23 Temmuz 2014 Çarşamba

Sonsuz Ark İsrailli Eski Askerlerin Filistin İtiraflarını Yayınlıyor; Breaking the Silence - Sessizliği Kırmak

'Breaking the Silence - Sessizliği Kırmak' 
Sonsuz Ark 
Bir “Nahal”  50 Tugayı Askeri, Bir Filistinli'nin Evinde Ayakta Nöbette, Hebron 2003

8 Temmuz 2014'te saldırılarına başlayan İsrail, 23 Temmuz 2014'e kadar 700'e yakın ölü, 5000'e yakın yaralı sivili; çocuğu, kadını, yaşlıyı Ramazan Ayı'nın mübarek oruçlu günlerinde, İftar Saati'nde, Teravih Vakti'nde ve Sahur Vakti'nde bir arada iken öldürdü ve yaraladı.

Düzenli bir ordusu, savaş techizatı, tankı, tüfeği, uçağı, helikopteri bulunmayan Filistin, özellikle Gazze, kendisini savunan  direnişçilerine destek vermek ya da vermemek gibi bir iradî beyan özgürlüğüne asla sahip olmadı. İsrail'in her türlü fırlatma aracıyla gönderdiği bombalara karşı duracak gücü yoktu sivillerin. Ölmek ve yaralanmak dışında üçüncü bir seçenekleri de yoktu.

İnsanlık, tarihinin en utanç verici günlerini yaşıyordu. BMGK üyesi ülkeler'den üçü, ABD, İngiltere, Fransa ve yeni partnerleri Almanya, Avrupa Birliği, İsrail'in kendini savunma hakkı olduğunu iddia ederek, zarar vermekten âciz  Kassam Roketlerine karşılık tonlarca bomba gönderdiler. Hedeflerinde açıkça siviller vardı, Hastaneler vardı, mezarlıklar vardı; İsrailli yetkililerin iddialarına göre oralardan  roket fırlatılıyordu.

Savaşı, orantılı-orantısız güç kullanımını tartışmak işin bir başka boyutu. Ancak İsrail'in Gazze'ye kara harekatını başlatması üzerine Tel Aviv Belediyesi'nin İsraillilerin soykırımı, katliamı canlı izleyebilmesi için sahile dev ekran koyması, fanatiklerin tepelere koltuk taşıyarak Gazze'ye atılan bombaları izlemesi, düşen her bomba ile sevinç dansları yapan İsrailliler, "Bir kurşunla iki ölüm" sloganıyla hamile annelerin vurulmasının teşvik edilmesi, başka, tanımsız bir psikolojinin varlığına işaret ediyordu. 

BM Genel sekreteri Ban ki-moon'u vahşetin asıl sorumlusu İsrail'i, Başbakan Netanyahu'yu, Dışişleri Bakanı Lieberman'ı kınamak yerine vahşet mağduru Gazzelileri ve onların meşru temsilcisi Hamas'ı kınamaya zorlayan bu psikoloji, 70 yıllık Nazi soykırımının acılarını  her türlü iletişim aracıyla dünyaya anlatan yahudilerin izahını yapmak zorunda oldukları bir psikolojiydi. Vicdan sahibi yahudiler de vardı İsrail'de. Ortodoks, liberal ve solcu yahudilerin yanında bir de eski askerler.

19-20 yaşlarında işgal altındaki Filistin topraklarında yaptıkları insanlık dışı uygulamaları unutamayan ve ülkelerindeki utanç verici sessizliği kırmak isteyen, olgunluk dönemine ulaşmış eski askerler.

Breaking the Silence - Sessizliği Kırmak adlı bir sitede kendileri gibi vicdan azabı çeken askerlerin itiraflarını yayınlayarak bir karşı bilinç oluşturmak isteyen bu insanların itiraflarını tercüme ederek, tersyüz edilen gerçeğin Türkçe bilen insanlara da ulaşmasını istedik.

Sonsuz Ark çevirmenlerinden Tamer Güner'e ve Derya Beyaz'a üstlendikleri bu sorumluluktan dolayı teşekkür ediyoruz.

'Breaking the Silence - Sessizliği Kırmak' Eski İsrailli askerlerin kendi ifadeleriyle:

"Mart 2004’te El Halil’de askerlik yapan bir grup asker tarafından kurulmuş olan Breaking the Silence, askerlerin tecrübelerini aktaran yegâne kuruluş olma özelliğiyle İsrail halkı ve medyası nezdinde özel bir konum edinmiştir. Bugüne kadar organizasyon tarafından İsrail toplumunun tüm tabakalarını temsil eden ve işgal bölgelerinde görev yapmış neredeyse tüm birimleri kapsayan askerlerden elde edilmiş 950’den fazla itiraf derlenmiştir."



Seçkin Deniz, Sonsuz Ark, 23.07.2014, Duyurular

Seçkin Deniz Twitter Akışı