15 Şubat 2018 Perşembe

SA5649/KY13-AO159: Savaşa Hayır(!)

"Bencillik, kendine taraftar bularak kitleselleşince kötüyle, iyinin savaşı başlar."


Bütün canlılar doğar doğmaz yaşam savaşı vermeye başlarlar. Zira yaşam ve ölüm karşıtlığı hayata tutunmak için çaba sarfetmeyi gerektiriyor.

Yaratılışı taklit edebilme yeteneğine sahip, kötüyü, iyiye çevirme yetileriyle donatılmış olan insanoğlu hayata tutunmayı, ayakta kalmayı zıtlıklardan uyumlar inşa ederek gerçekleştirebilir. Bunun gerçekleşmesi için insanın akıl,mantık çerçevesinde olgunlaşması yani insana yaraşır bir hale gelmesi gerek.

Gerek kutsal metinlerde, gerekse insanlığın yaşam süreci içinde elde ettiği tecrübelerden elde edilen öze bakıldığında; hedeflenen insan modelinin çevresiyle, diğer canlılarla uyum içerisinde yaşayan bir model olduğunu görürüz.

Ancak, her ne kadar ideal insan modeli böyle bir model olsa da, insanın hamuruna yerleşik olan bencillik duygusu iyiliğin toplumsallaşmasına engel olmak ve her güzel şeyi sahiplenmek için sürekli iyi olanla mücadeleye girişmesine yol açar. Bencillik, kendine taraftar bularak kitleselleşince kötüyle, iyinin savaşı başlar. 

Bu savaşın varyasyonları farklı seyrettiği için kimin iyiyi temsil ettiğini anlamak güçleşir ve savaşların nedeni anlaşılamaz hale gelir.

Bu kolay anlaşılamaz manzara karşısında kimileri de her iki tarafa yakın düşmemek veya her iki tarafın emellerine alet olarak "savaşa hayır" şeklinde seslerini yükseltir. Elbet bu istek her kesimin sıcak bakacağı bir istektir ancak savaşların sona ermesi yönünde bu çağrı işe yaramaz. Aksine zaman zaman bu çağrı birilerinin daha çetin savaş hazırlığına bir araç bile olabilir.

Peki "hayat zaten sürekli çatışma halidir" deyip seyirci mi olacağız? Elbette ki hayır.. Öncelikle yapmamız gereken çatışma hallerini ortadan kaldıracak aklı selim düşünceleri yaygınlaştırmak ve çatışmasız, bir arada yaşamanın formüllerini geliştirmeliyiz.

Bunu gerçekleştirmenin önündeki engeller müdahaleyi gerektiriyorsa da barışı tesis için, büyük savaşlara hazırlık edenlere buna niyetlendikleri anda müdahale kaçınılmazdır.

Savaştan kaçınmanın, savaşlara engel olmanın yolu uzlaşma yollarını geliştirmekle, tarafların ortak bir zeminde buluşmasıyla mümkün olur.

Önce bu zemin nasıl oluşturulur, hangi düzlemde uzlaşma sağlanabilir diye kafa yormalı.




Adnan ONAY, 15.02.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar






Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı