5 Ekim 2017 Perşembe

SA4963/KY35-YTK223: Bindik Bir Alamete…

"Bildiğim, her canlı dünyaya geldikten itibaren bir alamet üzerinde kıyametine doğru gitmektedir."


Hepimiz şimdi gelecekte ne olacak kaygısı, merakı, tartışması içindeyiz.

İşgal? İç savaş? Parçalanma?

1. Dünya Savaşı’ndaki tutumu ve görüşleri nedeniyle hiç sevmediğim Winston Churchill’in yine de “Ne kadar ileriyi görmek istiyorsanız o kadar geriyi görmeniz gerek” mealindeki cümlesine katılmamak mümkün değil.

Kuzey Irak referandumu bütün itirazlara rağmen nasıl oldu da oldu diye kafa yorarken İspanya’da Katalan bölgesinin referandumu çatkapı geliverdi. İkisini kıyaslamaya kalkmak için elde bir tane benzerlik olmasa da dünyanın ne çok yerinde özerklik, bağımsızlık talepleri olduğuna dair haritalar internet hızında yayılmaya başladı.

Bunca asır ve bunca savaş sonunda insanoğlu yeniden o eskide kalmış sandığımız “feodal döneme” mi dönmeye çalışıyor? Bütün bu olup bitenler filler savaşı ve arada çimler ve hangileri mi ezilecek? Enerji ve ticaret yollarının egemenliği bu kadar pahalıya mı çıkmalı? Dünya küresel düzeyde demokrasiyi bir adım öteye taşımak yerine üç adım geriye mi çekecek sahiden? Coğrafi olarak da tarih ve kültür olarak da köprü pozisyonu kaderi ve hatta tercihi olmuş Anadolu ne yapacak?
Derken… ABD’de konser sırasında elli insandan fazlasını öldüren silahlı saldırı bütün hesapları, bütün soruları, bütün analizleri yenilemek zorunda bırakıyor insanı.

Altında ne var veya ne yok bir şeyler söylemek için çok erken. Ama bunun hazır daha da tempolu ısınmakta olan dünyaya Amerikan iç ve dış politikasının yansımalarıyla hızlandırıcı olarak dönmesi ihtimali hiç küçük değil.

Şu, dünyayı yönettiği düşünülen büyük güçlerden Finansçılar 2008 Krizi’ni başımıza açıp sahne kenarına alındılar da onların hasarını Silah ve Sanayiciler mi ödetecek herkese?

Üretimi bilinenden çok daha yukarıya taşıyacak gelişmeler sanayiye tarıma ulaşırken açlık veya üç kuruşluk aşı nedeniyle, bilemedin temiz su bulamadığı için o da olmadı son zamanlarda daha sık yaşandığı gibi bombalarla hayata veda eden çocukların ihtiyarların kadınların acı gerçeğini bir arada yaşatan yeryüzü bu dengesizliği nasıl giderecek?

Hangi kriz olursa olsun zenginlerin daha zengin ve daha da minicik bir azınlık karşısında da dünyanın geri kalanı olan bir eşitsizlik büyüdükçe savaşlar iç savaşlar, çatışmalar, bölgesel gerginlikler, huzursuzluklar da daima büyümeye devam ediyor.

Hangi ideoloji inanç akıl fikir ve güç bu herkesin bildiği şeyi değiştirebilecek? Değişmeye zorlayacak?

O yüzden ben her durum için keskin bir sloganı, her değişim için olup biteni aynı minvalden yorumlama kabiliyeti olanlara çok imreniyorum.

Cevaplardan çok sorular sahibi olmaktan kaçamıyorum.

Çünkü bendeki beceri, yorumlama kabiliyeti, geleceği görme imtiyazı bu alt üst oluşlar dönemine denk gelmiş biri olarak ancak yazının başlığındaki gibi. Başlığın kalan yarısını siz tamamladınız zaten; “gidiyoruz kıyamete…”

Rivayete göre 2. Mahmut’a gönderilen hediye zürafaya Gülhane Parkı’nda ikamet eden bir sarhoşun binmesi ve hayvanın hızla koşması üzerine, binicinin Padişah ve güruha “Devletlüm bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete” demesi sözün kamuya benzer durumlar için kullanıldığı bir hale dönüşmesine neden olmuş.

Artık ne kadar doğru ne kadar uydurma bilmem.

Bildiğim, her canlı dünyaya geldikten itibaren bir alamet üzerinde kıyametine doğru gitmektedir.

Daha bir şanssızlığım, zürafa üzerindeki sarhoştan farklı biri gibi hissetmiyor olmam.

Onca başka yılın, Soğuk Savaş döneminde büyümüş, çift kutuplu dünyanın dağılışına tanıklık etmiş, sonra kurulmaya çalışılan yeni dengelerin tanıklığının arkasından şimdi tam da bilim teknolojide büyük sıçramaların ortasındayken üstelik.

Işınlamayla yer değiştirmek bizim nesle denk gelse anlayacağım belki bu “bindik bir alamete” hissini ama bununla aynı sıralarda kimin kime taktik nükleer bomba atacağını tahmin etmeye çalışmak da atık biraz fazla, çok fazla büyük haksızlık değil mi?..


Yaşar Taşkın Koç, 05.10.2017, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Ankara'nın Ruhu
Yaşar Taşkın Koç Yazıları




Sonsuz Ark'ın Notu: Yaşar Taşkın Koç Beyefendi'nin yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 16.07.2015


İlk yayınladığı yer: Yeni Şafak




Sonsuz Ark'tan


  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı