3 Eylül 2021 Cuma

SA9351/KY1-CÇ784: Sanal Alemin Meftunları

  Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Talep edenler, isteyenler kolaycılığın büyüsünden sıyrılıp, öğrenme sarhoşluğu çekenlerin, heybesini doldurmaktan öte hevesi olmayanların yolunu kesse sanal alem kendine çeki düzen verir mi?"

Sanal alemin meftunları, tutkunları, müptelaları bir öğrenme sarhoşluğu içinde. Ah öğrenme! Ne masum ne istendik bir sözcük. Yalnız bu öğrenme sarhoşluğunun temel itkisi kendi mektebinin, kendi kliğinin, kendi meşrebinin tanıtımı, savunusu için. Bu yüzden talip değil hiçbiri. Talep eden değil. 

Talep eden ile öğrenme açlığı duyan arasında en belirgin fark, talep edenin hakikatin, gerçeğin peşinde koşan birisi olmak. Öğrenme açlığı duyan ise öğrendikleri, öğrenecekleri heybesi için gerekli malzeme. O malzemeler gerçek mi? Yalan mı? Uydurulmuş mu? Doğru mu yanlış mı? Hiç umurunda değil. Yeter ki, bulunduğu safın, içinde olduğu kliğin yararına olsun. Yararına olduğu görülsün. Bir yalan, bir uydurma şeyin ne kadar yararı olur? Böyle bir derdi yok. 

Bir örümcek ağına benzer yuva kurduğunun, deniz dalgalarının üzerindeki köpük kadar bir dayanıklılığının dahi kuşkulu olduğu umurunda değil. Öğrenciliğin cazibesine kapılarak, sürekli öğreniyor, heybesini dolduruyor. Ya bir görsel kullanılarak oluşturulmuş iftiradan öte olmayan caps'e sarılıyor ya bir slogana. 

Sanal alem aynı zamanda talep edenin, isteyenin de yolunu keser nitelikte. Çoğunluk öğrenciliğin coşkusuyla heybesini zahmetsizce doldurur gören kişi belki de içinden “niye kendimi zora sokayım? Hazır meşrebime, mezhebime, kliğime uygun şeyler, alıp ben de kullanayım! Hem nasılsa kimsenin de bir şey dediği yok, kınanmayı gerektiren koşullar kayıp. Öyle ise kendimi niye zora sokayım?” 

Evet; isteyen, talep eden kendini zora sokar. Öğrendiklerinin mahiyetini sorgular, kendi mektebinin, kendi meşrebinin, kendi mezhebinin, kendi ekolünün işine yarar olması bir ölçüt değildir onun için. Öğrendiklerini kontrol gereksinimiyle dolup taşar. Öğrenmek sarhoşluğu içinde değildir. Ayık bir kafanın, ayık bir bilincin gereğini bilir. 

Ancak görülen o ki, sanal alem bilinçli, ayık kafalı olanı hazzetmiyor. Ayık kafalı, ayık bilinçli olan sanal alemin ürünlerini tüketmekten geri duracak, bunu seziyor geliştirdiği yapay zekâ ile. Yapay zekâ ile sürekli bir tarassut altında tutuyor sanal aleme ayak atan kişileri sanal alem. İnce ölçümler yapıyor. Saptayabiliyor kimin sarhoş olacağını. Kimin ayık bir bilinçle dolaşacağını, ayık bir bilinçle arayış içinde olanla, gözleri kaykılmış bir halde gezmekten zevk alacak olanı. Yapıyor bu ayrımı. 

Bu hiç de kimseye örtük değil. Bir bakışta görülebiliyor. Bunu kimsenin dile getirmemesi, öyle olmadığından değil, önemsenmeyişten. Bu önemsemeyiş sanal alemin faaliyetini mevcut biçimde sürdürmesini sağlıyor. 

Talep edenler, isteyenler kolaycılığın büyüsünden sıyrılıp, öğrenme sarhoşluğu çekenlerin, heybesini doldurmaktan öte hevesi olmayanların yolunu kesse sanal alem kendine çeki düzen verir mi? Hiç ama hiç öyle bir işaret görünmüyor. Eninde sonunda talep edenleri, isteyenleri, hakikatin, gerçeğin peşinde olanları dönüştüreceğinden emin. Bu emniyetle kasasını dolduruyor. Dolduracak da.


Cemal Çalık, 03.09.2021, Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Siyasi Hatıralar, Kafa Koçanıma Göre





Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı