31 Ocak 2015 Cumartesi

SA1126/KY9-NK45: Geldiler...

"Ben başkalarını ararken annemle babam aradı İstanbul'dan: "Çocuklar döndü ama biz şimdi onlara nazar değmesin diye okumaya devam ediyoruz" dediler."


Çok şükür neredeyse iki aydır beklediğimiz kardeşlerimiz Suriye'deki esaretlerinden kurtuldular ve vatanlarına kavuştular; insan olanlar, vicdan sahibi olanlar, göğüs boşluğunda gerçekten bir kalp taşıyanlar çok ama çok sevindiler. Ben, Atila ve Afak'da bu kalp taşıyanlar arasındayız elbette:)) Ayrıca çocuklardan iyi haber aldığımda ağrılarımın da biraz geçtiğini hissediyorum baştan beri...

Sevinçten kimi arayayım, kiminle konuşayım şaşırdım doğrusu. En doğrusu merak eden herkese telefon açmak diye düşünüp aklıma gelen bütün dostlarımızı aradım. Saliha'yı aradığımda ilk önce cevap vermemişti. Meğer Hamit için tişört almaya çıkmışlar:)) Harika!

Aradığım herkes "Dualarımız kabul edildi" diye seviniyordu. Ben başkalarını ararken annemle babam aradı İstanbul'dan: "Çocuklar döndü ama biz şimdi onlara nazar değmesin diye okumaya devam ediyoruz" dediler. Eh ne diyeyim ben şimdi bunlara...

Sonra doktor arkadaşım Mücella aradı. O da "Gözünüz aydın, dönüyorlar" demek için aramış. Telefonu elimde tutmakta güçlük çekiyordum, Mücella durumumu sorunca, "Ne yapalım artık bu böyle gidecek, kabul edip, daha kötüsünden Allah'a c.c sığınıp devam ediyorum" dedim. Mücella: "Çok doğru bir yoldasın artık bu durumu böyle kabul ettim, rıza makamına geçiyorum de ve devam et bence de. Durum yavaş yavaş düzelecektir. Hem bakma sen doktorlara biz bir hastalığın sebebini bulamayınca 'paraneoplastik sendrom' deyip çıkıyoruz işin içinden" dedi.

Sonra kardeşim Mutlu aradı; o da sevinip gözaydınlığı vermek için aramış. Geldiğim noktayı söylediğimde o da destekledi.

Adem ve Hamit cumartesi günü Suriye'den Tahran'a geçmişlerdi. Fevziye, Şerife, Emira, Galina, Atila, Memet ve ben hep birlikte Galinalar'da haber bekliyorduk. Fevziye'nin kocası Ebubekir, Emira'nın kocası Hakan, Şerife'nin kocası Gökhan hepsi Tahran'dalardı. Ve hepimiz merakla yeni haberleri bekliyorduk.

Bir ara Gökhan'ı aradım telefonu çaldı, ama cevap vermedi bir türlü, "Bak sen kavuştular ya çocuklara artık telefonuna da bakmaz" diye dedikodu:)) yaparken telefon açıldı ve Hamit "Alo" dedi. Muhteşem bir sevinç, hepimiz çığılk çığlığa bağırıyoruz. Ne konuştuk valla hatırlamıyorum, önemli de değil, sevinç yaşadık, çok büyük sevinç yaşadık tek bildiğim bu...

Evden çıkmadan önce bir sürü tweet attım çocuklar için, kolum hafiften şişmeye başlamıştı, Galinalar'a gittiğimizde ateş başladı ve kolum ve ellerim adeta bir balona döndü. Çıkmadan önce Atila İsveç Şurubu ve Çörek Otu ile ovup pamukla kapattıktan sonra bandaj yapmıştı. Daha sonra ağrı ve acı dayanılmaz raddeye geldi.

Pazar anneler günü günüydü:)) Annem anneler gününü kutlamadığım biliyor o yüzden benden de bir şey beklemiyor. Ben de Afak'tan beklemiyorum, onun varlığı Allah'ın c.c bana en büyük hediyesi zaten...

Epey bir süre dip köşe bucak Mehmet Efe'nin yıllar önce yazdığı "Anneler günü" yazısını aradık Atila ile; ama bulamadık. Mükemmel bir yazıydı, ezcümle "Müslümanlar için her gün anneler günü, her gün öperim anamın ellerinden" diyordu ki aynı şekilde düşünüyorum ben de. Zaten kimseyle anneler günü muhabbeti yapacak durumda da değildim, ağrı ve acı canımı okumakla meşgulken çok çekilmez oluyorum...

Bugün durum hâlâ  aynı...

Sabah erken saatlerden beri komşularım bizdeler, Fadime ve Nuran çalışma mekânımı yani mutfağımızı dip köşe harıl harıl temizliyorlar. Allah'a c.c binlerce şükür olsun böyle komşularım olduğu için. Ben de tek elimle akrobatik hareketler yaparak bu yazıyı yazıyorum.

Dün Zekiye aramıştı, "Bu ağrının ve ödemin sebebini artık bulmamız lazım" diyerek. Bugün farklı bir girişimi olacak inşallah. Bakalım hayırlısı inşallah.

Ben de öğleden sonra için bir tıp merkezinden randevu aldım, belki MR çekilir, bilmiyorum ne olacağını, gerçekten bilmiyorum, duruma razı oldum amenna ama belki teknik bir şeydir ve kanserle ilgili değildir onun için MR çekilince belki bir çare bulunur...

Şimdilik bu kadar. Allah c.c büyük, O'ndan sabır ve şifa diliyorum


Neşe Kutlutaş, 31.01.2015, Konuk Yazar,  Sonsuz Ark,  (İlk Yayın Tarihi, 14.05.2012)



Seçkin Deniz Twitter Akışı