Mustafa Ekici etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mustafa Ekici etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Mayıs 2025 Pazartesi

SA10430/KY20-MEK104: Türkler, Kürtler, Kehanet ve Gerçek

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Hayatın dinamik ve dönüştürücü gücü her şeyi olduğu gibi bizzat gerçeği de dönüştürerek süreğen biçimde yeniden inşa ediyor. Sadece bir insan ömründe yaşanan değişimlere dair bireysel deneyim bile, katı ve kült bir gerçeğin varlığının muhal olduğunu idrake yeter de artar bile"


Turks, Kurds, Prophecy and Reality

ر\يت حممه

خرجت من ظلمه

فوقعت بأرضي تهمه

فاكلت منها كل ذات جمجمه

Kâhin Satıh, cinlendiği ıstırap dolu seanslarında bütün bedenini bir kumaş gibi kıvırırdı. Sanki vücudunda hiç kemik yokmuş gibi. Bu seanslarındaki kehanetlerini çoğunlukla bir seci’ biçiminde ifade ederdi. Yukarıdaki seci’ kâhin Satıh’ın ünlü kehanetlerinden biridir ve Habeşlilerin Yemeni işgalini haber verdiği rivayet edilir.

1 Mayıs 2023 Pazartesi

SA10151/KY20-MEK103: Türkiye Yüzyılı Doktrini

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Cumhurbaşkanlığının ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak kavramlaştırdığı ve kanımca biraz amorf duran vizyon, genç ulus devletten çok, eski köklerle ilintili yeni ufuklara işaret etse gerektir. Evet kanımca devletin biraz mahcup ortaya koyduğu bu vizyon, aslında bir devlet doktrini olmak makamındadır."

"Kuşkusuz hiçbir şey, Roma’nın büyüklüğüne, kentin her zaman yendiği insanlarla birleşmesinden ve onları içine almasından daha büyük bir katkıda bulunmadı.” 
Plutarkhos

Küresel veya bölgesel güç odaklarının varoluş zeminlerini tek başına basit anlamda kaba güç (askeri/silahlı güç) ile izah etmek zordur. Küresel çapta etkiye sahip güç olgusu, silahlı gücü de kapsayan daha karmaşık bir mekanizmadır. Bu mekanizmanın temelinde hemen her zaman bir doktrin yatmaktadır. 

17 Mayıs 2022 Salı

SA9671/KY20-MEK102: İnsan İnsanın Cennetidir

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Denebilir ki; insan medeniyeti bir göçmen medeniyetidir. İnsanın içinde varlık kazandığı dil muhteşem bir göçmendir. Mutfak şahane bir göçmendir. Giyim kuşam, mimari, her boyutu ile ekonomi, tarım, özellikle müzik ve sanatın her dalı göçün ışıltılı evlatlardır. Yaşamın üzerinde varlık kazandığı şey göçtür. Kendi doğallığı ile ve toplumsal kapasite oranına denk kaldığı sürece gerçekten göç, toplumda hücresel bir yenilenme, bir tazelenme vesilesidir."

‘Sual eylen bizden evvel gelene
Kim var imiş, biz burada yoğ iken’
Karacaoğlan

Toprak kendi başına bir varlığa sahip değildir. Ona varlık bahşeden, insanın toprak üstünde, toprağın verdiği imkanlarla yapıp ettikleridir. İnsan toprakla da bütünleşik dilsel, duyusal, sınırları belli belirsiz, sık sık ama yavaş yavaş değişen, dönüşen bulutsu bir uzam içinde yaşar. Bu uzama keskin bariyerlerle bir sınır çizmek, bu naif ve kırılgan uzamı insan etti ve kemiği ile koşut bir ucube ‘varlık’ haline çevirmek yepyeni bir icattır. 

14 Nisan 2022 Perşembe

SA9627/KY20-MEK101: İnanmak Meziyeti

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Yaşama temel olmak, davranış ve duyuşlarımızı belirlemek bakımından inanmak kadar kesin, net ve sükûnet getiren başka bir haslet var değildir. "

Zor iştir inanmak. Hesap yapmadan, kurmadan atılmak işi... Her şeyi ince ince kurarak, hesaplayarak, tedbirler alarak atılan adıma karşılık gerçekten tehlikeli ve zor iştir. Çünkü inanmak eylemi insan kapasitesinin üstünde, biyolojinin imkanlarını muazzam zorlayan bir eylem. Yaratıcılığı da buradan geliyor. Küçük acılar üzerine çokça konuşulabilir, büyük kederler dilsizdir oysa. Oruç, küçücük acılardan yükselen abartılı feryada azıcık ara verip büyük ve dilsiz acıya bir kısa şehadet talebidir. Bir ceviz kabuğu kadar hükmü olmayan gündelik sorunlarımızın ötesine geçip bu yabanda gerçekten ne yapıp ettiğimizin sahici bir muhasebesidir oruç.

27 Ocak 2022 Perşembe

SA9536/KY20-MEK100: Beyaz Bir Hüzne Dair

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Uzun uzun kulak kabarttılar, evet bir sesler geliyordu, ama bekledikleri taraftan değil, tam aksi istikametten geliyordu. Bir süre sonra sesler yine kesildi, tekrar duyduklarında bu sefer başka bir yönden geldi, tipi ve rüzgarın uğultusu ile karışık ses zaman zaman net şekilde duyuluyordu."

Yazın hemen sonundan itibaren başladı telaş. Evlad-û ıyâldan da önce ahıra koyduğu 43 baş davarı, 300 koyunu, iki atı, tavukları, köpekleri, kedileri ile devasa bir yekûn tutan hayvanın 5 ay boyunca yiyeceği samanı, otu, arpayı düşünüyordu. Erkeği, kadını çocuğu ile 32 baş insanı, her akşam kapıya dayanacak bir o kadar misafiri, hastayı, yaşlıyı, çocuğu düşünüyordu. Bu kocaman eve kara kışın getireceği soğukta yetecek odunu, çalıyı. Unu, şekeri, yağı, peyniri... 

16 Kasım 2021 Salı

SA9445/KY20-MEK99: Müslüman Milletler İttifakı

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Şimdi yeniden İslam üzerine kafa yormaya, özgür, bağımsız, karar sahibi birey demek olan Müslüman üzerine düşünmeye, bin bir hile, desise ve cehaletle, üzerimize boca edilen ifsadın tortularından kurtulmaya dair çaba daha bir kıymet kazanmış durumda. Bir kurtarıcı Mesih, Mehdi bekleme zavallılığına duçar olmuşların, her şeye kadir kült liderler, putlar peşinde ömür çürüten müptezellerin kederli, karanlık fikirlerinden sadece sömürüye açık bir dünya doğabilir. Oysa İslam kelimenin gerçek anlamıyla özgürlük, gerçek anlamıyla eşitlik demektir.."


"Varlık, zamanda kendini bize 'mümkünün olması' biçiminde gösterir. Gelecek olasılara göre görüş alanımıza girer. Zaman aşkın düzeyde mümkünün ontolojisidir."
Charles M. Sherover

İnsanı meyus eden, çürüten bir süreçten geçiyoruz. Ama sanmayın ki bu meyus hava sadece lokal şartlarımızın, seviyesi her gün biraz daha düşen iç siyasetimizin sonucudur. Tersine bu müptezel siyaset tarzı ve her gün biraz daha ağırlaşan ekonomik şartlar da içinden geçmekte olduğumuz muazzam küresel dönüşümün sonucu. 

29 Nisan 2021 Perşembe

SA9172/KY20-MEK98: Çocuk Cesetleri Üzerinde Tepinme Siyaseti

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Şimdi Babil'de, Belh'te, Kesep'te, Halep'te şafağa dair, vatana dair bir çığlık gibi, dağlarda gümleyen bir nara gibi türküler çığırıyoruz."

"Aktörler her zaman ne yapıyor olduklarını bilirler. Ancak tipik bir şekilde, eylemlerinin sonuçları asıl niyetlerinden uzaklaşır." Anthony Giddens

Ana muhalefet partisinin önemli bir yöneticisinin, merhum Aylan Kurdi'nin (*) cesedi üzerinde tepinerek yaptığı rezil siyasal şovu gördüğümde, cemiyetimize dair ağır bir güvensizlik yaşadım. Çünkü cemiyetimizin üzerinde ortaklaştığı iletişim zemininin ciddi oranda erozyona uğradığının önemli bir işaretidir bu. Konu gündelik siyasi tartışmalara argüman üretmek değil artık, birbirine yabancı, aynı dili konuşuyor görünüp birbirine galaksiler kadar uzak bu düşünce ve daha çarpıcısı duygu durumlarının, cemiyetimizi derin bir varoluş krizine sürüklemekte olduğu gerçeği ile yüzleşmemiz gerekir. 

29 Aralık 2020 Salı

SA9002/KY20-MEK97: Linç Sanatı

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Mesele etki ajanları yolu ile memleketin meclisine, siyasetine, güvenliğine karşı gerçek bir tehdide dönüşen uluslararası, içinde FETÖ’nün de olduğu, PKK’nın da olduğu çok karmaşık bir kuşatma mekanizmasıdır. Kürt şimdi PKK ve partileri eliyle başka ülkeler nam hesabına bir tehdit, sopa olarak kullanılmak istendiğini gayet berrak görmektedir."

Hafta başında sosyal medyaya düşen bir video izledim. Kod adı kullanan ve sanatçı olduğu ifade edilen kitsch bir karakter kendinden geçmişçesine, ağzından sıçrayan tükürükler eşliğinde bağırarak, hakaret ederek Kürt çocuklara, gençlere sesleniyor, Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan’a saldırılması, taşlanması, linç edilmesine dair oldukça ağır bir tahrikte bulunuyordu. 

5 Ekim 2020 Pazartesi

SA8890/KY20-MEK96: Devlet, Hafıza ve Stratejik Vizyon

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Türkiye’nin son yıllarda yürütmekte olduğu politikalar bölgesel ve küresel sonuçlar doğuracak önemli politikalardır. Önce Suriye ve Irak sahasında icra edilen operasyonlar, ardından Doğu Akdeniz, Libya ve Ege’de icra edilen operasyonlar ve şimdi Azerbaycan’a verilen güçlü destek. Muhakkak devamı da gelecek olan bütün bu politikaların stratejik bir vizyona tabi olduğu açık. "

"Gerçek kurgudan daha acayiptir. Çünkü kurgu olabilirlikleri gözetmek durumundadır. Gerçeğin öyle bir zorunluluğu yoktur oysa." Mark Twain

Mark Twain’in bu muhteşem sözünü Alev Alatlı’nın Dünya Nöbeti adlı serisinden anımsıyorum. Sözün ihtişamı, gerçeğin katı dünyasından kurgunun yaratıcı, kuşatıcı ve neredeyse sonsuz sayıda seçenekle bezeli dünyasına çağrısından. Politika ile ama özellikle de uluslararası politika ile uğraşanların mesleki başarısı, insana neredeyse kıpırdama imkânı bırakmayan gerçeğin kült/solid, tekçi dünyası ile kurgunun çoklu, esnek dünyası arasında bir denge kurarak gerçeğin içinde kilitli mahkumlara yepyeni ufuklar, yepyeni dünyalar sunabilmesinde yatıyor.

12 Ağustos 2020 Çarşamba

SA8783/KY20-MEK95: Kadın İnsandır, Erkek İnsanoğlu

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Buradaki temel sorun siyasal alana dairdir, İslamofobiya ve bunun izdüşümü olan Türkiye’deki grup ve hareketlerin taşkın militanlığı, evrensel bir soruna dair makul bir tartışmayı döndürüp dolaştırıp İslam düşmanlığına, Müslüman ahaliyi aşağılamaya bağlamaları konuyu kaçınılmaz olarak zemininden kopartmaktadır."

‘Anne gitti ve sular buruştu testilerde
Artık çamaşırlar yıkansa da hep kirlidir
Herkes salonda toplansa da kimse evde değildir’
Sezai Karakoç/ Taha’nın Kitabı

Bir ilke olarak genellemenin, entegrizmin ve mutlak kategorilerin insanlığa bir faydası olmadığının altını çizelim. Çünkü ne Budha’nın, ne İsa’nın ne Musa ve ne de Muhammed (as)’ın vaat ettiği mutlak uyum ve cennet bu dünyaya ait değildir. Ne de büyük heyecanlarla insanlığa ufuk çizen ve son yüzyıla damgasını vuran materyalist ideolojilerin reçeteleri bir cennet var edebilmiştir. Burada bir cennet peşinde olanların sonunda derin hayal kırıklıkları yaşadıkları sır değildir.

27 Temmuz 2020 Pazartesi

SA8749/KY20-MEK94: Leviathan'dan 'Kerim Devlet'e

‘Şimdi yeni şeyler söylemek’ vaktidir. Bu sözü, şimdilik kaydı ile İslam dünyasına dair olanını Türkiye merkezli yeni bir bölgesel sistem söyleyecektir. Türkiye iç siyaseti zaviyesinden bakıldığında buna dudak bükecek çok kişi ve çevre var ama etrafımızda olan bitenler bu dudak bükenlerin havsalasının da ötesinde gelişmelere gebedir.


‘On sekizinci yüzyılda çok sayıda İngiliz için savaşlar, komşularını soymak, dünyanın zenginliklerini ele geçirmek ve ulusun Papa’nın yönettiği, aç gözlü, cılız, tahta ayakkabılı köleler olan Fransızları nasıl hakir gördüğünü göstermek için altın fırsatlardır.’
Sir John Harold Plumb’tan aktaran İmmanuel Wallerstein (Modern Dünya Sistemi 2, S.251)

Dünya sistemi diye kavramsallaştırılan şey temel olarak Avrupa (ve sonradan yine Avrupa ile ilişkili biçimde Amerika) merkezine her tür endüstriyel tarım ürünü, değerli madenler, ham madde, 15. yüzyıldan itibaren endüstriyel güç kaynağı olarak köle, 18. yüzyıldan itibaren enerji kaynaklarının aktarılması ve giderek gelişmiş ülkelerin lehine bir nüfuz alanı olarak ticaret yolu ile işleyen süreğen bir güç aktarımından ibarettir.

22 Haziran 2020 Pazartesi

SA8670/KY20-MEK93: Türkiye İç Siyaseti Üzerine Bir Ufuk

"Bu milleti hangi bahane ile olursa olsun yeniden Batı’nın ileri karakolu bir sömürge ülkesi haline getirecek siyasetlere kapı aralayan herkes geçmişte olduğu gibi ağır bedeller ödemeye mahkûm olacaktır."


1990’larda sık sık duyduğumuz ve 2000’lerden itibaren ete kemiğe bürünüp ceberrut ulus devleti ciddi bir dönüşüme sokan süreci tanımlamak için kullanılan ‘değişim’ kavramı şu ara yeniden gündeme girmiş durumda.

Dikkatle izlediğim bir araştırma şirketinin yöneticisi, Türkiye’de iktidar bloku olarak tanımladığı siyasi odakların güçten düştüğünü, artık sokağı okuyamadıklarını, yeni seçmen kitleleri ile temas kurmakta yetersiz kaldıklarını, Türkiye insanının temel siyasi davranışını belirleyenin artık ‘taşra değerleri’ değil, bu değerlerin şehirlerde ciddi bir dönüşüm geçirerek yeni bir kimlik kazanan hali olduğunu ifade ediyor.

4 Mayıs 2020 Pazartesi

SA8563/KY20-MEK92: Oruç: Sarsıcı Bir Yüzleşme

"Oruç kibirle kirlenmiş kalbi birazcık acı, birazcık pişmanlık ve tövbe, birazcık gözyaşı ile incitmek imkanıdır."


Kibirli modernler dine biraz tepeden bakmayı severler; insanlığın tarihini böler, sınıflar, ilkelden moderne doğru lineer bir çizgiye dizerler olan biteni. Kendi tezlerine dayanak diye de insanlık aleminin biraz periferisinde kalmış bir iki üryan kabile, birkaç kemik ve kalıntı üzerinden devasa anlatılar inşa ederler.

26 Nisan 2020 Pazar

SA8545/KY20-MEK91: Fanatik Cüret ve Anlam Erozyonu

"Fanatiğin cüreti çoğu kimseye özgüven gibi görünür. Hayır, fanatik cüret bir korku ve telaş, satılmış olmanın getirdiği bir umutsuzluk ve dışlanmışlığın dışa vurumudur."



“Osmanlı İmparatorluğu, yöre, din, aşiret veya dile dayalı çok sayıda farklı gruptan oluşuyordu. Genelde gruplar dışa kapalı cemaatlerdi. Her biri, kendi kendine yeten ve mensuplarından mutlak sadakat talep eden birer dünya idi. Yan yana yaşamalarına rağmen bu farklı dünyalar birbirleriyle kaynaşmadılar. Her biri diğerine kuşkuyla, hatta nefretle bakardı. Hemen hepsi durağan, değişmeyen ve sınırlıydı. Ancak Sünni alemi, her türlü iç çekişmeyle bölünmüş olmasına karşın, evrensel bir şeye, diğerlerinde eksik olan özgüven ve sorumluluk duygusuna sahipti. Diğer herkes marjinaldi, iktidarın ve tarihi kararların dışındaydılar.”
Albert Hourani

Coğrafyamızın her yeri muazzam değişim ve dönüşümler geçiriyor. Nefesi kesilmiş eski siyasetler ve onların arkaik aktörleri, ellerinde kalmış kırık dökük mekanizmaları ve güçleri ile arzı endam etseler de yaklaşmakta olan muazzam gelişmeler karşısında kayda değer bir varlık göstermeleri güç. Yüzyılın başında, güçten düşmüş İslam milletini ağır bir sömürü çarkı içine hapsetmek için kurulan denklemler bir bir yıkılıyor.Tarihte yeni bir sayfa açılıyor ve biz faniler içinden geçmekte olduğumuz sürecin neler doğuracağına dair belki sadece kırık dökük bazı fikirlere sahip olabiliyoruz. 

13 Nisan 2020 Pazartesi

SA8507/KY20-MEK90: Tanrı'nın İşleri

"Sadece bir yüzleşme önerebilirim."

“Katolik doğmak ölü doğmak demektir.”
Thomas More (*)

Thomas More ünlü Ütopya’sında böyle der. Kast ettiği kilisenin başına kimin geleceği dahil, hayatın her bir detayının belirlendiği, kilisenin ve tanrısının olabilecek her şeyi öngördüğü, insanın da öngörülen olduğu... Böyle şeyler düşündüğü, yazdığı ve söylediği için 8. Henry tarafından hain olarak suçlanıp idam edildi. Gerçi ölümünden epey sonra Kilise kendisini Aziz, hatta Anglikan Kilisesi ondan da önce Şehit ve Aziz ilan ettiler, ama bu More’un ifade ettiği gerçeği değiştirmez: Katolik doğmak ölü doğmak demektir. 

16 Mart 2020 Pazartesi

SA8432/KY20-MEK89: Evet İdlib'te İşimiz Var!

"Evet, Türkiye, yüz yıl evvel dağıtılan güç merkezinin vârisi olarak bir büyük stratejiye sahiptir, sahip olmalıdır. Bu büyük strateji, tespih taneleri gibi oraya buraya savrulan İslam Milleti'nin etrafında toplanacağı bir güç merkezini yeniden tesis etmek stratejisidir. Bu strateji bir fetih stratejisi değildir, bir işgal ve saldırı stratejisi değildir. Bu strateji, bir işbirliği, bir üleşme, bir dayanışma stratejisidir. "

"Siz benim geçmişi aradığımı sanıyorsunuz ama yanılıyorsunuz, ben sizin geleceğinizi aramaktayım yer altında, der Alman arkeolog.”
Kemal Tahir-Yorgun Savaşçı

Dış politika ve siyaset analizlerinin hemen tamamının rasyonel olduğu ve realitelere, eldeki veri ve kapasitelere uyularak yapıldığı varsayılır. Bir bilim alanı olarak bu yaklaşıma saygı duyulabilir elbette. Lakin dış veya iç politik gelişmelerde etken olan bu veri ve realiteleri orta yere, varlık sahnesine çıkaranların, bir süre evvel hayal olan bu gerçekleri gerçek kılanların, bu analizleri yapan çok önemli bilim insanları kadar saygı gördüklerini söylemek zordur. 

2 Şubat 2020 Pazar

SA8334/KY20-MEK88: Depremden Bize Kalan Bir Dil Olarak Merhamet

‘…insanlar ayakkabıları ellerinde nehre koşarlardı, anlamadığım dilde sevinir,
anladığım acılar bırakırlardı kapı önlerine…’ 
Fadıl Karlıdağ 


Geçen hafta, merkezi memleketim Elazığ’ın tatlı bir kıyı kasabası lezzetindeki ilçesi Sivrice olan 6.8 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Her deprem ile birlikte ortaya çıkmasına alışık olduğumuz kızıla boyalı ekranlar, birkaç gün boyunca insanı tedirgin eden son dakika uyarıları, deprem uzmanı hocalar, sosyal duyarlılık söylevleri, devlet kurumlarının çalışmaları, siyasi açıklamalar, yer yer siyasi acullükler gündemimizi haklı olarak çokça meşgul etti. Ama deprem bütün bu lazım ve kaçınılmaz şeylerin yanı sıra milletimizin ruh kökünde saklı çok değerli vasıfların nasıl ışıl ışıl, nasıl dipdiri yerinde durmakta olduğunu da ortaya koydu.

20 Ocak 2020 Pazartesi

SA8304/KY20-MEK87: Irak’taki Etnik Yapılar ve Yeni Siyasî Temâyülleri

"Irak tarihsel olarak etnik, dini ve mezhebi alanlarda bölünmüş, bu bölünmelerin sık sık çatışmaya döndüğü ve ABD işgali ile de bu bölünmelerin şimdilik üç ana aksta siyasi varlığa kavuştuğu bir dehşet dengesinde duruyor."


Bir tespihin taneleri gibi etrafa savrulan İslam Milleti yeni ve büyük bir toparlanma süreci yaşıyor. Gündelik gelişmelere takılmadan, Hafter, Süleymani, Dahlan gibi miadı dolmuş melodramlara aldırmadan, bu büyük gelişmelerin, İslam Milletinin bu devasa silkinişinin, bu ete kemiğe bürünmekte olan muhteşem siyasanın, atmakta olan bu harika şafağın hazırlığını yapalım. 

12 Ocak 2020 Pazar

SA8285/KY20-MEK86: TRT Kurdî'nin Dili

"TRT Kurdî, Kürtçenin politikleştirilmesinin önüne geçmiştir. Kürtçe'nin İslam hafızasının ve Müslüman dillerin arasında kalmasının yoludur kanalımız." 
 Mustafa Ekici, TRT Kurdî Koordinatörü, 10.01.2020


2009'da kurulan 11 yıllık kanal Türkiye'de, Suriye'de ve Kürtlerin yaşadığı her yerde 24 saat Kürtçe yayıncılık yapıyor. Kanalımız spordan müziğe, kadından çocuğa, dinden siyasete, kültürden ekonomiye kadar geniş bir yelpazede, haftada 45 yeni program yayınlıyor. 

TRT Kurdî, Irak, Suriye, İran'daki 100 tam zamanlı Kürtçe yayıncılık yapan kanallar arasında reyting sıralamasında birinci. Türkiye'de reyting sıralamasında ilk 30'dayız. Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da en çok izlenen ilk 5 kanal arasındayız. Suriye'de ve Irak'ta birtakım araştırma şirketlerinin yıllık araştırmalarında açık ara bir numarayız. 

3 Kasım 2019 Pazar

SA8102/KY20-MEK85: ‘Pasaporta Isınmamış İçimiz’

"Dağılan tespih tanelerimizi, milletimizi sömürgecilerin ve işbirlikçilerinin zulmünden kurtarma ümidi sunan tek güç Türkiye’dir. Kürt’ün de Arap’ın da Türkiye’den kopma korkusu vardır. Tıpkı yüz yıl önce milletimizin kabusu olduğu gibi tek gerçek kabus ve korku Türkiye’den ayrı kalma, Türkiye’den koparılma korkusudur."



“Irak, Suriye, Hicaz bölgesi ve diğer Arap ülkeleri iç işlerinde bağımsız olarak, hükümetlerinin yönetimi altında olmalı. Hilafetle bağları bir konfederasyonla sağlanmalı ve Osmanlı sancağında Amerikan bayrağındaki yıldızlar gibi hükümetlerin sayısınca hilal taşımalıdırlar.”
Ahmet Cevdet Paşa

Konu ne zaman Suriye ve Irak’a gelse rahmetli Ahmed Arif’in ‘Pasaporta ısınmamış içimiz’ dizesi çakılıp kalır zihnimde. 1908/1920 arası bu coğrafyada olup bitenler, bizim millet olarak, coğrafya olarak içinde bulunduğumuz halin adeta tohumlama yıllarıdır ve neredeyse aynı ile tekrarlanıp duran bir tür simulakrumdur. Milletin böğrüne saplanan cinsten, unutulması namümkün şeyler yaşanmıştır ama o yaşanmışlıktan sonraya dair akan, canlı bir şey inşâ edilememiştir sanki, varılacak yere varılamamış, beklenen her ne ise gerçekleşmemiş. 

Seçkin Deniz Twitter Akışı