19 Şubat 2018 Pazartesi

SA5671/KY20-MEK72: Vatan

"Toprağa sınır çizilmez, sınırlar gönüllere çizilir, zihinlere çizilir. Irkçılıkla, ideolojilerle, insana kandan, gözyaşı ve zilletten başka hiçbir şey getirmeyen süslü söylevler ile dayatılan tam anlamı ile bir vatansızlıktır."


“Bir yer bir kez İslam diyarı olunca artık kati surette küffar diyarı olmaz”
İmam Şafii

Büyük İmam şehid kanının çorak toprakta yarattığı muazzam dönüşümü anlatıyor bize. Vadinin, dağın, tepenin, ırmağın, gölün kazandığı muhteşem manaya dikkat çekiyor, bir kez kutsal vatan olduktan sonra bir daha asla vatan olmak dışında bir seçenek bırakmıyor toprağa. Bu hükmü ile aslında kıyamete kadar gelecek olan Müslüman nesillere çok büyük de bir yük, bir yükümlülük, bir görev ve bilinç yüklemektedir Büyük İmam.

Bindörtyüz yıl evvel kasaba irisi bir çöl şehrinden şavkıyan ve bir insan ömrü içinde iki büyük imparatorluğu darmadağın edip, insanı aşağıla-yan, insanı kullara kul kılan, sömürü ve zillet dolu bir yaşam dayatanları zelil eyleyip fersahlarca toprağı vatan kılan bu büyük mefkure, bu adalet ve şefkat hareketi bıkmadan, usanmadan evlatlarının kutlu bedenleri, kanları ile toprağa, dağa, vadiye, çayıra, göle ruh ekmeye devam ediyor.

Temelde nesnenin, ‘şey’in herhangi bir kutsallığı yoktur. Toprak kutsal değil misal, flamalar kutsal değil, virane olmak kaderi ile yazgılı sütunlu mabedler kutsal değil. Onları kutsal kılan, onlara bir mana ve ruh bahşeden inanmış insanın adanması, bu iman uğruna anadan, yardan, daha ötesi candan yana bir feda koymasıdır ortaya. Bindörtyüz yıldır ayağını bastığı her karış toprağa ince ince sızan kanlarıyla, acizlik ve sömürü altında kederle boğulmayı reddeden bu mümin bedenlerin fedasıdır vatan toprağı; bezi bayrak, yapıyı mescid eyleyen.

Tarih baştan başa iki büyük milletin savaşından ibarettir; dokunduğu her şeyi kirletenler, toprağı, suyu haram kılanlar, çocuk ve kadın cesetleri üzerinden şeytani bir iktidar peşinde olanlar ile şehre adalet, insana hürmet, toprağa, taşa kutsiyet, çocuğa kadına şefkat bahşedenler arasında. Girdiği kılıklara aldırmadan, cilalı sözlerine, parlak ideolojilerine, yüksek teknolojilerine bakmadan, onları yaptıklarından tanıyacaksın. Irak’ta 2 milyonu aşkın çoluk çocuk doğrayanlar, Afganistan ve Pakistan’da 40 yıldır mağara devri yaşatanlar, Suriye’de hiçbir salim akıl sahibinin anlayamayacağı saçmalıklarla 6oo bini geçen masum sivili öldürenler bunlardır. Sarıklı, sakallı meczup adamlar kılığında kelle kesenler, ellerinde silah Kürt maskesi takıp ahalinin evine barkına çökenler bunlardır.

Tanı bunları

Onların girdiği her yerden kaçar insan, onar yüzer değil, milyon milyon, fevç fevç kaçar insan. Kaçtığı yer değil, insanın geldiği yerdir vatan, korktuğu, emniyet içinde olmadığı, namusun, onurun payimal olduğu yer değil, sığındığı, başı dik gezdiği, korkmadan sabaha uyandığı, hürmet gördüğü yerdir vatan.

İşte dört bir tarafından sarılan, yüz yıl evvel olduğu gibi türlü kılıklar, maskeler, desiseler ile içine sızılmaya çalışılan vatan, ahalinin emniyeti, onuru, namusu, haysiyetidir. Kesebli, Şamlı, Halepli, Afrinli, Kamışlolu, Kayserili, Mardinli, Yozgatlı, Çorumlu, Elazığlı nice yiğidin, Arap, Kürt, Türk nice ana kuzusunun kucak kucağa toprağa düştüğü, sızan kanları ile toprağı karış karış yeniden vatan kıldığı, yeniden onur ve haysiyet bahşettiği, kutsadığı şeydir vatan.

‘Bunlar,

Engerekler ve çıyanlardır,

Bunlar,

Aşımıza, ekmeğimize

Göz koyanlardır,

Tanı bunları,

Tanı da büyü…’

Tam bin yıl evvel gemilerle gelip bir ayak basacak kadar yer edinmek için, altın için, mal için, talan ve sömürü için masum kadınların/çocukların kellerinden kuleler kuranlar, Nizariler, Karmatiler ve daha nice sapkınlıklarla maskelenip sızmaya kalkışanlar, bugün uçaklarla, tırlarla aynı amaç için için milyonları doğrayanlar, Müslüman kılığına bürünüp, Kürt maskesi takıp sızmaya kalkanlar aynı milletin, aynı soyun devamıdır. Bir vatan nedir bilmeyenler, kadına ana, çocuğa evlat, yaşlıya ata diyemeyenlerin soylarıdır bunlar. İyi tanı bunları. 

Vatan işte o zaman anlam kazanır, toprak o zaman kutsal, çit ile çevirdiğin bahçen, dört duvarın o zaman ev olur. İbrahim’in kurduğu evi misal alıp, Allah’ın evi ne ise o olur evin, Kabe ne ise o olur kasaban, Kudüs olur, Medine olur şehrin… Gönenç ile içinde salındığın, başın dik, yüreğin kıpır kıpır, içinde insan olabildiğin, oğul olabildiğin, ana, yar, ata olabildiğin yer olur vatanın.

Sınır gönüle çizilir

Toprağa sınır çizilmez, sınırlar gönüllere çizilir, zihinlere çizilir. Irkçılıkla, ideolojilerle, insana kandan, gözyaşı ve zilletten başka hiçbir şey getir-meyen süslü söylevler ile dayatılan tam anlamı ile bir vatansızlıktır. Türkçede ve İslam’ın diğer dillerinde bir aşağılama ve küfür olarak vatansız denmesi boşuna değil. Vatansızlar, bu mübarek topraklara uyduruk sınırları çizip putlaştıranlardır. İşte toprağa düşen her şehid, bu putlarla ahalinin gönlüne, zihnine çizilmeye kalkışılan uyduruk sınırları paramparça ediyor, yüz yıldır kendi topraklarında, vatanlarında parya haline getirilip oradan oraya sürülen, doğranan, sömürülen ahaliye onur bahşediyor, çorak toprağı kutsal vatan kılıyor.

Büyük İmam bu nedenle bir kez İslam diyarı olan toprağın bir daha asla gavur diyarı olmayacağını hükmediyor. Bir kez mümin kanı ile sulanan, bu kan ile kutsiyet kazanan toprak artık sıradan toprak değildir, artık ruhsuz vadi, ıssız dağ başı değildir. Orada kıyamete kadar adalet, kıyamete kadar haysiyet ve onur kaim kılınsın diyedir. İçinde nasıl bir tanrıya seslediğine bakılmaksızın her insan tekinin insan onuruna yaraşır bir hayat sürme imkanının sağlanması müminin boynunun borcudur artık. 

Vatanın etrafını saran bu ağır kuşatmalara karşı milletin başlattığı yarma harekatı büyüyerek devam etmelidir. Zeytin Dalı uzattığımız, bu kelle avcıları, bu harami güruhu değil, vatanın öz be öz evladı olan, vatandan uzak kalan, zulüm ve katliam dayatılan ahalidir. Savaşılan emperyalizmdir, talancı sömürgecilerdir, savunulan vatanın ta kendisidir. Savunulan ahalinin onuru, haysiyetidir, aşıdır, ekmeğidir.



Mustafa Ekici, 19.02.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar 



İlk Yayınlandığı Yer: Star Açık Görüş






Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı