5 Ekim 2013 Cumartesi

SA434/AŞ19: Pipi Derisi Sorunsalı ve Katolik Ruhlu Avrupa

“Avrupa’nın ‘Katolik Ruhu’ geri mi dönüyor?”


Avrupa’daki din ayrımcılığı artık kurumsal bir yapıda. Fransa, Hollanda, Almanya, Belçika ve İtalya’daki başörtü, ezan, cami gibi baştan sona ayrımcılık amacıyla yapılan tartışmalar uzunca süredir, lokal olarak yürütülen bir yapıdan sonra tasarlandığı gibi Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ne taşındı ve bir karara dönüştü.

Çağdaş Avrupalılar Müslümanların ve Yahudilerin erkek çocuklarını sünnet etmelerini önce ilkel buldular, sonra da çocukların fiziksel bütünlüğünün ihlali olarak tasnif edip suç saydılar. Artık Avrupa’da herhangi bir hükümet yetkilisi, sünnet edilen çocukları ailelerinin elinden rahatlıkla alabilecek.

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM)’nin 1 Ekim 2013 tarihli, sünneti ‘erkek çocukların fiziksel bütünlüğünün tıbben meşru olmayan ihlâli’ olarak, yani suç olarak tasnif eden ve özellikle Afrika ülkelerinde uygulanan kız sünneti ile birlikte ‘özel endişe yaratan bir uygulama’ olarak nitelendiren kararında kız sünnetinin yasaklanması, erkek çocukların da 14 yaşına gelmeden ve kendi rızaları olmadan sünnet ettirilmemesi istendi.

Şöyle, sonundan başından art niyetsiz baktığımda, bu kararın çıkmasını şaşırtıcı bulduğumu söyleyemem. Müslümanları ve Yahudileri tarihin en karanlık kıtasından kovmanın yollarını çok iyi biliyorlar Avrupalılar. 500 yıl önce Endülüs’te icra ettikleri vahşetleri unutmuş değiliz. Özellikle Almanya’da Müslüman Türkiyelilere yönelik yangınların nasıl çıkarıldığı, müslümanların nasıl öldürüldüğü Neonazilerin yargılandığı davada net bir şekilde gözlenebiliyor. Merkel’in devlet olarak desteklediği bu kirli organizasyon Avrupa’nın her ülkesinde paralel bir şekilde derinlerde çalışıyor.

İngiltere’de Müslümanlar sansasyonel bir şekilde İngiliz askerlerini öldürüyorlar; ancak elde hiçbir kanıt yok. Fransa’da ‘Burka’dan, laikliğe kadar geniş bir yelpazede Müslümanların hak ve özgürlükleri sınırlanıyor; devlet Fransız kültürünü korumak zorunda olduğunu söylüyor. İtalya’da ise bakanlar renkleri yüzünden aşağılanıyorlar ve Müslüman oldukları için dışlanıyorlar. Hollanda, İsveç, Belçika ve İsviçre gibi ülkelerde ise ırkçı ve İslam düşmanı partiler Avrupa’daki ekonomik çöküşü fırsat bilerek gün geçtikçe etki alanlarını genişletiyorlar.

Bütün çocukların doğduktan sonra vaftiz edilmek zorunda olduğunu söyleyen bütün mezhepler, Vaftiz’in ‘çocukların ruhsal bütünlüğünün psikolojik olarak meşru olmayan bir şekilde ihlâli’ anlamına gelmiyor mu? Doğar doğmaz bir çocuk nasıl günahkâr olabilir? AKPM buna yönelik laik bir karar almayı neden düşünmüyor mesela?

Daha fazla şaşırdığım husus, Yahudilerle çok fazla ayrı-gayrıları olmamasına rağmen sünnet ve koşer gıda konusunda ilk çıkışların Protestanlar tarafından yapılması. Hani Hitler falan diyeceğim, ama Hitleri desteklediği iddia edilen Vatikan katolikti. Zaten o koca soykırım yalanında Protestan rahiplerin silah zoruyla Hitleri desteklediği de anlatıldı durdu yıllarca.

Ortaçağda Müslümanları ve Yahudileri katledenler de Katoliklerdi. Kabul etmek lazım artık insan hakları savunucusu Avrupa Katolik aslına geri dönüyor. Tamam; Avrupa’nın çoğunluğu dinsiz, ama bu dinsizler bizde sünnet olan ateistlere benziyorlar, vaftiz olmuşlar doğarken. Ama şimdi vaftize değil sünnete karşı çıktıklarına göre, ateistlik değil mesele. İyi de bizdeki sünnetli ateistler Avrupa’daki vaftize neden karşı çıkmazlar ki?

Türkiye ve İsrail dışında çağdaş Katolik Avrupa’ya tepki veren ülke yok. Bu pipi sadece ve Yahudilerde ve Türkiye Müslümanlarında yok yani. Afrika ve Asya’daki petrodolar milyarderi zavallıların da pipileri sünnetli. Bu karar Avrupa’da duracak bir karar değil, AİHM vasıtasıyla her yere yayılacak bir nitelikte. Acizliğin ve korkaklığın bir sınırı var değil mi?

Pipi onların pipisi değil, Hrıstiyanların, Yahudilerin ve Müslümanların pipisine karışma hakları oluyor nedense? Sünnetsiz Hıristiyan erkeklerin ne kadar sorunlu olduklarını tartışmıyoruz bile. O onların sorunu diyoruz ve umursamıyoruz. Size ne yahu?

Avrupalılar eşcinsel evlilikleri onaylarken ve teşvik ederken hiç de rahatsız olmuyorlar, bu kişinin bedeni üzerinde mülkiyet hakkı olup olmadığı ile ilgili bir mesele. Hukukî olan ve tartışmaları gereken sorun bu. Pipi derisi Avrupa’ya dert olmuş, konu hukukî bir konu evet; ancak kendilerini hiç ilgilendirmeyen bir sorumluluk alanında kalan bir konu bu.

Avrupalılar özel hayata müdahaleden tutun, dinî inançlara karşı saldırgan davranmak gibi suçlarla da meşguller. Ellerinde bir AİHM var, diledikleri gibi karar alıp dayatmalarda bulunuyorlar. Karar alın o zaman Belçika’da ötenazi yasal, kendi rızasıyla öldürülmek kime hak olabilir? Bir pipi derisi mi önemli, bir insanın hayatı mı?

Yine bir vahşet serisine takacak kafasını Avrupa, bunun farkındayız. Soyları tükeniyor, soylarını korumak için Müslümanları ve Yahudileri kendilerini belli eden sünnetten uzakta tutarak asimile edecekler ya da kovacaklar. Zaten entegrasyon ve asimilasyon yaygaralarının sebebi de bu. Alman kültürü, Fransız kültürü korunmalıymış vesaire.

Kendi kültürümüzü de biz koruruz size ne?

Beni şaşırtacakken şaşırtamayan şey, Yahudilerin de sünnet ve koşer gıda konusunda sürekli tacize uğraması. Beraberce Müslümanları öldürürken hiçbir sorun yaşamayan Hrıstiyanlar ve Yahudiler ne oldu da ayrıştılar? Avrupa’nın Katolik ruhu geri mi dönüyor?



Arif Şahin, 04.10.2013, Sonsuz Ark, Şaşkınların Tarihi 19



Seçkin Deniz Twitter Akışı