19 Kasım 2018 Pazartesi

SA7145/KY59-MLÖZ54: Yeniden Açılan Kapılar

"Kapılarda bekler dönüşümüzü kalbimize en çok dokunanlar. Trenlerin kapılarından atılır son bakışlar peronlarda geri kalanlara. Kapıda alınır mektuplar, kapıdan uğurlanır misafirler ve kapıdan geçerek götürülür insanlarla birlikte mezarlara kapalı kapıları ardındaki sırlar."


Bir kapıyı kapattığımız zaman yenisinin açılmaması söz konusu olabilir mi? İnsan hayatını zihnimizde nasıl tasavvur edersek edelim, zaman zaman önümüze açılan, zaman zaman yüzümüze kapanan küçük-büyük kapılarla karşı karşıya kalırız. 

Hayatı geniş bir vadide gezinti veya karmakarışık bir ormanda yolculuk, veya dağların tepelerine tırmanma tutkusu ya da okyanusun derinliklerinde bir hazine arayışı olarak düşünebiliriz, farklı anlamlar yükleyebiliriz. Sonuçta insan uzun bir yolculuğa çıkmış olsa bile, başını sokacak, bir mola verecek, dinlenecek, yakınlarıyla bir şeyler paylaşacak, dertleşecek, düşünecek ve üretecek bir çatı arar kendine. Çatı olan yerin penceresi de olur, bacası da, kapısı da…

Bazen penceremizdeki manzara sıkar canımızı, bazen evimizin bacası tütmez. Bazen hayat istediğimiz gibi ilerlemez, bazen karşılanmaz beklentilerimiz, bazen suya düşer hayallerimiz. Anlamlı anlamsız kavgalar veririz konaklandığımız yerde. Gün olur kapıyı çarpar gideriz, bazen de kurnazca sıvışırız kapıdan dışarıya kimsecikler duymadan. 

Veda mektupları yazarız, sitem dolu notlar bırakırız bir zamanlar yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen yol arkadaşlarımıza. Bazen güzel anılar biriktiririz, yine de ister istemez çıkarız yeni başlangıçlarla dolu bir yolculuğa, hayatımız boyunca hiç bitmeyecek bir arayış serüvenine. Yeni kapılar ararız kendimize. “Hayırlısıyla” deriz. İçimizde bitmeyen bir özlemle kendimizi doğru bir yerde bulunduğumuzun hissini verecek, burası benimdir diyebileceğimiz, ruhumuzun içeride güvende hissedeceği bir mekânın kapısını… 

Kimimizin uzar arayışı, kimimiz kolay bulur aradığını, kimimiz de yerinde kalır, hiç yadırgamaz bulunduğu yeri. 

Zorlarız bazen, sabırsızlıkla ve var gücümüzle tekmeleriz önümüze çıkan her kapıyı; öfkemizi tutamayarak. Bazen bitkin düşeriz açılmasını beklerken, çökeriz kapının dibine, başımızı iki elimizin arasına alarak. Gözü kapalı tıklarız bazen, bazen gizlice öte tarafını dinlemeye çalışırız, içeirde olup bitenlerden haber almayı umarcasına. 

Bazen yavaşça dokunuruz kapının üzerindeki demir tokmağa, bir kerede bize açılmayan kapının eşiğinden sessizce uzaklaşırız kimseyi rahatsız etmeden. Yaşamın soğuk tarafını hissettiren, acze düşüren, hayallere kilit vuran, bazen isyan ettiren, bazen de aklımızı başımıza getiren, bencilliğimizi törpüleyen ve de haddimizi bildiren, nice açılmayan kapı olur hayatımızda.

Bir mekândan başka bir mekâna bir geçiş noktasından fazlasıdır kapı. Bir odadan, başka bir odaya, bir dönemden başka bir döneme, bir dünyadan başka bir dünyaya götürür bizi. Bin bir duygu durumuna, bin bir insanın hayatına sessizce şahitlik eder kapılar. Eşiklerinde gerçekleşir en sıcak buluşmalar ve en acı ayrılıklar. 

Kapılarda bekler dönüşümüzü kalbimize en çok dokunanlar. Trenlerin kapılarından atılır son bakışlar peronlarda geri kalanlara. Kapıda alınır mektuplar, kapıdan uğurlanır misafirler ve kapıdan geçerek götürülür insanlarla birlikte mezarlara kapalı kapıları ardındaki sırlar.

Sevinç ve üzüntü her daim kapının arkasında bekler. Biz, bizi bekleyen muammayı tahmin edemezken, kapılar açılır açılmaz, onlar karşılarlar bizi ve sarılırlar boynumuza. Başımızı kederden aşağıya eğdirir veya mutluluk kanatlarını takar, uçururlar göklerde. İnatçı ve ısrarcı doğamıza uyarak bazen yanlış kapıya yöneliriz. 

Doğru zamanda doğru kapıyı açacak bir “hayırlısı” sözüne muhtacız. Ki hayırlısının ölçüsü de Allah’ın rızasıdır, dolayısıyla da adil olmaktır. Kendimize, etrafımıza ve hiç tanımadıklarımıza karşı adil. En küçük işte, en küçük başlangıçta bile sınanırız ve kapının arkasında dünya hazineleri beklese dahi her şeyi Allah’ın belirlediği ölçülere göre tartıp adım atmak mecburiyetindeyiz. Eğer inanıyorsak.

Geride bırakırız bir gün aşabileceğimiz tüm eşikleri, bütün telaşları; biter yolculuk… Açılır sonuna kadar insanın doğuştan beri açılmasını umduğu bir kapı;“Selam size, yapmış olduğunuz güzel işlerin mükâfatı olarak girin Cennet’e...” denmesini bekleriz. Ve dünyadayken kendine bir ölçüt olarak “hayırlısı” sözünü kabul eden bir insan için öte dünyaya doğru mutlaka açılacak olan bir kapının hayırlı olmaması mümkün müdür?


Melek Öz, 19.11.2018, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Akla Düşenler
Melek Öz Yazıları


 



Sonsuz Ark'tan


  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark Manifestosu'na aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.

Seçkin Deniz Twitter Akışı