27 Kasım 2014 Perşembe

SA1009/SD193: "gerçeği, doğruları ve yanlışları özelleştirmek" /24.08.2006/ 533. patika


...gerçek nedir?...
...harflerle sabitlenmiş kasıtlı düşüncelerin arasında epey zaman geçirmiş olanlar, gerçekle ilgili bir yığın tafra okumuş olurlar...
...düşüncelerinin yolbaşları, gerçekle ilgili belirsiz o tesbitlerle tutulmuş olduğundan, insanlar o tesbitleri fazla yordalamadan/yorumlamadan kabul edermiş gibi yaparlar...
..."gerçek, o birilerinin yazdığı gibidir", derler...
...bu kolaycılığın temel gerekçesi de, diğerleri tarafından kabul edilebilir olmaktır...
...gerçek, eğer dilerseniz kendi tanımını apaçık bir şekilde yapıyor zaten; fark edersiniz...
...gerçek; kendisine dair bilgiden kuşku duyulmayandır...
...kendisi kuşkusuz ve kesin olarak bilinendir...
...bu anlamda insanın kuşkusuz ve kesin olarak bildiği şeylerin tamamı, tüm boyutlarıyla evrensel gerçeğin altkümeleridir...
...evrensel gerçek ise, evrene ait tüm gerçeklik altkümelerinin bileşimidir...
...insanların, evrensel gerçeğin tüm altkümelerini bilmediklerini söyleyebiliriz...
...bilim evrensel gerçeğin altkümelerini keşfetmeyi hedefler ve sırf bu sebeple bilimsel bilgi olarak betimlenen bilgi, evrensel gerçeğe diğer bilgilerden daha yakındır...
...ne yazık ki; bu bilginin zamana bağlı olarak kesinmiş gibi görünen ve bilinen yüzü de kesin ve mutlak değildir...
...sadece kesin bilgiye/gerçeğe ulaşma yolunda atılan her adım, atılacak insanî adımları kolaylaştırır (bazen de zorlaştırır)...
...gerçeğin tanımından kaynaklanan diğer belirsizlikler de gözardı edilmemelidir...
...her insana göre farklı ve özel olan doğrulardan bahsedilir...
..."herkesin doğrusu kendisine, herkesin gerçeği kendisine"...
...veya kültürel sınıflamanın tepesine tünemiş olanlarda sık görülen bir hastalığın, başkalarının düşüncelerine saygı gösterme kılıfında sarfedilmiş diğer düstûru:
..."doğru tek değildir, gerçek tek değildir"...
...ya da...
..."herkese göre değişen, gerçek değildir"...
...oysa doğru ile gerçek arasında doğrudan bir ilişki yoktur...
...doğru, karşıtı olan yanlışla ilişkilidir..
...gerçek, evrene dair olan her şeyi temsil ediyorsa, doğru da yanlış da aynı gerçekliğin içindedir...
...yani doğru ve yanlış, evrensel gerçeklerle ilişkilenen insanın, kendi fikir haznesinde oluşturduğu yorumlardan beslenir...
...evrenin içinde varolan ve zaman göreliliğinde fark edilen şeylere değer biçen insanların, değer biçme kıstasları ise insanları farklılaştırır...
...insanın doğru ve yanlışa dair kıstasları, evrene ve her şeye dair gerçeği kesin olarak bilen Allah'ın bildirdikleriyle belirleniyorsa, insan bilir ki; bu hususta kendisine yorum yapma hakkı tanınmış değildir...
...doğru ve yanlış, sadece yaratıcının tesbit ettiği ve insana bildirdiği gibidir...
...ve bunu fark eden insanlar için doğru ve yanlışın kişilere özel bir alana indirgenemeyeceği görülür, bundan dolayı da çelişki yaşanmaz; doğru ve yanlış herkese göre değişmez...
...kesin olarak ayrılmamış olan konularda ise, insana kesin olan 'doğru ve yanlış' kıstaslarına kıyasla yorum yapma hakkı verilmiştir...
...buna karşıt olarak iblis endeksli kıstaslar varsa fikir haznesinde, insan kendi nefsini merkez alan çıkarsamalar yapacak ve doğruları çıkarlarıyla ilişkilendirerek kendince özelleştirecektir...
...ve o zaman da kişilere göre doğru veya gerçek karmaşası başlamış olacaktır...
...biliminsanları kendilerinden öncekilerin kendilerine bıraktıkları toplam mirasın gerçekliğinden kuşku duyarlar...
...ve bu kuşkuyu da, kesin bir gereklilik olarak belirlerler...
...ve onlar iyi bilirler ki; gerçek, kişilere göre değişmez...
...eğer; kaygınız, gerçeğin diğer algılanış şekillerini önemsiyorsa, bunu değerlendirmek gerekecektir...
...bazen mevcut olan için gerçeklik vurgusu yapılır...
...yani; mevcut olmayan gerçek değildir...
...varlık ve yoklukla ilgili belirlenmiş sabit kıstasları olmayan insanoğlu, doğru-yanlış karşıtlığında karıştırdığı 'gerçek' tanımını varlık-yokluk karşıtlığında da belirsizleştiriyor...
...gerçek, kendisi hakkındaki bilgiden kuşku duyulmayandır...
...neyin var neyin yok olduğunu bilmeyen biri, gerçeği varlık ve yoklukla ilişkilendiremez...
...hepsi bu...

seçkin deniz

pürüzsüz patikalar

Seçkin Deniz Yazıları

Seçkin Deniz Twitter Akışı