30 Mayıs 2013 Perşembe

SA248/SD33: Ömer Lekesiz’in ‘Doymuş’ Nezaketi

“Ben, kaybettiğiniz vicdanınızım; aldatamayacağınız, susturamayacağınız, kaldırıp bir kenara atamayacağınız...”


Çayımı aldım. Bilgisayarın karşısına geçtim. Şu anda gülümsüyorum. Twitter’dan, Sonsuz Ark’tan ve Yeni Şafak’tan gerekli olan malzemeleri toparladıktan sonra yemeği yapmaya hazırım. Söylemem gerek; dün gece hiç uyuyamadım. Twitter uzağı yakın ediyor yakını da uzak; nefsin fotoğrafını yansıtıyor insan farkında olsun ya da olmasın.

Bugün 29 Mayıs 2013. Bu yazıyı yazıp yazmama konusunda tereddütlüydüm. Öçtüm, biçtim ve yazmaya karar verdim. Zira, bir Müslüman olarak hazmedemediğim ve bir Müslüman’a yakıştıramadığım bu fotoğrafı, en azından Ömer Lekesiz’e yarar sağlasın diye çekmek zorundaydım.

İlk fotoğraftaki Ömer Lekesiz’i, bir tweet alıntısını “"Her güç kendisine göre bilgi verir". Mevcut som gri tavanlı İstanbul'un verdiği bilgi ölüme dair...” (Ömer Lekesiz, 16.12.2012, Twitter) serlevha yaptığım, ‘Gri İstanbul Gölgeleri / Medeniyet Çıkmazı Câri İstanbul 5’ başlıklı İstanbul Gezi Notlarım’da  şöyle anlatmıştım:
  
ED- Sahaf Kebikeç'te Ömer Lekesiz'le Çay, Gri İstanbul Gölgeleri'nden İzler, Medeniyet Çıkrığı/ Okunmuş Kitap Kokusu:

"Banka'yı geçince hemen sola girdim... giriş bir iş hanına açılıyordu... 'Sahaf Kebikeç' tabelası ararken, arkamdan bir ses "Seçkin!" diye yükseldi... Baktım, Ömer Bey, gülümseyerek bana bakıyor. Nasıl tanıdı, nerden tahmin etti? Herhalde bu da onun hayat tecrübesi... Sahaf'ın kapısını kilitlemiş, dışarı çıkmış ve sokağın başında beni bekliyormuş.. Ben de yolda opera salonuyla, müzikle ilgileniyorum... Benimki de iş değildi hani... Ama bu nazik İstanbul Beyefendisi'nin beni bu şekilde bekleyeceğini nereden bilebilirdim ki?

Güler yüzünü çevrelemiş içtenliği görünce doğal olarak yorgun yüzüm yumuşayıverdi... Sahaf Kebikeç'e geçtik... Sevdiğim ve hep özlediğim kitap kokusunu çektim içime derin derin... Okunmuş kitap kokusu bu... Eski adı 'Hacı Ömer Sabancı Kültür Sitesi' olan şimdilerde 'Hacı Ömer Sabancı Kültür Merkezi'(14) adıyla bilinen, Adana'nın ve aslında Türkiye'nin ilk kültür merkezlerinden biri olan 30 yıllık kütüphane hatıralarımın başladığı yerde almıştım ilk okunmuş kitap kokusunu...

Sosyal Medya asosyal yapıyor diyenler yanılıyor; sosyalleşmede ön hazırlık sayılabilir biraz... biraz değil epeyce...  zira ilk kez yüz yüze görüştüğünüz kişilerle, hiç ara vermeden sohbete devam etmenizi sağlıyor; ilk intibâ sorunsalıyla meşgul olmuyorsunuz - e tabi bu fotoğraflı sosyal medya iletişimi için geçerli, bende de fotoğraf yok, karşı tarafa ilk intibâ hakkı tanıyor bu:)- doğrudan olgulara ve olaylara ilişkin paylaşımlarınız doğuveriyor sıcak sıcak ikram edilen çaylara eşlik ederek....

Kebikeç'te Gri İstanbul Gölgeleri'nin izine rastlamadım; bilhassa bu gölgelerin farkında olan bir dost gördüm, diyebilirim... Ömer Bey'in geçmişten bugüne taşıdıkları, farkındalığın yüksek sesi, yüksek seçim gücü ve herhangi bir şeyin tolere edilebilirliğini defalarca test etmiş bakışı görsel objektifimden zihinsel objektifime akan değişkenlerdi... Okunmuş kitapların arasına sinmiş bir tecessüs, bir kitapçı olgunluğu ve sert eleştirilerin kendine yer açmakta zorlanmadığı doğal bir iklim...

Kısa sohbetimizde, uzun mesafeden gelen davete sinmiş içten çay kokusu, tasavvuıf, Câri İstanbul'un yaşadığı Medeniyet Çıkmazı ve daha çok şey akıp geçti... bazen mutezilî görünen tekmil fotoğrafın ardında, merkezinde, gerekçelerinde "Hel ta'kilûn?" sorusuna aranan cevabın  samimiyetine de temas etti sözler. Twitter 'den "Sıcak İstanbul'a Toroslardan gelen bir esinti etkisi" diye nitelenen sözler...

Ayağım bereketli gelmiş; bir kaç kitap da satıldı bu arada... üçüncü çayımızı içtikten sonra, demir almak vakti gelmişti Kebikeç'ten... Ömer Bey, kapıya kadar eşlik etmedi sadece,  sokağın çıkışına kadar uğurladı Anadolu'nun Yozgat kokan bilgeliği, nezaketi ve zerafeti ile... Medeniyet Çıkrığı'nda sağlam bir dişli görmek isteyenler içindi... Sonsuz Ark, merhaba demişti yakından...”(1)

İlk fotoğraf yukarıdaki gibi sıcak, samimi bir fotoğraftı ve Ömer Lekesiz Sonsuz Ark Manifestosu’(2)nu okumuştu: Nasıl bir insanla karşı karşıya olduğunu biliyordu. “Dadaistler geçmişe başkaldırdılar; ancak faşizme yol açmak için... Geçmişe başkaldırıyorum; Allah'ın yolundaki taşları temizlemek için. Çünkü geçmiş böyle bir ân'a şahitlik etmedi... Hayat; sanat, edebiyat, felsefe, siyaset ve din böyle bir meydan okumanın konusu olmadı hiç. Gelecek bugünleri anlattığında... sizler oradaydık diyeceksiniz... sizler şahittik diyeceksiniz!" diyen biriydi.

Sanırım kendisi de bu yazıyı okuduktan sonra ikinci fotoğraftaki Ömer Lekesiz’i beğenmeyecektir. Çünkü ikinci fotoğraftaki Ömer Lekesiz, tepede oturan ve kendisinde dilediği gibi davranma hakkı vehmeden, tahkir eden, kibirli, küçümseyen, kendisini ‘Marka’ sayan sıradan bir İstanbul yazarı ve bu yazıyı hak eden de bizzat fotoğraftaki Ömer lekesiz;  Kebikeç’e çay içmeye davet eden, ‘Usta’ dediğim, ‘Abi’ dediğim, ‘Kibar Bir İstanbul Beyefendisi’ dediğim, Adana’ya geldiğinde de gidip görüşmek istediğim ve Twitter’da, bazı dostların keyifle izleyip gülümsediği sohbetler yaptığımız Ömer Lekesiz değil. Umarım bu fotoğraf iki Ömer Lekesiz’den hangisini tercih edeceğine dair kararlarına yardımcı olur.

Ömer Lekesiz’in bana bir özür borcu var. O borcu ondan tahsil edeceğim, burada ya da ahirette. Sanıyorum bu borcu ahirete bırakacak kadar cesur değil. Keyfi bilir dilerse bunu bir tehdit olarak algılasın; ancak yaptığını uykusuz kaldığım 28-29 Mayıs gecesi hiçbir şeye sığdıramamıştım. Ne nezakete ne insanlığa ne de Müslümanlığa. Ona bir güven skalası eşliğinde tevdi ettiğim samimiyete böylesine tedhiş dolu bir hoyratlıkla ihanet etmesi, onun şahsında gazeteci ve yazar milletine umarım bir ders olur.

Yazının kurgusunu da Ömer Lekesiz’in çok sevdiği ‘sanat’ bendinde inşa ettim. Muhtemelen bu yazıyı da, diğerleri gibi, ‘kıskançlık’ duyguları eşliğinde okumayacaktır.

Beni uykusuz bırakan ‘gece’de kronoloji şöyleydi. Ömer Lekesiz, Twitter’daki profilime girerek 27 Mayıs 2013 tarihli tweetlerimi (paylaşımlarımı) okudu. Yusuf Kaplan’ın ‘Analitik Zihni’ aşağılayan yazısına yönelik eleştirilerimi içeren tweetleri gördü ve öfkelendi (Elbette benim öfkesinden haberim yoktu, telefon edip konuşabilirdi de).

Akşam, dört kişiden oluşan sohbet akışında Yusuf Kaplan’a ‘laf çaktığım’ı iddia ederek bana öfkelendiğini, ancak öfkesini yoğurt yiyerek giderdiğini söyledi. ‘Yoğurt’ dört kişilik o sohbette öfke giderici bir ‘müsekkin’ olarak şakayla karışık bir formda bana karşı da kullanıldı.  Ben de tek ineğin sütünden elde edilmiş yoğurdu sevdiğimi, piyasadaki yoğurtların birden fazla ineğin sütünden elde edildiğini söyleyerek, Hikmet ve Hakikat arayışına Kur’an dışında kaynaklardan beslenenlere minik bir tebessüm göndermiştim.

Eleştirdiğim, Yusuf Kaplan’ın 27.05.2013 tarihli Yeni Şafak’taki 'Bilinç'ten linç'e… Şuur'dan şiire…' başlıklı batılı isimlerden alıntılar yaparak doldurduğu temelsiz yazısındaki şu paragraftı:

“Analitik zihin, parça üzerinde yoğunlaşır ama hem yoğunlaştığı şeyi, bütün'den koparır; hem de kişiyi ayrıntı'nın 'pornografi'sine / ayartısına kapatır. Ve zihni körleştirir.”(3)

Böylesine ciddi bir konuda böylesine sert ve temelsiz eleştiriler yapan, düşünen ve akleden insanlara hakaret eden, onları körlükle, çirkin pornografi ile resmeden Yusuf Kaplan bilimden ve düşünceden haberdar değildi. Aynı sertlikte yorumlamıştım bu paragrafı:

“Yani Yusuf Kaplan, yine anlamadığın bir işe soyunmuşsun… Analitik zihin,... zihni körleştirir." demişsin de Yusuf Kaplan; sen de analitik zihni kullanıyorsun; kör müsün? Yani gerçekten analitik bakış açılarından habersiz olmak demek tam olarak, analitik düşünemeyen Yusuf Kaplan olmak demek. Yusuf Kaplan bana kızmasın ama benden başkası da ona söylemez bunu... Zihni istese de istemese de analitik çalışır; ama kendisi bilmiyor bunu. Yusuf Kaplan, analitik düşünen zihnini doğru kullanamadığı için, hatayı kendisinde değil analitik zihinde buluyor... Allah evreni olduğu gibi, insan zihnini de analitik biçimde yaratmıştır; Yusuf Kaplan farkında değil, ama Allah'a saygısızlık yapıyor. İnsan analitik zihnini doğru kullanamıyorsa, Yusuf Kaplan gibi küfreder; oysa küfretmeye mecbur değildir. Allah'ın "aklediniz" emrine mecburdur. Müslümanlar analitik zihinlerini tasavvuf gibi bir düşmanla kucak kucağa oldukları için kullanamadılar  ve sefil vaziyetteler... Yusuf Kaplan İslam düşmanlarının ekmeğine yağ sürüyor... ayıptır.”

Eleştirimde sertlik dışında herhangi bir küçümseme, alay etme, hakaret yok. Aksine bu düşünceyi ciddiye alarak betimlemek ve karşıt tez üretmek var. Ömer Lekesiz’i ilgilendiren hiçbir şey yok. Galiba Ömer Lekesiz’i ilgilendiren Yusuf Kaplan’ın samimi arkadaşı olmasıydı ve bu eleştirilerimi mahallesine saldırı olarak algılıyordu. Oysa ben kendi tanıtımıyla ‘bir mahalleli’ olarak görmüyordum. Anlaşılan başka mahalleden olduğumu bana hissettirmek zorunda olduğunu düşünmüştü mahalleli Ömer Lekesiz ya da mahalle baskısına boyun eğmişti.

Ömer Lekesiz, Yusuf Kaplan’a yönelik eleştirilerim nedeniyle ‘potansiyel bakımlık’ olarak tavsif ettiği beni diğer sohbetçiye yeterince anlatamadığına inandığı için, dörtlü sohbetin dışına çıkarak dörtlüden birine ‘mension’la beni kastederek “Yahya kemal "Bir horoz öter durur reh-güzarımda" dizeli şiirini okutan genç şaire "Horuzun hakkı var" demiş ya, öyle” diyerek Yusuf Kaplan’a yönelik eleştirilerimi tahkir eden ve küçümseyen bir ‘çirkinlik’ sergiledi (Tweette adımı anmadığı için bunu daha sonra incelediğim kendi profilinde gördüm ve aslında bu yazıyı yazmaya karar verme nedenim tam olarak bu tweeetti; tweet hem yazılma biçimi hem de içerik olarak sıradan bir kibir konforunda yalazlanmış bir öfke içeriyordu).

Anlaşılan öfkesini kontrol edememişti ve göremeyeceğim bir yere taşmıştı; o arada çalıştığım için ekrana sık sık bakmıyordum. Ancak ‘mesnion’lara ‘etkileşim’ akışında bakıyordum. Yani Ömer Lekesiz’in beni kasteden, ancak adımın olmadığı tweetlerindeki çirkin duruşunu göremiyordum.

Devamında, Ömer Lekesiz’in herkese iyi geceler dileyen, ancak beni dışarıda bırakan tweetini gördüm. Beni ayırıp diğerlerine iyi geceler dilediği için sitem ettim ve o gece öylece geçti gitti; samimiyet formunda tahlil ettiğim bu durumun üzerinde durmamıştım. Zaten bu çirkinliği üreten ve farkında olan sadece Ömer Lekesiz’di. Biz üç kişi ‘samimiyet’in terkisinde ilerlediğimiz için bu nezaketten yoksun iğnelemeleri ve hakaretleri anlamaya çalışıyorduk (Aşağıdaki tweetleri tek tek incelediğinizde siz de fark edeceksiniz)

Olay günü, daha doğrusu Ömer Lekesiz’e göre olay 26-27 Mayıs’ta başlamıştı, ben 28 Mayıs’ı olay günü olarak kabul ediyorum, hemen her gün siyasetçilerin, yazarların, gazetecilerin dilinde gezinen isimlere yönelik düşüncelerimi paylaşmıştım. Said Nursi, Mehmet Akif, Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve İsmet Özel’in  fikir inşa etmediklerini ve herhangi bir fikrin temsilcisi olamayacaklarını yazmıştım Twitter’a. Her zamanki gibi herhangi birine değil de genel akış çizgisine hitap ediyordum.

“Hiç kimse Mehmet Akif'in hamasette tıkanan aklının mahvettiği bir istikrar alanından bahsetmiyor nedense... Belirtmem gerekiyor; şairlerden fikir iktibas edilemez... Şairler gösteri adamlarıdır;gösteri yaparlar; düşünce yapmazlar. Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergisi 3. sınıf bir dergidir ilköğretim proje yarışmalarında bile tasnife gerek duyurmaz... Said Nursi, Necip Fazıl, Mehmet Akif, Sezai Karakoç, İsmet Özel... bir fikrin temsilcisi olamazlar; fikir tesis edemezler... Öğrenin bunu.” Diyerek düşüncelerimi ifade etmiştim.

Akşam, akış çizgisinde Ömer Lekesiz’in bir yakınmasını fark ettim.” Şirin Neşad'ın(*) sergisini gördüm bugün; tam bir hayal kırıklığı, tam bir gerkeksiz yorgunluk oldu, hepsi bu! +” diyordu (Tweet aynen alınmıştır). Ben de önceki güne atfen, takılma gayesi ile “yoğurt vereyim mi, iyi gider yorgunluğuna usta:)” dedim. Bir süre bekledim, cevap gelmeyince ekran başından ayrıldım.

Bir saat kadar sonra ekrana baktığımda Ömer Lekesiz’in ardı art arda sıralanmış tuhaf ve öfke dolu tweetlerini gördüm. Şaşırmıştım. Ömer Lekesiz ,“ Peki, uzatmayayım. Öğrendiklerimi öğrendim. Eleştiriyi severim ama nezaketsizliği asla. Onlar kalır, siz gidersiniz. The end!” demiş ve takip listesinden beni çıkarmıştı. Durumu anlamaya çalıştım. Önceki ‘mension’lara baktım. 
   
Ardışık iki tweette bana “Aklını yoğurda mı kaptırdın usta Usta, bu ne: Said Nursi, Necip Fazıl, Mehmet Akif, Sezai Karakoç, İsmet Özel bir fikrin temsilcisi olamazlar; fikir tesis edemezler... Öğrenin bunu"... Twitine yabancılar mı girmiş yoksa, Allah aşkına? “ diye sormuş ve ekran başında olmayan benden cevap gelmeyince de, “ Peki, uzatmayayım. Öğrendiklerimi öğrendim. Eleştiriyi severim ama nezaketsizliği asla. Onlar kalır, siz gidersiniz. The end!” demiş ve çekmiş gitmişti. 

Yetmemiş; sohbetteki diğer iki kişiye de tweet göndermiş gerekli açıklamaları da Direct Message (DM) ile vermişti: “SD benim sobbet listemde yer almıyor artık; bilgilerinize...”

DM’ler sonrası  ikisi, yani samimi sohbetlerin diğer iki elemanı ne bir helalleşme ne de bir vedalaşma olmadan sessizce takip listesinden çıkarmışlardı beni. Bunlar İslam iddiasında olup kimsenin Müslümanlığını beğenmeyecek kadar iddialı olan üç kişiydi. Beşinci isim olup o gün sohbete dahil olmayan, ancak Ömer Lekesiz’in diğer iki kişiye yazdığı tweeti okuyup SD’yi anlamayan ve “SD(Sveriges Demokrater=Isvec Demokratlari) Isvec'teki irkci parti?”  diyerek soran ve Ömer Lekesiz’den “üstad başka mesaj nedeniyle sizi bilgilendiremedim, aklımdaydınız; kucaklıyorum!” cevabını alan sohbet listesinden beni çıkardığını  haber vermediği ve DM göndermediği isim beni sohbet listesinden çıkarmamıştı.

O isim, bugün “UnFollow etmek istediğinde haber ver de helalleşelim” dediğimde UF’u anlamazlıktan gelerek diğer üçüne ders vermişti: “Musluman bi digerine "öf" dememeli. Yardimci olmali. Her zaman "baklava börekle" olmaz. Bazen de aci olur. Kardeslik ne demek?” Ben de  “senin yüreğinin olgunluğunu da görüyorum bu arada...” diyerek ona teşekkür ettim.

Çirkin olayın fotoğrafı buydu.

Ömer Lekesiz’e verdiğim cevaplar da şöyleydi:

“Yazdıklarını şimdi gördüm usta... Baktım; durdum, düşündüm... " tam bir hayal kırıklığı, tam bir gerkeksiz yorgunluk oldu" cümlesindeki derin nezaket benimkinden hiç de farklı değildi; benzeştiğimiz yönler bunlardı ve ben bununla suçlanıyorum sen tarafından...  Sen onlarla kal ve bil ki; bu yaptığın yapılabilecek en büyük nezaketsizlikti... sağlıcakla kal..."

Ardından Twitter TimeLine’ına yazdığım mesajlar şunlardı:

“Evet; keyifliyim bir 'marka'  yazarı da kaybettim; hükümlüdür. Zira fikrin ne olduğunu henüz herkese öğretmedim!!!!”

“Sizi ey insanlar; sığındığınız gölgeliklerde rahatsız edeceğim, sizi açığa çıkarana kadar zihinlerinizdeki kahverengi yerleri deşeceğim. İster kalın bu demde ister gidin; ama bileceksiniz gerçeği söylediğimi... içinizdeki ses asla susmayacak, siz ne kadar zorba olursanız olun! Ben, kaybettiğiniz vicdanınızım; aldatamayacağınız, susturamayacağınız, kaldırıp bir kenara atamayacağınız... Yüzünüzü çevirseniz de, kulaklarınızı tıkasanız da söylediklerimi duyacak ve göreceksiniz...çünkü ben size şahidim; kaçamayacaksınız! Sizleri, ey insanlar, uyarmaya devam edeceğim. Kibir diyorsunuz değil mi? Kibir... oysa ben size sizdeki kibrin ruhunu gösteriyorum... Kendinizden korkuyorsunuz... Masonlarla işbirliği yapıp müslümanları zelil eden Said Nursi'yi, Mehmet Akif'i affetmeyeceğim... İktidarlarla para alışverişine girip fikir önderi olduğunu iddia eden Necip Fazılı da affetmeyeceğim. Bir ümmetin dirilişine omuz vereceklerine ellerinde kazma, savaşanların bacaklarına darbeler indiren S.Karakoç'u, İ. Özeli de affetmeyeceğim. Anlatacağım bunlar olmasalardı müslümanlar aldanmayacaklardı; parçalanmayacaklardı... Gençler ayrışmayacaktı. Siz hepiniz bunu bildiğiniz halde şiirin büyüsüne kapıldınız, sözün süsüne yaltaklandınız ve onları yücelttiniz; menfaat temin ettiniz!”

Üzgündüm. O ara “Evet; keyifliyim bir 'marka'  yazarı da kaybettim; hükümlüdür. Zira fikrin ne olduğunu henüz herkese öğretmedim!!!!” şeklindeki sert-meydan okuyan ve biraz da bilerek özdeşim frekansında yazdığım tweetime cevap yazan akademisyen bir dost: “Zaman iyileştirir; onlar da değişecekler, farkına varacaklar!” demişti. Umarım haklıdır.

Evet Ömer Lekesiz; uykusuz kaldığım o gecenin ertesinde sen Twitter’da “Bismillah... Yollara Abbas da gerek... Okuyan ve düşünen gençlerle bir hasbihale yürümenin güzelliği için, ver elini Ayfon...” diyerek yola koyulduğunda aklında bu yaptıkların var mıydı? Sen o gençlere bugün yayınlanan yazını mı anlatacaksın, yoksa daha başka şeyler mi? Mesela hangi fotoğraftaki Ömer Lekesiz’i görecekler?

“Çünkü eleştirmen pazara salınmış bir fil değildir; tezgahını iğreti kuran pazarcı da onun her yıklışında filleri suçlayamaz. Dolayısıya aksine bir düşüncede ısrar etmek eyleyen ve yorumlayan bakımından ikili bir sakatlığa işaret eder.” (4) diye yazmıştın ertesi gün. Sen beni eleştirdin mi, yoksa daha başka bir şey mi yaptın? Ya da ben eleştirirken sana ne yaptım? Fil nerede? Eleştirinin Hası’nı tanımlıyorsun. Peki, Şirin Neşat’ın sergisini gezdikten sonra yazdığın eleştiri miydi?

Samimiyetini gerçekleştirebilmiş olsaydın, kendinle sorunlarını çözebilmiş olsaydın, böyle mi davranırdın? Mesela senin yerinde olsam, açıkça konuşur, helalleşir ve çeker giderdim eğer senin yazdıklarını görmek istemiyorsam. Kaldı ki; bu yolda seni ben bulmadım, sen beni buldun, Kebikeç’e çay içmeye davet ettin.

Tasavvuf karşıtlığımı çok iyi biliyordun. Senin nezaketine karşılık verdim, İstanbul Dükalığı’nın ne olduğunu biliyor olmama rağmen. Gerçekten Yahya Kemal ve genç şair arasındaki o örneği verirken hiç rahatsız olmadın mı? Bu benzetmeyi nasıl yapabildin? Ben sana asla 'Horoz’ gibi bir benzetme yapmam. Bunu terbiyeme aykırı bulurum. Ya değilse bilirsin lafımı hiç esirgemem.

Bana kızgınlığını yoğurt yiyerek gidermeye kalkacağına, bunu konuşamaz mıydın benle? Sence bu tavırların bindirilmiş aydın kıtalarının tavrı değil mi? Söyler misin, gerçekten ne verdin bu ülkeye? Bak Dan Brown saçmalıklarla dolu Dante’nin İlahi Komedya’sını insanların zihnine kazımak için Cehennem adlı bir roman yazmış; herkes okuyor. Sen ‘İlahi Komedya’ mı yazdın ‘Cehennem’ mi? Ne yaptın? 



Gücenme, düşün, hangi fotoğraftaki Ömer Lekesiz'i beğendin; onu söyle bana!



Seçkin Deniz, 29 Mayıs 2013, Sonsuz Ark


Ertesi Gün, 30 Mayıs 2013:

Ömer Lekesiz'in Mesajı: "Evimiz ayrı yolumuz sapa dedim. Probleminizi şuradan anlayınız ki kapı kpanadıktan sonra da kapıyla kavga ediyorsunuz. Ayıp.  yazılı, sözlü... Lütfen beni rahatsız etmeyiniz. Bari bu kadarını yapabilesiniz ki hatıranız temiz kalsın. Son mesajımdır."

İkinci fotoğrafı seçtiğini ifade eden Ömer Lekesiz'e Cevabım: "Hiç sorun değil; keyfinize bakın.. yazı orada; hesap orada... yolunuz kapınız her neyse güle güle.  Beni rahatsız eden sizsiniz... Farkında olmadığınız bu."

Ömer Lekesiz'in Tercihi bu; hesap ahirete kaldı; hayırlı olsun:)




 Bağlantılar:



(*) Şirin Neşat: Shirin Neshat (26 Mart 1957 ) New York’ta yaşayan İranlı görsel sanatçı. film, video ve fotoğraf çalışmaları ile tanınıyor

(A)Yusuf Kaplan’la İlgili Tweetlerim:

Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
Yani Yusuf Kaplan, yine anlamadığın bir işe soyunmuşsun.. http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/bilincten-lince-suurdan-siire/37877 …
Aç   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
"Analitik zihin,... zihni körleştirir." demişsin de Yusuf Kaplan; sen de analitik zihni kullanıyorsun; kör müsün?
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
Yani gerçekten analitik bakış açılarından habersiz olmak demek tam olarak, analitik düşünemeyen Yusuf Kaplan olmak demek
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
Yusuf Kaplan bana kızmasın ama benden başkası da ona söylemez bunu...Zihni istese de istemese de analitik çalışır; ama kendisi bilmiyor bunu
Aç   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
Yusuf Kaplan, analitik düşünen zihnini doğru kullanamadığı için, hatayı kendisinde değil analitik zihinde buluyor...
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
Allah evreni olduğu gibi, insan zihnini de analitik biçimde yaratmıştır; Yusuf Kaplan farkında değil, ama Allah'a saygısızlık yapıyor
Aç   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
İnsan analitik zihnini doğru kullanamıyorsa,Yusuf Kaplan gibi küfreder;oysa küfretmeye mecbur değildir. Allah'ın "aklediniz"emrine mecburdur
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
Müslümanlar analitik zihinlerini tasavvuf gibi bir düşmanla kucak kucağa oldukları için kullanamadılar  ve sefil vaziyetteler...
Aç   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
Yusuf Kaplan İslam düşmanlarının ekmeğine yağ sürüyor... ayıptır.
Aç   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla

(B) Ömer Lekesiz’in Yusuf Kaplan’la İlgili Eleştirilerime Öfkesini Yoğurt Yiyerek (Yoğurt kovasının resmini de paylaştı) Kontrol Ettiğini söylediği Tweetler:

Önce Yoğurt hikayesi:

Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 26 Mayıs
Aklıma ışık taşıyan adam Hulusi Akkanat "at şunu çantana" dedi. Eve gelince baktım: Peter Kingsley'den "Batı Hikmetinin Bilinmeyen Tarihi"!
Detaylar
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 26 Mayıs
@OmerLekesiz Batı Hikmeti mi varmış?
Detaylar
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 26 Mayıs
Usta sana göre Batı diye birşey yoktur ki hikmeti olsun :)) (Hikmet babamızın malı değil, müminlerin yitik malıdır) @Seckin_Deniz
Detaylar
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 26 Mayıs
@OmerLekesiz Doğu var mı şimdi onla uğraşıyorum:)))
Detaylar 
Ömer Lekesiz
‏@OmerLekesiz
Akşam akşam sinirlenmeyeyim için kaşığa kuvvet deyip yarım kova yoğurt yedirdin bana haberin olsun :) @Seckin_Deniz
 Yanıtla  Retweetle  Favorilere ekle   Daha fazla

11:49 PM - 26 Mayıs 13
Tweet metni
@OmerLekesiz adlı kişiye yanıt
Resim bağlantı olarak görünecek
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 26 Mayıs
@OmerLekesiz yoğurt böbrek ilacıdır usta...hem ben faydalı bir adamım:))
Detaylar
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 26 Mayıs
@Seckin_Deniz evet, şekil 4b'deki gibi... yoğurt bitiyor sahiden... :))
Detaylar
 kunala ‏@guzeligelis 26 Mayıs
@OmerLekesiz @Seckin_Deniz istemeden de olsa göz misafiri oluyoruz, tartışma uslubunuz çok güzel konuyu merak ettiriyor hem de tebessüm:)
Detaylar
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 26 Mayıs
@OmerLekesiz :)) tek inekten mi südü:)
Detaylar
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 26 Mayıs
@guzeligelis @OmerLekesiz'in dilinin güzelliğindendir o... benim ki epeyce limonîdir:)
Detaylar
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 27 Mayıs
@guzeligelis Ah bir de konu olsa... :)) @Seckin_Deniz
Detaylar
 kunala ‏@guzeligelis 27 Mayıs
@OmerLekesiz @Seckin_Deniz ;)) Batının hikmeti idi de bir ara yoğurtla imtihanına döndü sanırım;)
Detaylar  Yanıtla  Retweetle  Favorilere ekle   Daha fazla
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
@guzeligelis @OmerLekesiz Tek inek südü aslında simgesel bir dönüştürme aracıydı ama... Hikmet kaç ineğin sütünden elde edilmiş yoğurttur:)

Yoğurdun Yusuf Kaplan'la ilgisi:

Seçkin Deniz
‏@Seckin_Deniz
@DoganEbubekir @MD_sutcuimam Yoğurt yemekle mi tehdit ediyorsun...e ye:)  @OmerLekesiz
 Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
11:38 PM - 27 Mayıs 13
Tweet metni
@DoganEbubekir @MD_sutcuimam @OmerLekesiz adlı kişiye yanıt
Resim bağlantı olarak görünecek
 Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 27 Mayıs
@Seckin_Deniz @MD_sutcuimam @OmerLekesiz Artık yoğurt yemeyi seni protesto etmek için bir yöntem olarak benimsedik.
Detaylar
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
@DoganEbubekir @MD_sutcuimam @OmerLekesiz Afiyet olsun... ben çekiliyorum... sonra ayran yaparsınız kabahat bende kalır:)
Detaylar
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 27 Mayıs
@DoganEbubekir @MD_sutcuimam @OmerLekesiz ne vakit sesiz lazım olur...o vakit ses edersiniz... hepinize küsüyorum...
Detaylar
 Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 27 Mayıs
@Seckin_Deniz @MD_sutcuimam @OmerLekesiz Küsmek yok, yola devam!
Detaylar
 Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 27 Mayıs
@Seckin_Deniz @MD_sutcuimam @OmerLekesiz İstanbula gelsin, bayıltana kadar yoğurt yedirteceğim
Detaylar
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 27 Mayıs
@DoganEbubekir @Seckin_Deniz @MD_sutcuimam yoğurt bahane teklif şahane...
Detaylar
 Muhterem Dilbirligi ‏@MD_sutcuimam 27 Mayıs
@OmerLekesiz Yani yogurda ananas katmakmi?:)) @DoganEbubekir @Seckin_Deniz
Detaylar
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 27 Mayıs
@MD_sutcuimam @DoganEbubekir @Seckin_Deniz öyle değil; her şeye yoğurtsu yaklaşanı asıl doktoruna havale etmek :))
Detaylar
 Muhterem Dilbirligi ‏@MD_sutcuimam 27 Mayıs
@OmerLekesiz Beni su siracibasi, adanali ile basbasa birakmayinda :)) @DoganEbubekir @Seckin_Deniz
Detaylar
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 27 Mayıs
@MD_sutcuimam doktor @DoganEbubekir potansiyel bakımlık @Seckin_Deniz olabilir(di) mesela.. Hem bugün  durduk yerde Yusuf'a da laf çakmışken
Detaylar
 Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 28 Mayıs
@OmerLekesiz @MD_sutcuimam @Seckin_Deniz Yusuf?
Detaylar
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 28 Mayıs
@MD_sutcuimam onu @DoganEbubekir Üstada emanet ettik netekim @Seckin_Deniz
Detaylar
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 28 Mayıs
@DoganEbubekir Kaplan @MD_sutcuimam @Seckin_Deniz
Detaylar
 Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 28 Mayıs
@OmerLekesiz @MD_sutcuimam @Seckin_Deniz Aman üstad! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
Detaylar
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 28 Mayıs
@DoganEbubekir kanarya ya sormalı (az daha kanara diyecektim, tashihi son anda farkettim) @MD_sutcuimam @Seckin_Deniz
Detaylar
 Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 28 Mayıs
@OmerLekesiz @MD_sutcuimam @Seckin_Deniz Kaçırmışım da  Yusuf neler yapmıştır kim bilir? Bu sıralar pek okumam yok:((
Detaylar
 Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 28 Mayıs
@OmerLekesiz @MD_sutcuimam @Seckin_Deniz Bu sıralar kimse bana güvenip saçmalamasın, walla savunamayabilirim.
Detaylar
Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 28 Mayıs
@DoganEbubekir Yahya kemal "Bir horoz öter durur reh-güzarımda" dizeli şiirini okutan genç şaire "Horuzun hakkı var" demiş ya, öyle
 Sohbeti göster
Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 28 Mayıs
@DoganEbubekir yoğurt işi dün o nedenle çıktı, yoğurda güvenmek daha kolayıma geldi yani :)) @MD_sutcuimam
 Sohbeti göster
Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 28 Mayıs
@OmerLekesiz @MD_sutcuimam @Seckin_Deniz Emanetiniz ortada yok. Ahz-u kabızsız emanet kabul edilmez.
Detaylar
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 28 Mayıs
@DoganEbubekir kabız mı? @MD_sutcuimam @Seckin_Deniz
Detaylar
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 28 Mayıs
@OmerLekesiz Bi kere durduk yere değildi... o yazıyı yazan o:) @MD_sutcuimam @DoganEbubekir
Detaylar
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 28 Mayıs
@DoganEbubekir @MD_sutcuimam şimdi gitmeliyim Ustalarım, hayırlı geceler, haberleşiriz.
Detaylar
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 28 Mayıs
@OmerLekesiz @MD_sutcuimam @DoganEbubekir Nasılsa bir gün elime geçeceksiniz hepiniz kebapçıda mangalın önünde terletmezsem sizi...
Detaylar
 Muhterem Dilbirligi ‏@MD_sutcuimam 28 Mayıs
@OmerLekesiz @DoganEbubekir Hayirli geceler abi!
Detaylar
 Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 28 Mayıs
@Seckin_Deniz @OmerLekesiz @MD_sutcuimam Elhamdülillah yaşıyormuş:)) (@Mevlanaidris ten intihal özrü)
Detaylar
 Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 28 Mayıs
@OmerLekesiz @MD_sutcuimam @Seckin_Deniz pardon ya. Kabz! Bu hatayı ben yapmazdım .
Detaylar
 Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 28 Mayıs
@OmerLekesiz @MD_sutcuimam @MD_sutcuimam hepinize hayırlı geceler.
Detaylar
 Ebubekir Doğan ‏@DoganEbubekir 28 Mayıs
@Seckin_Deniz @OmerLekesiz @MD_sutcuimam Mangaldan korkanın...
Detaylar
 Muhterem Dilbirligi ‏@MD_sutcuimam 28 Mayıs
@DoganEbubekir hayirli geceler
Detaylar
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 28 Mayıs
@OmerLekesiz @DoganEbubekir @MD_sutcuimam demek ki... hayırlı gece... e öyle olsun...
Detaylar

(C)Ömer Lekesiz’in Doymuş Nezaketi’ni Ortadan Kaldıran Tweetlerim:

Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 28 Mayıs
Hiç kimse Mehmet Akif'in hamasette tıkanan aklının mahvettiği bir istikrar alanından bahsetmiyor nedense...
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 28 Mayıs
Belirtmem gerekiyor; şairlerden fikir iktibas edilemez... Şairler gösteri adamlarıdır;gösteri yaparlar; düşünce yapmazlar.
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 28 Mayıs
Necip Fazıl'ın Büyük Doğu dergisi 3. sınıf bir dergidir ilköğretim proje yarışmalarında bile tasnife gerek duyurmaz...
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 28 Mayıs
Said Nursi, Necip Fazıl, Mehmet Akif, Sezai Karakoç, İsmet Özel... bir fikrin temsilcisi olamazlar; fikir tesis edemezler... Öğrenin bunu


(D)Ömer Lekesiz’in THE END Tweetleri  (Saatlere dikkat lütfen):

Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 21 sa
Şirin Neşad'ın sergisini gördüm bugün; tam bir hayal kırıklığı, tam bir gerkeksiz yorgunluk oldu, hepsi bu! +
Aç   Yanıtla  Retweetle  Favorilere ekle   Daha fazla
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 21 sa
@OmerLekesiz yoğurt vereyim mi,iyi gider yorgunluğuna usta:)
Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 23 sa
@Seckin_Deniz Aklını yoğurda mı kaptırdın usta Usta, bu ne: Said Nursi, Necip Fazıl, Mehmet Akif, Sezai Karakoç, İsmet Özel... +
 Sohbeti göster   Yanıtla  Retweetle  Favorilere ekle   Daha fazla
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 21 sa
@Seckin_Deniz + bir fikrin temsilcisi olamazlar; fikir tesis edemezler... Öğrenin bunu"... Twitine yabancılar mı girmiş yoksa, Allah aşkına
 Ömer Lekesiz ‏@OmerLekesiz 21 sa
@Seckin_Deniz Peki, uzatmayayım. Öğrendiklerimi öğrendim. Eleştiriyi severim ama nezaketsizliği asla. Onlar kalır, siz gidersiniz. The end!
 Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
@OmerLekesiz Yazdıklarını şimdi gördüm usta... Baktım; durdum, düşündüm...
 Sohbeti gizle   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
11:29 PM - 28 Mayıs 13 · Detaylar
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
@OmerLekesiz " tam bir hayal kırıklığı, tam bir gerkeksiz yorgunluk oldu" cümlesindeki derin nezaket benimkinden hiç de farklı değildi
 Sohbeti gizle   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
11:30 PM - 28 Mayıs 13 · Detaylar

Seçkin Deniz
‏@Seckin_Deniz
@OmerLekesiz benzeştiğimiz yönler bunlardı ve ben bununla suçlanıyorum sen tarafından...
 Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 23 sa
@OmerLekesiz Sen onlarla kal ve bil ki; bu yaptığın yapılabilecek en büyük nezaketsizlikti... sağlıcakla kal...
Aç   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
11:31 PM - 28 Mayıs 13


(E)Kibirli Sosyetenin Canını Yakacak Olan Tweetlerim:

Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
Evet; keyifliyim bir 'marka'  yazarı da kaybettim; hükümlüdür. Zira fikrin ne olduğunu henüz herkese öğretmedim!!!!
Aç   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
Sizi ey insanlar; sığındığınız gölgeliklerde rahatsız edeceğim, sizi açığa çıkarana kadar zihinlerinizdeki kahverengi yerleri deşeceğim.
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
İster kalın bu demde ister gidin; ama bileceksiniz gerçeği söylediğimi... içinizdeki ses asla susmayacak, siz ne kadar zorba olursanız olun!
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
Ben, kaybettiğiniz vicdanınızım; aldatamayacağınız, susturamayacağınız, kaldırıp bir kenara atamayacağınız...
Aç   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
Yüzünüzü çevirseniz de, kulaklarınızı tıkasanız da söylediklerimi duyacak ve göreceksiniz...çünkü ben size şahidim; kaçamayacaksınız!
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
Sizleri, ey insanlar, uyarmaya devam edeceğim:)
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
Kibir diyorsunuz değil mi? Kibir... oysa ben size sizdeki kibrin ruhunu gösteriyorum... Kendinizden korkuyorsunuz...:)
Aç   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
Masonlarla işbirliği yapıp müslümanları zelil eden Said Nursi'yi, Mehmet Akif'i affetmeyeceğim...
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
İktidarlarla para alışverişine girip fikir önderi olduğunu iddia eden Necip Fazılı da affetmeyeceğim
Aç   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
Bir ümmetin dirilişine omuz vereceklerine ellerinde kazma, savaşanların bacaklarına darbeler indiren S.Karakoç'u, İ. Özeli de affetmeyeceğim
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
Anlatacağım bunlar olmasalardı müslümanlar aldanmayacaklardı; parçalanmayacaklardı... Gençler ayrışmayacaktı
Aç   Yanıtla  Sil  Favorilere ekle   Daha fazla
Seçkin Deniz ‏@Seckin_Deniz 20 sa
Siz hepiniz bunu bildiğiniz halde şiirin büyüsüne kapıldınız, sözün süsüne yaltaklandınız ve onları yücelttiniz; menfaat temin ettiniz






Seçkin Deniz Twitter Akışı