15 Temmuz 2013 Pazartesi

SA287/AŞ1: Sessizce Ölmek Daha İyidir

“Haksız olanımız yoktur. Tarihte haksız olan da yoktur.”


Karışık kuruşuk bir çağda doğmuşuz. Herkes koşuşturuyor. Adam, kadın, çocuk akşam olunca gün boyu kafasının içinde, zihninin iç yüzünde savurup durduğu  düşüncelerini yuta unuta oturduğu, uzandığı kanepeye serip hepsinin üstüne oturuyor.

Yarın, sonra başka yarınlar, zil takıp oynayan deliler gibi abanıyor tepesine. Unuttuğu kuruntular, her boş aralıkta binlerce yaygara eşliğinde hortlayıveriyorlar. Hortlak, ölmüşün ruhu. Hiç geri gelmemiş olan bir yalan. Hiç hortlak gören yok, ama insan hortlayan her sevimsiz düşüncesini, hatırasını görünce heyecanla sarılıp ucundan kıyısından çekiştirip duruyor. Kendi tarihi, başkasının tarihi…

Sıkıntılı bir yaratık insan. Sıkı sıkı sarılıp bilmek istiyor, hatırlamak istiyor. Yorulunca da çöpe atıp yürüyor, dönüyor bir daha alıyor, çöpsü kokulara aldırmadan didikleyip duruyor, bazen de ondan besleniyor.

Merak etmişimdir, bu kadar sıkıntılı bir yaratık hangi ara keşifler yapıyor, hangi ara öldürüyor, sevişiyor? 

Keşif yaparken öldürmeyi tasarlayan, sevişirken ayrılmayı planlayan bir şey bu insan. Sevişmek cinsel olan değil sadece. Sevgileşmek diyelim utanıyorsak. Utanmak nedir ki?

Biri görürse, duyarsa yaptığımızı söylediğimizi hissettiğimiz şeye utanmak diyoruz. Kimse görmüyor mu bizi? Allah görüyor. Ondan utanıyor muyuz? Niye utanalım ki her şeyimizi biliyor değil mi? Allah’tan utanmıyoruz.

Utanmaz varlıklarız biz. Birbirimizden utanmaktan da hoşlanmıyoruz. Modern kalıpların içinde utanmak yok. Özgürlük var. Öpüşürüz her yerde. Aşk bu. Utanılmaz. Çalarız, yakalanana kadar özgürüz. Özgürüz, utanana kadar utanacağımız her şeyi azaltırız. Utanmazlık büyüyünce insan öldürürüz. İnsan.

Haksız olanımız yoktur. Tarihte haksız olan da yoktur. Tarih bugünle eşleştirilerek anlaşılmaz. Arkaik bir durum, simültane, can sıkıcı.  Haksız olan olmayacaktır. Herkes haklıdır. Haksız olsa da haklıdır.

Hepimiz her şeyden anlarız, anlatırız; bilmediğimizi düşünmeyiz.Bilmediğimiz şey bildiğimizde bilmemizden farklı bir şey yüklemez bize… bilenle bilmeyen aynıdır; oyları da eşittir, koyunları olsa da olmasa da.

Koyun, süt, yün, et verir, yavru da verir. İnsan yaratığı bu dört vergiyi de vermeyebilir. Vergisiz yaşar, vergi alır. Eşit değildir. Uşaklarını kast sisteminden tedarik eder.

Kast sistemi insan yaratığının en kibirli buluşudur. Aynı zamanda en ezik duruşu. Kastın en alt basamağındakiler sürekli öldükleri, aç kaldıkları ve sömürüldükleri halde sesleri çıkmaz. Sesleri çıksa da çıkmasa da haksız yere ölürler; onlara sorarsanız haklıdırlar. Sessizce ölmek daha iyidir.

Daha iyi nedir?

Daha iyi, daha kötüden başka bir yerde ve onunla simetriktir. Hepsi bir arada yaşarken mutludurlar, mutluluk aradıkları yerde kendisiyle tepişirken.

Yazarsın, sonra okursun. İyi bir iş yapmışsındır, daha iyisi yoktur.




Arif Şahin, 14.07.2013, Sonsuz Ark, Şaşkınların Tarihi 1

Seçkin Deniz Twitter Akışı