25 Ocak 2016 Pazartesi

SA2396/KY13-AO48: Kaçak Uydu Yayınları, RTÜK ve TÜRKSAT

"Yıllarca kaçak yayınlara göz yuman geçmişin sorumluları tespit edilmeli ve sorumlular hakkında gerekli işlemler başlatılmalıdır.."


Bir süredir RTÜK üzerinden başlatılan tartışmalar her gün yeni şekle bürünerek sürüyor. RTÜK'teki paralel ekibin kimlerden oluştuğu ve bunların hangi kuruluşları koruduğu konusu tartışılırken bu kez kaçak yayın konusu da tartışmalara eklendi. Bu doğrultudaki kimi iddialar gazetelerin köşelerine, haberlerine konu olmaya devam ediyor.

İlgili kurumdaki bazı kişilerden bilgilendirildiği anlaşılan ancak kendisine sunulanları bile anlamaktan aciz kişilerin yazdıklarıyla iş bazı kurum ve kuruluşlara çamur atmaya dönüşmüş durumda..

Konunun bizi ilgilendiren tarafı 500 civarındaki uydu tv leri arasında RTÜK tarafından sürekli izlemeye alınıp, özel nedenlerle (Bu özel nedenleri zamanı geldiğince yazacağım) sık sık ceza kesilen televizyonumuz Kaçkar Karadeniz Tv adlı kuruluşumuzun da kaçak yayın yapan televizyonlar arasında gösterilmiş olması..

Televizyonumuz karasal ve uydu lisanslı bir televizyon olup, yasalara uygun olarak yayınını değişime uğratmadan birden çok frekanstan yapmaktadır. (Birden fazla frekanstan yayın yapmanın değil, aynı logo ve lisansla farklı yayın yapmanın yasa dışı olduğunu bilmeyenlere bunu hatırlatmakta yarar var.) Birçok gazete ve internet sayfasında yer alan, sapla samanın karıştırıldığı bu haberlere göre isimleri belirtilmiş olan televizyonlar birçok yerden kanunsuz şekilde yayın yapıyorlar,içerikleri denetlenemiyor ve cezaya uğramıyorlar. 

Bu haberleri yapanların RTÜK sayfasında yer alan "uydu yayın lisanslı tv ler" bölümüne dahi bakmamış olmaları konudan ne kadar habersiz oldukları ve yazılanların kasıtlı yazılmış, sipariş şeyler olduğunun açık göstergesi..

Öncelikle belirtmeliyim ki, Türksat üzerinden uydu yayını bu konuda koordineli çalışan RTÜK ve TÜRKSAT'ın iznine tabi olarak yapılmaktadır. Eğer bu iki kurum/kuruluş kaçak olarak nitelendirilen yayınlara izin vermemiş olsa bu yayınların TÜRKSAT uydusu üzerinden izleyicilere ulaşma imkanı yoktur. Bu durumda ya TÜRKSAT ya da RTÜK veya her ikisi görevini yerine getirmemektedir.

Yazılanlara bakıldığında kimilerinin topun ağzına RTÜK'ü sürdüğü, kimilerinin de TÜRKSAT'ı sorumlu göstermeye çalıştığı anlaşılmaktadır. 

Oysa işin aslı hiç de böyle değildir. Bugün ortaya çıkan durumlar yeni olmayıp, 8TÜRKSAT ve RTÜK üzerinden RTÜK (ve Yabancı) lisanssız yayınlar) Davut Dursun döneminde ayyuka çıkmış ve nasıl olmuşsa TÜRKSAT bu yayınları uyduya çıkarmakta beis görmemiştir! Bugün iddia edilenler o dönemlerden bugüne sarkmış, sonradan ortaya çıkan kimi şaibeli ilişkilerin bir sonucu var olmuş sorunlardır.

Eğer bugün RTÜK ve TÜRKSAT üzerinden yayınlarla ilgili ciddi ithamlar yapılıyorsa bilinmeli ki bunların müsebbipleri Davut Dursun dönemindeki RTÜK ilgilileri ve TÜRKSAT'ın o dönem yöneticileridir.

Burada şu söylenebilir; TÜRKSAT kapasite sağlayıcı bir kuruluştur ve onun için geçerli olan sözleşme şartlarına uygunluktur. Herhangi bir kuruluş sözleşme şartlarını yerine getirdikten sonra eğer RTÜK'te uyduya çıkılabilmesi konusunda onay vermişse asıl sorumlu RTÜK'tür. Zira kuruluşların lisans uygunluğuna RTÜK karar vermektedir..

Evet bunlar söylenebilir ama acaba TÜRKSAT geçmişte RTÜK'ten lisans onayı alma konusuna özen göstermiş midir? Bunun cevabını bilmiyoruz.. Bunlar ancak inceleme sonucu ortaya çıkabilecek konular ama ortada bir gerçek var ki; onlarca lisanssız tv yıllardır TÜRKSAT uydusu üzerinden yayınlarını sürdürmüştür ve bu durum hala (çok azalmış da olsa) devam etmektedir.

RTÜK'TE DAVUT DURSUN DÖNEMİ FACİASI

Ak Parti kontenjanından seçilen ve kurduğu zengin ilişkiler ağı (!) nedeniyle onca yıl başkanlık görevinde kalabilme becerisini gösteren Davut Dursun dönemi yapılan uygulamalar mercek altına alınmadan ve hakkıyla incelenmeden olup bitenleri anlamak mümkün değildir. Nasıl olmuş da onca şikayete rağmen yıllarca lisansız, erotik, kaçak yayınlar yapılabilmiş, haksız kazançlar elde edilmiş, tüketiciler aldatılabilmiş, her tür kirli yayıncılık yapılmasına göz yumulmuştur? 

Bunların kaçak yayınlarına göz yumulurken neden televizyonumuz gibi kimi yasal yayıncılık yapan lokal televizyonlara haksız gerekçelerle trilyonlarca ceza kesilmiş, sahipleri Ak partili olarak tescillenmiş kimi benzer televizyonlar Davut Dursun döneminde yok edilmek istenmiştir? Öyle inanıyorum ki, bunun cevabı  soruşturmalarla birlikte mutlaka bir gün ortaya çıkacaktır...

Henüz başkan olmadığı, üye bulunduğu sırada bir ilçeye izinsiz verici koymuşuz diye incelemeye gelen Davut Dursun'a ta o dönemde, "Siz yerel televizyonların bir ilçede küçük bir verici koymasıyla uğraştığınız kadar neden uydu üzerinden kaçak yayın yapan ve her yere ulaşan ,erotik dahil her tür içerik yayınlayan kaçak tv lerle uğraşmıyor,onların yayınlarına engel olmuyorsunuz, adalet bu mu?" diye sorduğumda , Dursun'un cevabı ilginçti; "Sen kendi işlerinde uğraş!" Ve ondan sonra başkan olan Davut Dursun kuruluşumuza , bu tartışmamız yüzünden bizlere karşı yapmadığını bırakmadı.(Neyse bu dönemi uzun uzun yazacağım ileri ki günlerde)

Geçmişte yaşananları yakından bilen biri olarak vurgulamak isterim ki, uydu üzerinden yapılmış, yapılmakta olan yayınları geriye dönük olarak inceleyip, kimlerin hangi lisansla, ne tür yayın yaptıklarının, lisansız, erotik yayınlara kimlerin izin verdiğinin ortaya çıkarılması gereklidir.

TÜRKSAT yaptığı yayınları kaydetmiş olmalıdır ve geriye yönelik olarak TÜRKSAT kayıtları incelendiğinde kimlerin, hangi kurallar çerçevesinde, kimlerden onay alarak yayına çıkarıldıkları, kaçak yayınlarının neye dayanarak devam ettirildiği ortaya çıkartılabilir.

Eğer bunlar ortaya çıkarılırsa, lisanssız oldukları için onca şikayetler sonucu zar zor göstermelik şekilde RTÜK tarafından kapatma kararı alınan ve karar yazısı ellerine ulaşmadan kaçak tv lerin logo isimlerinde değişiklik yaparak aynı kaçak yayınları sürdürmesine imkan tanıyan ve bu platformların yayın lisanslarının kimlerin, hangi gerekçeyle iptal etmemiş olduklarını öğrenmiş olacağız.

Tabi bunları öğrenmeden önce de bu kuruluşların nasıl platform lisansı aldıkları da ayrı bir inceleme konusu olmalıdır. Mutlaka bu konuda da aydınlatılması gerekli şeyler vardır.

GÖZ YUMULAN KAÇAK YAYINCILIĞIN AVANTAJLARI

Kaçak, lisanssız yayıncıların her hangi bir şirketi yoktur. Şirketi olanlar ise fason şirketlerle işlerini yürütmektedirler. O nedenle yaptıkları yayınlardan sorumlu tutulamamaktadırlar. Bunların bazıları yurt dışını adres gösterdikleri için mahkemeler yurt dışında yürütülmek durumundadır ve orada da muhataplıktan sonuç alabilmek mümkün değildir.

Bunların yayınlarının Türkçe olması ve yasalara göre Türkiye'ye yönelik Türkçe yayın yapmaları nedeniyle RTÜK lisanslı yayın yapmaları zorunludur. Bu şarta uymayan platformlara herhangi bir cezai müeyyide uygulanmadığı gibi TÜRKSAT'ta lisans sorumluluğunu kendinde görmeyip bu konuda RTÜK'ten sonuç beklemektedir. 

Oysa; sonuçta lisanssızlık karşısında bu tv leri yayınlarını uyduya çıkaranların cezalandırılması, platform lisanslarının iptal edilmesi gerekmektedir. RTÜK yıllarca yasanın emrettiği bu yola başvurma yerine platformlardaki kaçak yayınların logo değişikliği yapılarak yayınlarını sürdürmelerine göz yummuştur.

Bu süreç içerisinde gerçek yayıncı kuruluşların konuyla ilgili şikayetleri dikkate alınmamış, kaçak yayıncıların yabancı lisans uydurmasıyla platformlardaki ve TÜRKSAT'ta ki yayınlarının devam ettirilmesine göz yumulmuştur.

Bir kısmı erotik yayın yapmış olan bu televizyonların yayınları engellenmemiş olup bunlar bu tür yayınlarını yıllarca sürdürmüşlerdir. Bunlar bu şekil yayın yaparken de bazı lisanslı lokal televizyonlar RTÜK tarafından sudan gerekçelerle yüzbinlerce liralık para cezalarına çarptırılmışlardır.

Sadece kaptı-kaçtı yayıncılar değil kimi içerikli televizyonlarda lisanssız olmalarına rağmen RTÜK tarafından korunmuşlardır. Samanyolu tv uzun yıllar tek lisansla bir kaç değişik içerikle yayın yapmıştır ve bunların benzerlerin olduğu basit bir araştırmayla ortaya çıkacaktır.

Bugüne gelindiğinde ise lisanssız, çakma veya yabancı lisanslı yayınlar denetim altına alınmaya çalışılmaktadır. Bu doğrultuda paltformlardaki lisanssız yayınlar, ofcom lisanslı hale çevrilse dahi türkçe/Türkiye'ye yönelik yayın yaptıkları, içerikleri denetlenemediği ve haksız rekabet yaptıkları için yayınları sonlandırılmaya çalışılmaktdır. Bu konuda ciddi mesafeler de alınmıştır. Sadece yurt dışından kapasite sözleşmesi yapan ve yayın transmisyonlarını yurt dışından yaptığı belirtilen bir kuruluş bu tür yayınlarını sürdürmektedir. Anladığımız kadarıyla onların yayınlarının da sonlandırılması için RTÜK tarafından TÜRKSAT'a bildirimde bulunulmuştur.

Haberlerde kaçak yayıncı diye belirtilen bazı tv ler bu kapasite üzerinden yayın yapmaktadır ve ofcom lisanslı, yurt dışı yayıncı pozisyonunda bulunduklarını ileri sürerek yayınlarını sürdürmek istemektedirler.

Bu konuda sonuç alınması için TÜRKSAT'ın Türkiye'ye yönelik Türkçe yayınlar için RTÜK lisansını ön şart kabul etmesi ve bu durumdaki tv lere yayın yaptıran platformların platform lisanslarının iptal edilmesi gereklidir. Bu tedbirler sorunu çözecek tedbirlerdir.

Tabi bunları yapmadan önce yıllarca kaçak yayınlara göz yuman geçmişin sorumluları tespit edilmeli ve sorumlular hakkında gerekli işlemler başlatılmalıdır..




Adnan ONAY, 25.01.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar


Seçkin Deniz Twitter Akışı