1 Ekim 2021 Cuma

SA9385/KY1-CÇ788: Sorumluluk

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Hayır, karamsarlığa pabuç bırakıp, yalancıların, müfterilerine rahatça at oynatmalarına fırsat vermemeliyiz. Vermeyeceğiz de. İstifhama uğrayanların istifhamlarını gidermek için kıyasıya mücadele edeceğiz."

Bir yanlışı düzeltmek, bir eksiği gidermek, bir gözden kaçanı bulup yerine konması gerekeni dile getirmek her sorumlu yurttaşın yapması gerekendir. Burada sorumluluktan kaçınanı uyarmak da yine sorumluluk duygusundan yoksun olmayan her yurttaşın yapması gerekendir. Yanlışın üzerini örtmek, eksiği görmezden gelmek, gözden kaçana karşı umursamazlık hiç de ahlaki olan bir şey değildir. Burada sorun yok. Burada aklanacak, sığınılacak herhangi bir gerekçe de yok. Bulunamaz da. Gerekçe arayışına kalkışılmamalı da. 

Peki ya icat edilenler? Olmayan bir şeyi varmış gibi ortaya koyanlar? Yalan icat edenlere, eksik icat edenlere karşı nasıl mücadele etmeli? Mücadele etmeye kalkanın “yanlışa sahip çıkıyorsun?” suçlamasına karşı ne yapmalı? Yalanın, iftiranın boca edildiği, toplumu yalanlarla ifsat etmek için çırpınanlara karşı nasıl bir tavır takınmalı? Yalanın yalan olduğunu nasıl ortaya koymalı? Yalanın çok kişi tarafından dile getiriliyor olması, iftiranın davul zurna ile servis edilmesi bize, sorumlu yurttaşlara ne gibi görevler yüklüyor? Bir görev yüklüyor mu? 

Görev yüklediği açık. Kendi köşesine kulağına çalınan, sanal alemde boca edilen yalanlara, iftiralara “yalan-iftira” deyip geçiştirmek, sorumluluğu üzerinden atmak değil midir? "Benden sonra tufan", mı? denecek? Müfsitlerin, müfritlerin, yalancıların at koşturduğu alanın genişlemesine göz yummak değil midir bu hal? Toplumsal yozlaşmanın önünü açmak değil midir? Söylenilen, servis edilen nice yalanlar, nice iftiralar sıradan insanları bir istifhama sürüklemiyor mu? Sanılıyor? Böyle mi değerlendiriliyor? 

Maalesef kuşku ekenler amacına ulaşıyor gibiler. Sorumlu yurttaşlar olarak, sen ben biz susup yahut kendi kendimize itiraz edip durdukça müfsitler yol alacaktır.. yol almaktadır. Bunu görüp tavrımızı değiştirmemiz gerekmiyor mu? Rast geldiğimiz her yalana, iftiraya kaynağından itiraz etmeliyiz. Ki, müfsitlerin alanını daraltabilelim. Saf zihinlerin bulanması için çırpınanların önünü alabilelim. Bu bizim sorumluluğumuzda. Cesur olmak, “adam sende” umursamazlığından sıyrılmak kendimizi siper etmek zorundayız. Bu boynumuza yüklenen bir borçtur. Yurttaşlık borcudur. İnsanlık borcudur. Bundan kaçınmanın hiçbir özrü olmaz. Olamaz. 

Hâl-i hazırda müfsitler olanca güçleriyle, olanca imkânlarıyla yalanlar, iftiralar boca ediyor topluma. Yalanları, iftiraları yüzlerine vurulduğunda utanmıyorlar da. Bu hal bir çoğumuzu karamsarlığa sürüklüyor gibi. Hayır, karamsarlığa pabuç bırakıp, yalancıların, müfterilerine rahatça at oynatmalarına fırsat vermemeliyiz. Vermeyeceğiz de. İstifhama uğrayanların istifhamlarını gidermek için kıyasıya mücadele edeceğiz. Yanlışın savunucusu suçlamasına karşı “ortada bir yanlış yok, icat edilmiş bir yalan var!” diyerek, nesnesiyle bire bir örtünen bu yargıyı bütün açıklığıyla gözler önüne sereceğiz. Sermeliyiz. Üşenmeden, yüksünmeden.

Cemal Çalık, 01.10.2021, Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Siyasi Hatıralar, Kafa Koçanıma Göre





Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı