30 Temmuz 2018 Pazartesi

SA6578/ÇY12-EÖRS10: Bir Yol Bulmalı...

"Evet bir yol bulmalı..."


Karmakarışığım...

Son birkaç haftadır onlarca başlık açtım yazmak için...

Sonu gelmeyen,  bir kaç paragraftan sonra tıkanıp kalan,  hatta bir çoğu açılan başlıktan ibaret olan onlarca yazı...

Zihnimin delirmişcesine hızlı olduğu anlardan yakalamaya çalıştığım birkaç cümleden ruhuma inen ağır darbeleri savuşturmak için yazmaktan hızla uzaklaştım zaman zaman...

Ve zaman zaman ağır aksak ilerleyen zihnimden üç beş harf alabilmek için didinip durdum...

Bu yazıyı da sonuçlandırıp sonuçlandıramayacağımdan emin değilim..

Ama yazmak istiyorum...

Yazarsam belki sakinleşir zihnim ya da ölmekten kurtulur...

Ruhumu sıkışıp kaldığı yerden çekip çıkarabilirim belki...

Kalbimle aklımı dengelemek için bir yol olabilir kelimeler...

Kendimi;  "kabullenmek" ve "vazgeçme"nin karanlığında kaybetmekten kurtarıp,  "kabullenmek" ve "vazgeçme"nin aydınlığında bulabilirim belki...

Halâ emin olamamak canımı yakıyor... 

Halâ o karanlığa gözümü alıştırmak çabam, utandırıyor beni...

Utanmak dedim de; belki de "kabullenme"nin ağırlığı bu utancı hafiflettiği için "vazgeçemiyorum"dur "vazgeçmek"ten...

Sahi neden insana bu kadar ağır ve zor gelir "kabullenmek" ve "vazgeçmek"...

Yanlışı kabullenmek de gerçeği kabullenmek de hep ağır gelmiştir insana...

Yanlıştan vazgeçmek gerçeği kabullenmeyi, gerçeği kabullenmek yanlıştan vazgeçmeyi mecbur kılıyor olduğu için belki de zorlanıyoruz...

Bu kadar basit değil aslında...

Gerçek ve gerçekmiş gibi inandığımız inandırıldığımız yanılsamalar...

Bir yanılsamanın insanı olabildiğince gerçekten uzaklaştırması ve tek bir gerçeğin o yanılsamayı insanın önüne boca etmesi...

Böylesi bir durumda neyi kabullenip neden vazgeçmesi gerektiğini kestiremiyor insan...

Yanılsamasından vazgeçip gerçeği kabullenmek beraberinde yaşadığı hayal kırıklarının acısını da kabullenmeyi getiriyor...

Bir acıdan başka bir acıya yolculuk yapmak mı daha kolay, yoksa alışılmış acıda kalmayı kabullenmek mi?..

Bir yol bulmalı...

Evet bir yol bulmalı...

Bir acıdan başka bir acıya koşmak yerine, acıyı kutsamadan acıya acımadan yaşamak mesela...

Yaşamak biraz da farkına varmak değil mi hayatın?... 

İnsanın kendini, duygularını, zaaflarını, korkularını, sevinçlerini vs fark ederek yaşaması...

Kendi ve kendi dışında ki dünyayı fark etmesi... 

Kendi ve kendi dışında ki dünya arasında belli bir farkındalıkla kurulan bağın insana vazgeçmek ve kabullenmek de yardımcı olacağı gerçeğini fark ettim...

İnsan olarak neye ihtiyacım olduğunu fark ettim...

Dahası insan olmak ve insan kalabilmek için neye ihtiyacım olduğunu fark ettim...

Kendimden vazgeçmek yerine kendimi kabullenmeyi öğrendim...

Ve vazgeçtiklerimden geriye kalan gerçeği kabullenmeyi öğrendim...

Farkına vardım, vazgeçtim ve kabullendim...

Şimdi geriye yaşamak kalıyor...

Hakedilmiş bir vazgeçişten hakkını vererek yaşanılacak bir kabullenişin ferahlığına...

Yaşamak.


Emine Örs, 30.07.2018, Sonsuz Ark, Çırak Yazar, Gri Günce, Denemeler




Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı