumların eline geçmiş bulunuyor."

Makarios ayrıca 5 Ocak 1962'de yaptığı bir konuşmasında bu düzenlemenin geçici olduğu ve ana hedefin değişmediğini üstüne basa basa söylemişti: 

"Kıbrıs halkının mücadelesi devam edecektir. Zürih ve Londra Anlaşmaları, bu mücadele sürecinde, sadece bir kilometre taşı değil, aynı zamanda bugün elde edilenlerin kapitalize edilmesi ve ileride gerçekleştirilecek fetihler için başlatılacak mücadelelerin hareket noktası ve burçlarıdır."

Makarios’un, 1 Nisan 1960'da, EOKA tedhişinin 5. yıl dönümünde, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası üzerinde çalışmalar yapıldığı günlerde, “EOKA'nın verdiği kurtuluş mücadelesi, ulusal özgürlüğün temel taşını oluşturuyor. Bu özgürlüğü tamamlamak ve korumak bizim kutsal görevimizdir. Ulusal mücadeleler asla sona ermez; aynı esası ve içeriğini koruyarak sadece şekil değiştirirler” dediğini de unutmayalım.

***
Bugün, “Kıbrıs Cumhuriyeti'ni kabul etmeyenler, niye pasaportunu alıyorlar” diyenlere de bir hatırlatma yapmak gerek; 1960’ta, Türklerle eşitlik temelinde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'ni, başta Başpiskopos Makarios olmak üzere Kıbrıs Rum liderliği bir türlü içlerine sindirememişti. 

Bu nedenle, Cumhuriyetin kuruluşunu sağlayan Londra ve Zürih Anlaşmalarının imzalandığı andan itibaren Makarios, kurulması öngörülen iki toplumlu Ortaklık Cumhuriyeti'nin en erken zamanda yıkılmasını, tüm adanın Rum egemenliği altına sokularak, bir Rum devletine dönüştürülmesi, siyasi yönden eşit olan Türk ortağın Kıbrıs Rum devleti içinde azınlık bir toplum statüsüne indirgenmesini, hatta toptan imha edilmesini öngören planlar yapmaya başladı.

Ki, Makarios, 22 Ağustos 1954 tarihinde, Phaneromeni Kilisesi’nde adı “Phaneromeni Andı” olan yemin ile hayatını Enosis'e adayacağına dair yemin etmiş, bu yeminine bağlı olarak da EOKA'nın kurulmasına önayak olmuştu. 

Böylesine bağnaz bir Helen milliyetçisi olan Makarios’un, Cumhurbaşkanı olarak iki toplumun siyasi eşitliğini ve işbirliğini, iki anavatan olarak Türkiye ve Yunanistan'ın ada üzerindeki hak ve çıkarlarının dengelenmesini ve devamını sağlaması beklenemezdi. 

Nitekim öyle oldu. Kıbrıs Cumhuriyeti 3 yıl içinde yıkılma noktasına geldi ve nihayet 1963 sonunda Türk toplumuna karşı girişilen etnik temizlik hamleleri ile ortadan kalktı. Ada 1960 anlaşmaları ve anayasasına aykırı olarak, yasa dışı bir Rum Devleti'ne dönüştürüldü. Yani Türkler Cumhuriyet'ten kaçmadı, tersine sille tokat atıldı. 

Bugün izolasyonlardan bir nebze olsun kurtulmak ve ekonomik bazı iltimaslardan yararlanmak adına Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu alan Türklere, “Madem Cumhuriyet'e karşısınız, niye pasaportunu alıyorsunuz” sorusu yerine Rumlara, “1963’te silahla kovduğunuz kişilere ne amaçla Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu veriyorsunuz” diye sormak gerekirken, Rum ağzıyla konuşmaktaki amacı anlamak mümkün değil.



Yurdagül Atun, 26.05.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Medya


Seçkin Deniz Twitter Akışı