17 Eylül 2023 Pazar

SA10363/SD2869: Sıkıntı (Roman); 6. Bölüm-Ova 4

   Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"İD’nin eğitim süreçlerinde Matematikten nefret eder hale gelmesindeydi sorumun cevabı. ‘Nefret’ önemli bir ipucuydu benim için. Sır olarak tutulan bir matematik bilgisi kesinlikle cezbedici olurdu."

Peki ya Matematik? İD neden Matematikten nefret ediyordu? Neden onu ‘dünyanın en gereksiz şeyi’ olarak tanımlıyordu?

Uzun bir süre önce insanların neden Matematikten nefret ettiğini düşünmüştüm. İnsanlar genellikle ergenliğin karmaşık ruhsal etkileri nedeniyle başarısız oldukları derslerden nefret ederlerdi, bu normaldi. Ancak yetişkinlerin Matematikten nefret etmeleri anlamsızdı.

Gündelik hayatın her yerinde her an yaşanan, en azından doğum günlerini kutlarken bile kaçınılmaz olarak bilinen ve kullanılan, alışverişlerin her anında var olan Matematik nefret edilecek bir bilim miydi gerçekten?

Hayatın hemen her alanında Matematik olmadan ortaya çıkması ve üretilmesi imkânsız olan gıda, barınma, ulaşım gibi temel ihtiyaçlar ve telefon, araba, uçak gibi teknolojik araçlar ne olacaktı? Matematikten nefret etmek temel ihtiyaçları ve teknolojik araçları kullanmayı reddetmeyi de gerektiriyordu.

Oysa Matematik sadece hayat akışını doğrudan etkileyen ihtiyaçlar için önemli değildi, sistematik düşünmeyi ve en az hata ile ya da hatasız problem çözmeyi de mümkün kılıyordu. İD’nin ve benzerlerinin sistematik düşünmeye karşı bir tepkisi mi vardı? Yoksa ergenlik öğrenmelerinin duygusal etkisi yetişkinlikte kalıcı hâle mi gelmişti?

İD’nin, en azından, bana olan ilgisi sistematik düşünme biçimim dolayısıyla başlamıştı. O halde İD sistematik düşünmeye karşı değildi. Geriye ergenlik dönemindeki öğrenme ve öğretme travmalarının izlerinde düşünmek kalıyordu.

Bence Babilliler ve çok öne çıkan isimlerden biri olarak Matematik dininin rahibi Pisagor gibi masonlar tarafından geçmiş binlerce yılın sırrı olarak Ovadakilerden gizli tutulan Matematik bilgisinin bugün herkese öğretilmek üzere okullarda müfredata eklenmesinde bir gariplik vardı; Matematik sistematik düşünmeyi ve akıl yürütmeyi öğretiyordu ve Dağdakiler için bu durum köleliğin önündeki en büyük engeldi.

Kölelerinin akıllı olması onların amaçlarına uygun nesiller yetiştirilmesi için elverişli olmazdı. Allah’a karşı savaşan masonların akıllı insan istemeleri akıl dışıydı.

Peki neden Matematik derslerini yaygınlaştırıyorlardı?

Allah’ın insana sıklıkla aklını kullanmasını emretmesi özgür iradenin mümkün olması içindi. Tarih boyunca Müslüman bilim adamlarının Matematik bilgisine yaptığı katkılar İslam Kültür ve Medeniyeti'ni yüceltmişti; Masonik bir tasarım olan Sufizm’in yükselişi ile aklı ve matematiği nefret edilen birer nesne haline getirenler, aklı ve matematiği Endülüs’ten Batı’ya transfer ederek insanlığın Şeytan’a karşı özgürlüğünü temin eden İslam Kültür ve Medeniyeti'nin çöküşünü sağlamışlardı.

Batı zaten köksüzdü ve insanlığı koruyacak bir savunma aracı olarak Matematiği insanlık yararına kullanmazdı, kullanmadığını da görmüştük ve görüyorduk. İD’nin eğitim süreçlerinde Matematikten nefret eder hale gelmesindeydi sorumun cevabı. ‘Nefret’ önemli bir ipucuydu benim için. Sır olarak tutulan bir matematik bilgisi kesinlikle cezbedici olurdu.

Ancak sır olmaktan çıkarılan ve zorunlu hale getirilerek kasıtlı olarak ‘öğretilmesi/ öğrenilmesi zorlaştırılarak tasarlanmış’ müfredatlar, eğitim sistemi ve yetersiz öğretmenler aracılığıyla engellenen Matematik bilgisi sadece ‘nefret’ edilecek bir unsur hâline gelebilirdi.

Aklın işlerliğini arttıran bir bilgiden nefret eden insan arzularının ve duygularının peşinde koşan ‘gerçek bir köle’ olabilirdi. Şimdi, şu anda tam olarak gerçekleşen buydu. Avrupa’da, Amerika’da Japonya’da ve Türkiye’de insanlar Matematik öğrenmekte zorlanıyorsa bu tasarlanmış köle üretme sistemi başarılı olmuş demekti. Benim gibiler sistemin ulaşamadığı, gizli de olsa açık da olsa bilgiden nefret etmeyi akıllarına dahi getirmeyen türlerdi.

Hindistan’da yüz milyonlarca insanı köleleştiren sistem, hiç de gerekli olmadığı halde Logaritma cetvelini ezberleterek aklı boğuyor ve körleştiriyordu. NATO tasarımı sağ-sol terörünün her gün onlarca insanımızı yok ettiği 1980 öncesinde ortaokullarda ve liselerde yine NATO tasarımı müfredat gereği Trigonometri cetvelini ezberleme zorunluluğu vardı. En küçük bir hatanın ağır bir şekilde cezalandırıldığı böyle bir sistemde nefretten başka bir şey üretilemezdi.

Erdoğan’ın seçildiği 2002 sonrası FETÖ’nün sızdığı Milli Eğitim Bakanlığı’nda Matematik müfredatına verilen hasarın da henüz giderilemediğini görüyorduk. Amaçlarına ulaşmışlardı; birçok nesil 2002 öncesinde olduğu gibi Matematikten nefret eder hale getirilmişti. Şimdi o hasarları gidermeye ve Matematik dahil derslerin sevdirilerek öğretilmesi için yeni sistemler üretmeye çalışıyordu insanlar.

Artık benim için kurgu ya da kumpas çok net bir şekilde ortadaydı: Masonların amacı asla Matematik öğretmek değildi, her zamanki yöntemlerle insanları aldatıyor ve köleleştiriyorlardı. Batı, aklı yok etmişti ve hâzzı hayatın merkezine koymuştu, Şeytan’ın dediği gibi, kötülük güzel görülüyordu.

Aydınlanma dedikleri zifiri Masonik karanlığın merkezi olan Fransa’da insanlar Matematikten nefret ediyordu. Almanya ve İngiltere’de de öyleydi, Batıcı ruhun büyüsüne kapılmış olan Türkiye’de de… 15 Temmuz darbesi köleleştirilmiş, akılları ellerinden alınmış, kendini özgür ve akıllı zanneden yüksek öğrenim görmüş ahmakların darbesiydi.

Matematik eğitimi almış olan Fransızların hayatı anlama biçimi ile Almanların hayatı anlama biçimi arasında çok büyük farklar vardı mesela; Almanlara göre Fransızlar 'hoppa'ydı, Fransızlara göre ise Almanlar 'tarih öncesi, mağara döneminden kalma' bir toplumdu. İngilizlerin hayata bakış açıları ise, Fransızlarla Almanların bakış açılarının kesişimiydi; onlara göre Fransızlar ve Almanlar söylediklerinde haklıydı; İngilizler 'mağarada yaşayan hoppalar' olarak ikisinden de üstündü.

Peki gelişmiş Batı’da Matematik eğitimi insanları bu şekilde tasnif etmekten alıkoyamadığına ve onları iki kez büyük savaşa sokup birbirlerini öldürttüğüne göre işe yaramış mıydı? Amerika Birleşik Devletleri neden bu kadar çok katildi? Matematik bildiği ve aklını kullandığı için mi?

Eğitim derin izler bırakan faaliyetti ve kökleri ilk insana kadar iniyordu; o halde eğitim politikalarını belirleyenlerin, eğitim müfredatlarını düzenleyenlerin ve eğitimcilerin ilk insana kadar olan her şeyi bilmesi gerekmiyor muydu?

Gerekiyordu; peki bütün insanlık olarak düşündüğümüzde, eğitim felsefemiz, eğitim politikamız ve eğitimcilerimiz neden bu kadar sığdı? Bu tesadüf müydü? Hayır, değildi. Önce bunu tespit etmeliydik.

Matematikten nefret etmek akıldan nefret etmekti, akıldan nefret etmek insanın kendi özgürlüğünden ve kendisinden nefret etmesi demekti. İnsanı kendisinden nefret ettirecek bir şekilde yetiştirerek köleleştiriyorlardı. Her şeyden önce bunu engellemeliydik.

Nedenlerinizi anlattığınız sürece başkalarının sizi anlamaması için hiçbir sebep yoktu. Karmaşanın, kavganın, anlaşılmazlığın olmadığı bir gezegende yaşıyor olabilirdik. Hatta; bu yüzden sanat, herkesin yaptığı olağan işlerden biri hâline gelebilirdi; gezegendeki herkes yaptığı her şey ile bir sanatkâr olabilirdi. Allah’ın istediği bir dünya böyle bir dünyaydı. Ama öyle olmadı, öyle değil, eğer Matematiği ve aklı kullanmayı doğru yöntem ve tekniklerle öğretmezsek öyle olmayacak.

İD’nin düşündükleri ve söyledikleri ile insanlığın nasıl ikna edilerek köleleştirildiğini anlıyordum. Bu kölelik algısının yine bu insanlar tarafından gönüllü bir şekilde yaygınlaştırıldığını da görüyordum. Ovadakiler için özgürlüklerini korumanın ilk yolu Matematik öğrenmekti. Bu artık kesindi. Matematik ‘dünyanın en gerekli şeyi’ idi. Matematik yoksa din de özgürlük de yoktu. 


<< Önceki                      Sonraki>>


[16.09.2023, (6/9 (534))]

Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:


Seçkin Deniz, 17.09.2023, Sonsuz Ark, Sıkıntı, Roman

Sıkıntı





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

    

Seçkin Deniz Twitter Akışı