21 Kasım 2014 Cuma

SA1000/SD191: Sonsuz Ark Şiiri ve 1000. Yazı

"Sonsuz Ark Şiiri yazılmaya devam ediyor; Allah'ın izniyle de devam edecek."


Geriye dönüp bakıyorum sık sık; aldığımız yolu, bu yolda yaşadıklarımızı, söylediklerimizi düşünüyorum. Sonsuz Ark 1 Temmuz 2012'den bu yana 999 yazı, analiz yayınlamış; bu 1000. yazı olacak. 

Bin yazı, dile kolay; her yazı için bir gün takdir edersek en az 1000 gün. Evet; biz Sonsuz Ark yazarları, konuk ve çırak yazarlarımız dahil 1000 gün vermişiz Sonsuz Ark'a ve siz okuyucularımıza. Bu az şey değil ve bunun karşılığında bir tek kuruş kazancımız olmamış, aksine cebimizden, kendimizden harcamışız; özel zamanımızı, dikkatimizi, bilgi birikimimizi, geliştirdiğimiz becerilerimizi bir şeyler anlatmak için Sonsuz Ark'a vermişiz. Karşılığında insanlardan hiçbir şey istemedik, okunsun isteği bir karşılıksa, evet bunu istiyoruz ve istemeye de devam edeceğiz.

Niçin vardı Sonsuz Ark? 

Sosyal medyadan yazılı, basılı, görsel medyaya kadar her türlü  iletişim aracı aktörlerinin ajandasına bağlı kalarak  istendik algılar oluşturmak için kullanılırken, yerkürede yaşayan bizim gibi birkaç insan buna itiraz ettik. Bizim dev medya kartelleri ile yarışacak ekonomik kaynağımız yoktu, insan unsurumuz yoktu, devletin ya da herhangi bir kurumun, kuruluşun desteğini almıyorduk ve söyleyeceklerimiz vardı. Paraya ve güce karşı söyleyecekleri olan birkaç kişiydik biz.

Önce tek kişiydik, sonra çok kişi olduk. Parası olanın ürettiği algılara karşı algı üretmek ve bu algıyı mümkün olabildiğince 'gerçek' bir algı olarak inşa etmekti amacımız. Bizi bu benzersiz yolda fedâkârlığa sürükleyen tek etken buydu. Bir başkaldırı için gerekli olan unsurların en önemlilerinden biri samimiyetti, diğeri istikrardı. İşin maddi boyutlarından bahsetmiyorum, maddi güce sahip olanların istikrarından da söz etmiyorum, maalesef maddi güce sahip olanlar için eksik olan tek şey samimiyetti ve bu bizde vardı, ancak samimi olanların da istikrar sorunu vardı, biz istikrar sorununu da samimiyetimizle çözdük ve böylece 3. yılın ilk yarısını bitirirken 1000. yazıya ulaştık.

Yazdıklarımızla tarihe tanıklık ediyor ve tarihin yazılmasında da etkili olmaya çalışıyoruz. Medya kartellerinden daha güçlüyüz bu anlamda. Başarıya, huzura hasret kalmış bir toplumda yaşamak, inançlarıyla, al-üst kimlikleri, dilleri ve kültürleriyle sürekli tedirgin edilen ve sömürülen bireyler için en büyük istek özgürlük ve aidiyetliklere saygı isteğiydi ve biz bu isteği iliklerimize kadar hissediyorduk.

Bireyden topluma, toplumdan devlete, devletten dünyaya yönelen her bir bakış bizim bu saygı isteğimize hizmet edecekti ve etmeliydi. Bir Amerikalı'nın, bir İngiliz'in, bir Alman'ın, bir Fransız'ın, bir Rus'un, bir İsrailli'nin o küstah kibrinin yakıp kavurduğu bir dünyada ve bir coğrafî bölgede artık nesne olmaktan bıkmıştık ve bütün cümlelerde özne olmak istiyorduk; bu hakkımızdı, bu hakkı alacaktık.

İşte Sonsuz Ark bunun için var. Allah'tan bunun için yardım istedik yola çıkarken ve Allah bize güzel yol arkadaşları verdi; okuyucularımız yazarlarımız oldular, yazdılar, çevirdiler; yayınladık. Toplumsal hafızamızı bir 'ahır'a çeviren tüm artıklardan arınmak için çabaladık. Sorduk, soruşturduk.

Din'den, ekonomiye, terörden soykırımlara, stratejik analizlerden öykülere ve şiirlere kadar her türden sesimizle bir şiir yazıyoruz, buna Sonsuz Ark Şiiri de diyebilirsiniz. Her ne kadar biz şair değilsek de, şairlerin romantik kırılganlığından uzak olsak da, şiirin melodisi yaptığımız işin epik yönüne çok uyduğu için şiir diyoruz.

1000. yazı dolayısıyla tüm sevgili yazarlarımıza, konuk yazarlarımıza, çırak yazarlarımıza, çevirmenlerimize çok teşekkür ediyoruz. Sevgili okuyucularımıza da okudukça paylaşmalarını tavsiye ediyoruz.

Sonsuz Ark Şiiri yazılmaya devam ediyor; Allah'ın izniyle de devam edecek.


Seçkin Deniz, 21.11.2014, Sonsuz Ark Manifestosu


Seçkin Deniz Twitter Akışı