16 Kasım 2020 Pazartesi

SA8946/SD1869: Sıkıntı (Roman); 1. Bölüm-Gök 59

      Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"İnsan aklı, nasıl bir tasarıma sahipti, her insan aynı tasarımla yaratılmış olan akla sahip olduğu halde, neden bir makine gibi aynı sonuca ulaşmıyordu? Yoksa insana yüklenen yük bu muydu? Farklı sonuçlara ulaşma özgürlüğü ve doğal olarak bu özgürlüğün sonuçlarından dolayı yargılanabilme gerçeği."


Gök Yazarı’nın yazdıkları yavaş yavaş bitiyordu. Günlere, saatlere sığdırdığım her şeyi bu geçen on iki günlük süre zarfınca baştan sona yeniden düşünmüştüm. Annemle Babamın, yemek sonrası, çay içerken, ‘Bân’ın balkonunda çocuklarla ve karımla yaptığı sohbetleri izlerken de düşünüyordum. 

İnsan aklı, nasıl bir tasarıma sahipti, her insan aynı tasarımla yaratılmış olan akla sahip olduğu halde, neden bir makine gibi aynı sonuca ulaşmıyordu? Yoksa insana yüklenen yük bu muydu? Farklı sonuçlara ulaşma özgürlüğü ve doğal olarak bu özgürlüğün sonuçlarından dolayı yargılanabilme gerçeği.

Yapay Zeka’nın makinelerle ilişkisinde yüklü verilerden yeni kombinasyonlar üretmesini ‘Makine Öğrenmesi’ diye tanımlayan insan da aynı aklı kullanıyordu, bu aklı yaratan Allah’a inanan insanlara ‘akılsız’ diyen insanlar da. Yapay Zeka dediğimiz şey, insandaki zeka ile eşleştirildiğinde, seçim yapabilen bir ‘irade’ nasıl eklenecekti bu öğrenmeye? İnsan aklı nasıl işliyordu, şeylerle nasıl ilişki kuruyordu?

Anlatıyordu Gök Yazarı:

"İnsan aklının şeylerle ilişkisi, aklın da bir şey olduğu gerçeği göz önünde tutulursa nasıl irdelenebilir? Akıl aktif bir birinci tekil şahıs olarak diğer şeylere baktığında, baktığı şeyler pasif bir durağanlıkla kendilerini teslim ederler mi? Aktif-pasif ilişkisi aklın yöneldiği şeylerle akıl arasında mümkün müdür?

Eğer akıl, diğer şeylerle eşdeğer nitelikte bir şey olarak değerlendirilirse eşdeğer iki şey arasında akıldan şeye doğru tek yönlü bir tek aktif- pasif ilişkisi yerine aktif-aktif, pasif-pasif, aktif-pasif, pasif-aktif gibi dört permütasyon mümkün olmak zorundadır. Diğer şeylerle eşdeğer bir şey olarak aklın yöneldiği şeyler arttıkça, her bir şey sayısı kadar dört permütasyon gerçekleşebilir olur. 

O halde on şeye yönelen diğer şeylerle eşdeğer bir şey olan bir aklın karşılaşacağı kırk permütasyon, yani durum vardır; şeylerin sonsuza doğru sürüklenen sayıları olduğu bilindiğine göre bu durum sonsuz kez dört permütasyonun, yani durumun mümkün olması gerektiği anlamına gelir. Aklın diğer şeylerle eşdeğer bir şey olduğunu kabul ettiğimizde karşılaşacağımız kaosun boyutlarını düşünün.

İnsan aklının diğer şeylerle eşdeğer bir şey olmadığı ilk duruma dönerek, akıldan şeye doğru bir tek aktif-pasif ilişkisi olduğunu varsaydığımızda, bu kez aklın yöneldiği şey sayısı ne kadarsa ortaya çıkacak olan permütasyon-durum sayısı, şeylerin sayısı kadar olacaktır; yani on şey ile oluşacak durum sayısı da on olacaktır, ama burada yine bir sıkıntıyla karşılaşacağız; sonsuz tane şey var olduğundan biz yine sonsuz tane durumla karşılaşacağız... sonsuzu dörtle çarpmanın bir anlamı yok, çünkü sonsuzun katları da sonsuz demek.

Geldiğimiz yer bir çıkmaz; insan aklı diğer şeylerle eşdeğer bir şey olsun ya da olmasın, insan aklının başka şeylerle kurduğu ilişki sayısı-durumu yine sonsuz adet olacaktır. O halde bazı şeylerle ilişki kuran o şeylerle eşdeğer bir insan aklı ile, kendisine eşdeğer olmayan bazı şeylerle ilişki kuran insan aklından söz ettiğimizde oluşacak sonsuz durum bizim için sıkıntı olmayacaktır. Nasılsa her varsayımda ortaya sonsuz durum çıkmaktadır."

Gök Yazarı’nın o çok uzaklardan geldiği hissini veren dili inanılmaz derecede etkileyici bir analizle işlemeye devam ediyordu:

"Peki neyi arıyoruz? İnsan aklını bir şey olarak almak zorunda olduğumuza göre, insan aklının ilişki kurduğu şeyler arasında kendisiyle eşdeğer olanlar veya olmayanlar mı vardır?

Başlangıçtaki sorularımıza geri dönelim. İnsan aklının şeylerle ilişkisi, aklın da bir şey olduğu gerçeği göz önünde tutulursa nasıl irdelenebilir? Akıl aktif bir birinci tekil şahıs olarak diğer şeylere baktığında, baktığı şeyler pasif bir durağanlıkla kendilerini teslim ederler mi? Aktif-pasif ilişkisi aklın yöneldiği şeylerle akıl arasında mümkün müdür?

"İnsan aklının şeylerle ilişkisi, aklın da bir şey olduğu gerçeği göz önünde tutulursa nasıl irdelenebilir?" sorusuna yukarıda cevap bulduk gibi görünüyor. Evet; İnsan aklını bir şey olarak almak zorunda olduğumuza göre, insan aklının ilişki kurduğu şeyler arasında kendisiyle eşdeğer olanlar veya olmayanlar vardır. Çünkü insan, akla sahip diğer insanlarla ilişki kurduğu gibi, yine formunu bilmediği halde ilişki kurduğu kendisinden büyük ve üstün ilâhî akıl ve (ya) eşdeğer olmasa da insandan farklı olarak varoluş bilgisine sahip yaratılmış olan şeytanî akıl vardır.

İlâhî akla bir 'şey' dememiz ne kadar mümkün bu tartışılır, çünkü yaratılmamış olandır İlâhî akıl, oysa şeytânî akıl yaratılmış olarak bir şeydir. İlâhî akıl insanın ihata edemeyeceği, algılayamayacağı ve karşısında âciz-pasif kalacağı tek akıl olarak değerlendirilse bile, insandan Allah'a doğru bir talep-dua etkileşimi-çağrısı vardır ve bu bile tek yönlü bir ilişki demek olmadığının göstergesidir; ancak bir tek şey olan insan aklının Allah ile kuracağı ilişki durumları sınırlıdır. Bu ilişki biçimi aslında insan aklının bilmek ve inanmakla ilgili diğer şeylerle kurduğu ilişkilerin sonuçlarından dolayı vardır veya yoktur. İnanan-mü'min insan aklı için bu ilişki tercih ettiği için mümkün kılınmıştır ve ümit olarak vardır; inanmayan-münkir insan aklı için ise bu ilişki o insanın tercihleri doğrultusunda kurulmamıştır ve yoktur.

Bununla birlikte şeytâni akıl yaratılmış bir şey olarak kendisiyle rekabet-mücadele edebilen, yetersiz kalınca Allah'tan yardım isteyen bir şey olan insan aklı ile ilişki kurmak üzere konumlanmıştır. Eğer insan aklı ile eşdeğer bir akıl olarak şeytanî akıl arasındaki ilişki biçimine bakarsak, burada da aktif-aktif, pasif-pasif, aktif-pasif, pasif-aktif gibi dört permütasyon-durum olup olmayacağını inceleyebiliriz.

İnsan'dan şeytana asker olanların aklı bu dört durumdan birinde şeytandan insana doğru aktif-pasif formunda olabileceği gibi, diğerinde aktif-aktif formunda da olabilir; şeytandan insana doğru pasif-pasif ve pasif-aktif durumlar mümkün olmayacağına göre eşdeğer şeyler olarak şeytan aklı ve insan aklı arasındaki ilişki türü iki tanedir, diyebiliriz."



< Önceki                      Sonraki>>


[(07.11.2020, (1/91 (115))]

Lütfen gitmek istediğiniz bölümü tıklayınız:


Seçkin Deniz, 16.11.2020, Sonsuz Ark, Sıkıntı, Roman

Sıkıntı





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı