Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

Turks, Kurds, Prophecy and Reality
ر\يت حممه
خرجت من ظلمه
فوقعت بأرضي تهمه
فاكلت منها كل ذات جمجمه
Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Turks, Kurds, Prophecy and Reality
ر\يت حممه
خرجت من ظلمه
فوقعت بأرضي تهمه
فاكلت منها كل ذات جمجمه
Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Kuşkusuz hiçbir şey, Roma’nın büyüklüğüne, kentin her zaman yendiği insanlarla birleşmesinden ve onları içine almasından daha büyük bir katkıda bulunmadı.”
Plutarkhos
Küresel veya bölgesel güç odaklarının varoluş zeminlerini tek başına basit anlamda kaba güç (askeri/silahlı güç) ile izah etmek zordur. Küresel çapta etkiye sahip güç olgusu, silahlı gücü de kapsayan daha karmaşık bir mekanizmadır. Bu mekanizmanın temelinde hemen her zaman bir doktrin yatmaktadır.
Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Toprak kendi başına bir varlığa sahip değildir. Ona varlık bahşeden, insanın toprak üstünde, toprağın verdiği imkanlarla yapıp ettikleridir. İnsan toprakla da bütünleşik dilsel, duyusal, sınırları belli belirsiz, sık sık ama yavaş yavaş değişen, dönüşen bulutsu bir uzam içinde yaşar. Bu uzama keskin bariyerlerle bir sınır çizmek, bu naif ve kırılgan uzamı insan etti ve kemiği ile koşut bir ucube ‘varlık’ haline çevirmek yepyeni bir icattır.
Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Zor iştir inanmak. Hesap yapmadan, kurmadan atılmak işi... Her şeyi ince ince kurarak, hesaplayarak, tedbirler alarak atılan adıma karşılık gerçekten tehlikeli ve zor iştir. Çünkü inanmak eylemi insan kapasitesinin üstünde, biyolojinin imkanlarını muazzam zorlayan bir eylem. Yaratıcılığı da buradan geliyor. Küçük acılar üzerine çokça konuşulabilir, büyük kederler dilsizdir oysa. Oruç, küçücük acılardan yükselen abartılı feryada azıcık ara verip büyük ve dilsiz acıya bir kısa şehadet talebidir. Bir ceviz kabuğu kadar hükmü olmayan gündelik sorunlarımızın ötesine geçip bu yabanda gerçekten ne yapıp ettiğimizin sahici bir muhasebesidir oruç.
Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Yazın hemen sonundan itibaren başladı telaş. Evlad-û ıyâldan da önce ahıra koyduğu 43 baş davarı, 300 koyunu, iki atı, tavukları, köpekleri, kedileri ile devasa bir yekûn tutan hayvanın 5 ay boyunca yiyeceği samanı, otu, arpayı düşünüyordu. Erkeği, kadını çocuğu ile 32 baş insanı, her akşam kapıya dayanacak bir o kadar misafiri, hastayı, yaşlıyı, çocuğu düşünüyordu. Bu kocaman eve kara kışın getireceği soğukta yetecek odunu, çalıyı. Unu, şekeri, yağı, peyniri...
Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
İnsanı meyus eden, çürüten bir süreçten geçiyoruz. Ama sanmayın ki bu meyus hava sadece lokal şartlarımızın, seviyesi her gün biraz daha düşen iç siyasetimizin sonucudur. Tersine bu müptezel siyaset tarzı ve her gün biraz daha ağırlaşan ekonomik şartlar da içinden geçmekte olduğumuz muazzam küresel dönüşümün sonucu.
Ana muhalefet partisinin önemli bir yöneticisinin, merhum Aylan Kurdi'nin (*) cesedi üzerinde tepinerek yaptığı rezil siyasal şovu gördüğümde, cemiyetimize dair ağır bir güvensizlik yaşadım. Çünkü cemiyetimizin üzerinde ortaklaştığı iletişim zemininin ciddi oranda erozyona uğradığının önemli bir işaretidir bu. Konu gündelik siyasi tartışmalara argüman üretmek değil artık, birbirine yabancı, aynı dili konuşuyor görünüp birbirine galaksiler kadar uzak bu düşünce ve daha çarpıcısı duygu durumlarının, cemiyetimizi derin bir varoluş krizine sürüklemekte olduğu gerçeği ile yüzleşmemiz gerekir.
Hafta başında sosyal medyaya düşen bir video izledim. Kod adı kullanan ve sanatçı olduğu ifade edilen kitsch bir karakter kendinden geçmişçesine, ağzından sıçrayan tükürükler eşliğinde bağırarak, hakaret ederek Kürt çocuklara, gençlere sesleniyor, Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan’a saldırılması, taşlanması, linç edilmesine dair oldukça ağır bir tahrikte bulunuyordu.
Mark Twain’in bu muhteşem sözünü Alev Alatlı’nın Dünya Nöbeti adlı serisinden anımsıyorum. Sözün ihtişamı, gerçeğin katı dünyasından kurgunun yaratıcı, kuşatıcı ve neredeyse sonsuz sayıda seçenekle bezeli dünyasına çağrısından. Politika ile ama özellikle de uluslararası politika ile uğraşanların mesleki başarısı, insana neredeyse kıpırdama imkânı bırakmayan gerçeğin kült/solid, tekçi dünyası ile kurgunun çoklu, esnek dünyası arasında bir denge kurarak gerçeğin içinde kilitli mahkumlara yepyeni ufuklar, yepyeni dünyalar sunabilmesinde yatıyor.