2 Nisan 2015 Perşembe

SA1244/KY22-AB7: Magazin Şeriatının Kestiği El Acımaz

Not: 
Konu tamamen psikoloji ve sosyoloji içeren bir mevzu olduğundan, sizlerden ricamız şudur. Dikkat edin, çocuklarınız duymasın. Bu yazıyı da lütfen, mutfakta okuyun!


Eskiler “Şeriatın kestiği el acımaz derlerdi”, meğer doğruymuş; ancak bu mevzu günümüzde şeriatın cinsine ve çeşidine bağlı olarak şekil değiştiriyormuş, bilmiyordum.

Birden kafanız karıştı anlıyorum. Hemen sadede geçiyorum.

Terör olayları ile içimizin ve aklımızın kavrulduğu şu günlerde, teröre terör bile diyemeyen medyanın absürt haberleri takılıyor gözümüze. Kafamız iyice dumanlıyken gözümüze ilişen haberlerden birisi geçtiğimiz yıllarda okullarda başörtüsünü istemeyen, evrensel düşünceye sahip karakter oyuncumuz Pınar Altuğ’a ait. Kendisi ile bir sorunumuz yok. Kişisel beyanıdır, saygılarımızı sunarız. Problem kendisini konu alan medya haberleridir. Kendi bedenini linç eden yorumlar, haberler ve bunlara verdiği tepkiler.

Pınar Altuğ, güzel ve değerli yüzüklerini halkla paylaşabilmek için…

Görüntüsünü çektiği ellerinin fotoğrafını Instagram hesabında paylaşıyor. Buraya kadar her şey iyi ve güzel gelişiyor. Daha iyileri kendisinin olsun.

Esas sahne bundan sonra açılıyor. Fotoğrafın altına atılan yorumlardan başlayan haberi medyada dolaşmaya başlıyor.

Pınar Altuğ, Instagram’da paylaştığı el fotoğrafına gelen, “Bu Pınar’ın eli olamaz, anneanne eli gibi” yorumlarına, Kansersiz Yaşam Derneği’nin düzenlediği 'Alışveriş Yaşatır Kermesi'nde yanıt verdi:

“Malzeme bu. Allah bunu vermiş ne yapayım, kesip atayım mı?”

Allah vermiş tabi ki, ama ne olur ona isyan edin diyen basın, bu haberi körükleyip günlerdir paylaşıyor. İnsana eli kolu olduğu için, Yaradan’a şükür ve duayı unutturan...

 “Magazin Şeriatımız” diyor ki:

 "O kadar paran var, git bakım yaptır ya da estetik ameliyat. Biz sizi kanser ederken, alışveriş de bizi yaşatır."

Kansersiz Yaşam Derneği'nin düzenlediği “Alışveriş Yaşatır” sloganlı kermes sonrası, Taş Fırın İmamlarımızın kredi kartı sliplerinin cırt sesleri geliyor kulağımıza. 

Tüm sanatçılara uyguladıkları linç ve zulmün senaryosunun sonu da nedense hep böyle bitiyor. 

“Magazin Şeriatı”, işte budur! İnsanların bedenlerini önce linç eden, orasını burasını kesip atarak, linçten kurtulmayı akıllarına getirecek kadar acımasız, sahte bir düzenin oyunu maalesef.

Bu haberleri okuduktan sonra, hangi sanatçımız, ”Bu şeriatın kestiği el acımaz”, der sizce?

Terörlerine terör diyemeyen, şeriatlarına şeriat diyemeyenler mi? Sanmam.

Medyanın  “Magazin Şeriatına”…

Laikliğe ve kadın haklarına uygun davranması için, dua edin olur mu?

Bu ülkede de böyle boş işler ve haberler var işte. Ne yapalım?  

En iyisi hiç kimseyi ya da kendimizi kesmeden...

Kısa keserek kurtulalım magazinden ve zihnimizdekilerden.


Azize Bahtiyar, 02.04.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar

Seçkin Deniz Twitter Akışı