11 Haziran 2017 Pazar

SA4448/Sonsuz Ark-YD42: Milli Takım'da Arda Turan Depremi'nin Tarihçesi; Başlangıç ve Sonuç

Sonsuz Ark'ın Notu:
Yeni Türkiye, eski Türkiye'nin hastalıklarının devam ettiği bir Milli Futbol Takımına, teknik direktörüne, futbolcusuna, futbol medyasına ve federasyonuna mahkum değildir. Spor baştan sona ahlaktır, ilkesi herkesi bağlar...
Seçkin Deniz, 11.06.2017


Deprem'in Tarihçesi; 6 Haziran- 30 Temmuz 2017

A-Sonuç Olay:

Makedonya maçının ardından özel uçakla İtalya'ya hareket edecek olan A Milli Takım uçağında skandal görüntüler yaşandı.

EURO 2016'da yaşanan prim tartışmalarının yansımaları Makedonya'da takım uçağına yansıdı. Barcelona'da forma giyen Milli Takım kaptanı Arda Turan, TFF Başkanı Yıldırım Demirören ve Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'i de hedef alacak nitelikte hakaretlere imza attı.


'BİZ KİMDEN PARA İSTEMİŞİZ'

Arda, "Söyle Bilal Meşe, söyle orada mıydın? Bizle miydin de prim mevzusunu yazdın? Biz kimden para istemişiz? Kimden prim istemişiz? Konuş şimdi konuş. Hadi, onlarda burada! Burada soruyorum. Kim yazdırdı bunları sana. Kim söylüyor sana bunları söyle hadi. Bu ülke böyle ülke! Seni bu uçağa alırlar. Alırlar tabii. Seni bu uçağa alanlara da söylüyorum! Duysunlar. Senin gibi şerefsizi bu uçağa alanların a.... k....!"

'SENİ UÇAĞA ALANIN...'

"Beni de başkaları gibi zannettin. Şimdi konuş bakalım. Ben futbolu bırakırım ama aileme şerefime laf söyletmem. o... ç... Biz kimden para dilenmişiz. Seni bu uçağa alan kim! Futbolu bırakırım ama şerefime, aileme laf söyletmem. Öyle haber yapamazsın! Patronun Demirören. Sen federasyon başkanının gazetesindesin ya! Federasyon başkanı değil mi senin başkanın. Seni uçağa alanın a.... k...."

BİLAL MEŞE'NİN BOĞAZINA SARILDI

Arda Turan bu sözleri sarfederken gazeteci Bilal Meşe'nin boğazına sarıldı.Arda, vurmaya da kalkarken araya giren gazeteciler ve futbolcular olayın daha da skandal bir hale gelmesini engelledi. Arda Turan, uçağın arka bölümüne giderken tüm gazeteci ve basın mensuplarına sinkaflı ifadeler kullandı.

Ve uçakta bu anlar, görüntüler yaşanırken Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, 12 sıra arkasında yaşanan arbedeye hiçbir müdahalede bulunmadı./ 6 Haziran 2017, Hürriyet

***

B- Arda Turan Olay sonrası Milli Takım'dan ayrıldı:

Şansal Büyüka Milli Takım'da yaşanan prim krizini anlattı

Makedonya maçı sonrası uçakta gazeteci Bilal Meşe'ye saldırdıktan sonra kadro dışı bırakılan Arda Turan, düzenlediği basın toplantısında, "Pişman mıyım? Değilim. Kuş gibi hissediyorum kendimi. Artık Milli Takıma zarar verdiğimi düşünüyorum. Milli Takım kariyerimi sonlandırıyorum" ifadelerini kullandı.

Milli Takım'ın Slovenya'da kamp yaptığı otelde konuşan Turan, "Buraya milli takım kaptanı olarak değil, vatandaş olarak katılıyorum. Milli takımın her kademesine hizmet etmiş, ülkesini seven, formaya aşık olan biri olarak konuşuyorum. Hayatım boyunca bana yapılanları unutmadım. Ama Milli takım tişörtü üstümdeyken bir hata yaptım. Pişman mıyım? Değilim. Kuş gibi hissediyorum kendimi. Hocamla ve Federasyon başkanıyla konuşup kadrodan çıkmak istediğimi söyledim. Hayatta bir şey yaparsanız bunun bedelini ödersiniz. Ben de Milli Takım forması üzerindeyken hata yaptım. Milli Takıma zarar verdiğimi düşünüyorum. Artık çekilme zamanım geldi. Milli Takım kariyerimi sonlandırıyorum. İnşallah insanlara iyi futbolculuğumu değil de adamlığımı bırakırım" ifadelerini kullandı./ 6 Haziran 2017, Habertürk

***

C- Bilal Meşe'den Arda Turan'la ilgili ilk açıklama:



Bilal Meşe'den Arda Turan'la ilgili ilk açıklama

"Sabah erkenden gazete patronum Sayın Yıldırım Demirören aradı ve sakin olmamı söyledi. Şu anda İstanbul'a dönmeyi düşünüyorum. Kalsam da Milli takım antrenmanlarına katılmayacağım zaten. Medya kuruluşlarındaki diğer arkadaşlarım da bir karar almak üzere olduklarını söylediler. Uçak motorlarını çalıştırdı ve kemerimi henüz bağlamıştım ki birden yanımda 'Bilal Meşeeee' diyen bağıran Arda'yı gördüm. Önce şaka yapıyor zannettim. Ancak 1-2 saniye sonra "Ben adamın a...k..ulan" diye bağıran Milli Takım'ın kaptanını gördüm. Fatih Terim iyi ki arkaya gelmedi yoksa bu durumda, daha kötü şeyler de olabilirdi"


KEMERİM BAĞLIYDI VE BAĞIRDI, "BİLAL MEEŞEEEEE" DİYE...


"Uçağa bindik. 12-A'da oturuyordum. Uçak motorlarını çalıştırdı ve kemerimi henüz bağlamıştım ki birden yanımda Bilal Meşeeee diyen bağıran Arda'yı gördüm. Önce şaka yapıyor zannettim. Ancak bir-iki saniye sonra "Ben adamın....aaaaaa......kkkk..ulan" diye bağırarak yüzünde garip bir ifade gördüğüm Milli Takım'ın Kaptanı ile karşı karşıya kalmıştım. Şoktaydım. O hala ana avrat, din iman küfürlere devam ediyordu. Birden yanımıza önce fotomuhabirimiz Vedat Danacı geldi. Ne yapıyorsun Arda deyip onu sakinleştirmeye çalıştı. Bu arada salldığı bir yumruk boşa gitti. Aslında Vedat tuttuğu için yumruk boşa gitti. Hadise devam ederken Milli Takım antrenörü Levent Şahin hadiseye müdahale etti. Birde koruma vardı. Onu sakinleştirmeye çalışan. Korumaya da ağzına geleni söyledi. Hatta sen kim oluyorsun olum gibisinden laflar etti. Ben bu olaylar sürerken elimi arkaya doğru götürdüm ve hiçbir biçimde kendisine müdahele etmedim. Fatih Terim iyi ki arkaya gelmedi yoksa bu durumda, daha kötü şeyler de olabilirdi diye düşünüyorum. Bence gelmediği iyi oldu."


CUMHURİYET SAVCILIĞINA ŞUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM


Bilal Meşe, olayın şokundan hala kurtulamadığını, 40 yılı aşkın meslek hayatında ilk kez böyle bir olayla karşılaştığını ifade ederek, "Şu anda İstanbul'a dönmeyi düşünüyorum. Kalsam da Milli takım antrenmanlarına katılmayacağım zaten. Medya kuruluşlarındaki diğer arkadaşlarım da bir karar almak üzere olduklarını söylediler. Arda bana 'seni bu uçağa alanın...' diyerek ağıza alınmayacak küfürer savurduğu insanlar TFF Başkanı Yıldırım Demirören ve Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim. Sabah erkenden gazete patronum Sayın Yıldırım Demirören aradı ve sakin olmamı söyledi. Olayın 15 tanığı var. Onlar da mahkemede şahit olacaklarını söylediler. Dönüşte hemen Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunacağım."/ 6 Haziran 2017, Posta


***

D- İşte Arda Turan'ın Bilal Meşe'ye saldırmasına sebep olan yazı:

Arda Turan'ın Milliyet gazetesi yazarlarından Bilal Meşe'ye saldırması gündeme bomba gibi düştü. Yaşanan bu olayın ve Arda Turan'ın Milli Takımı bırakmasının sebebi ise işte bu yazı... İşte Arda Turan'ın Bilal Meşe'ye saldırmasına sebep olan yazı...


A Milli Takım kaptanı Arda Turan'ın uçakta gazeteci Bilal Meşe'ye saldırıp küfürler yağdırması, Türkiye'nin gündemini sarstı. Kosova maçı öncesinde Milli uçakta yaşanan skandal şok etkisi yaratırken; Arda Turan'ın Bilal Meşe'ye gösterdiği büyük tepkinin gerekçesi de ortaya çıktı.


Arda Turan'ın Bilal Meşe'ye söylediği "Şimdi konuş bakalım. Ben futbolu bırakırım ama aileme şerefime laf söyletmem. o... ç... Biz kimden para dilenmişiz. Seni bu uçağa alan kim! Futbolu bırakırım ama şerefime, aileme laf söyletmem. Öyle haber yapamazsın!" sözlerine Bilal Meşe'nin EURO2016'dan hemen sonra 24 Haziran 2016'da kaleme aldığı yazıda kullandığı ifadeler olduğu ortaya çıktı.


Arda Turan'ın "asla unutmayacağım" ve "aileme laf söyletmem" diyerek Bilal Meşe'ye tepki gösterdiği ilgili yazının bir bölümü şu şekilde:


"Milli Takım kampında perde arkasında yaşananları yinelemeye gerek yok... Herkes, yazdı, çizdi, yorumlarını yaptı! Yaşanmaması gereken olaylar asla bu kötü futbola mazeret olamaz. Primin tartışmalarına girecek halimiz de yok. Efendim 3-4 oyuncunun kilo fazlası dikkatimizi çekti. Bu oyun profesyonellerin oyunudur. Yediğinize, içtiğinize, kilonuza, yaşam biçiminize dikkat edeceksiniz kardeşim! Zorluk derecesi yüksek bir oyundan para kazanıyorsanız formunuzu hep üst seviyede tutmak zorundasınız. Diyeceğimiz o ki, bu sizin işiniz, ekmek paranız. Kazandığınız parada asla gözümüz yok, helal olsun. İşinize saygı duyacaksınız, ihanet etmeyeceksiniz!


"Haa bir de ailevi sorunlarınızı da asla işinize karıştırmayacaksınız! Hele hele Milli Takım'ın o formasını taşıyorsanız, sorunu kampa taşımak yerine çözümü yine aile içinde arayacaksınız. Ya da bu süreçte rafa kaldırmayı, işinize odaklanmayı bileceksiniz! Artı her işte olduğu gibi, futbolda da dün yoktur, yarın vardır."/ 8 Haziran 2017, Posta


***


E- TFF Başkanı Yıldırım Demirören, burada yaptığı konuşmada milli takım uçağında gazeteci Bilal Meşe'ye saldıran Arda Turan ile ilgili de açıklamalarda bulundu:



150622-demirören.jpg

Yıldırım Demirören, "Arda kaptanımız bir yanlış yapmıştır ama yaptığı bu yanlışı Arda'ya doğru şekilde göstermeliyiz, Arda bir dünya markası" dedi.


Demirören, şöyle konuştu: 


“Futbol federasyonun tarihinde görülmemiş tasarruflar yaptık. Tüm kulüplerimize önemli miktarda kaynak sağladık. Kulüpler Birliği ile ortak çalışma yapıp, naklen yayından aldığımız payı yüzde 12’den yüzde 4’e düşürdük. Kimsenin yapamayacağı büyük bir fedakarlığa imza attık. Böylece kulüp başına milyonlarca dolar katkı sağladık. Profesyonel hakemliği getirdik ve sistem her geçen gün rayına oturuyor. Görülmeyen işlerimiz ise saymakla bitmez. Özetle, 5 yılda gelirimizi 240 milyondan 669 milyona çıkardık ve finansal açıdan federasyon tarihinin en parlak dönemini yaşadık. Çıkan krizleri çözmüş, hain oyunları bozmuş, Türk futboluna istikrarı getirmiş bir federasyonuz. Haliyle tüm bunları yapıp, zor günleri geride bırakınca federasyona talipler çoğalıyor. Ancak görüyorum ki; son günlerde yine aynı oyunlar sergileniyor” diye konuştu.


"HOCAMIZ, KAPTANIMIZ VE FUTBOLCULARIMIZ KARŞI KARŞIYA GETİRİLİYOR"


Türk Milli Takımı ile federasyonu karıştırmaya çalıştıklarını kaydeden Demirören, konuşmasına şöyle devam etti:


Bir yıl önce bu zamanlar prim konusu çok tartışıldı. Bir bardak suda fırtınalar kopartıldı. Hatalar elbette oldu ama kimse ‘Söz konusu Ay-Yıldızsa gerisi teferruat’ demedi. Türk futbolunu karıştırmak isteyenlere fırsat verildi. Yazılı ve görsel basının ilk maçtan hemen sonra hocamızın ve oyuncuların üzerine gitmesi, çocukları yıpratması yanlıştı. İspanya ile oynadığımız kader maçı şiddetli bir saldırı altında oynandı. Ben ve hocamız dahil herkese hakaretin bini bir paraydı. Bir yıl geçti, yine aynı kaotik durumla karşı karşıyayız. Yine hocamız yine kaptanımız ve futbolcularımız karşı karşıya getiriliyor.”


“ARDA KAPTANIMIZ BİR YANLIŞ YAPMIŞTIR”


Fatih Terim gibi bir değere sahip çıkılması gerektiğini söyleyen Demirören, “Eleştiri olabilir, olmalı da kabul ediyorum ama hakareti asla. Bir futbolcunun da bu tür olaylara göstereceği tepkinin fiziki ve hakaret dolu olmaması gerekir. Arda kaptanımız bir yanlış yapmıştır. Yanlış yaptığını da Arda'ya medeni yollarla göstermemiz gerekir. Hakaret ederek, üzerine giderek, ona yüklenerek değil. Çünkü Arda bir dünya markası, Türk futbolunun bir değeri ve böyle yetenekler kolay yetişmez. Ayrıca Arda'nın da referandum sürecinde benim gibi verdiği destekten dolayı kasten eleştirildiğini çok iyi biliyorum. Fakat nedense bu olayların gene kritik bir milli maç öncesi ve çok önemli bir dönemde yapıldığını, gündeme taşındığını görüyorum. Oysa tam da ‘Milli mesele’ deyip, A Milli Takımımıza, sahip çıkılma zamanı. Kenetlenme, birlik ve beraberlik olma zamanı. 2018 Dünya Kupası'na gitme zamanı. Euro 2024'ü alma zamanı. Naklen yayın gelirlerini 500 milyon dolardan 800 milyonlara çıkarma zamanı. Hatanın kimde olduğunu aramayıp, milli menfaatlerimizi en önde tutma zamanı. Daha önemlisi herkesin kendine çeki düzen verme zamanı” dedi.


"KİMSE TÜRK HAKEMLERİNİN ADALETSİZ OLDUĞUNU SÖYLEYEMEZ"


15 Temmuz'dan sonra Türkiye’nin tek başına bırakıldığını belirten Demirören, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın dediği gibi ‘Başka vatanımız yok.’ Gelin, Türk futbol ailesi olarak 15 Temmuz'daki duruşumuz gibi örnek olalım. Bir olalım, diri olalım. Rahmetli Özhan Canaydın gibi kaybedince kazananın elini sıkan, merhum Süleyman Seba gibi ezeli rakibin başkanına edilen küfürleri bir işaretiyle susturan, örnek başkanlar gibi olalım. Bir kulübü, bir rengi sevebilirsiniz, bir takıma mensup da olabilirsiniz. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu üyesi olmak ayrı, bir kulüp üyesi olmak ayrıdır. Futbol Federasyonu şov yapma yeri değil icraat yapma makamıdır. Özellikle bu sezon kurullarımız çok fazla eleştiri aldı. Biz bu arkadaşların hepsini 15 Temmuz'dan sonra seçtik. İşlerinin ehli ve uzmanı olmalarının dışında, güvenilir olmaları çok önemliydi. O günlerde hem FETÖ temizliği yaptık hem de bu kurulları oluşturduk. Peki soruyorum, hangi başkan o günlerde kurullara bir tane isim önerebildi? Ama benim kurullarım, o günün kaotik ortamında işlerini en iyi şekilde yapma mücadelesi verdi. Evet, kabul ediyorum hakemlerimiz hata yapmıştır. Ama kimse Türk hakemlerinin adaletsiz olduğunu söyleyemez. Hata hep oldu, olmaya da devam edecek" diye konuştu.


"VERECEĞİNİZ KARARLARDA TOPLUM VİCDANINI DA DÜŞÜNEREK HAREKET EDİN"


Tahkim ve disiplin kurulları ile ilgili Demirören, “Evet, Talisca, Volkan Babacan, Yalçın ve bunlar gibi bazı kararlar, vicdanen beni ve Yönetim Kurulu arkadaşlarımı da memnun etmemiştir. Şimdi buradan onlara veya yeni adaylara sesleniyorum. Vereceğiniz kararlarda bundan sonra hukukun yanı sıra toplum vicdanını da düşünerek hareket edin” açıklamasını yaptı./ 9 Haziran 2017,  NTV


***

F- Milli Takım Teknik Direktörü Fatih Terim, Arda Turan'la ilgili açıklama yaptı:

Fatih Terimden flaş sözler: Arda Turan kararı...

Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, Arda Turan'ın milli takımdan ayrılmasıyla ilgili olarak, "Uçakta hepinizin bildiği gibi kabul edilemez bir olay yaşandı. Ben gereğini yaptım. Arda'yı gönderme kararı benim, açık ve net. Bırakın onu, dünyanın en iyi futbolcuları gelse, milli formayı pazarlık konusu yaptırmam. Arda'ya kampta kalamayacağını belirtip, eşyalarını toplamasını söyledim. Gönderme kararı benim. Milli takımı bırakma kararı onun" şeklinde konuştu.

İşte Terim'in açıklamaları:


"Birçok konunun aydınlanmasını istediğinizden eminim. Günlerdir kamuoyunu, bizleri, Türk halkını meşgul eden birçok olay oldu. Hatta son bir ay diyebilirim genel baktığımızda. Ancak milli takımda görev yaptığım sürece içinde herkesten birkaç ricam oldu. Allah aşkına şu maçlar bitene kadar 'sabredelim' dedim. Sorun varsa, maçtan sonra; problem varsa, 2 gün 'sabredelim' dedim. Kavga, hakaret, iftira, çekişme... Yaşanmamış birçok olayı, tartışılacak noktaya getirmeyelim diye ricada bulunmuştum. Bunların milli takımı etkilememesini istedim. Bunu söylemekten yorgun düştüm. Her kampta ben bunları ifade etmekten yoruldum. Aynı şeyleri söyleyip farklı sonuç beklemek delilerin işi. Ne maçtan 24 saat önce TV'ye çıkan oyuncu oldu, ne de maçtan 1 gün önce demeç veren yönetici oldu. Sözümü tuttunuz."


"MİLLİ TAKIMIN BAŞARISINI ÖNLEMEK İSTEDİLER, ARTIK YETER!"


"Birçok insan milli takımın başarısını önlemek adına haraket etti. Açın bakın, kimlerin neler yaptığını göreceksiniz. Artık yeter! Yüreğim hakikaten, hem kabardı, hem de daraldı. Maç öncesinde maçla ilgili sorular dışında soru almayacağım. Yarınki maçtan sonra ne sorunuz varsa hepsine cevap vereceğim. Her şeyi açıklamak niyetindeyim. Maçın ardından istediğinizi sorabilirsiniz. Gri alan bırakmayacağız. Konuşmasam da yalanları, iftiraları, spekülasyonları gerçek zannedeceksiniz."


"SUSMAYA GÖNLÜM RAZI DEĞİL"


"Yaşanmış şeyler var, söylesem, kendime, aklıma, tecrübeme, kişiliğime, ne de karakterime uygun bulmuyorum. Sussam, konuşmuyor demek ki diyeceksiniz. Buna da gönlüm razı değil. Zaman zaman gerginlikten beslendiğimi duyduğum olmuştur. Evet, beslenmem ama, korkmam da."


"ARDA TURAN'I BEN GÖNDERDİM"


"Uçakta kabul edilemez bir olay yaşandı, gereğini yaptım. Oyuncuyu çağırdım ve kampta kalamacağını belirtip, eşyalarını toplamasını istedim. Arda Turan'ı kamptan gönderme kararı benimdir. Milli Takım'ı bırakma kararı ise onundur. Onun kararını da, benim kararımı da değerlendirirsiniz."


"MİLLİ FORMAYI PAZARLIK HALİNE GETİRMEM. VAH BENİM MEMLEKETİM VAH..."


"Oyuncu milli takımda oynama şerefini gerekçeye bağlama niyetinde olsa bile, milli takım formasını pazarlık konusu yapar mıyım. Bırakın ona (Arda Turan'a), dünyanın en iyi oyuncularına bile milli takım formasını pazarlık konusu yaptırmam. Oyuncu, taşımanın şeref olduğu bir formayı giymek için pazarlık yapacak? Vah benim milli formam, vah benim memleketim vah... Oyuncuyu almadığım süreçte, saygı duyduğum birçok kişinin kırılmasına sebep oldum ve doğrulardan vazgeçmedim."


"BU OLAYLARIN GİZLİ AKTÖRLERİNİ ZAMAN ORTAYA ÇIKARACAK"


"Oyuncu benimle pazarlık yapacak, öyle mi? O dönemi hatırlayın, almayan benim. 'Hocam ben gelirim ama, bunları almazsan...' Böyle mi oldu? Oyuncular, dışarıdan kendilerine iletilen her haberi doğru adledip, ona göre hareket etmemeliler. Esas, yarın maçtan sonra hazırlanın. Herkesi doğru bildiğim şekilde aydınlatma taraftarıyım. Bu olayların gizli aktörlerini zaman ortaya çıkaracak. Ben bu pozisyonda sorun çözen kişiyim ve kimsenin merakı olmasın, çözerim. Sevgili Bilal Meşe'ye geçmiş olsun diyorum."


"BURALARDA KAYIP YAŞAMAMIZ GEREKLİ"


"Kosova'ya yenilirsek şansımız bitmez ancak matematiksel olarak çok azalır. Buralarda hata yapmamız gerekiyor."


Fatih Terim basın toplantısının sonunda bütün basın mensuplarının hazırlanmasını isteyerek yarın bütün olaylarla ilgili konuşacağını söyledi./ 10 Haziran 2017, Hürriyet


***


G- Şansal Büyüka Türkiye Milli Takımı'nda yaşanan prim krizinin gerçeklerini ilk kez anlattı:



Şansal Büyüka Milli Takım'da yaşanan prim krizini anlattı

"Mehmet Aslan'ın Hürriyet'teki röportajını okudum. Sevgili Mehmet Aslan, Arda'nın anlattıklarına dayanarak 'Her şey o ziyarette başladı' diyor. Bu doğru değil... Her şey daha İstanbul'da başladı. Antalya'da zirve yaptı! Başlayalım..."

"Nedir o ziyaret? 11 Haziran akşamı için yani 12 Haziran'da oynayacağımız Hırvatistan maçından bir akşam öncesi Fatih Terim, gazete müdürlerini çaya davet etti. Kimler vardı o masada? ..."



Şansal Büyüka Milli Takım'da yaşanan prim krizini anlattı

"Habertürk'ün müdürü Halil Özer, Milliyet'in müdürü Tayfun Bayındır, Vatan'ın müdürü İbrahim Seten... Hürriyet'in müdürü Mehmet Aslan, Fatih Terim'le arasının iyi olmadığı için görüşmeye gelmedi. Fatih hocanın yanında şimdi hatırlayamayacağım iki-üç kişi daha vardı."


"Masaya futbolcular, Fatih hocanın yardımcıları gelip gitti. Zaten kamp yapılan otel, bir ulusal takımın kampından çok, 'panayır' yerine benziyordu. Bir sürü menajer, futbolcuların anaları-babaları, bir sürü arkadaşları... Otel lobisi iğne atsanız yere düşecek gibi değildi. Hatta şaşırdık, 'Fatih hocanın kampında böyle bir görüntü nasıl oluyor?' diye birbirimize sorduk."


"Neyse, gerçek konuya dönelim. Bunu iddia ederek, üstüne basa basa iddia ederek söylüyorum: O akşam Fatih Terim’in ağzından tek kelime 'prim' lafı çıkmadı."


"PRİMİN 'P'Sİ BİLE GEÇMEDİ"


"Gene iddia ediyorum, 'Prim'in 'P' si bile çıkmadı. Fatih hocanın yanında oturanlar ise zaten heykel gibiydiler, ağızlarını açıp tek kelime konuşmadılar. Üstelik prim işi daha İstanbul’da başlamış, Antalya kampında 'ayyuka' çıkmıştı."


"Ayrıca gazeteci, 'prim' işinde Fatih Terim’in ağzından laf alıp haber yapsa, bu olsa olsa önemli bir habercilik başarısı olur. Prim işini haber yapmanın neyi eleştirilebilir ki?"


"Ama gene iddia ederek söylüyorum Fatih Terim o akşam, prim konusunda tek kelime etmedi, Allah’ı var, gazete müdürleri de gündeme getirmedi."


"Masada hocaya ben sordum,'Hırvatistan’ın hazırlık maçını izledim, takım kaptanları Srna sağ kanattan adeta uçuyor, kim tutacak, nasıl durduracağız?' dedim. Hoca hiç düşünmeden, 'Arda durduracak' dedi."


"Şaşırdık, bu eşleşmeyi açıkçası garipsedik. Hoca bunu anlamış olacak ki, 'Niye şaşırdınız?' dedi, 'O Srna ise bizimki de koca Arda Turan... Niye tutmasın?' Ama, 'tutsun, tutmasın' derken, hocanın hesabı sahada tutmadı."


"Ayrıca o bir saatlik çay sohbetinde şunu da anladık ki Avrupa Şampiyonası’nda alacağımız sonuçlar ne olursa olsun, Fatih hoca milli takımı 5-6 oyuncu ile yenileyecek, isim vermese de bazı oyuncularla yolları ayıracaktı. Bunun ipuçlarını verdi."


"Aslında prim işi, Fransa’da patlayan, maçtan bir gün önce patlayan bir olay değildi. Takım daha Türkiye’deyken, hatta Konya’da oynadığımız son dakikada Selçuk’un golüyle kazandığımız İzlanda maçından sonra tartışma başlamıştı."


"Gruptan çıkma primi toplamda 150 bin Euro'yu, Başkan Yıldırım Demirören soyunma odasında 500 bin Euro'ya çıkardı. Sonrasında futbolcular '150+500' dediler, federasyon '500 bin' dedi."


"Bu tartışma sürerken, daha büyük kriz, bazı futbolcuların az, bazılarının daha fazla prim almasından çıktı. Primleri belirleyen Fatih hocaydı. Primi az alanlar ciddi tepki koydu. 


"Primlerin ödenmesi uzayınca Arda Turan takım kaptanı olarak, TFF yöneticisi Cengiz Zülfikaroğlu’nu aradı ve futbolcuların primleri sordu, ödenmesi gerektiğini ısrarla hatırlattı."


"ARDA TURAN PRİM KONUSUNDA KENDİSİNİ GÜNDEME GETİRMEDİ"


"Allah’ı var, Arda Turan, futbolcuların primlerinin ödenmesini isterken, kendisini bu konuda bir gün olsun gündeme getirmedi ve delikli kuruş istemedi. Bunu o günlerde de yazdık, bugün de yazıyoruz, çünkü işin gerçeği bu..."


"Federasyonda bu kadar para varken, primler niye ödenmedi ya da niye çok geç ödendi? İspanya maçı oynanırken ve bizim takım tel tel dökülürken devre arasında ve o kadar gürültünün içinde TFF’nin Mali İşlerden Sorumlu Başkan vekili Hüsnü Güreli’yi maçın oynandığı stattan telefonla aradım. 'Primler niye ödenmedi?' diye sordum."


"Güreli, 'Federasyon’un parası var ama bu prim sonradan konduğu için bütçede yeri yoktu. 9 Haziran’da mali genel kurulu yaptık, bu ekstra primler için bütçeye para koyduk ve 10 Haziran 2016 itibariyle, yani mali genel kuruldan sadece bir gün sonra bütün futbolcuların primleri hesaplarına yattı' dedi."


"Ama buna rağmen 'Az aldın, çok aldın' huzursuzluğu bitmedi. Bütün bu gelişmeleri de Türkiye’ye ilk duyuran, 13 Haziran 2016 tarihinde DHA oldu."


"Usta gazeteci Faik Gürses, prim krizindeki tüm ayrıntıları Doğan Haber Ajansı aracılığıyla gazetelere servis etti, bir anlamda Türkiye’ye duyurdu. Yani haberi Fatih Terim’in davetlisi olarak masada oturan müdürler değil, yılların usta gazetecisi Faik Gürses patlattı."


"Gelelim işin özüne ve büyük kavganın gerçek sebebine... Elbette prim krizi var ama çabuk unutuyoruz. Aslında prim krizinden çok daha büyük kriz, 19 Mayıs 2016’a Fatih Terim’in TRT’de katıldığı özel bir programda Arda Turan için kullandığı ifadelerle patladı."


"Terim o programda, 'Arda Turan, Barcelona’daki egolarını bırakarak milli takıma gelecek' dedi. Bu açıklamanın yeri miydi, zamanı mıydı? Nitekim hocanın bu ifadeleri Arda’nın aşırı tepkisine neden oldu. Bunu asla kabullenmedi ve o günden sonra savaş baltaları çıktı."


"Hocanın bu ifadelerin ardından yapılan Antalya kampında huzursuzluk hemen başladı. Arda’nın hocaya öfkesi, primi az aldığına inanan bazı oyuncuların tavırları, takımın havasını iyice bozdu."


"Şimdiye kadar konuşulan yazılan bir sürü olay, bir sürü tatsızlık oldu. Hatta Fatih hoca, Fransa’ya gitmeden önce yardımcılarına, 'Üç oyuncuyu kadrodan çıkarsam ne olur?' diye sordu ama bunu yapmadı, belki de zamanlamayı doğru bulmadı."


"Benzer tatsızlıklar Fransa’da da yaşandı. Takımın ne huzuru kaldı, ne disiplini... Nitekim bu gelişmeler sahaya da yansıdı ve tribünlere büyük umutlarla gelen on binlerce vatandaşımızdan çok ciddi tepki geldi."


"Ben milli takımın 8-0, 5-0 kaybettiği maçları da yerinde izledim. O takımın, o takımın kaptanının ıslıklandığını, protesto edildiğini asla görmedim."


"Ama özellikle Avrupa Şampiyonası’ndaki İspanya maçında o kadar hevessiz, o kadar isteksiz, o kadar sonucu kabullenmiş oynadık ki, on binlerce seyirci tek hamle yapmadan, tek kurşun atmadan teslim oluşumuza isyan etti ve koca bir ikinci yarıda takım kaptanı başta olmak üzere, bütün oyuncuları protesto etti."


"Doğru muydu? Elbette değildi... Oysa o maçta canımızı dişimize takıp oynasak, ay-yıldızın hakkını verebilsek prim kimsenin umrunda bile olmazdı. Ama seyirci o maçta takımın 'oynayamadığını' değil, 'oynamadığını' düşündü. Maalesef sahadaki görüntü buydu."


"Ortada milli takım kalmadı, biz hâlâ "Baskın basanındır" mantığıyla kendimizi haklı çıkartmaya çalışıyoruz. Üstelik yanlış bilgilerle, acemice senaryolarla... Madem herkes her fırsatta 'adamlıktan-insanlıktan' söz ediyor, o zaman doğruları konuşalım."


MEHMET ARSLAN: HER ŞEY PARIS'TE BAŞLADI


Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Mehmet Arslan şunları yazmıştı:


"Euro 2016 Fransa. Milli Takım’ın Paris kampı. Ve Hırvatistan maçı öncesi. Milli takım kampında Fatih Terim'in ziyaretçileri var. Gazeteciler... Terim ile birlikte oturuyorlar. Masada Terim’in birlikte çalıştığı isimler de gelip gidiyor. 


Arda ve arkadaşları bu görüşmeye tanık oluyorlar. Hatta gazetecilerin bir kısmı futbolcularla da sohbet ediyor. Bu sohbet toplantısının Türk futboluna damga vuracağını henüz o sırada Arda Turan dahil hiç kimse bilmiyor."


ATILAN MANŞETLER... GERİLEN İLİŞKİLER


"Milli Takım Euro 2106’nın ilk maçında Hırvatistan’a mağlup oluyor. Üstelik berbat bir futbolla. Futbolcular hedefte. Özellikle Arda Turan ve arkadaşlarının prim kavgası haberleri manşetleri süslüyor.


Arda ve arkadaşları bu manşetlerin kaynağı olarak 2 gün önce kampta tanık oldukları gazeteci – Terim buluşmasını görüyorlar. Ve özellikle Terim ve gazetecilerle ipler orada kopuyor."


FATURA ARDA TURAN'A KESİLİYOR


"Euro 2016’nın ikinci maçı İspanya ile. Arda Turan sahaya çıktığı andan itibaren ıslıklanıyor. Üstelik Türk taraftarlar tarafından. Hedefte artık Arda var. Başarısızlığın faturası tribünler tarafından Arda’ya kesiliyor.


Sahada Arda Turan’ı teselli edenler İspanyol futbolcular. Arda o geceyi hiç unutmuyor. Sorumlu olarak gördüklerini de..."


TERİM'DEN AĞIR SÖZLER


"2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki başarısızlığın faturasının arkadaşlarına ve kendisine çıkarıldığına inanıyor Arda Turan. Turnuvadan hemen sonra başka bir şokla karşılaşıyor. Fatih Terim, Arda ve hedefteki 4 arkadaşını milli takım kadrosuna çağırmıyor.


Üstelik epey sert sözlerle: Hata bana karşı değil, Türk halkına yapıldı. Bundan dolayı özrün de halktan dilenmesi gerekir. Milli Takım kapısı kendini bu formayı taşıma şerefine hazır ve istekli olan, saha içinde ve dışında yakışır olmayı yol edinen her oyuncuya açıktır".


EMRE ARABULUCU OLUYOR


"Terim’in bu sözlerine Arda yine aynı sertlikte yanıt veriyor. "Hocamın konuşmasında ‘bundan sonra şeref’ diye bir cümle var. Sonsuz şeref sahibi benim gönlümde Allah’tır. Bizim de annemiz, babamız var. Hocamın bizi halktan özür dileyecek gibi göstermesi yanlış."


Kılıçlar çekiliyor. Terim, Arda Turan’ı affetmeye hazır. Ama ondan bir telefon bekliyor. Ama Arda telefon açmayı reddediyor. Taa ki Emre Beleözoğlu araya girene kadar. Emre araya girdikten sonra barış sağlanıyor." Şansal Büyüka, 10 Haziran 2017, Habertürk


***


H- Başlangıç:


Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim ile EURO2016'dan bu yana sorun yaşayan ve Dünya Kupası Grup Elemeleri'ndeki Hırvatistan maçından sonra Ukrayna-İzlanda maçlarının da kadrosuna alınmayan Arda, canlı yayında konuştu.

Terim'in; Selçuk İnan, Burak Yılmaz ve Gökhan Gönül'le birlikte kadroya davet etmediği Arda Turan, bazen milli takıma dışarıda kalarak dua ederek de destek olunabileceğini söyledi.


Arda Turan, milli takımda yaşanan krizle ilgili değerlendirme yapması istendiğinde, "Herhangi bir söylemde bulunmamız mümkün değil. İddialar ortaya atıldı. Prim mevzusu vardı 3 ay boyunca. Çıkıp hiçbir şey söylemedik. Sonrasında açıklama yapmamız gerekti" dedi.


Arda, "Fatih Terim ile ilgili bir şey söylemek ister misin?" şeklindeki soruya ise; "Yooo.. Allah gönüllerine göre versin. Milli maça 48 saat var. Konuşmak doğru olmaz. Milli Takım'ı sonuna kadar destekliyorum. İnşallah Dünya Kupası'na gideceğiz." karşılığını verdi.


"MİLLİ TAKIM İÇİN ZAMANIMI BEKLİYORUM"


29 yaşındaki futbolcu, Milli Takım'ndan emekli olup olmayacağı ile ilgili sorulan soruya, "Milli takımdan emekli olmak gibi bir kararım yok. Milli takım için zamanımı bekliyorum. Sadece Barcelona'ya konsantreyim." cevabını verdi./Kralspor


***


I- Maç Bitimi, Fatih Terim Eklenti yapıyor:


"Son günlerde Mehmetçikler toprağa düşerken, gençleri eğitmek için genç öğretmenlerimiz hain saldırılarda can verirken, ülkemiz içeriden ve dışarıdan birçok düşmanla mücadele ederken, böyle bir şımarıklıkla gündemi meşgul etmekten hicap duyuyorum. Dünyanın kendi etrafımda dönmediğini bildiğim için çok da üzülüyorum bunları konuşurken. Bir söz verdim. Olayları elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım."



"2016'da bazı şeyler yaşandı. Bu sadece prim değildi. Ne yani biz toplandık, Burak'a prim vermeyelim mi dedik? Antrenmanlara geç çıkıldı. Fotoğraflara girilmedi. Siz çektiniz, şahitsiniz. Bir sürü şey var. Anlatmanın manası yok. Döndükten sonra kimsenin bilmediği şekilde bir kadro açıkladım, bazıları yoktu. Muhakkak oyuncular büyüktür, itirazım yok ama bir yerde de ilkeler, disiplin veya herkesin kendini bilmesi önemli."


"Bir başarı elde etmek istiyorsanız milli takımı bir kulüp takımı haline getirmelisiniz. Ancak Fransa'da bir kulüp takımının başına gelebilecek melanetler milli takımın başına geldi. Kulüpte beğenmezseniz yollarsınız, cezasını verirsiniz ama Milli Takım'da oyuncular sizin değildir. Bugüne kadar benim idare ettiğim takımlarda hiçbir sorun olmamış, ama dışarıdan idare ediliyorsa, o başka. Kadroya alınmayanların hepsinin nedeni farklı. Sonra bütün ülke "Herkes hata yapar." dedi. O arkadaşlarımız yeniden geldi. Herkes bir şans almalıdır düşüncesiyle bu arkadaşları geri aldım. O tarihten beri sorun var mı?  Sizlerle karşılaştılar mı sonra? Evet. Sorun çıktı mı? Hayır. Taa ki uçağa kadar." 


"Fransa'da takımdan bilgi sızdırıldığına dair haberler ve dedikodular yapıldı. Hande Sümertaş, uzun yıllardır hizmet ediyor. İçinizden biri desin ki, Hande bana bilgi verdi. Haydi. Ekibimizde bilim adamı var, Bülent. Bizim onları size vereceğimizi mi zannettiniz? Olur mu öyle şey. Şimdiye kadar nelere şahit oldu bu isimler. Eğer tek kelime ederlerse neler olur, onlar gayet iyi bilir. Biz de hata yaptık. Onlara dedim ki evlatlarım; Hepimizi tuzağa düşürdüler..."


"Ben de illa ki hatalı davranmış olabilirim ikili ilişkilerde. Bunlar şikayet ettiklerini bana söylediler. Benim de uygulamalarda yanlış gelen şeyler yapmışlığım olabilir. Evladımız yerine koyduğumuz sporcuların iyi olmasından başka ne düşünebiliriz ki? Ne oldu da bir anda aynı yerde ve yönde olduğumuz insanlarla bir anda karşı karşıya geldik. O tarihten sonra uçakta yaşanan olaya kadar herhangi bir olay meydana geldi mi? O süreçte muhabirlerle hiç mi karşılaşılmadı?"


"Olay Bilal Meşe olayı değildir. Olay gazetecilerin uçağa alınma meselesi de değildir. Gazetecileri ben aldım uçağa. Söylüyorum, ben aldım! Ramazan'a denk geliyor diye bunu 3 ay önce planladılar. 'Gazeteciler bizim uçakla gelmezlerse, sahura kadar direksiyon sallayacaklar' dediler. Ben de 'Bizimle gelebilirler' dedim. Ayrıca siz bu uçağa zaten kendi paranızla biniyorsunuz. Gazeteleriniz masrafı ne ise TFF'ye ödüyor. Bu ilk değildir, sizin müdürleriniz de geldi. Biz UEFA şampiyonasına giderken, tüm yayın yönetmenleri ile gittik, hoş oldu. Gerekirse bundan sonra yine alırım. Gazetecileri uçağa alırken oyunculara soracak değilim!"


"O zaman da söyledim; içime sinmeyeni yaptım, bu futbolcuları gönlüme almadım, milli takıma alıyorum dedim. İçime sinmeyeni yapmam, ama bazen içine sinmese de, kendi çocuklarıma da bir hak veriyorum. Bakılması gereken en önemli yer. İlk maç Kosava'ydı. Antalya'da o günden bugüne ne değişti."


"Önce 150 bin euro olan, sonra 500'e çıkarılan oyuncuların bastırıp primleri 650 bin euro'ya çıkardığı doğru mu?" sorusuna Terim, "Evet doğru. Aynen doğru. Federasyondan öğrenebilirsiniz zaten. Prim konusu gazete müdürleriyle hiç konuşulmadı! Kimin kime hizmet ettiği açık! Şansal'ın (Büyüka) söylediğine katılıyorum. Ben hiçbir gazeteciyle hiçbir zaman prim konuşmadım. Primle bir sebepmiş gibi bahsedildi ama esasının prim olmadığını söyledim. Prim bir araç. Birçok sebep oldu" dedi."


'Fatih Terim'in "Arda bile egolarını bırakır gelir Milli Takım'a" sözleri hakkında': "Hande'ye diyor ki oyuncu (Arda Turan), "Ben bir şey mi yaptım, hoca niye egolarını bıraksın?" dedi. Oyuncu gelip bana "Niye böyle dedin hocam?" diye sorabilirdi. Yanlış anladıysa bazı konuları, odam orada gelip benimle konuşabilir."


"Terim'den korkuyorlar soru soramıyorlar şehir efsanesini yarattılar. Bunu diye diye bu konuda algı yaratıp herkesi etkilediler. Hani benden korkuyordunuz, soru soramıyordunuz. Bakın her soruyu soruyorsunuz maşallah! Dünya kimsenin etrafında dönmüyor. Burada herkes disiplin kurallarına uymak zorunda. "


"Kimin kimlerin avukatlığına soyunduğuna, kimlerin nelerle beslendiğine bakmak lazım. Takım kaptanıdır, herhalde arkadaşlarının ne alacağını ne almayacağını takip etmiştir. Sizce oyuncular dışarıdan ne derece etkileniyor?"


"Maçlardan bir gün önce tam sayfa gazetelerinizde neler yazdınız. Hatırlayın. Attığınız iftiralar için bir kez aradınız mı?. Bakın size kapı açıyorum. Fatih (Doğan) sen de korkmayanlardansın. 3 gün önce Burak ve Selçuk'un oynamak istemediğini yazıyorsun, sormadan. Ülkeme çok güzel açık bir kapı bırakıyorum; Artık bu ahbap çavuş ilişkilerini bırakalım. Kulaktan duyma şeylerle gazetecilik yapılmaz. Ben size bir şey soruyorum: Türkiye'nin en önemli gazetesinin manşetinde suçladıklarınızı arayıp sormak aklınıza gelmiyor mu? Bu kadar kritik bir maçtan 2 gün önce hiç araştırmadan, altyapısı olmayan suçlamalarda bulunmak yakışıyor mu?."


"Bu iş şaka değil! Bir yıldır bir tane bile huzurlu bir kamp yaptırmadılar bize. Ne yaptık da bunu hak ettik? Her milli maç öncesi birileri çıkıyor. Muhakkak bir şey var. Bu yapılanların birilerinin ağzını şapırdattığını biliyorum. Ama biraz vicdan yahu? Kötü insanlara her zaman hazırlıklı olmalıyız. Yapılan yanlışlara kimin sahip çıktığına, kimlerin nelerle beslendiğine bakmak lazım. Neyin ne olduğunu görecek durumdasınız. Bana sorulanları cevaplıyorum ancak bazı soruların muhatabı başka."


"Arda'ın yaptığını üstünüze alıyor musunuz?" sorusu üzerine; "Hayır almadım. Ben de uçaktaydım. Bakın arkadaşlar ben yerimde oturuyorum. Adresim, yerim belli. Kim ne zaman nerde istiyorsa... Sizi buraya aldıranın diye ben ve Yıldırım Demirören'den bahsediyorsunuz değil mi? Demirören'le konuştular. Sorun...


"Uçaktaki olay benim oturduğum yerin çok uzağında oldu. Kavga sırasında hostes ile gazeteci arasında tartışma var sandım. Ben o sırada tablette maç seyrediyordum. Daha sonra uçakta gülen, kahkaha atarak kokpite girmeye çalışan bir oyuncu gördüm! Ben de sorun yok diye düşündüm. Baya gülüyordu yani. Biz gittiğimizde herkes yerindeydi. Olay bana sahurda anlatıldı. 'Üzerine yatın, sabah halledeceğiz' dedim. Ertesi gün bana müsaade edin dedim federasyona. Sabah Arda'yı çağırdığımda Başkan ve Ali Dürüst beni aradılar, bir an evvel açıklama yapmak istediklerini söylediler. Kendisine bir şans daha vermek istedim. Bir metin yazıldı. O da 'Tamam' dedi. Sonra yaşananları biliyorsunuz. Eğer bir şeyi varsa yüzüme söyleyecek. Yüzüme söylesin. Varsa öyle bir sıkıntısı, kimin varsa, yüzüme söyleyecek. Bakın bir daha söylüyorum. Benimle ilgili derdi olan bunu gelip benim yüzüme söylesin."


"Arda'yı tekrar milli takıma alacak mısınız?. Arda Turan'ı sadece Kosova maçı için mi kadro dışı bıraktınız?" soruları üzerine; "Öyle sorular soruyorsunuz ki... İşi magazine dökmeyin. Bakalım.. Yaz geçsin, bir dinlenelim.."


"Milli takım formasını pazarlık mevzusu yapmam dedim daha dün! Bunlar nasıl sorular? Daha nasıl anlatayım ben? Bundan sonraki uygulamaları göreceksiniz hepiniz. Bırakın da ben de bir tatile gideyim! Yazı geçireyim. Bize de mesajlar geliyor, her şey çok net diyor arkadaşlarımız. Biz bu arkadaşları kilolarıyla kadroya aldık, oynamadılar aldık, sakatlardı aldık. Bizim de gönlümüz elbette sevdiklerimizden beklemediklerimizi görünce kırılıyor. Kırılmasın mı? Kadroya almadım, eleştirildim. Aldım yine ben eleştirildim. İçime sinmeyerek aldım dedim, daha ne diyeyim? İnsan sevdiği kişilerden beklemediği hareketler görürse üzülür. Israrla anlamıyorum diyorsunuz."


"Kimi kadroya alıp almayacağıma her yönüyle takip ederek karar veriyorum. Bana "Sizden özür dilerse affeder misiniz?" diye soruyorlar. Benden niye özür dileyecekler? Tribünden, halktan dilesinler önce. Bir karar verirsek, herkes milli takıma gelebilir. Bu Volkan Demirel için de geçerlidir. Şu anda Babacan iyi bir kaleci oldu. Ben hak yememeye çalışarak seçiyorum milli takımı. Öyle de devam edeceğim."


"Burak'ın primini ben yazmadım. İkincisi de arkadaşlarımız primleri hesaplarken yüzdelere göre hesaplamışlardır. Bir kasıt yok. Ne olursa olsun prim listesinin sızması ve benim kontratımın sızması ayıptır! Aynı şey benim kontratımda da oldu. 24 saat içinde sözleşmemin detayları basına düşmüştü. Gayrımeşru mu kazanıyoruz arkadaşlar? Bu çok ayıp..."


"Arda, Burak Yılmaz'ın primi için konuşurken sesi biraz fazla yükselmişti. Ben de sesini fazla yükseltmemesini söyledim. Bilal Meşe olayını çok net görseydim, oyuncuyu aynı uçakla geri gönderirdim. Dünyanın en büyük oyuncusu olabilirsiniz. Ama sonuçta oyuncusunuz, ona göre davranacaksınız. Bizim beklediğimiz bu! Ben yanlış yönlendirildiklerine inanıyorum. Demin de söyledim, yolu da gösterdim. Bakın isterseniz diye..."


"Arda Turan'ı kimler manipüle ediyor?" sorusu üzerine; "Çok net. Sadece ben değil, Yıldırım Demirören'le ilgili de dışarıdan bazı girişimler olduğunu biliyorum. Milli takımı karıştırmak istiyorlar."


"Arda Turan'ın milli takımdan nasıl çıkarıldığını bilmeyen mi var? Oyuncu 'Milli takımı bıraktım' diyor. Bana diyorsunuz ki 'Alacak mısınız?' bunlar nasıl sorular?"


"Türkiye'de prim mevzusu, hepimizin tekrar düşünmesi gereken bir yanlıştır.  Milli takım Dünya Kupası'na giderse, gereken prim verilecektir. Gidemezse prim yok. Prim tabelaya göre verilmeli."


"Oyuncuya dedim ki 'Böyle bir şey olmuş. Bu yapılanın karşılığı kırmızı karttır ve sahada kalamazsın. Bunun karşılığı buradan gitmen. Ama önümüzdeki günleri kurtarabiliriz' dedim. Arkadaşlarıyla birlikte mantıklı buldular. Bir yazı hazırlandı. Çok da güzel bir yazıydı. Bilal Meşe benim de dostumdur."


"Bizim niyetimiz Bilal ve Arda'yı barıştırmaktı sonradan. Güzel bir metin hazırlamıştık birlikte. Arda fikir değiştirmiş. Son anda vazgeçmiş kendisi. Gazeteciler terk ettiği için o metinleri okumadı diyorlar ama ben sanmıyorum. Eğer bu metne sadık kalmayacağını bilseydik, milli takım eşofmanıyla yaptırmazdık o basın toplantısını."


"Arkadaşlarıyla beraber mantıklı, güzel bir metin hazırladık. Çok da güzel basın toplantısı olacaktı. Arda'nın o konuşmasını kimler yazdı, kimler hazırladı. O bizde kalsın. Herkes yaptıklarının bedelini öder. Biz konuyu orada çözebilirdik. Biz izin vermiştik ama o bırakmayı tercih etti. Keşke olmasaydı. Diyorum ki 'kırgınım.' İnsan 'evladım' dediğinden bunları görünce üzülüyor."


"Yıldırım Demirören ile benim görüşlerim ayrı olabilir. Geldiğimden beri birbirimize yakın duruyoruz. Aramızda çok şükür hiç sorun olmadı. Ancak benim duruşum belli. Sadece başkan değil, Servet Yardımcı'nın da beyanatı var. Onlarla aynı fikirde değilim. Benim sözleşmem var. Ben gençlere güveniyorum. Görevimin başındayım. Ben sorunları çözerim, ben buradayım!"


"Volkan Babacan'la ilgili ben de duydum. Benim ne hakemlerle, ne kurullarla bir ilişkim olmaz! Yok ben az ceza alsın demişim.."


"Sorun oyuncularla benim iletişimim arasında değil. Sorun dışarıdakilerin oyuncularla iletişiminde. 30 senede hiçbir oyuncuyla problemim olmadı mı? Oldu, hem de nasıl oldu. Ama hepsini, hiç kimsenin haberi olmadan hallettik. Kim bu süreçte en çok bağırıp eleştirdiyse, bu işlerim sorumlusu onlardır. Kimin menfaati varsa, işin mühendisleri onlardır. Kim olanı, olmamış gibi yansıtıyorsa; kim olmayanı olmuş gibi yansıtıyorsa, sorumlu onlardır. Yanlış yere bakıyorsunuz. Benim son söylediklerime lütfen kulak asın."



"Arda olayı planlı mıydı? Arda vururken, Caner 'Tam da burası yeri' dedi. Ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine; "Caner'in söylediği doğru değildi ama arkadaşını koruma refleksi diyelim biz. Kişiselleştirmemek lazım. Caner'in söylediğini normal karşılamak lazım. Küfür yok. Burak da gelip sordu, 'Ne yapmam lazım' dedi. Bizde takım disiplininde sorun yok, kişisel disiplinde sorun var. Euro 2016'da da böyle oldu." / Habertürk, 11.06.2017

J- Arda Turan, Fatih Terim'in açıklamaları sonrası


Arda Turan, Fatih Terim'in İşkodra'da oynanan Kosova maçının ardından düzenlediği basın toplantısında söylediklerine karşılık açıklamalarda bulundu. Arda Turan, Fatih Terim basın toplantısında yaptıkları açıklamalara yanıt vermek için NTV Spor'a telefonla bağlandı ve "Hoca her zaman olduğu gibi benim yüzüme söylemek yerine basın toplantısında anlattı" şeklinde çarpıcı ifade kullandı. İşte Arda Turan'ın NTV Spor'da yaptığı açıklama:


"Kısa konuşacağım. kibar kibar anlatayım. Birinci konu ben bıraktım, Milli Takım'ı bıraktım yani anladın mı? Arkamdan neden hala konuşma geçiyor onu anlamıyorum. tabii ki polemik dolayısıyla normal olabilir.


"İkinci konu Doktor Bülentle konuştuğum söylendi. Milli Takım için. Mecburen konuştum. Trabzonspor'un doktoru Ufuk abi doktorumuz. Normalde maçı olduğu için oraya gelmedi. Belimde ve kasığımdaki sakatlığımı antrenmana çıkmak için kendisi sordu. Tabii ki ondan dolayı konuşabilirim. Bu bu konudur."


"Prim meselesinde, Cengiz Zülfikaroğlu ile tesadüfen, Ahmet Bulut ile telefonla konuşuyordu oradan aldım konuştum. Cengiz abiyi de çok severim. "Oğlum yarın yönetim kurulu var. prim tam ne kadardı yani 100 bin aşağısı 100 bin yukarısını" söyledi. 400 bin 500 bin arası. Abi galiba tam bu kadardı dedim. Abi gözünü seveyim personelin primini de unutma dedim Cengiz abiye. Hoca bunu 3 ay sonra içinde tutup, 2 ay sonrasında da bütün takım içinde onun arkasından konuştuğumu anlatan bir şekilde söylemişti. Ona da saygı duyuyorum."


"Bilal Meşe konusuna gelince. Hayatım boyunca Bilal Meşeyi ilk defa uçağın orada gördüm. Uçağın orada gerçekten gördüm. Çünkü antrenmanlarda basın var kameralar var biz antrenman yapıyoruz. İlk defa orada gördüm."


"Öteki konuya da gelince, neden öyle çabuk çabuk açıklama yaptım Milli Takım kıyafetimle, onu kabul edeceğimi söyledim. Çünkü bazı arkadaşlarım benimle beraber gelip, benimle beraber bırakabileceklerini söyledi. Asla böyle bir şeyin doğru olmadığını, ülkeye hizmet ettiğimizi, benim buradaki durumumun zarar verdiğini söyleyerek. onların o tepkisi, benim zarar verdiğim bu konu şahsi bir konu olduğunu anlatmaya çalıştım. O arkadaşlarım bunu kabul etmedi. Biz de seninle geleceğiz dediler bazıları. Ben de aşağı inip, onlara onu kabul ettiğimi söyleyerek, onları yanıma almayarak, çünkü kosova maçı önemli bir maç. Ben zaten bu benim kafamdaydı. Hatta hocanın odası yukardaydı, kendisine de çıkıp helallik almak istedim. Hayatım boyunca, bunları çok içten söylüyorum, her şeyi hocanın yüzüne söyledim. Ama hoca bana söylemek yerine her şeyi basın toplantısında söyledi. Yine basın toplantısında söyledi."


"İçime sinme konusuyla ilgili hoca bana uçakta onu öyle demek istemediğini söyledi. Antalya'daki maçtan dönüşte. Öyle demek istemediğini söyledi. Aynı uçakta.. Notlarımı aldım onlara bakıyorum. Kusura bakmayın. İçime sinmedi konusunda hoca "Ben öyle demek istemedim" dedi bana uçakta yüzüme. Sonra şeref konusuyla ilgili "Benim sizin şerefinizle ilgili konuşmam mümkün müdür?" dedi. Bunlar hocanın kendi takdiridir. Ben yine de ben şunu anlatmaya çalışıyorum. Ben bir olay varsa hepsini açıkça söylüyorum, anlatıyorum. Benim de kusurlarım var, hatalarım var. Ama şunu anlatmak istiyorum, ben bıraktım. Ve herkese çok teşekkür ederim. Ben ülkeme hizmet ettim. Ama kimse bana bir teşekkür bile etmiyor. Bıraktım arkadaşlar. Bıraktım."


"Çok teşekkür ediyorum, ülkemin formasını çok seviyorum ama benim orada olmam takıma zarar veriyorsa bu polemikler bitmiyorsa ben duygusal bir adamım. Bazı olayları içime sindiremiyorum. Bana aylar boyunca primci denilirken kimse çıkıp da demedi ki, bu çocuk bizden para istemedi ya arkadaşlarının şuyunu buyunu sordu. Burak'la bir gün para istemedik ki. Hatta dedi ki ölümü gör bir gün benimle ilgili para sorarsan... Ben de ona dedim ki takımın genel durumuyla ilgili bir bilgi alıp bilgi vermek zorundayım. Personelle ilgili başkalarıyla ilgili huzursuzluklar var, yani tam bir dengeyi sağlayalım para zaten önemli değil. ama kimse bunu söylemedi."


"Ben İspanya maçından sonra ıslıklandıktan sonra bile dedim ki arkadaşlar çek Cumhuriyeti maçına kaç golle çıkarız. Ben dopinge gittim geldim, hoca Çek Cumhuriyeti maçından sonra beni tebrik bile etmedi. Hiç önemli değil bunlar."


"Ben yine, kendisi hocamızdır, o bana oyuncu diyor. Kendisi hocamızdır, Fatih Terim'e çok teşekkür ediyorum. Bizde emeği vardır. Bugün için de tebrik ediyorum. Ama ben bıraktım. Sonuna kadar eğer bir şey açıklanacaksa, söylenecekse bu şekilde söylenir."


"Beni de hiç kimse kullanmıyor. kendi fikirlerimle devam ediyorum. düşüncelerimle devam ediyorum. Ben hatalar yapmış olabilirim abi, yine söylüyorum. Ama insanların yüzüne karşı, dürüstçe. Benim kimse yüzüme bir şey söylemedi. Ben hep basın toplantılarından dinledim abi. Basın toplantılarından not alarak sonra gidip söylemek zorunda kaldım."


"Söylemek istediklerim bu kadar. Ülkemi çok seviyorum, bayrağımı çok seviyorum. Ama bıraktığımı açıklamıştım. Şimdi de gayet açık ve net açıkladım." /CNNTürk, 11.06.2017


Not: Arda Turan'ın son açıklamaları için NTVSpor'da daha önemli ayrıntılar var, site formatı dolayısıyla kopyalanamadığı için o ayrıntılar eklenemedi, önemli ayrıntılar var ve her medya grubu karartma yapıyor, lütfen tamamı için tıklayınız.


***


K: TFF Başkanı Demirören’den Arda Turan açıklaması


TFF Başkanı Demirören: 


"Arda, 'Bırakıyorum' dedikten sonra bizim yapabileceğimiz bir şey yok"


"Bir dünya markası, yaşı ve vücudu izin vermediği sürece milli takımı bırakması doğru değil. Bizimki bir milli dava"


"Bir metin hazırlayarak Arda'nın da görüşünü alarak, Arda yapacağı konuşmadan sonra affedilir konuma getirmeyi de hocamız düşündü. Arda maalesef basın toplantısında Milli Takımı bıraktığını açıkladı. Yaptığı yanlış"


Riva'da bulunan TFF merkezinde düzenlenen ve canlı yayınlanan programda Yıldırım Demirören, kendisine yöneltilen sorulara şu yanıtları verdi;


Soru: Arda olayını ilk nasıl öğrendiniz?


"Arda olayını uçak indikten sonra bana mesajla haber geldi. Mesajı gördükten sonra geç saatlerdi, sabahı bekledikten sonra durumu değerlendirip hocamızla konuşup ona göre bir karar almamız gerektiğine kanaat getirdim. Olaydan hemen sonra öğrendim."


Soru: İlk ne düşündünüz?


"Tabii ki üzüldük. Ama olayın tam detayını öğrenmemiz gerekiyordu. Bekledik, hocamızla konuştuk. Olayın detaylarını öğrendik. Hocamız ve takım sabaha karşı uyudular. Uzun bir seyahatti. Yönetim Kurulu olarak kararımızı zaten anında hocamıza ilettik. Hocamız da aynı fikirde olduğunu beyan ederek, futbolcusunun uyanmasını bekleyerek, futbolcusu uyandıktan sonra kaptanımızı bekleyerek bizim yönetim kurulu kararımızı futbolcuya deklare etti hocamız."


Soru: Yönetim Kurulu kararından sonra Arda ile bir görüşmeniz oldu mu?


"Arda, hoca ile yaptığı görüşmeden sonra beni aradı. Konuştuk. İki kişinin arasında konuştuğu bir mevzu. Araması da önemli."


Soru: Fatih Terim, Kosova maçından sonra Bilal Meşe ile bir araya gelip tatlıya bağlanacağını söyledi.


"Hocayla yaptığımız değerlendirmede, yaptığı hareketin doğru olmadığını, kendisini süresiz kadro dışı bırakmamız gerektiği konusunda hemfikirdik. Hocamız da bunu beyan etti. Arda gibi bir oyuncuyu, kart görmüş düşünerek, topluma mal olmuş kaptanı, dünyalı yıldızı olarak gördü. Bir metin hazırlayarak Arda'nın da görüşünü alarak, Arda yapacağı konuşmadan sonra affedilir konuma getirmeyi de hocamız düşündü. Arda maalesef basın toplantısında Milli Takımı bıraktığını açıkladı. Yaptığı yanlış. Kongrede de söylediğim gibi medeni şekilde yaptığı hatayı söylememiz lazım. Diğer taraftan Arda'yı korumamız gerekiyor çünkü bir dünya markası. Ama bir dünya markası, yaşı ve vücudu izin vermediği sürece milli takımı bırakması doğru değil. Bizimki bir milli dava. Arda'yı da bırakmasından sonra aradım, 'Bırakıyorum' son konuşmasına üzüldüğümü, tatile gitsin dinlensin, tekrar konuşmak istediğimi kendisine de beyan ettim. Kamuoyundan üzülerek takip ettim, yok 'Federasyon gereğini yapmadı'. Federasyon gereğini yaptı. Olayı öğrendi, gerekli kararı aldı, kadro dışı bıraktı. Bu süresiz olarak açıklandı, sebebi de Arda gibi bir oyuncuyu kazanabilirsek hocamız ileride teknik olarak 'İstiyorum' derse oynatabilirdi. Kendi beyanıyla 'Bırakıyorum' dedikten sonra bizim yapabileceğimiz bir şey yok."


Soru: Tatilden döndükten sonraki görüşmede Fatih Hoca da olabilir mi?


"Bizlerin konumu, özellikle benim konumum, federasyon başkanıyız. Federasyon başkanı, Mevlana gibi elimizi, kolumuz açarız, herkese sevgi duyguları ile yaklaşmak zorundayız. Bir hata yapılmıştır, hatayı anlatırız ama hata yapanı yerden yere vurmak için değil kazanmak için, marka değeri için elimizden geleni de yaparız. Ben bunu yapmaya çalıştım. Birine bir hakaret bir saldırı yapılacaksa, bugün benim herkese saldırmam lazım. Çünkü aynı hakaretler aşağı yukarı bana da yapılıyor. Ben o kişilerin elini sıkarak gördüğüm vakit merhaba diyerek bana hakaret edenleri zaten orada eziyorum. Arda'nın da bu hareketi yapması gerekiyor. Çünkü Arda gibi bizler gibi, topluma mal olmuş kişiler her yaptığımız harekette toplumsal sorumluluklarımızı düşünmek zorundayız."


Soru: Bilal Meşe ile görüşmeniz oldu mu olay sonrası?


"Kendisini ertesi sabah aradım sakin olmasını, bu işlerin çözüleceğini, Arda'nın hepimizin evladı olduğunu söyledim. Hatta Sayın Bilal Meşe'yi dönerken kendi uçağımla İstanbul'a geri getirdim. Kendisine şunu söyledim, bir başkan olarak, kardeşi olarak rica ediyorum, 'Dava da açma, Arda bizim küçüğümüzdür, bu olay tatlıya bağlansın. Bir şekilde bu olayı bitirelim' dedim. Arda bir hata yapmıştır. Ne kadar 'Yapmadım' dese de bir hatadır. Bizim toplumumuzda, bizim örf ve ananelerimize her zaman büyüğümüze saygı ve sevgi vardır."


Soru: Kullandığı hakaretler içinde sadece Bilal Meşe'yi değil, Fatih Hoca'ya hatta şahsınıza yönelik de değerlendirilen bazı ifadeler var. Siz üzerinize alındınız mı?


"Dediğim gibi Arda beni aradı. Bir ikincisi federasyon başkanıyım, Arda'nın büyüğüyüm. Hata da yapmış olsa ben affetme yollarını ararım. Yoksa kavga yaratmak, birilerini kırmak çok kolay. Niye Arda'yı kazanmayayım. Benim bu yaptığım hareket örnek olarak sırf Arda'ya yönelik değil ki. Aynı hatayı ileride bir sporcumuz bir yıldızımız yaparsa sırf futbolda değil hangi sporda olursa olsun, biz kazanmanın yolunu onlar da özür dilemenin yolunu öğrenmeleri gerekiyor. Topluma da bu mesajı vermemiz gerekiyor. Bu konuya daha fazla gitmeye gerek yok."


Soru: Arda neden bu noktaya geldi?


"Kendine göre bir sebebi vardır ki bir patlama, hatalı bir hareket yaptı. Kafasındakini bilme şansımız yok. Ancak onu Arda kaptanımız bir yakını ile paylaştıysa onlar bilir. Bunları birileri bilip de hocamızı, teknik kadromuzu veya Bilal'i uyarmadıysa biraz da onlarda kabahati aramak lazım. Arda kimseyle paylaşmayıp, uçakta gördüğü anda bir hareket yaptıysa bunu kimsenin bilme şansı yok. Bize göre Arda kaptanımız milli takıma çağrıldıktan sonra geçmişten gelen problem bitmişti. Ondan sonra 3 tane maç oynandı, 33 tane antrenman yapıldı, birlikte seyahat edildi. Niye tedbir alınmadı denemez. Burada beni üzen milli bir kriz yaşandı. Doğru, dünyanın her yerinde, her sporda kriz olabilir. Bu milli krizi bahane edip, kendi kişisel çıkarları için olayı alıp başka yerlere taşıyıp büyütmeye çalışanlar bu sorunu büyüttü."


İSTANBUL / DHA, 14.06.2017


***


GELİŞMELER ve SON


L: "Fatih Terim Alaçatı'da mekan bastı" İddiası


İHA'da yer alan habere göre olay, İzmir Alaçatı'daki Club Baba Köyiçi'nde meydana geldi.


İddiaya göre, Selahaddin Aydoğdu'ya ait Yüzevler Kebapçısı'nın bitişik komşusu olan Fatih Terim'in damadı Ahmet Baran Çetin, Beeves isimli mekanına 2 metre yüksekliğinde tahta çit inşa ettirmek istedi. Aydoğdu ise mekanın önünü kapattığı gerekçesiyle buna izin vermedi. Dün akşam saatlerinde taraflar arasında tartışma çıktı.


Bodrum'da bulunan Fatih Terim de tartışmaya dahil olarak telefonla Selahaddin Aydoğdu'yu aradı. Bu sırada Aydoğdu ve Terim arasında küfürleşme olduğu iddia edildi. Terim 23.00 sıralarında Bodrum'dan Alaçatı'ya gelerek iddiaya göre yanında şoförü, damatları Volkan Bahçekapılı, Ahmet Baran Çetin ve 2 korumasıyla birlikte Yüzevler Kebapçısı'nı bastı. 16 Temmuz 2017, Habertürk


***


M: Selahattin Aydoğdu Anlattı


İzmir Alaçatı'da Adana Demirspor'un eski kulüp başkanı Selahattin Aydoğdu'ya ait bir restoranda meydana gelen olayda Aydoğdu'ya ait kebapçının bitişik komşusu olan Fatih Terim'in damadı Ahmet Baran Çetin, mekanına 2 metre yüksekliğinde tahta çit inşa ettirmek istedi. Bu nedenle bir tartışma yaşanırken, Bodrum'da bulunan Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim de tartışmaya dahil olarak telefonla Selahattin Aydoğdu'yu aradı.


Aslında konuyla alakası olmadığını anlatan Aydoğdu, “Fatih Hocanın damadı yüksek bir duvar örmüş. Buna çarşı yönetimi izin vermiyor. Bu konuda benden şüphelenmişler. Fatih Hoca da beni aradı. Telefonla beni tehdit etti. 'Benim damadımın yanında neden dükkan açıyorsun' dedi. Ben de 'sana mı soracağım' dedim. 'O zaman benim Alaçatı'ya gelmem gerekiyor herhalde' dedi. 'Beni tehdit etme' dedim. Bodrum'dan uçakla buraya geldi. Geldi, kabadayılık yaptı, atıştık, kaçtı ve gitti. Kavgaya gelen adam kaçmaz. Yıllarca insanlara yutturmuş. Yıllarca insanlara yaptığı eziyetten dolayı onların ahını aldı ve bana denk geldi. Maç yeni başlıyor” diyerek Terim'e meydan okudu.


“Kavgaya gelen ama kavgadan adam kaçmaz” diyen Selahattin Aydoğdu, “Şov yapmayacaksın. Geldi 'Ben geldim' dedi. Ondan sonra birbirimize girdik. Beni tuttular, baktım ortadan kaybolmuş. Şikayetçi oldum ama şikayetimden vazgeçmeyeceğim. Araya hatırlı insanları koyuyor ama şikayetimden vazgeçmeyeceğim. Herkesin yapamadığını ben yapacağım. Zaten Türkiye'de sevilmeyen bir adam. Onun yüzünden herkes futboldan soğudu ama her yerde yine de o var” ifadelerini kullandı. 15 Temmuz 2017, İHA


***


N: Fatih Terim 'Alaçatı kavgası'nı Anlattı


"Ben bu olayı bir babanın aileye sahip çıkması olarak görüyorum. Şimdi düşünebiliyor musunuz; Ahmet'in ablası yani benim evladımın ablasına yapılan bir hakaret, tehdit ve taciz var. Benim bunlardan haberim yok. Kendi kendilerine çocuklar halletmeye çalışıyor. Keşke önceden söyleselerdi. Akşam yemeğinde masaya otururken böyle bir şey konuşulunca dedim ki 'Ben tanıyorum ararım şimdi.' Tanıdığımı sandığım bu zatı aradım ve kendisine sordum. Edepsiz bir teklif aldım ve ben de bu edepsiz teklife icabet ederek gittim. Gereğini yaptım ve konu bitince de oradan ayrıldım. Bütün mevzu budur. Bunun TFF ile bir ilgisi yok. 1-2 yıl önce babasını kaybetmiş ve babasının da vefat etmeden önce bana emanet ettiği bir bayandan bahsediyoruz."


"BİR DAHA OLSA BİR DAHA YAPARIM"



"Bir gün bir burun kırılma falan olursan bunu benden duyarsınız. Çok şükür bu zamana kadar böyle bir şey başıma gelmedi ama gelirse ben söylerim. Şer güçlerini biliyorum ben, onlar böyle olsun istemişlerdir. Hepiniz bu mesleği yapıyorsunuz, saygı duyuyorum. Umuma açık bir yerde 5 dakika sonra her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenme yeteneğiniz var. O yazanlar gerçeği tüm çıplaklığıyla öğrenebilirdi. Sözü sazı makbul olmayan birine inanmak daha hoşlarına gidiyor. Ben şu an karşınızda bir aile babasıyım. Bir daha olsa bir daha yaparım. O tek kadıncağıza ben hayattayken kimse bu şekilde davranamaz." 

"SORUNU ÇÖZMEYE GİTTİM, SORUNU ÇÖZDÜKTEN SONRA DÖNDÜM"


Herkes mekan basmanın ne demek olduğunu biliyordur. Ali Dürüst bana dedi ki 'Ben seni oraya 20 kişiyle bastın sanıyordum.' Telefonu kapadım ve pantolonumu giyip evden çıktım. Sadece iki evladım benle gelmek istedi, öbürü de şoförüm. Bu ailenin reisi yeri bilmeden, karşıda kaç kişi olduğunu bilmeden iki evladıyla gitti oraya. Ben sorunu çözmeye gittim, sorunu çözdükten sonra döndüm. Acun'un evine gitmişim. Acun'a açıp bir sorsaydınız. Burnum kırıldı deniyor. Hiç mi araştırmıyorsunuz. Ben bu olaydan şikayetçi olmadım. Niye acaba?


"UÇAKLA GİTTİ İDDİASI YALAN"


İnsanın coğrafya bilgisi hiç mi olmaz ya! Çeşme'ye uçak var mı gece yarısı? Ben de sonradan muhakeme yaptığım da... Hiçbir Allah'ın kulu bilmediği bir mekana gitmez. Niye gittim? Ailem var işin ucunda. Çitten atladı diyorlar. Hangi çitten? Mekanı bilmiyorum.


"ÇOK ÜZGÜNÜM"


Adımın böyle bir olayla anılmasını tabii ki istemezdim. Ben o telefonu bir tehdit maksadıyla açmadım, tanıdığım için açtım. Ama tanıyamamışım. Ben de istemezdim böyle olsun, fevkalade rahatsızım. Ailem için her zaman her şeyi yapacağımdan emin olabilirsiniz. Provokasyonlara da bundan sonra daha dikkatli olmam gerektiğini de tecrübe ettim. Ne yapalım, istemesem de bu oldu. Bir aile babası olara, Fatih Terim olarak, Türkiye Futbol Direktörü olarak çok üzgünüm. Ancak maalesef bu durum istemememe rağmen oldu. Ben her zaman ailemi ve sevdiklerimi korudum, bundan sonra da koruyacağım.


"DAMLA ALKOL ALMADIM"


Bir de alkollü olduğum söyleniyor. Damlası yok! Yoldayken arabada da çok dostum aradı beni, 'Gitmene gerek yok' dediler. 'Hayır' dedim. O saatten sonra bir kişinin beni geri döndürmesi çok zordu.


"HATIRLI KİŞİLER ONA 'KAÇ ORADAN...' DEMEK İÇİN ARAMIŞ OLABİLİRLER"


Araya neden hatırlı kişileri sokayım ki? Ben olaydan şikayetçi olmadım. Ertesi günkü konuşmalardan şikayetçi oldum. Hatırlı kişiler herhalde 'Kaç oradan, çocuğun başını belaya sokma' diye aramıştır!


Ben hayatım boyunca her şeyi olduğu gibi yaşadım ve olduğu gibi de görünen bir insanım. O yüzden örnek alınacak çok şey yapmış olabilirim. Zaman zaman kendimin de hoşlanmadığım şeylerim var zaten." 19 Temmuz 2017, Sabah


***


O: Fatih Terim istifa etti


Türkiye Futbol Federasyonu yetkilileri ile Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, federasyonun Levent'teki tesislerinde bir araya geldi ve Milli Takım'ı bıraktı. Terim'in Federasyon ile anlaşarak Milli Takım'ı bıraktığı öğrenildi



Türkiye Futbol Federasyonu Yıldırım Demirören'den Terim'in ayrılığıyla ilgili ilk açıklama geldi. Demirören, "Fatih Terim, Türkiye Futbol Direktörlüğünü bıraktı. Karşılıklı anlaşarak görevden ayrıldı" dedi. 26. Temmuz 2017, Sabah

***


SON: Fatih Terim: "İstifa etmedim görevime son verildi"


Fatih Terim, Türkiye Futbol Direktörlüğü görevinden istifa etmediğini, görevine son verildiğini açıkladı. 


Terim, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "3,5 yıl görev yaptığım Türkiye Futbol Direktörlüğü görevinden istifa etmedim. Daha net yazayım, görevime TFF tarafından son verildi." ifadelerine kullandı.


Fatih Terim, Çeşme'de bir mekanda yaşadığı olaydan sonra görevden ayrılmayı teklif ettiğini ancak bu teklifinin kabul edilmediğini belirterek, "Bir süre önce yaşanan olaydan hemen sonra, başkan Yıldırım Demirören'in ofisinde, Ali Dürüst'ün de bulunduğu konuşmada kendilerine eğer bu olay kuruma ve kişilere zarar veriyor ise görevi hemen bırakabileceğimi söyledim. Bunun üzerine Yıldırım Demirören bana sarılarak, "Hocam daha yapacak çok şeyimiz var." dedi ve böyle bir şeyin asla söz konusu olmadığını söyledi." sözlerine yer verdi.


Terim, bu görüşmeden sonra yaşanan süreci ise şöyle anlattı:



"Ben de ekibimle birlikte Dünya Kupası hazırlıklarına devam ettim. 26 Temmuz Çarşamba günü sabah saatlerinde Ali Dürüst ofisime gelerek, Riva'da Yıldırım Demirören, Cengiz Zülfikaroğlu ve Servet Yardımcı ile yaptıkları toplantıda alınan kararın görevime son verilmesi olduğunu bildirdi." 30 Temmuz 2017, Anadolu Ajansı

SON ETKİSİ:


TFF Başkanı Yıldırım Demirören: A Milli Takım'ın, Arda Turan'a ihtiyacı var. 10 Ağustos 2017, DHA


U Dönüşü:


Galatasaray Teknik direktörü Fatih terim: “Arda futbolu Galatasaray’da bırakmalı”, 29 Aralık 2019 , NTV

Fatih Terim, “Arda Turan’la Fatih Terim arasındaki ilişkiyle, futbolcu Arda Turan, Teknik Direktör Fatih Terim arasındaki ilişkiyi bir ayıralım. Benimle Arda’nın özel hayattaki ilişkisi ayrı bir şey. Ben açıkçası Arda gibi bir Galatasaraylının, çok önemli bir oyuncunun burada edeceğim kelamlarla anılmasından memnun değilim. Arda, Galatasaray için önemli bir figürdü. Nasıl olur, nasıl gelişir bilmiyorum ama bana, ‘Arda, Galatasaray’da mı bırakmalı’ derseniz, benim oyum bundan yana olur. Arda iyi bir Galatasaraylıdır ve kendisini futbola vermesi gereken önemli bir zaman dilimi var. Son yılları pas geçti. Arda iyi bir Galatasaraylı, Galatasaray da kendi çocuklarına sahip çıkar. Bana göre futbolu burada bırakmalı” diyerek tecrübeli oyuncunun dönmesine yeşil ışık yaktı.



Seçkin Deniz, 11.06.2017-30.07.2017, Sonsuz Ark, Yayın Dünyası'ndan, Çeviri



Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz

Seçkin Deniz Twitter Akışı